AK Gençliğin Buluşma Noktası
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-21-2014, 06:26   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Mustafa Kartoğlu - Darbe Yönetimi 'Kurucu İrade' Değil 'Yıkıcı İrade'dir
Mustafa Kartoğlu



Darbe yönetimi 'kurucu irade' değil 'yıkıcı irade'dir


1
2 Eylül darbesinin yargılandığı davada verilen ‘müebbet hapis’ kararı ile sadece darbe lideri Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya mahkûm olmadı; darbeyi ‘meşru’ göstermek için ileri sürülen gerekçeler de mahkûm oldu.

Neydi bu gerekçeler?

- Darbeyi yapanlar ‘kurucu irade’dir, yargılanamazlar: Darbe sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’nden başka bir devlet, başka bir yönetim sistemi gelmedi. Darbe, demokratik usullerle seçilmiş sivil yöneticilere ve kurumlara yapıldı. Mahkeme, darbecileri kurucu değil ‘yıkıcı irade’ olarak tescil etti.

- Anayasa’nın geçici 15 maddesi darbecilere dokunulmazlık sağlar: Yani darbeciler, gelecekteki olası yargılanmaya karşı ‘peşin af’ çıkarmışlardı kendilerine. Bu maddenin konulmuş olması bile aslında ‘suç işlendiğinin kabulü’ anlamına geliyordu. Bu madde 2010’da kaldırılarak hukuka aykırı ‘peşin af’ zırhı kırıldı, mahkemenin önündeki anayasal engel de kalktı. Mahkeme, bu maddenin yürürlükte olduğu süreyi ‘zaman aşımı’ olarak dikkate almadı.

- TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesindeki cumhuriyeti ‘kollama’ görevi darbeyi meşru kılar: Yargı, “TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi askerî darbe yapma yetkisi vermez.” dedi. ‘Velev ki’ versin; kanunla verilen bir yetki, Anayasa’yı ortadan kaldırmak için kullanılamaz. Ayrıca, 35. madde de bir daha bu bahaneyle kullanılamayacak şekilde değiştirildi.

- Darbeyi yapanlar ülkeyi kısa sürede çok partili hayata geçirerek demokrasiyi tesis etmiştir: Yargı, gayrimeşru bir darbenin, daha sonra oluşacak demokratik ortam nedeniyle meşru sayılamayacağını tescilledi. Bundan sonra, aklından darbe geçiren hiçbir eli silahlı, ‘asla demokrasiye geçmemeyi’ de göze almalı. Zira o demokrasi, aradan 34 yıl geçse de darbenin hesabının sorulmasını sağlayabiliyor!

12 Eylül kararı, darbecilerin 34 yıldır öne sürdüğü bu temel gerekçeleri “darbe kötü ama...” diye başlayan cümlelerle savunan, kamuoyuna kabul ettirmeye çalışan ‘sivilleri’ de ‘darbecilerin hık deyicisi’ olarak mahkûm etti.

Sadece onları değil, 12 Eylül 2010 referandumunda, “Anayasa değişikliği ile darbeciler yargılanacak.” diyen ‘evet’çilere karşı, ‘samimiyet’ sorgulaması yapan, “12 Eylül’ü bu iktidar mı yargılayacak?” diyen, siyasetini ‘yol açmak’ yerine ‘yol kesmek’ üzerine kuran siyasi parti ve grupları da ‘darbe karşıtlığı’ sınavından sınıfta bıraktı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bakalım yargılanacak mı, yargılanmayacak mı? Halkı kandırdıysa Sayın Başbakan çıkıp halktan özür dileyecek mi?” sözlerini hatırlayanınız var mı?

Ya da ‘darbeye mahkûmiyet’ kararı üzerine, “Yanılmışım, Başbakan ‘bu anayasa değişikliğiyle darbeler yargılanacak’ derken halkı kandırmamış, ben özür diliyorum.” dediğini duyanınız?


Ne kadarı darbe, ne kadarı kumpas?

Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuruda bulunan Balyoz hükümlüleri ve Odatv davasından tutuklu eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı için ‘yeniden yargılama’ yolunu açtı.

Bu karar, “Balyoz bir darbe plânı değildir, 1. Ordu Komutanlığı’ndaki ‘plân semineri’ de bir darbe plânı değildir.” anlamına gelmiyor. Zira Plân Semineri’nde ‘gerçek parti ve siyasetçi isimleri’ verilmesi bile başlı başına ‘darbe’ anlamına geliyor.

Yeniden yargılanma, Balyoz davasının ne kadarının ‘darbe plânı’, ne kadarının “TSK içinde bazı subayların darbe davasıyla ilişkilendirilerek terfilerinin önlenmesi, görevlerinden alınması ve yerlerine ‘belirlenmiş isimlerin’ getirilmesi” amacıyla genişletilmesiyle yapılan bir ‘kumpas’ olduğunu ortaya çıkaracak.


Çünkü Balyoz sanıklarını yeniden yargılayacak olan mahkeme ne eski hâkim ve savcılardan oluşuyor, ne de ‘özel yetkili’...


Türkiye’nin ‘arınma davaları’ olarak bilinen Ergenekon, Balyoz ve diğer ilgili davalarının ‘bir zümrenin yargıya hâkimiyeti’nden bağımsız bir yargılama sürecine girdi. Bu, henüz bir ‘umut’.

Öte yandan, hem 12 Eylül hem Balyoz kararları, ‘ciddiyetsizlik’ tartışmalarıyla başlayan bir başka darbe davası 28 Şubat davasını da ‘olumlu’ etkileyecek gibi duruyor.

Kaynak

Star 20.06.2014

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi