01-13-2014, 21:09 | #1 |
Cem Küçük - Geri Tepmenin Gerçekleşmesi
Cem Küçük
Geri tepmenin gerçekleşmesi! Geri tepme (back pressure) saldırgan bir ülkenin bir sivil halk üzerinde uyguladığı gizli operasyonların beklenmedik ve şiddet içeren sonuçlarını anlatan bir casusluk deyimidir. Türkiye'de son iki yıldır her türlü operasyonlarını yapmak isteyenler henüz geri tepmeyle karşılaşmadı. 17 Aralık darbesini yapanların neler amaçladığı gün gibi ortada. Bu amaçlardan bir tanesi ekonomiyi batırmak. Uluslararası yapıların içerideki taşeronları kullanarak varmak istedikleri nihai hedef yavaş yavaş şekilleniyor. Bu hafta İngiliz Economist dergisinin 'Türkiye Ekonomisi: Maske Düştü' başlıklı haberi şecaat arz ederken sirkatini söylüyor. Haberde ne yazıyor okuyalım: 'Türkiye'nin bir anda geride bırakmak istediği 12 yıl önceki haline benzedi. Enflasyonun yüzde 7'nin üstüne çıktı, cari açık GSYİH'nın yüzde 7'si civarında. Özel tasarruflar ve yabancı yatırımlar da giderek azalıyor. 29,8 milyar dolarlık üçüncü havayolu ve 10 milyar dolarlık kanal projelerinin uluslararası finansmana ihtiyaç duyuyor. Yatırımcılar ve kredi derecelendirme kuruluşları endişeli bir dönemde.' Yıllardır istediği faizi alamayan grupların en önemli yayın organı olan Economist göbek atıyor. Jeruselam Post gazetesi daha dikkatli yaptığı haberde 'Başı Dertte Lider' tanımında bulunuyor. Haberin içeriğinde ise gazete şöyle yazıyor. 'İslami Adalet ve Kalkınma Partisi'nin karizmatik lideri ve Türkiye'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, yönetiminin sonunu tetikleyebilecek önemli bir yolsuzluk skandalı içinde.' Zaten istenen böyle haberlerin çıkmasıydı. Bu sayede yatırımcılara Türkiye'ye gelmeyin, yolsuzluk batağı had safhada diyorlar. Sanki Türkiye batsa içerideki taşeronlar bundan etkilenmeyecek. Peki uluslararası aktörler Türkiye'den ne istiyor diye soruyorlar? Cevabı basit. Ne olursa olsun Batı bloğu ve NATO'dan kopmaması ve Çin'le iş yapmaması isteniyor. Çünkü ABD, Çin'le iş yapılmasını kendi varlığına tehdit olarak görüyor. Erdoğan yarın çıksa dese ki, biz Çinli CPMIEC şirketiyle yaptığımız füze savunma ihalesini iptal ediyoruz, ortalık durulur. Bütün yatırımcılara yeniden Türkiye lehine olumlu çağrılar yapılır. Bir de İran ve Suriye meselesi var. ABD, İran'ın önünü açarak ekonomik anlamda yepyeni enstrümanları devreye sokmak istiyor. Amerika Ticaret Bakanlığı ender rastlanan acil bir yasal düzenleme ile Türkiye'deki özel bir havayolu şirketinin İran'a kullanılmış yolcu uçağı motoru satışını engelledi. Ticaret Bakanlığı Müsteşarı David Mills'in 3 Ocak Cuma günü imzaladığı yasal düzenleme, merkezi Türkiye'deki 3K Havacılık ve Lojistik Şirketi'yle birlikte uçak motorlarını Türkiye'ye gönderen Amerika'daki Adaero Uluslararası Ticaret Şirketi'ni ve İran lojistik şirketi Pouya Kargo'yu 180 gün boyunca, Amerikan ürünleriyle ilgili her türlü ticari faaliyet ve görüşmelerden men ediyor. Geçtiğimiz 10 Aralık'ta ABD Kongresi, 2014 Bütçe Tasarısı'na 'Amerikan fonlarının, Türkiye'nin Çin'den satın almayı planladığı füze sisteminin NATO'ya entegre edilmesinde kullanılamayacağı' maddesini eklemişti. 5 Aralık'ta da Amerikan yatırım bankası ve aracı kuruluşu Bank of America Merrill Lynch, Aselsan'ın ikincil halka arzına aracılık yapmayacağını duyurmuştu. Merrill Lynch red gerekçesinde, Türkiye'nin Çinli CPMIEC şirketinden satın almayı planladığı uzun menzilli füze sistemi projesinde Aselsan'ın da yer alabileceği ihtimalini gösterdiğini de ekleyelim. Öte yandan 'MİT, İHH tırlarıyla El-Kaide'ye yardım götürüyor' diye kara propaganda ve yalanın dik alası haberlerle Türkiye teröre yardım eden ülkeler safında gösterilmek isteniyor. Bir taşla birkaç kuş vurmak isteyenler MİT'i, İHH'yı hedefe koyuyorlar. Ne de olsa içerideki taşeronların istekleriyle bu taşeronların sahiplerinin amaçları aynı güzergâhta buluşuyor. Başbakan Erdoğan, Malezya dönüşünde uçakta gazetecilere önemli açıklamalar yaptı. Bazılarına yeniden bakalım: 'Gösterge faizi 10,40'dan 9,79'a indi. Bunlar iklim koşulları gibidir. Tabanınız bünyeniz sağlam olursa, bir şey olmaz. Böyle Gezi'yle şununla bununla bizim sağlam bünyemize bir şey olmaz… Ekonomimizle oynayamazlar, oynatmayız. Dönüşte özellikle finans sektöründeki aktörlere de mesajlarımızı vereceğiz. Önce en büyük sıkıntı yargı vesayeti… Türkiye'nin en saygın firmalarının düştüğü durum ortada… Devletle ilişkilerinden ötürü değil, yaptıkları alışveriş ve iş için insanları sıkıntıya sokuyorlar. Yargı bunu niye yapıyor? Vatana ihanetten başka dertleri yok. 3. havaalanı, 3. köprü istenmiyor, çünkü ulaşım sıkıntısını çözeceğiz. Çözmemizi isterler mi? Yargının takıntılı tavrına hiçbir şekilde güvenemiyoruz.' Erdoğan bir şey daha diyor: '28 Şubat'ın medya ve sermaye ayaklarına dokunulmadı. Yeniden yargılamada onlar da gündeme gelecek.' Bütün bunlar HSYK'nın yapısı değişince olacak. Mevcut HSYK yapısıyla işlerin yürümesi çok zor. Geri tepmenin gerçekleşmesine az kaldı. Türkiye'nin sistemiyle, genetiğiyle, kaderiyle oynamaya kalkıp, üçüncü sınıf bir muz cumhuriyetine döndürmek isteyenler yargı önüne çıktıklarında herhalde Economist o zaman kimlerin maskesinin düştüğünü ayrıntılı bir şekilde yazar. Eski davalarda haksızlıklar giderilirken 28 Şubatta darbe şakşakçılığı yapanlar, emniyet-yargı cuntasının mevcut bütün uzantıları Başbakanlık Teftiş Kurulu'nda da olan cunta faaliyetlerinin bedelini ödeyecekler. Kaynak Yeni Şafak 12.01.2014
Konu Cihannur tarafından (01-28-2014 Saat 06:33 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|