3 Ayrı Dosya, Parça Tesiri Büyük Olsun Birleştirilip, Zaman Ayarlı Olarak Patlatıldı - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Cihannur** · 01-13-2014, 01:20

Milli Savunma Bakanı Yılmaz: ''Hedefte, Türkiye ekonomisi var''

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "Birbiriyle bağlantısı olmayan 3 ayrı dosya, parça tesiri daha büyük olsun diye bir araya getirildi, seçim öncesi zamanlama ayarıyla patlatıldı.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "Birbiriyle bağlantısı olmayan 3 ayrı dosya, parça tesiri daha büyük olsun diye bir araya getirildi, seçim öncesi zamanlama ayarıyla patlatıldı. Bu da bize bu dosyanın yolsuzluk dosyası olma boyutunun ötesine geçtiğini gösterdi." dedi.

Sivas Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen Ak Parti İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuşan Bakan Yılmaz, Türkiye'nin ekonomik ve demokrasi anlamında bir değişimden ve dönüşümden geçtiğini söyledi.

Demokrasi anlamındaki en güzel değişim örneğinin Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödülleri'nin devlet tarafından mağdur edilmiş insanlara verilmesiyle yaşandığını belirten Yılmaz, "Türkiye'nin demokrasi noktasındaki geldiği en güzel noktayı bu ödül töreni gösterdi." diye konuştu.

Bir başka değişim ve dönüşümün ekonomide yaşandığını kaydeden Yılmaz, Ak Parti'nin; yoksullukla, yolsuzlukla ve yasaklarla mücadele ettiğini ifade etti.

AK Parti iktidarları döneminde ekonomide yaşanan iyileştirmeler hakkında bilgi veren Yılmaz, "Gelir dağılımı düzeliyor, yetmez. Daha 2023 hedefimiz var, Allah nasip ederse daha da düzelteceğiz. Türkiye, ekonominin önemini kavradı. Eğer ekonomik bakımdan güçlü olmazsanız tam bağımsız da olamazsınız." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin son yıllarda ekonomide en güçlü dönemini yaşadığını dile getiren Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye bugünkü kadar bir itibara ve iltifata mazhar olmamıştı. Merkez Bankası'nın bizden önceki dönemde kasasında 27.5 milyar dolar varken şimdi rezerv 136 milyar dolar var. Yolsuzluk olan ülkede bu kadar artış olur mu?

IMF'ye borcumuz vardı, biz alıp harcamadık, başkaları harcadı. Har vurup harman savurdular. 23.5 milyar dolardı borcumuz.
Dönemimizde başkalarının har vurup harman savurduğunu, onların borcunu ödedik. IMF'nin borcunu ödediğimiz gibi de IMF'ye borç verme kapasitesine eriştik.

Türkiye Kervanı doğru yolda hedefine doğru ilerlerken, işlerin iyi gitmesinden, ekonominin büyümesinden ve sosyal barıştan rahatsız olan birtakım iç ve dış odakların tuzakları da işlemeye başladı. Bunu Gezi'de gördük, şimdi görüyoruz. Türkiye yeni bir istiklal mücadelesi veriyor, tam bağımsız Türkiye için. Türkiye siyasal bağımsızlığını pekiştirebilmek için ekonomik bağımsızlığın olmazsa olmaz olduğunu fark etti."

"Ekonomiye zarar veren her adım, Türkiye Kervanı'nın önüne dikilen haramilerin adımıdır"

Türkiye Ekonomisi'ndeki iyileşmelerden rahatsız olanların kervana saldırdığını ve ekonomiye darbe vurduğunu belirten Yılmaz, "Ekonomik bağımsızlığı elde etmek için her alanda kendine yeterli bir Türkiye yürüyüşünü başlatan Türkiye'nin yolunu kesmek için yeminli işbirlikçiler Türkiye Kervanı'nın önünde. Olup biten budur, diğerlerinin hepsi teferruattır. Ekonomiye zarar veren her adım, Türkiye Kervanı'nın önüne dikilen haramilerin adımıdır. Savaşlarda bile önce ekonomiye zarar verilir. Türkiye'de son 7 ayda yapılmak istenen de budur." şeklinde konuştu.

Oyunları boşa çıkartmak için birlik ve beraberliğin güçlendirilmesi gerektiğine, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inanların yolsuzluklara karşı çıkacağını belirten Yılmaz, "Yolsuzluk ,topluma karşı ağır bir suçtur. Yolsuzluk şüphelisinin adil ve etkili bir şekilde yargılanması gerekir. Bizler için bunun dışında başka bir seçenek de yoktur." dedi.

İstanbul merkezli operasyon

17 Aralık'ta yapılan operasyona da dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:

"Birbiriyle bağlantısı olmayan 3 ayrı dosya, parça tesiri daha büyük olsun diye bir araya getirildi, seçim öncesi zamanlama ayarıyla patlatıldı. Bu da bize bu dosyanın yolsuzluk dosyası olma boyutunun ötesine geçtiğini gösterdi. Burada silah Türkiye'ye yöneltildi; ancak silahın önüne bir susturucu takıldı. Milletin yolsuzluk karşısındaki hassasiyeti bilindiğinden dikkatler susturucuya çevrildi; ama resmin tamamını görmek için hem silaha bakmak lazım hem silahı kimin tuttuğuna bakmak lazım hem de silahın nereye çevrildiğine bakmak lazım. Hata ile suç arasında ince bir yorum farkı vardır. Bu sistem hatalardan suç üretme konusunda da uzmandır. Bugün de 2 yıl 24 saat izlenen herkesten çarpıcı bir suç hikâyesi mutlaka üretilir. 2 yıl her gün 24 saat sizin konuştuğunuz dinlenirse, önden, arkadan bir şeyleri kesip çıkartırsanız 'bak bunu dedi' derler, hiç şüpheniz olmasın."

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın 2 yıldır hiçbir bilgi verilmeden yapılan soruşturmalar olduğu yönündeki beyanlarını da hatırlatan Yılmaz, "Hiçbir savcının kendi dosyası yoktur. Kayıtlarda başka isimler girilmiş ya da hiç kaydedilmemiş. Yani bir savcı istese yırtar yok eder, istediği zaman işleme koyar, bilen gören yok. Devlette böyle ciddiyetsizlik olur mu? Medyanın gücüyle savcı çalışır mı? Soruşturma ortada yapılabilir mi? Bir savcı, başsavcı veya vekiliyle konuşup yarın bilgi vereceğim diyerek ertesi gün bilgileri gizlece basına sızdırır mı? Bunun amacı ne? Bunu söyleyen İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı" diye konuştu.

"Operasyonların odak noktasında Halk Bankası var"

Yılmaz, gizli olan soruşturmanın belgelerinin yandaş medyaya sızdırıldığını ve belgelerin gazetelerde yayınlandığını söyledi. Gayenin AK Parti'nin iktidardan uzaklaştırılması ve Türkiye'yi en güçlü dönemine getiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın devre dışı bırakılması olduğunu ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:

"Çünkü o lider, Gazze'nin tek destekçisi, Mısır'daki darbeye darbe diyen, İsrail'i özür dilemek zorunda bırakan tek lider. Suriye konusunda insan hak ve onurunu düşünen 7 düvelden farklı bir konum alan tek lider. Sayın Başbakan bölgesel küresel hesapların da sistemin de çarklarını zorlamaktadır. Operasyonların odak noktasında omurgası belli Halk Bankası var, hedefte Türkiye Ekonomisi var. Dosya kapsamlı bir suç takibi havasına sokulmak için özel olarak dizayn edilmiş. 2002'de zarar eden Halk Bankası, 2012 rakamlarına göre 2,6 milyar lira net kâr etmiştir. Operasyon sonrası değeri ise 4.5 milyar lira eridi. Yapılan baskın sonrası borsa düşüşte, dolar 2 liranın üzerinde, faiz çift hanelere doğru ilerliyor. Geziden önce faiz 4,58 civarıydı, şimdi 9'u geçti iki hanelere gidiyor. Bu, ülkenin milli servetinin dışarı aktarılması demektir.

Halk Bankası, ülkeye zarar vermeden de soruşturulabilirdi. İfade edilen yolsuzluk iddiası 100 milyon dolar. Parça tesirli olarak hazırlanan yolsuzluk dosyasının Türkiye'ye 11 günde verdiği zarar 105 milyar dolar. Bu yüzde 4'ten 2 yıllık büyüme kaynağının bitip gitmesi demek. Ayrıca Halk Bankası'nın infazı şimdiden sonuçlarını vermeye başladı. Irak petrol ihracatında daha önce Halk Bankası'nı düşünürken şimdi başka bir Amerikan bankasını tercih etti. Bunun Halk Bankası'na ve Türkiye'ye yıllık maliyeti 13 milyar dolar. Türkiye kazanırken birileri kaybediyordu; şimdi Türkiye'ye kaybettirilerek birilerinin kazanması sağlanıyor."

Bankanın genel müdürünü savunmadıklarını, milli banka olan Halk Bankası'nı savunduklarını dile getiren Yılmaz, "Banka genel müdürü hakkında suç varsa, ihmal varsa, yolsuzluk varsa, usulsüzlük varsa hem idari olarak hem adli olarak soruşturulması gerekir. Adamı cezalandırmak için bankanın hedefe konulmasına, ülkenin zarara uğratılmasına gerek yoktur. Bir diğer konu TOKİ. Niçin imar izni verdin? İdarenin her türlü eylem ve işlemleri yargı denetimine tâbi. İmar izinlerinin hukuka aykırı olduğu iddia ediliyorsa yargıya gidip, pekâlâ imar durdurulabilir, gerekirse iptal bile edilebilir. Mahkemeye gitmeden, yargıya işlemi iptal ettirmeden, hukuka aykırılığı mahkemece tespit ettirmeden bu işlemin hukuka aykırı olduğunu iddia etmek doğru değildir. Ülkenin imar plânlarını mahkemeler yapmaz. Bir diğer konu ise Fatih Belediyesi'nin imar izni vermesi. Bu imar izinleri de yargı denetimine tâbi, onların dokunulmazlığı yok ki." şeklinde konuştu.

Yılmaz, iktidar partisi olarak; yasaklarla, yolsuzluklarla ve yoksullukla her zaman mücadele ettiklerini dile getirdi.

Operasyonların, seçimlerin arifesinde yapılmasının amacının Ak Parti iktidarını yıkmak ve hedefin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyleyen Yılmaz, "Gün; milletin hukukunu koruma, seçilmiş iktidarın yanında olma günüdür. Bu uluslararası komplo sürecine içte de bilerek veya bilmeyerek destek verenler var. Biz onlara dua ediyoruz." dedi.

Kaynak

Haberler 29.12.2013

**Cihannur** · 01-13-2014, 01:21

YouTube Video

**safahat** · 01-13-2014, 06:40

"Ekonomiye zarar veren her adım, Türkiye Kervanı'nın önüne dikilen haramilerin adımıdır"

Operasyonların, seçimlerin arifesinde yapılmasının amacının Ak Parti iktidarını yıkmak ve hedefin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyleyen Yılmaz, "Gün; milletin hukukunu koruma, seçilmiş iktidarın yanında olma günüdür.

Bu uluslararası komplo sürecine içte de bilerek veya bilmeyerek destek verenler var.
Biz onlar için dua ediyoruz." dedi.

01-13-2014, 01:20	#1
Kullanıcı Adı Cihannur	3 Ayrı Dosya, Parça Tesiri Büyük Olsun Birleştirilip, Zaman Ayarlı Olarak Patlatıldı Milli Savunma Bakanı Yılmaz: ''Hedefte, Türkiye ekonomisi var'' Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "Birbiriyle bağlantısı olmayan 3 ayrı dosya, parça tesiri daha büyük olsun diye bir araya getirildi, seçim öncesi zamanlama ayarıyla patlatıldı. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "Birbiriyle bağlantısı olmayan 3 ayrı dosya, parça tesiri daha büyük olsun diye bir araya getirildi, seçim öncesi zamanlama ayarıyla patlatıldı. Bu da bize bu dosyanın yolsuzluk dosyası olma boyutunun ötesine geçtiğini gösterdi." dedi. Sivas Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen Ak Parti İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuşan Bakan Yılmaz, Türkiye'nin ekonomik ve demokrasi anlamında bir değişimden ve dönüşümden geçtiğini söyledi. Demokrasi anlamındaki en güzel değişim örneğinin Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödülleri'nin devlet tarafından mağdur edilmiş insanlara verilmesiyle yaşandığını belirten Yılmaz, "Türkiye'nin demokrasi noktasındaki geldiği en güzel noktayı bu ödül töreni gösterdi." diye konuştu. Bir başka değişim ve dönüşümün ekonomide yaşandığını kaydeden Yılmaz, Ak Parti'nin; yoksullukla, yolsuzlukla ve yasaklarla mücadele ettiğini ifade etti. AK Parti iktidarları döneminde ekonomide yaşanan iyileştirmeler hakkında bilgi veren Yılmaz, "Gelir dağılımı düzeliyor, yetmez. Daha 2023 hedefimiz var, Allah nasip ederse daha da düzelteceğiz. Türkiye, ekonominin önemini kavradı. Eğer ekonomik bakımdan güçlü olmazsanız tam bağımsız da olamazsınız." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin son yıllarda ekonomide en güçlü dönemini yaşadığını dile getiren Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye bugünkü kadar bir itibara ve iltifata mazhar olmamıştı. Merkez Bankası'nın bizden önceki dönemde kasasında 27.5 milyar dolar varken şimdi rezerv 136 milyar dolar var. Yolsuzluk olan ülkede bu kadar artış olur mu? IMF'ye borcumuz vardı, biz alıp harcamadık, başkaları harcadı. Har vurup harman savurdular. 23.5 milyar dolardı borcumuz. Dönemimizde başkalarının har vurup harman savurduğunu, onların borcunu ödedik. IMF'nin borcunu ödediğimiz gibi de IMF'ye borç verme kapasitesine eriştik. Türkiye Kervanı doğru yolda hedefine doğru ilerlerken, işlerin iyi gitmesinden, ekonominin büyümesinden ve sosyal barıştan rahatsız olan birtakım iç ve dış odakların tuzakları da işlemeye başladı. Bunu Gezi'de gördük, şimdi görüyoruz. Türkiye yeni bir istiklal mücadelesi veriyor, tam bağımsız Türkiye için. Türkiye siyasal bağımsızlığını pekiştirebilmek için ekonomik bağımsızlığın olmazsa olmaz olduğunu fark etti." "Ekonomiye zarar veren her adım, Türkiye Kervanı'nın önüne dikilen haramilerin adımıdır" Türkiye Ekonomisi'ndeki iyileşmelerden rahatsız olanların kervana saldırdığını ve ekonomiye darbe vurduğunu belirten Yılmaz, "Ekonomik bağımsızlığı elde etmek için her alanda kendine yeterli bir Türkiye yürüyüşünü başlatan Türkiye'nin yolunu kesmek için yeminli işbirlikçiler Türkiye Kervanı'nın önünde. Olup biten budur, diğerlerinin hepsi teferruattır. Ekonomiye zarar veren her adım, Türkiye Kervanı'nın önüne dikilen haramilerin adımıdır. Savaşlarda bile önce ekonomiye zarar verilir. Türkiye'de son 7 ayda yapılmak istenen de budur." şeklinde konuştu. Oyunları boşa çıkartmak için birlik ve beraberliğin güçlendirilmesi gerektiğine, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inanların yolsuzluklara karşı çıkacağını belirten Yılmaz, "Yolsuzluk ,topluma karşı ağır bir suçtur. Yolsuzluk şüphelisinin adil ve etkili bir şekilde yargılanması gerekir. Bizler için bunun dışında başka bir seçenek de yoktur." dedi. İstanbul merkezli operasyon 17 Aralık'ta yapılan operasyona da dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti: "Birbiriyle bağlantısı olmayan 3 ayrı dosya, parça tesiri daha büyük olsun diye bir araya getirildi, seçim öncesi zamanlama ayarıyla patlatıldı. Bu da bize bu dosyanın yolsuzluk dosyası olma boyutunun ötesine geçtiğini gösterdi. Burada silah Türkiye'ye yöneltildi; ancak silahın önüne bir susturucu takıldı. Milletin yolsuzluk karşısındaki hassasiyeti bilindiğinden dikkatler susturucuya çevrildi; ama resmin tamamını görmek için hem silaha bakmak lazım hem silahı kimin tuttuğuna bakmak lazım hem de silahın nereye çevrildiğine bakmak lazım. Hata ile suç arasında ince bir yorum farkı vardır. Bu sistem hatalardan suç üretme konusunda da uzmandır. Bugün de 2 yıl 24 saat izlenen herkesten çarpıcı bir suç hikâyesi mutlaka üretilir. 2 yıl her gün 24 saat sizin konuştuğunuz dinlenirse, önden, arkadan bir şeyleri kesip çıkartırsanız 'bak bunu dedi' derler, hiç şüpheniz olmasın." İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın 2 yıldır hiçbir bilgi verilmeden yapılan soruşturmalar olduğu yönündeki beyanlarını da hatırlatan Yılmaz, "Hiçbir savcının kendi dosyası yoktur. Kayıtlarda başka isimler girilmiş ya da hiç kaydedilmemiş. Yani bir savcı istese yırtar yok eder, istediği zaman işleme koyar, bilen gören yok. Devlette böyle ciddiyetsizlik olur mu? Medyanın gücüyle savcı çalışır mı? Soruşturma ortada yapılabilir mi? Bir savcı, başsavcı veya vekiliyle konuşup yarın bilgi vereceğim diyerek ertesi gün bilgileri gizlece basına sızdırır mı? Bunun amacı ne? Bunu söyleyen İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı" diye konuştu. "Operasyonların odak noktasında Halk Bankası var" Yılmaz, gizli olan soruşturmanın belgelerinin yandaş medyaya sızdırıldığını ve belgelerin gazetelerde yayınlandığını söyledi. Gayenin AK Parti'nin iktidardan uzaklaştırılması ve Türkiye'yi en güçlü dönemine getiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın devre dışı bırakılması olduğunu ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti: "Çünkü o lider, Gazze'nin tek destekçisi, Mısır'daki darbeye darbe diyen, İsrail'i özür dilemek zorunda bırakan tek lider. Suriye konusunda insan hak ve onurunu düşünen 7 düvelden farklı bir konum alan tek lider. Sayın Başbakan bölgesel küresel hesapların da sistemin de çarklarını zorlamaktadır. Operasyonların odak noktasında omurgası belli Halk Bankası var, hedefte Türkiye Ekonomisi var. Dosya kapsamlı bir suç takibi havasına sokulmak için özel olarak dizayn edilmiş. 2002'de zarar eden Halk Bankası, 2012 rakamlarına göre 2,6 milyar lira net kâr etmiştir. Operasyon sonrası değeri ise 4.5 milyar lira eridi. Yapılan baskın sonrası borsa düşüşte, dolar 2 liranın üzerinde, faiz çift hanelere doğru ilerliyor. Geziden önce faiz 4,58 civarıydı, şimdi 9'u geçti iki hanelere gidiyor. Bu, ülkenin milli servetinin dışarı aktarılması demektir. Halk Bankası, ülkeye zarar vermeden de soruşturulabilirdi. İfade edilen yolsuzluk iddiası 100 milyon dolar. Parça tesirli olarak hazırlanan yolsuzluk dosyasının Türkiye'ye 11 günde verdiği zarar 105 milyar dolar. Bu yüzde 4'ten 2 yıllık büyüme kaynağının bitip gitmesi demek. Ayrıca Halk Bankası'nın infazı şimdiden sonuçlarını vermeye başladı. Irak petrol ihracatında daha önce Halk Bankası'nı düşünürken şimdi başka bir Amerikan bankasını tercih etti. Bunun Halk Bankası'na ve Türkiye'ye yıllık maliyeti 13 milyar dolar. Türkiye kazanırken birileri kaybediyordu; şimdi Türkiye'ye kaybettirilerek birilerinin kazanması sağlanıyor." Bankanın genel müdürünü savunmadıklarını, milli banka olan Halk Bankası'nı savunduklarını dile getiren Yılmaz, "Banka genel müdürü hakkında suç varsa, ihmal varsa, yolsuzluk varsa, usulsüzlük varsa hem idari olarak hem adli olarak soruşturulması gerekir. Adamı cezalandırmak için bankanın hedefe konulmasına, ülkenin zarara uğratılmasına gerek yoktur. Bir diğer konu TOKİ. Niçin imar izni verdin? İdarenin her türlü eylem ve işlemleri yargı denetimine tâbi. İmar izinlerinin hukuka aykırı olduğu iddia ediliyorsa yargıya gidip, pekâlâ imar durdurulabilir, gerekirse iptal bile edilebilir. Mahkemeye gitmeden, yargıya işlemi iptal ettirmeden, hukuka aykırılığı mahkemece tespit ettirmeden bu işlemin hukuka aykırı olduğunu iddia etmek doğru değildir. Ülkenin imar plânlarını mahkemeler yapmaz. Bir diğer konu ise Fatih Belediyesi'nin imar izni vermesi. Bu imar izinleri de yargı denetimine tâbi, onların dokunulmazlığı yok ki." şeklinde konuştu. Yılmaz, iktidar partisi olarak; yasaklarla, yolsuzluklarla ve yoksullukla her zaman mücadele ettiklerini dile getirdi. Operasyonların, seçimlerin arifesinde yapılmasının amacının Ak Parti iktidarını yıkmak ve hedefin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyleyen Yılmaz, "Gün; milletin hukukunu koruma, seçilmiş iktidarın yanında olma günüdür. Bu uluslararası komplo sürecine içte de bilerek veya bilmeyerek destek verenler var. Biz onlara dua ediyoruz." dedi. Kaynak Haberler 29.12.2013 Konu Cihannur tarafından (01-13-2014 Saat 02:08 ) değiştirilmiştir..

01-13-2014, 06:40	#3
Kullanıcı Adı safahat	"Ekonomiye zarar veren her adım, Türkiye Kervanı'nın önüne dikilen haramilerin adımıdır" Operasyonların, seçimlerin arifesinde yapılmasının amacının Ak Parti iktidarını yıkmak ve hedefin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyleyen Yılmaz, "Gün; milletin hukukunu koruma, seçilmiş iktidarın yanında olma günüdür. Bu uluslararası komplo sürecine içte de bilerek veya bilmeyerek destek verenler var. Biz onlar için dua ediyoruz." dedi.

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)