01-28-2014, 07:19 | #1 |
Salih Tuna - Üç Ünlü Irkçı Siyonistin Erdoğan Çağrısı
Salih Tuna
Üç ünlü ırkçı siyonist'in Erdoğan çağrısı Seçimle işbaşına gelen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni devirmesi için Obama'ya çağrı üstüne çağrı yapıyorlar. Kim mi bunlar? Üç ünlü ırkçı Siyonist: Abromowitz, Edelman ve Misztal. Öyle bildik, öyle tanıdık şeyler yazıyorlar ki aklınız şaşar. Gazetemizin yazarlarından Cem Küçük de dünkü yazısında (mahut Siyonistlerin Washington Post'taki makalelerinden uzun uzun alıntı yaptıktan sonra) soruyor: 'İnsan merak ediyor, nasıl oluyor da aynı anda içeriden ve dışarıdan birileri aynı anlama gelen cümleleri farklı ifadelerle yazıyorlar diye. Yoksa bu yazılar tek merkezden mi yönlendiriliyor?..' Bu soruyu haklı kılacak o kadar çok delil, o kadar çok karine, o kadar çok işaret var ki saymakla bitmez. Mesela... Morton Abramowitz yerine C. Çandar, Eric Edelman yerine H. Cemal ve Blaise Misztal yerine (Zaman gazetesi yazarı) Ş. Alpay yazıp söz konusu makaleleri tercüme etseniz, inanın kimse fark etmez. Sadece şu fark var: Blaise Misztal, Zaman gazetesinin malâm yazarı gibi ne sayın Başbakan'a sağlığı üzerinden saygısızlık etti, ne de 'Türkiye nükleer santralde bomba yapacak' diyerek âdeta, Türkiye'ye ambargo koyulsun çağrısı yaptı. (Bu farkı belirtmek zorundayız, ırkçı Siyonist de olsa, kimseye haksızlık yapamayız.) Hülasa... İsrail lobisinin tetikçileri ne söylüyorsa, Türkiye'deki acentaları da aynı şeyi söylüyorlar. 'Erdoğan demokrasiyi mahvetti, otoriterleşti, diktatör oldu...' dedikleri günden beri, bizdeki malûm 'aydın aşireti' de aynı telden çalmaya başladı. Bu ırkçı Siyonistler, bu CIA-Gladyo sırtlanları bir yerde demokrasi yok veya demokratik zafiyet var dediler mi, o yere gözlerini diktiler demektir. Amaçlarına ulaşmak için de; kara propaganda, tezvirat, tuğyan, isyan, ekonomik operasyon, iç savaş, darbe, velhasıl, ne kadar alçaklık varsa hiç düşünmeden yaparlar. Bütün bunları da, gözünüzün içine baka baka, 'demokrasi' uğruna yaptıklarını söylerler. Yakın zamanda Irak'a da demokrasi getirmişlerdi. Milyonlarca Iraklı'nın hayatı mahvoldu, on binlercesi katledildi, yüz binlercesi sakat kaldı. Irak bunların getirdiği demokrasinin altında inliyor hâlâ. Neoconların kavline göre, 'İsrail terör devleti'nin 'Arz-ı Mev'ud' gayesinin önünde hangi ülke veya hangi lider durmuşsa o ülke demokrasiden uzaklaşmış, o lider diktatör olmuş demektir. Meseleleri hiçbir zaman demokrasi olmamıştır. Öyle olsaydı, Suudi Arabistan'ı da sorun yaparlardı. Tam aksine, Suudilerin de tazyikiyle Sisi'ye, Mısır'da darbe yaptırdılar. Hürriyet'in 'HÖ'sü de 'Demokrasi darbeyle de gelir' demişti hani.. Hiç kuşkunuz olmasın, İsrail muhibbi neoconlar her yolu deneyeceklerdir. Suriye'ye girmemiz için envaiçeşit hile ve desiseyle tazyik yaptılar. Çok şükür tuzakları bozuldu. Yoksa, Kuveyt'e giren Irak'a nasıl 'demokrasi' getirmişlerse, aynı şekilde bize de getireceklerdi. Bunu başaramayınca, Gezi'de de sonuç alamayınca, '17 Aralık ihaneti' sahne aldı. Evet, 'ihanet,' çünkü, İsrail yanlısı AIPAC örgütünün başlattığı girişimler sonucu, 2013 Nisan ayında, yani '17 Aralık ihaneti'nden 8 ay evvel 47 milletvekilinin imza attığı (ıslak imzalarına varıncaya kadar Star gazetesinde yayımlanan) belgede İran'la ticaret yaptığı için Halkbank'a yaptırım istenmişti. ABD-İran anlaşması sağlanınca da Halkbank devreden çıkarıldı. Malûmunuz, Babek Zencani, İran'da, iş ortağı Reza Zarrab da Türkiye'de tutuklandı. Dolayısıyla... Cem Küçük'ün 'Bu yazılar tek merkezden mi yönlendiriliyor?..' sorusu doğrudur ama ek******. Zira tek merkezden yönlendirilen sadece yazarlar değildir. Buna... Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'u, 'Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme ve Türkiye Cumhuriyet Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme...' şeklindeki akıl almaz suç isnadıyla müebbet hapse mahkûm etmek dâhildir. İnternet andıcıymış! Arz ederimmiş, bilmem neymiş.. Neoconlarla eşzamanlı şekilde, 'Cumhuriyet Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme...' suçunu 2011'den itibaren işleyenlere ne yapılıyor peki? NOT: 'Arkadaşa maklube, beyefendiye kırmızı şarap, bana da az kızarmış 10. Yıl Marşı lütfen' başlıklı yazımda 'arkadaştan' kastedilenin Ekrem Bey olduğunu anlayamayacak kadar adi, kapsalak sosyal medya şebeleklerinden bir ricam var, bi zahmet beni okumasınlar. Kaynak Yeni Şafak 27.01.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|