05-27-2014, 16:02 | #1 |
Ahmet Kekeç - Başka Yerde Aramayın, Mesleğin Utancı Sizsiniz!
Ahmet Kekeç
Başka yerde aramayın, mesleğin utancı sizsiniz! Unutmuştuk... Kendilerine “Basın Konseyi”, “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti”, “Gazeteciler Sendikası” ismini veren basın kuruluşları vardı... Tamamen çıkmıştı aklımızdan... Biri dün ses verdi, “Buradayız” dedi... Eh, madem kendi ayağınızla geldiniz, şöyle hizalanın bakalım. Efendim, Başbakan Erdoğan yazılarını beğenmediği gazetecileri eleştirirken, incitici bir dil kullanıyormuş... Bu, kamuoyunun bilgilenme, haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına yöneltilen bir saldırıymış... Bunu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti söylüyor. Başbakan’ın “incitici” bir dil kullandığı vakıa... Bunu bilebilmek için özel bir gayret sarf etmek gerekmiyor. Hayır, “Başbakanı incitici dil kullanmaya icbar eden nedir?” diye sormayacağım... Cemiyet bunu biliyor... Cemiyet, gazetecilerimizin temellük ettiği “hastalıklı” muhalefet dilini de biliyor... “Çankaya’ya değil, Bakırköy’e” manşetini sol iddiasındaki bir gazete attı. Cemiyet’e yandaş bir gazete bu... Cemiyet’tekiler de, tıpkı bu gazetede çalışanlar gibi düşünüyor. Ve aynı hastalıklı dile sahipler. Herkesin, hepsinin, topyekûn “CHP yandaşı” olduğunu da biz biliyoruz. Başbakan’ın incitici dilinden şekvacı olunabilir. Bir “hak”tır bu. Bakalım Cemiyet, bu hakkı kullanabilme hakkına sahip mi? Denek olarak ortada, her gün diktatörlükle, hırsızlıkla, faşistlikle suçlanan bir siyasetçi var. Bu siyasetçinin harimi ismetine bile girilmiş. Bütün özel görüşmeleri faş edilmiş. Hakkında her türlü yasa dışı takibat yapılmış... Üstelik en ağır sözcüklerle, en yakası açılmadık ifadelerle istiskal edilen bir siyasetçi bu... Mezarına bevledilen, “tipini bilmem ne yaptığım” denilen, şeddeli ifadelerle “orrrrr... çocuğu” ilan edilen bir siyasetçi... Bu sistematik tahkir girişimleri çoğunlukla, “basın faaliyeti” sayılıyor ve incitici dilden yakınan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, “Bu ne terbiyesiz bir üsluptur? Bu ne şerefsizliktir? Böyle basın faaliyeti olur mu?” diye sormuyor. Bunu sormayan, soramayan, sormayı (herhâlde) “mevzi kaybı” sayan saygıdeğer! Cemiyetimiz, hangi mesleki kaygıları gözettiği meçhul Yılmaz Özdil, Yazgülü Aldoğan ve Melis Alphan’a da sahip çıkmış... Kendileri anlatsın: “Son günlerde meslektaşlarımız Yazgülü Aldoğan ve Yılmaz Özdil ile Melis Alphan’ın da yer aldığı kimi köşe yazarlarına karşı açılan karalama kampanyasını basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün yeni bir ihlali olarak değerlendiriyoruz.” Cemiyet, düpedüz “nefret suçu” ihtiva eden yazı ve sözleri, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiriyor. Aferin onlara... “İktidarın yalaka köpeği, kemik bulmuş gibi havlıyor.” sözlerini de bu kapsamda değerlendirmişlerdi. Hiç şaşırtmıyorlar. Efendim, Başbakan’ın her konuşmasından vazife çıkaran, nesnel habercilik yerine iktidar sözcülüğüne soyunan gazeteciler varmış. Bunlar mesleğin yeni utancıymış... İyi söylüyorsunuz da muhteremler, “mesleki utanç” arıyorsanız kendi gazetecilik “tarihinize” bakacaksınız... Hangi generallerin konuşmasından vazife çıkardığınızı siz daha iyi biliyorsunuz. Hangi tankın peşinden koştuğunuzu... Hangi karargâh çıktılarını manşete taşıdığınızı... Hangi “siyasete müdahale girişimlerinin” arkasında hizalandığınızı... Hangi gazete yağmacısı faşisti başın kuruluşlarının başına tebelleş ettiğinizi... Başbakan asan konsorsiyuma “danışma meclisi üyeliği” yapmış hangi meslek büyüğünüzü konsey başkanı yaptığınızı... Hatırlayın ve biraz utanın. Nesnel habercilik, öyle mi? İftira atmak, kara çalmak, küfretmek, siyasi manipülasyon yapmak, darbeleri savunmak ne zamandan beri “nesnel habercilik” sayılır oldu? Nerdeyse her yazısında nefret suçu işleyen, ırkçılık yapan, kendisi gibi düşünmeyenleri aşağılayan Yılmaz Özdil’in basın özgürlüğüne ne gibi bir katkısı var? Niçin sizi “militarizmlerin” gadrine uğramış gazetecilerin yanında göremiyoruz? Niçin aklınıza Sultan Abdülhamid’ten başka “sansürcü” gelmiyor? Niçin içinizden biri çıkıp “Takrir-i Sükûn nedir?” diye sormuyor? Niçin darbe yandaşlarına gösterdiğiniz toleransı, demokrasi için bedel ödemiş meslektaşlardan esirgiyorsunuz? Ne biçim meslek örgütüsünüz siz! Kaynak Star 26.05.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|