AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Cihannur]

Cem Küçük



Yunanistan çökerken Aleksix Tsipras’ın iktidara gelişi!

Bundan iki ay önce Başbakan Davutoğlu’yla birlikte iki günlüğüne Atina’ya gitmiştik. Sokaklarda insanların mutsuzluğu hemen anlaşılıyordu. Oradaki uzmanlar Yunanistan 10 yıl sonra bile düzelemez diyorlardı. Ekonomi resmen çökmüş durumda Yunanistan’da. İşsizlik, büyük borç stoku, üretim olmaması krizi daha da derinleştiriyor. Böyle bir durumda elbette radikal partiler her zaman daha öne çıkar.

Yunanistan’da da aynısı oldu. Radikal sol ittifakı Syriza’nın lideri Alexis Tsipras büyük bir başarı kazandı. Şimdi AB’nin gözü Tsipras’ta. Batı medeniyetinin kökü olarak görülen Yunanistan bugüne kadar 340 milyar Avro’nun üzerinde borçlandı. En büyük borcu da AB’den aldı ama bir işe yaramadı. Siyasi görüşlerinde AB’yi sıkça ve sert eleştiren Tsipras’ın birçok vaadi var. “AB ile ne çatışmaya gireceğiz ne de boyun eğeceğiz” diyen bu genç adam herkesin sorununu çözmek istiyor. Ama sol politikalarla bu nasıl mümkün olacak göreceğiz.

Yunanistan’ı bundan sonra siyasi ve ekonomik olarak ne bekliyor sorusuna cevap bulmak için geçtiğimiz Aralık ayında çıkan bir kitaba bakmak lazım. Hırvat Felsefeci Srecko Horvat ve Türk kamuoyunun yakından tanıdığı Sloven felsefeci Slovaj Zizek’in yazdığı “Avrupa Ne İstiyor? Avrupa Birliği ve Hoşnutsuzlukları (What Does Europe Want?) isimli kitabın önsözünü Alexis Tsipras yazmış. Tsipras’ın yazısının başlığı “Tüm Avrupa İçin Bir Model Olarak Yunanistan’ın Yıkılışı. Avrupa’nın Hak Ettiği Gelecek Bu mu?” Yazının girişinde 2008 krizinden sonra kontrolsüz spekülasyonla oluşan banka kayıplarının halka ve millî hükümetlere çıktığını savunan Tsipras, zaten kusurlu bir ekonomik programı olan Yunanistan’ın da bu krizden sonra Avrupa Merkez Bankası ve IMF’ye mecbur bırakıldığının altını çiziyor.

AB’nin Yunan hükümetine birkaç yıl önce dayattığı program çözüm ve istikrardan oluşuyordu. Ancak AB’nin çözüm önerisi işe yaramadı. Yunanistan’ın yeniden doğup büyüyeceği varsayılırken hep kötüye gitti. Tsipras’ın sözleriyle kaldırımlarda uyuyan ve çöpten beslenen insanlar, ekmek parası bulamayan emekliler, elektriksiz kalmış evler, ilaç parası ödeyemeyen hastalar avro bölgesinin bir gerçeği oldu.

Tsipras yazısında kemer sıkma politikalarını sertçe eleştirmekte ve bunu dayatanları Taliban neo-liberalistleri olarak tanımlıyor. Zaten IMF uzmanları da bu politikanın başarısız olduğunu kabul ettiler. IMF modellerinin başarılı olduğu ülke hemen hemen yok gibi. Peki Tsipras ekonomik krizi nasıl görüyor? Ona göre günümüzdeki çatışma Avrupa’nın sosyal ihtiyaçlarıyla devamlı kâr artışı için sermayeye olan ihtiyaç arasında. Ve Tsipras’ın en çok tartışılacak ve yakın zamanda AB ve hatta ABD ile çatışacak görüşü şu: “Serbest piyasa üzerine kurulmuş olan gelişme plânı iflas etmiştir.”

Liberal politikalar izleyen AB ile Almanya’nın başını çektiği AB yakın zamanda devletçi görüşlerle serbest piyasayı savunan argümanlar arasında büyük bir tartışma yaşayacak gibi. AB ile çatışmayacağını söyleyen Tsipras yazısının bir yerinde aslında liberal politikacıların savunduğu bir ekonomi tanımı yapıyor. “Ekonomi ineğe benzer: Ot yer ve süt verir. Yediği otun çeyreğini verip dört kat daha fazla süt üretmesini beklemek akla mantığa sığmaz. Basitçe inek ölür. Yunan ekonomisine de şu anda bunun aynısı oluyor.”

Ben bu cümleleri okuyunca aklıma hemen Besim Tibuk geldi. 1990’lardan 2002’ye kadar fırtına gibi esen Tibuk, inek modelini 1996’dan itibaren zaten söyleyip duruyordu. Dün hemen kendisini aradım. Malûm Tibuk vaktinin çoğunu Kıbrıs’ta geçiriyor ve Yunanistan-Rum-Kıbrıs meselelerini en yakın bilen isimlerden.

Tsipras’ın iktidara gelişini nasıl yorumladığını ve görüşlerini sordum. Besim Bey’in dedikleri şu: “Yunanistan 30 yıldır bir şey üretmeyen bir ülke. Ufak tefek fabrikaları vardı ama onları da kapattı. Sürekli AB yardımlarıyla ayakta kalıyorlar. Yunanlı politikacılar da hep popülizm yaptılar. Halk da sübvansiyonlarla ayakta kaldı. Mesela 30 zeytin ağacı olan 100 ağacım var dedi. Sahtekârlık yaparak para aldılar. Turizm sektörü de tesislerini yenileyemedi. Burada da eski güçlerini kaybettiler.

Yunanistan’ın 340 milyar Avro’nun üzerinde borcu var. Bakın 2001’de biz battığımızda IMF’nin vermesi için müzakere ettiğimiz borç 30 milyar dolardı. Bizim ekonomimiz Yunanların 7 katı büyük. AB’nin Yunanistan’a verdiği borç 230 milyar Avro. Niye bu parayı verdi biliyor musunuz? AB’li liderler Yunan medeniyetini Batı medeniyetinin doğduğu yer olarak görüyor. O yüzden Tsipras’a da biraz borç vereceklerdir. Yani Yunanistan’ı sübvanse etmeye devam edecekler. Sonrasını görmek lazım. ”

Eğer Tsipras serbest piyasadan vazgeçer, avro bölgesinden çıkmak isterse AB ciddi bir sorunla karşı karşıya kalır. Eğer Tsipras’ın modelleri de bir işe yaramazsa Yunan halkı ilk seçimde onu da eler. Bu kısır döngü olduğu gibi sürmeye devam eder. Şurası kesin ki, Hıristiyan Batı, Yunanistan’dan kolay kolay vazgeçmez.

Kaynak

Yeni Şafak 27.01.2015