06-26-2014, 18:45 | #1 |
Etyen Mahçupyan - Rodrik Niçin Rahatlayamıyor?
Etyen Mahçupyan
Rodrik niçin rahatlayamıyor? Dani Rodrik için en mutlu günlerden biri olmalıydı. Anayasa Mahkemesi yargı sürecinin adil yargılanma hakkını ihlâl ettiğine karar vermiş, alt mahkeme de bu değerlendirmeden hareketle Çetin Doğan ve diğer Balyoz sanıkları için tahliye kararı vermişti. Belki ailecek ‘uygun’ bir tatil köyüne gitmeyi düşünebilirler, ‘kötü günlerin’ şimdilik arkada kalmasının tadını çıkarabilirlerdi. Ama görünen o ki Rodrik hâlâ zihinsel hazımsızlığını üzerinden atabilmiş değil. Şöyle demiş: “Ben bu işte kendimi ortaya attımsa, kayınpederimi sevdiğim için yapmadım bunu. Kanıtlar çok açık ve kesin olduğu için yaptım. Tek oturumda 2003’te kaydı yapılmış bir CD’nin içinden, Ağustos 2009’a kadar (ve evvelinden bilinmesi mümkün olmayan) bilgiler çıkıyorsa o CD 2003’te üretilmemiştir. Birileri CD’yi sonradan üretmiş, 2003’te görevde olan kişiler yazmış gibi göstermeye çalışmış demektir.” Öncelikle konuya dâhil olmasının kayınpederine olan sevgisiyle ilgili olmaması epeyce ferahlatıcı bir açıklama. Tabii Türkiye’de bunca zaman yaşanan ve hâlen devam eden yargı haksızlıklarına şimdiye kadar niçin müdahil olmadığı sorulabilir ama demek ki denk gelmiş, Rodrik’in kişisel dünyasındaki haksızlıklara hassasiyeti ile kayınpederinin darbe girişimi çakışmış… Rodrik kanıtların çok açık ve kesin olduğunu söylüyor. Dayandığı olgu, belirli bir CD’de ilk kayıt tarihiyle uyumsuz olan bilgilerin bulunduğu, yani süreç içerisinde ekleme ve değişiklik yapıldığı… Böyle bir durum doğal olarak elimizdeki CD’nin 2003’te nihai şekline gelmediğini gösteriyor ve yeterli bir delil olmasını önlüyor. Ne var ki CD’nin bir bütün olarak 2003 sonrasında üretildiğini kanıtlamadığı gibi, eğer orijinali 2003 yılında hazırlandı ise düzeltme ve eklemelerin kimler tarafından yapıldığını da söylemiyor. Rodrik söz konusu değişikliklerin kasıtlı olarak kayınpederi suçlamak isteyenler tarafından yapıldığından emin. “Güncelleme masallarıyla bu sahtekârlığı aklamak mümkün değil.” diye uyarmış… Yani darbe süreci devam ederken bunun olasılığını araştırmak durumunda olan darbecilerin kendi dosyalarını güncellemiş olmaları ona mantıklı gelmemiş. İyi de eğer bu işi komplocular yaptıysa tabii ki yargı sürecinde kullanılsın diye yaptılar. Dolayısıyla gerçek görüntüsü vermesini sağlamaları ve belirli bir titizlik göstermeleri beklenirdi. Ama eğer bu bir güncelleme ise ve darbeciler o dosyaları kendileri için tutuyor idiyseler, içindeki tarih veya yer çelişkileri ile uğraşmalarının çok da anlamı olmazdı. Yani ‘sıradan’ mantık açısından bu işin bizzat darbeciler tarafından yapılmış olma ihtimali çok daha gerçekçi. Ancak Rodrik bu tür ‘gayrı bilimsel’ mantık yürütmelerle ilgilenmiyor. O bir bilim insanı… Nitekim “bir akademisyen devamlı kendisini sorgulamıyorsa gerçek bir araştırmacı değildir.” demiş. Sanırım mâlûm seminerde kayınpederinin “klasik EMASYA harekâtından mutlaka çıkılacak” ya da “bu plân seminerini… kasıtlı olarak belli çerçeveye koyduğumuzu… herhâlde hepiniz anlamışsınızdır” türünden cümleleri aklından çıkmıyordur. Ne yazık ki Çetin Doğan sorun olmaya devam edecek. Tahliye olduğunda kendisinin ‘beraat’ ettiğini söyleyecek kadar ‘heyecanlı’ olmanın ötesinde, ‘mücadelenin devam edeceğini’ belirtecek kadar da müdanasızdı. Rodrik bilim insanı olduğu için tabii ki şu gerçeğin farkındadır: Söz konusu CD mahkemenin karara varmasında dayandığı tek delil değil ve seminerin kendisi darbe niyetini zaten ortaya koyuyor. Ayrıca herhangi bir delilin çürüklüğü adil yargının ihlâlini ima ettiği için hukuken mahkûm edilmeyi önlese de, sanığı ‘masum’ kılmıyor. Sadece bir belirsizlik yaratıyor ve yeniden yargılamayı davet ediyor. Rodrik tamamen gerçeğin peşinde olduğu için, yüreğindeki gerçeği zedeleyen bu tür mülahazalara rağbet etmemiş… Onun derdi, somut ve gerçek isimlere ve görev dağılımına dayandırılan ve üst makamları ‘uyutarak’ hazır tutulan bütün bir darbe plânının içinden üzerinde oynanmış olan CD’ye yoğunlaşmak ve aslında kayınpederine olan sevgisinden bağımsız olarak bu darbe girişiminin faillerini masum kılmak. Bu nedenle o CD’yi ‘tümüyle’ fiktif kılarak dava üzerinde kuşku yaratmaya çalışıyor. Ama kamuoyu nezdinde inandırıcı olmak istiyorsanız asgari bir mantığa ve namusa da sahip olmanız gerek. Yargının hatalı davranması maalesef sizin suçsuz olduğunuzun kanıtı değil. Ve de yargının o hatasını bir kenara koysanız da, ortada sizin suçlu olduğunuzu gösteren yeterli kanıt mevcut. Bence yeniden yargılamaya kadar ailecek tatil yapmanın tam zamanı. Yoksa bünyede kalıcı etki oluşabilir. Maazallah insan giderek kayınpederine bile benzeyebilir. Kaynak Akşam 26.06.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|