07-02-2014, 21:23 | #1 |
Salih Tuna - Tayyip Bey'in 7'nci Günü Bu, Hiç Şansınız Yok!
Salih Tuna
Tayyip Bey'in 7'nci günü bu hiç şansınız yok! CHP ve MHP beni bu şekilde 'çatı adayı' olarak göstersin, yeminle söylüyorum, kendime saygı duymam. Hatta... İntihar haram olmasa, gider Sarayburnu'ndan kendimi denize atarım. Bu nedir ya! İnsan lokantaya gitse böyle sipariş vermez; en azından nezaketen de olsa yanındakilerin fikrini sorar. CHP genel başkan yardımcıları bile 'bizim haberimiz yok' diyor, ötesi var mı?! İçlerinden (kamuoyunun yakından tanıdığı) biri, bize hiç danışılmadı diye feveran ettikten sonra 'elimiz mahkûm destekleyeceğiz' demiş. Coşkun Bekir de öyle diyor, ve daha bir sürü zevat. Kendi kendini âdeta nefyedecek veya iptizale uğratacak kadar eli mahkûm olanların eliyle aday olmayı asla içime sindiremezdim. Bir insan evladının 'eli mahkûm' olanların desteğiyle aday olmayı kabul etmesinin iki nedeni olabilir: Ya çok 'geniş' bir insandır, ya da bir şekilde onun da eli mahkûmdur. 'Eli mahkûm' olanların biat etmeye bile ehliyetleri yoktur. Çünkü özgür değildirler. Gerçek biat için özgürlük şarttır; zira gerçek biat, katmak ve katılmak ve mutabakatla yola çıkmaktır. CHP usulü biat ise eli mahkûm olmaktan ibarettir. (Bir de utanmadan özgür düşünceden bahsederler.) Kılıçdaroğlu da zaten bu eli mahkûm 'biat' takımına güvendiği için mâlûm şahsı gündüz gözüyle cumhurbaşkanlığına aday gösterecek cesareti bulabildi. Mâlûm şahsın kimin evinde 'ikna' edildiğini, iflah olmaz Erdoğan düşmanı kimi gazeteciler bile açık seçik yazmaya başladı. O kadar ki... İstanbul sermayesinin temsilcilerinden olan bu ev sahibinin iç ve dış güçlerinin isteğini Kılıçdaroğlu'na söylediğini... ABD'nin Erdoğan'ı istemediğini, adaylığını açıklayınca ona karşı pek çok operasyon yapacağını... IŞİD, El Kaide, İsviçre muhabbeti çevrileceğini, 'paralel yapının' da varlık yokluk savaşı vereceği için bütün kozlarını sahaya süreceğini açık seçik dercettiler... Kılıçdaroğlu, 'Ben CHP'yi hâllederim ama Bahçeli ne der?' diye sorunca, 'Onu dert etme' denildiğini, Kemal Derviş'in de bu görüşmeyi yakından takip ettiğini ilave ettiler. Bu köşede birkaç gündür 'kurgusal' olarak dile getirdiklerimizin gerçeğin ta kendisi çıkması neyin delâletidir? Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başında bir 'kurgu' sonucu olarak bulunmasının değil mi? Elleri mahkûm olsalar da boş, olmasalar da! Boşa kostaklanıyorlar! Erdoğan, Davos'ta 'One minute' çektiğinde, 'Siyonist network bunun hesabını sorar' düşüncesiyle, antisemit kimi köşe yazarları dâhil muhalefet topyekûn havalara uçmuştu. Ne oldu? Alayı yere çakıldı. Mehmet Haberal'ın ifadesiyle her türlü 'p.ştluğu' yaptılar. Başaramadılar. Bir yazımda şöyle demiştim: 'Erdoğan'ı yenmek için bir yağmur duasına çıkmadıkları kaldı. (Ona da, başımıza taş yağar korkusuyla mı çıkmadılar, bilemiyorum.)' Yine başaramayacaklar. Bundan 6 yıl mukaddem, 'Tayyip Bey'in 5'inci günü bu hiç şansınız yok' başlıklı yazımda (10.09.2008, Yeni Şafak) Tayyip Bey'in ilk 5 gününü uzun uzun anlatmıştım. (Yazı arşivde, bakabilirsiniz.) Tayyip Bey'in 6'ncı günü en uzun ve çetin günüdür: 7 Şubat 2012'deki 'MİT krizi'nden başlar, 17 Aralık'taki 'yargı darbe teşebbüsüyle' gecenin en karanlık noktasını bulur ve 30 Mart zaferiyle sona erer. Tayyip Bey'in 7'nci günü dün, yani cumhurbaşkanlığına adaylığını açıkladığı gündür. Bu günü de zaferle sonuçlanacaktır. Hüseyin Gülerce'nin aylar öncesinden bildiğim kararını Twitter marifetiyle açıklaması, bence bu zaferin ilk işaretlerinden biridir: 'Sayın Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı milletimiz, ülkemiz ve devletimiz için hayırlı olsun. Ben de oyumla kendisini destekleyeceğim...' Hüseyin abim, mâlûmunuz, Zaman gazetesinde artık yazmıyor. Zaman gazetesinin hâlen en etkin yazarları arasında bulunan (ve 'cemaat' kökenli olmayan) bir değerli yazar da bana aylar öncesinden, 'Ben her zaman Reis'in yanındayım...' demişti. Bakalım o da Hüseyin Gülerce gibi sözünün eri çıkacak mı? Kaynak Yeni Şafak 02.07.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|