07-13-2014, 02:43 | #1 |
Ali Saydam - Orantısız Güç
Ali Saydam
Orantısız güç 27 milyon insanın son 30 yılda tarım alanlarından şehirlere göçtüğünü ve artık (Çağlar Keyder'in deyişiyle) 'diploma almak için göçtüğü'nü biliyorsanız buğday tarlasından bir Türkiye logosu ile milletin karşısına çıkmayı aklınızdan bile geçirmezsiniz. Öneri hâlindeyken bile alternatifler arasından 'Gözüm bir daha görmesin' dercesine çıkarıp çöpe atarsınız. Ekonomideki stabilite ve Çözüm Süreci gibi iki büyük kartı cebinden çıkarmış olan Başbakan'ın karşısına zaten 'malulen emekli' bir algıyla çıkan muhalefet, üstüne üstlük 'adil koşullarda yarışmıyoruz!' yakınmasına adaletle de, koşulla da alâkası olmayan logo ve sloganıyla tüy dikiyorsa çok heyecansız bir seçim yaşayacağız demektir. Tapelerin ortaya saçıldığı dönemde yükselişe geçebilen, legal yollarla mücadelede ise tökezleyen ve Başbakan'ın uluslararası alanda itibarını yitirmesi ihtimalini kendi lehine bir gelişme sayabilen bir muhalefet algısı bir yanda dururken, diğer yanda da Bekir Ağırdır'ın yerel seçimlerdeki tespitiyle 'Valeyi cebine koyan vatandaş' duruyor. Vale zaten seçmenin cebinde. Beklentisinin üzerinde bir vaadle karşı karşıya olmalı ki, ikna edilebilsin. Doğrusu Ekmel Bey'i kamera karşısına çıkmak için etkili bir mekân olan ve kendisine yakışan Çırağan'da olağanüstü zevksiz bir buğday tarlası panosunun önünde yetersiz ışık altında, bozuk ses düzeniyle konuşurken izlemenin iletişimciler için 'göz rahatsızlığı'ndan öte bir sıkıntısı var. Logo ve slogan ile eğlendiğimize bakmayın, aslında durum vahim. Bu vehametin sorumluları konusunda rivayet ve tevatür muhtelif. Ortalık o kadar karışmış ki; bir ajans, medyaya 'Bizim adımızı bu işe bulaştırıyorlar; kesinlikle alâkamız yoktur.' diye açıklamada bulunmuş. Öte yandan reklamı küçümseyen, PR'ı aşağılayan, siyasi iletişimi sadece propaganda aksiyonları çerçevesinde mütalâa eden CHP anlayışı ve bu yaklaşımın karşısında yılların tecrübesini ve iletişim disiplininin pek çok inceliğini içselleştirmiş AK Parti kurmaylarının hazırladığı görsel, işitsel ve içeriksel şölenler... Bir tarafta doğuştan halk adamı bir lider, öte yandan son derece iyi yetişmiş ve de halk adamıymış gibi gösterilmeye çalışılan bir elit. Orantısız güç ve adil olmayan yarıştan söz edilecekse yeri tam da burasıdır; yoksa Ekmel beyin olanaklarının azlığında değil. Zaten bizden çok 'dışarının insanı' algısını ister istemez hayat tarzıyla veren Ekmel Bey'in onun gerçekliği ile hiçbir alâkası olmayan kampanyayla seçmene 'takdim edilmesi'nin bumerang gibi ters tepeceğini görebilmek için tabii ki iletişimci olmak gerekmiyor. Başbakanın dünkü 'Vizyon Belgesi' toplantısında bir sürpriz yoktu. Böyle bir profesyonellik ve siyasi iletişim başarısı bekleniyordu; öyle de oldu. Temel eksen ve çelişki belli ki şu iki ayrı yaklaşıma odaklanacak: Başbakanın, Cumhurbaşkanı Vizyon Belgesi'ni 10 yıllık icraat odaklı vaatlerle dolu bir hükümet programı gibi sunması karşısında Ekmel beyin 'Ben icraatın içinde olmayacağım' mesajını vermesi... Bir yaklaşımda Tayyip beyin 'statükocu' dediği, bilinen, alışılmış bir Cumhurbaşkanlığı savunulurken diğerinde ise Türkiye'deki üretici güçlerin önünü açacak olan icraatçı ve siyasi tercihe dayalı, 'Milli irade milli güç'e odaklanmış yeni Türkiye'nin yeni Cumhurbaşkanı ön plâna çıkarılmaktadır. Kaynak Yeni Şafak 12.07.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|