![]() |
#1 |
![]() Oral Çalışlar
![]() Irak işgalini destekleyenlerin utancı Sünni Arap dünyası, "diktatörler ve köktenciler" arasında sıkışmış durumda... Asıl gerçek bu... Bölgedeki Baas rejimlerinin, radikal İslamcı Arap örgütlerine mesafeli davrandığını, daha seküler bir tercihleri olduğunu biliyoruz. Baas rejimlerinin, 1960’lı yıllarda sosyalizmin dünya çapında estirdiği rüzgârdan da etkilenerek, sol bir söylem tutturduğunu da söyleyebiliriz. Baas rejimlerinin bir özelliği de, tek parti, tek adam diktatörlüğü üzerine kurulmasıydı. Batı karşıtı özellikleriyle de anılabilecek bu rejimler, Sovyetlerin dağılmasıyla eski güçlerini kaybettiler. Sonunda bu rejimler Irak ve Suriye (belki biraz Libya) gibi Ortadoğu’nun sorunlu birkaç ülkesine sıkıştılar. Yine akıl veriyorlar 2000’li yılların başında, Bush döneminde ABD’ye egemen olan Neo-conlar, Irak’a, Suriye’ye ve hatta tüm Arap dünyasına “demokrasi götürmeye” karar verdiler. Önce Saddam’ı, sonra Esad’ı halledeceklerdi. Türkiye’den bazı köşe yazarları da bu projeye cân-ı gönülden destek verdiler. ABD’nin Irak işgalini savundular, Türkiye’nin bu operasyonlara yataklık etmesini istediler. Irak’ın işgalini o kadar militan bir şekilde savundular ki, bir yazımda onların bu denli hevesli olmalarından yola çıkarak “Gazetecilerden de bir birlik kuralım.” diye eleştirmiştim. O zaman işgali destekleme teorisinin esası, Irak’a demokrasi geleceği ve Saddam diktatörlüğünün yıkılacağıydı. İşgale karşı duranların endişesi ise; bu müdahalenin bölgeyi alt üst edeceği ve “yeni bir Vietnam tarzı felaket”le yüzyüze getireceğiydi. ABD işgalinin 11. yılındayız. O günden bugüne bölgenin ne hâle geldiğini görüyoruz. O zaman bölgeye ABD’nin demokrasi getireceğini söyleyenlerin çoğunluğu hâlâ etkili kalemler ve yazı serüvenlerini sürdürüyorlar; Musul’daki acı manzaranın asıl sorumlusunun Türkiye ve bugünkü iktidar olduğu teorisini üretmeye gayret ediyorlar. Musul’daki IŞİD işgalinin ve bölgedeki dengelerin altüst olmasının asıl nedeni Irak’ın 2003 yılında ABD ve müttefikleri tarafından işgalidir. Bu işgal dengeleri bozdu. Bölgedeki doğal yapıyı altüst etti. Mezheplere ve milliyetlere göre şekillenmiş siyasi coğrafyayı yerinden oynattı. “Sünnilerin tepkisi” Bağdat’taki Guardian muhabiri Martin Chulov; ABD-İngiltere işgaliyle devrilen Saddam Hüseyin’in doğum yeri Tikrit’teki militanların IŞİD değil, eski Irak ordusu üniformaları giydiğine ve Baas Partisi marşları söylediklerine dikkat çekiyor. The Economist dergisindeki bir yorumda ise, “Iraklı ve Suriyeli Sünni Arapların “diktatörler ve köktenciler” arasında sıkışmış olduğu ifade ediliyor. Hemen herkes IŞİD’in bunca etkili olmasının ve büyümesinin asıl olarak bir Sünni tepkisinin ürünü olduğunu görüyor, kabul ediyor. Bu tepki nasıl hayat buldu? ABD’nin ve (hayatın garip cilvesi) İran’ın desteğini alan Bağdat’taki Şii Maliki yönetiminin Sünnileri tamamen safdışı bırakması, bu öfkenin ve çaresizliğin ürünü olarak kabul ediliyor. Irak’ı işgal edeceksin, Saddam iktidarını yıkıp bütün iktidar güçlerini kılıçtan geçireceksin, sonra da Şii’lerin tek başına iktidar olduğu, Sünnilere baskı uygulanan bir Irak’ın arkasında duracaksın, Sünnilerin çığlıklarına kulaklarını tıkayacaksın. Suriye’deki muhalefeti de radikalleştiren asıl tablo, bölgedeki Şii yayının giderek Sünnileri nefes almaz hâle getirmesidir. Şimdi bütün Batı dünyası ve ABD, “Aman mezhep çatışmasından uzak duralım.” havasındalar. Bölgeyi yakıp yıkıp dağıtan, dengeleri bozan, mezhepler arası ilişkilerin bozulmasına sebep olan Batı’nın bu durumdan şikâyet etmeye hakkı var mı? Bu büyük felaketin ortaya çıkabileceğini öngöremeyenlerin, buradan bir demokrasi üretileceğini savunanların ve bu nedenle Irak’ın işgaline destek verenlerin şimdi “yeni akıllar” üretmesinin, yeni analizler yapmalarının ne anlamı olabilir ki! Biraz utansalar ve seslerini kısıp bir özeleştiri yazsalar iyi olacak. Bölge, bir parçalanmanın eşiğinde. Irak da bölünüyor, Suriye de. Acısını ise bölge halkları çekiyor. Sünni Arap dünyası, The Eonomist’in yorumunda belirttiği gibi “diktatörler ve köktenciler” arasında sıkışmış durumda... Asıl gerçek bu... Kaynak Radikal 16.06.2014
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|