AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Ertuğrul ÖZGÜL]

İstanbul Başsavcı Vekili Zekeriya Öz'ün Dubai'de yaptığı "krallara layık" tatil Türkiye'nin gündemine klasik ifadeyle bomba gibi düşerken haber Arap sokağında da müthiş ilgi gördü.

Arapların geneli, Türkiye'de yaşanan krizin başından beri Birleşik Arap Emirlikleri'nin bir şekilde bu işin içinde olduğuna inanıyor.

Bu nedenle Öz'ün Dubai seyahatlerini doğrudan "Muhammed Bin Zayed'in Mısır'ın ardından Türkiye'ye kurduğu komplonun bir parçası" olarak algıladılar.

Böyle durumlarda algı bazen gerçeklerin önüne geçebilir.

Yine de ortada mutlaka mercek altına alınması gereken bir durum var.

Öz'ün Dubai'de kaldığı günlerde sadece tatil yapıp yapmadığı araştırılmalı.

Çünkü medyaya yansıyan bilgilere göre Kurban Bayramı'nda Dubai'de geçirdiği beş gün Öz'ün 22 kez çıktığı yurt dışı seyahatlerinden sadece biri.

O seyahatlerin çoğunun Dubai'ye yapıldığı doğruysa hepsi de sıradan tatil seyahatleri değildir herhalde.

Başsavcı Vekili bu seyahatleri neden yaptı?

Dubai'de kimlerle görüştü ve o görüşmelerde neler konuşuldu?

Bunlar Öz'ün bedava tatilinden daha önemli ve karanlıkta kalmaması gereken konular.

Türkiye'yi ve bölgeyi hedef alan güçlerin yanında BAE'nin adını dahi anmaya gerek olmadığını düşünenler olabilir.

Fakat BAE'nin Arap Baharı karşıtı komploların operasyon merkezi konumunda olduğu ve Mısır darbesindeki rolü unutulmamalı.

Abu Dhabi, "temerrud"leri hem finanse ediyor hem de medya desteği sağlıyor.

BAE'den yayın yapan El Arabiya ve Sky News Arapça kanallarının Gazi Parkı olaylarıyla ve son krizle ilgili yaptığı yayınlar doğrudan Erdoğan'ın Arap sokağındaki olumlu imajını hedef alır nitelikte.

Erdoğan'ın Araplar arasındaki "örnek lider" imajının en önemli yanı dürüstlüğü ve çalmaması.

Yolsuzluk operasyonlarıyla bağlantılı yayınlanan haberlerde Erdoğan hayranı Araplara, "Bakın; sizin dürüst zannettiğiniz kişi aslında gırtlağına kadar yolsuzluğa batmış" mesajı verilmeye çalışılıyor.

Başbakan'ın ailesine ve yakın çevresine yönelik saldırı nedeniyle sevinçlerinden adeta zil takıp oynayacaklar.

Bütün bunlar gözönüne alınınca Öz'ün operasyon öncesi yaptığı olağandışı Dubai seyahatleri ister istemez şüpheli hale geliyor.

Bu arada Cemaat medyasından bazı isimlerin ilkesel olarak yanlış bulduklarını ifade ettikleri Dubai tatilini sulandırma ve skandalın üzerini örtme çabaları hiç de inandırıcı değil.

Diyelim ki tatili görmezden geldiniz, tevil ettiniz ve kılıfına uydurdunuz.

Ortada bir de koskoca "yalan" var; onu nasıl savunacaksınız?

Ayrıca madem bir savcının bu şekilde tatil yapması sizce olağan bir durumsa o savcı bizzat kendisi neden gerçeği gizleme ihtiyacı hissetti ve "Masrafları cebimden ödedim" dedi?

Kamuoyunu bu şekilde asılsız beyanat ile yanıltmaya çalışan savcının iddialarına artık güvenilebilir mi?

***

Türkiye'de yaşanan gelişmeleri Arap okuyucularıma anlattığım için Cemaat'ten arkadaşlarla bugünlerde aram pek iyi değil.

Kimi sitem ediyor, kimi küfür ve hakaret...

Hocaefendi'nin Mavi Marmara'yla ilgili çıkışı malum.

Geçenlerde İsrail'de yayınlanan Maariv gazetesi Hükümet ve Cemaat arasındaki krizle ilgili haberinde bu tavrını hatırlatarak Gülen'e övgüde bulunmuş.

Ben de Twitter'da Maariv'deki o haberin linkini yayınladım.

Bunun üzerine bir arkadaş, "Her kim benim velî bir kuluma eziyet ederse, ben ona karşı savaş ilan ederim" kutsi hadisini hatırlatarak tepki gösterdi.

Burada "velî kul" tabii Hocaefendi oluyor.

Bense Maariv'teki haberin linkini yayınlayarak ona eziyet eden ve - Allah korusun - Allah'ın kendisine savaş ilan ettiği kişi.

Maalesef anlayış bu.

[Ertuğrul ÖZGÜL]

YAZIYI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN

[Özgür Suriye]

Evet o yolsuz ve yalancı savcının orada ne yaptığı ve hangi istihbarat örgütleriyle görüştüğü de araştırılmalı.