11-22-2007, 22:17 | #1 |
SAMSUN TARİHİ.
SAMSUN” ADININ OLUSUMU
“Samsun” adının Yunanca “Amisos” kelimesinden gelme olduğu Sonundaki “Os” veya “S” ekine bakılarak ileri sürülmüşse de, kelimenin kökeninin eski Yunan öncesi döneme dayanmasının daha kuvvetli bir ihtimal olduğu belirtilmiştir. Bu durumda Amisos adının deniz yoluyla gelen Yunanlılar tarafından verilmiş bir ad değil, komşu şehir Amasia gibi, Anadolu menşeli bir kelime olduğu anlaşılmaktadır. Bu gün kullandığımız şekilde “Samsun” adının ortaya çıkışı XII. ve XIII. Yy. daki Türk hakimiyetine dayandığı, Batı kaynaklarından ise “Samsun” şeklinde geçmeye başladığı görülmektedir. Gerek Samsun ve gerek Sampson şeklindeki söylenişlerin Amisos’tan geldiğine de şüphe yoktur. Osmanlılar devrinde şehrin adı Samsun olarak anılmış, fakat Sancak adı olarak Canik ismi kullanılmıştır. TÜRK HAKİMİYETİNDEN ÖNCE SAMSUN Samsun’un ilk insanların “başkalar” olduğu Dündar Tepe ve Öksürük Tepe kazılarında bulunan eşyalarından anlaşılmaktadır. Anadolu’ya dışarıdan gelen Gaşkalar, buraya daha önce gelenlerle birleşerek Mert Irmağı ağzında küçük bir şehir kurmuşlardır. Anadolu’nun tarih öncesi döneminin ilk siyasi birliği olan Hititler döneminde, Gaşkaların Hitit egemenliği altına girdiği görülür. Bu egemenlikte Gaşkalar zamanla eridiler ve Samsun Şehri’ de bir Hitit Şehri haline geldi. M.Ö. 1200 yıllarında Balkanlardan gelen Frigler denilen Deniz kavimleri Hitit Devleti’ni yıkıp Samsun Şehri’ni de yaktılar. (M.Ö.1182) Anadolu’da Friglerin hakimiyetine girmiş oldu. Bazı eski Yunan kaynaklarında Samsun ve civarında “Amazon” adı verilen savaşçı kadınların yaşadığı ve kendi kaynaklarına asla yabancı erkeği sokmadıkları yazılıdır. Eski İran (Pers) kaynaklarında “Akshaena” olan bu savaşçı kadınların “Termadon” adı verilen bugünkü Çarşamba ve Terme ovalarında yaşadıkları iddia edilmektedir. Friglerin Anadolu’daki hakimiyetlerinden sonra bir Kafkas kavmi olan Kimmerlerin özellikle Doğu Karadeniz kıyı şeridini hakimiyetlerine aldıklarına görüyoruz. Ancak Lidyalıların Kimmerlerlerin hakimiyetine son vermesinden sonra Ege’nin denizci kavimlerinden Miletliler Karadeniz’e açılarak, M.Ö. VI. yy. ortalarına doğru buraya geliş yerleşmişlerdir. Amisos’a yerleşenlerin Miletliler olmayıp Foçalılar olduğu da iddia edilmektedir. Milletliler veya Foçalılar geldiği sırada şehre Enete adının verildiği ve Mert Irmağı ağzında bulunduğu belirtilmektedir. Fakat Enete şehrinin ne zaman kimlerce kurulduğu bilinmemektedir. Daha sonra Enete’ye gelip yerleşen İonlar, bu şehre Amisos adını vermişlerdir. M.Ö. 546 da Perslerin, Amisos şehrinin güneyinde Lidyalılarla yaptığı savaşı kazanmaları üzerine Anadolu Pers hakimiyetine girmiş oldu. Böylece de l6 yıl önce kurulan Amisos şehri de Pers hakimiyetine geçti. Pers İmparatoru Darius (Dara) büyük bir sefer hazırlığı için geldiği Amisos şehrinde, şehrin yerini beğenmeyerek, Amisos’un 3 km. batısındaki Toraman Tepede şehri yeniden kurdurdu. Böylece Türk hakimiyetini gördükten sonra halkın “Kara Samsun” dediği ikinci Amisos şehri kurulmuş oldu. Yunanlıların Perslerin yenmesi üzerine Amisos, Sinop ile birlikte Atinalıların eline geçti. Ancak Amisos kısa bir süre sonra tekrar Persler tarafından hakimiyet altına alındı. M.Ö. 327 yılından M.Ö. 331 yılına kadar Pers hakimiyetinde kaldı. Makedonya İmparatoru Büyük İskender, çıktığı doğu seferinde Anadolu hakimiyeti olan Persleri .yenmesi ile, Amisos şehrine de hakim olmuş ve bu şehirde bağımsız bir idare kurmuştur. Ancak, Büyük İskenderin M.Ö. 323 yılında ölümü ile İmparatorluğunda da kargaşaların baş göstermesi ile Amisos’ da miras kavgasına düşen kumandanları arasında sık sık el değiştirmiştir. Makedonya İmparatorluğunun içerisinde bulunduğu bu karışık durumdan faydalan Pers Asilzadelerinden Mitridat Amasya, Sinop ve Amisos’u ele geçirerek “ Pent Krallığı “ nı kurdu. (M.Ö. 255) Amisos’da Eupatoria mahallesini inşa ettirip saraylar ve mabetler yaptırdı. Amisos ve Sinop’u İdare Merkezi yaptı. Pent Krallığı ile büyük Roma İmparatorluğu arasında uzun süren savaşlar sonrasında M.Ö. 71 de Romalı General Lukullus tarafından Amisos zapt edildiyse de, hakimiyet mücadelesi bir süre daha devam ettirdikten sonra Amisos, Roma hakimiyetine girdi. Romalılar bu şehir bir nevi muhtar Cumhuriyet haline getirdiler. Ancak muhtariyet zamanla ortadan kaldırıldı. Roma hakimiyeti altında Amisos, ticari bakımdan önem kazandı. Ve bu ticaret sayesinde zenginleşti. Hıristiyanlık da Amisos’da erken yayıldı. Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasıyla da Amisos Bizans’ın idaresine geçti ve bir piskoposluk merkezi haline getirildi. Bizanslılarla, Müslüman Araplar arasında başlayan savaşlar Amisos’u da etkilemiş, Müslüman Arapların Anadolu ya yaptıkları akınlar Karadeniz kıyılarına kadar ulaşmıştır. Amisos IX. Asrın sonuna kadar bir kaç defa kısa sürelerle (705,733,863 ve 893 de) Müslüman Arapların eline de geçti. Bu mücadeleden sonra Amisos Türklerce feth edilinceye kadar Bizans hakimiyetinde kaldı. TÜRK HAKİMİYETİNDEN SONRA 1071 deki Malazgirt Zaferi ile Anadolu’nun kapıları Türklere açılması ile, Türk Beyleri, Akıncıları, Dervişleri Anadolu’yu boydan boya fethe başladılar. Bu feth hareketiyle Amisos şehri de karşılaştı Danişmendliler Amisosu kuşattılarsa da alamadılar. Ancak şehri abluka altına alabilmek amacıyla bir kale yaptırdılar. Bu kale daha sonra yıkılmış olup, bugünkü kale mahallesi, adını bu kaleden aldığı tahmin olunmaktadır. Samsun havalisinin kesin olarak Selçuklu hamiyetine alınması II. Kılıç Arslan (1155-1192)’ın saltanatının son devirlerine rastlar. Ancak Amisos’u alamayan Selçuklular, bu şehrin yakınında “Müslüman Samsun”u kurdular. Samsun bir Türk beldesi olduktan sonra Hıristiyan Amisos önce Bizans XIV. asrın ilk yarısından itibaren de Ceneviz Müstahkem Beldesi olarak, onun yanında 230 yıldan fazla yaşayabilmiştir. Türkler bundan sonra Amisos’a “Kafir Samsun”, “Gavur Samsun” veya “Kara Samsun” adını vermişlerdir. Kara Samsun adı, Amisos harap olduktan sonra da zamanımıza kadar varlığını sürdürmüştür. Müslüman Samsun yanında, Amisos’un bu kadar uzun bir müddet bağımsız yaşayabilmesi müşterek menfaat temeline dayanan bir düşünce ile açıklanabilir. Kalyon Burnu gerisindeki sırt üzerinde bulunan Amisos’a karşılık, Selçukluların kurduğu Samsun ise burnun önünde deniz kıyısından itibaren yamaçlara doğru kurulmuştu. Her iki şehrin de surları vardı ve iki şehir arasında “ancak bir sayan atımı” yahut “bir yarım ok menzili” mesafe var idi. Amisos şehri XIV. asrın başlarında, öteden beri şehirde kuvvetli bir tüccar zümresi bulunduran Cenovalıların eline geçti. Cenovalılar Amisos’u bir asırdan fazla ellerinde tuttular. Samsun ise Selçuklulardan sonra İlhanlı Devletinin veya ona tabi beyliklerin elinde kaldı. Selçukluların zayıflamasından itibaren Samsun ve çevresinde bir takım küçük beylikler doğdu. Bu beylikler bazen Candaroğullarına, bazen Kadı Burhaneddin’e, bazen Osmanlılara dayanarak varlıklarını muhafaza edebilmişlerdir. Bu beylere tarihte “Canik Beyleri” adı da verilir. Bu beylikler şunlardı; Canik, Ladik ve çevresinde Kubadoğulları, Ordu-Giresun mıntıkasında Emiroğulları, Niksar-Terme, Çarşamba havalisinde Tacüddinoğulları, Vezirköprü-Havza sahasında Taşanoğulları, Bafra havalisinde Bafra (Bavra) Beyliği. Bu beylikler daha sonra Osmanlı hakimiyeti altına alınmıştır. Samsun (Müslüman) Kubadoğullarından Osmanlı hakimiyetine 1398’de I. Beyazıd zamanında geçti. I.Beyazıd Cenevizlilerle barış halinde olduğundan Amisos’a dokunmadı. Osmanlı Devletinin birliğini bazen Ankara savaşından sonra (1402) Samsun elden ele geçti. Önce Kubadoğullarının eline geçen Samsun, 1419’da İsfendiyaroğulları topraklarına katıldı. Osmanlılar tekrar birliklerini kurmaya başladıkları I. Mehmed (Çelebi) zamanında savaşsız olarak Samsun’u zapt ettiler (1419). “Kafir Samsun” denilen Amisos ise I. Murad zamanında (1425)de Osmanlı hakimiyetine alındı. Bu esnada Amisos’a hakim olan Cenevizliler şehri yakıp gemilere binerek burayı terk ettiler. Bu suretle “Gavur Samsun” denilen Amisos da kesin olarak tarih sahnesinden silinmiş oldu. Geriye sadece taş yığını ve enkaz kaldı. Şehrin yangınını surların dışından seyreden Türkler, kara kara dumanları tüten bu şehir kalıntısının yerine “Kara Samsun” adını verdiler ki bu ad hala günümüzde de kullanılmaktadır. Bundan sonra Samsun’un ağırlık merkezi tamamıyla kıyıdaki Müslüman şehre geçti. Samsun Canik Sancağı adı altında Sivas (Rum) eyaletine tabi bir sancak olarak Osmanlı İdari Teşkilatına dahil edildi. Şehrin çevresindeki diğer mahalli küçük beyliklerde Osmanlılar tarafından zapt edildi. Samsun Osmanlı hakimiyetine geçtikten sonra uzun yıllar önemsiz bir iskele olarak kaldı. Sinop hatta Ünye, Samsun’dan daha ileri durumda idiler. Şehir Yavuz Sultan Selim döneminde Trabzon ve Karahisar’la (bugünkü Şebinkarahisar) birlikte yeni oluşturulan Erzincan Eyaletine bağlanır (1514). III: Mehmed (1595-1603) devrinde Rus Kazaklarının saldırısına uğrayan Samsun’un surları sonradan tamir edilerek, buraya muhafızlar tayin edilir. 1774 yılında Canik Muhassıllığına Canikli Hacı Ali Bey tayin edildi ve uzun yıllar bu bölgeye hakim oldu. Gürcistan seferlerinde gösterdiği başarılardan dolayı kendisi paşalığa yükseltildi. Ayrıca Canik Sancağı uhdesinde kalmak üzere Sivas, Amasya ve Şebinkarahisar’ın idaresi de kendisine verildi. XVII. asrın ilk yarısından başlayarak Samsun ile Karadeniz’in öteki limanları, özellikle Kırım arasında yapılan deniz ticareti şehrin önemini artırdı. Ancak 1774’de Kırım’ın Osmanlı denetiminden çıkmasından sonra bu ticaretin gerilemesi Samsun’u olumsuz yönde etkiledi. Sancağın yönetimi XIX. asrın başlarına (1807) kadar Canikli Hacı Ali Paşa soyundan gelenler tarafından idare edildi. Bu hanedanlığın Samsun üzerindeki hakimiyetlerinin son bulmasıyla, III. Selim’in son zamanlarında Samsun Muhassallığına Canikli Hacı Ali Paşanın Hazinedarı Hazined(r-Z(de Süleyman Ağa tayin edildi. Bundan sonra da Samsun ve Çevresi XIX. asrın ortalarına kadar uzun yıllar Hazined(r-Z(delerin hakimiyetinde kalacaktır. Bu hakimiyetin nihayetlenmesinden sonra da Samsun merkezden atanan mutasarrıflar tarafından idare edilecektir. XIX. asrın sonlarında da Trabzon Vilayetine bağlı bir mutasarrıflık olarak yönetilecektir. Samsun’un Osmanlı hakimiyetine geçtikten sonra uzun yıllar gelişememesinde en önemli etkenler idari bozukluklar, (y(nların yönetimi, çeşitli bölgelerin zengin ailelerin elinde kalması gibi sebepleri sayabiliriz. Eğer gemicilikle ilgili zift, halat ve kendir gibi eşyası ile düşman cephelerinde savaşan kuvvetlere zaman zaman un ve peksimet gibi yardımlar olmasaydı Samsun şehri büsbütün unutulmuş olacaktı. XIX. yüzyılın ortalarından itibaren Samsun, Karadeniz’in buharlı gemilere açılması, tütün ekiminin yaygınlaşması sonrasında gelişmeye başladı. Şehrin Türk nüfusu arttığı gibi Trabzon ve Ege kıyılarından, İç Anadolu’dan Türkçe konuşan Rumlar ve Ermeniler ile Avrupalı Tüccarlar Samsun’a yerleşmeye başladılar. Daha sonra bu gayr-i müslim ve gayr-i milli unsurlar şehirde ticareti, sanayiyi, ekonomiyi ve eğitimi ele geçirdiler. Rumlar, Fransızlar, Belçikalılar, Amerikalılar ve Ruslar şehirde tütün alım ve işleme tesisleri, ticaret firmaları, bankalar, sigorta şirketleri açtılar. Tütüncülük ve diğer tarım faaliyetleri sonunda ticari ve iktisadi hayat hızlandı ve nüfusta o oranda arttı. 1869 yılında Samsun’da büyük bir yangının çıkmasıyla, hemen hemen şehrin tamamı yanarak kül haline gelir. Ancak ticari faaliyet açısından gelişmiş bir şehir olması dolayısıyla bu felaketin yaraları çabucak sarılır. I. Dünya Savaşı esnasında ticari faaliyetleri özellikle de deniz ticareti felce uğradığı için ekonomik açıdan büyük sıkıntılar içerisine girer. Aynı zamanda savaş esnasında Rus savaş gemileri tarafından da dört kez topa tutulan Samsun şehri önemli ölçüde hasara uğrar (1915). Osmanlı Devletinin I. Dünya Savaşında yenilip topraklarının müttefikler tarafından işgali sonrasında, devletin içerisinde bulunduğu durumdan kurtarılması için büyük önder M. Kemal Atatürk tarafından başlatılan İstiklal mücadelelerinin meşalesinde 19 Mayıs 1919’da 9. Ordu Müfettişliği görevi ile Samsun’dan ateşlenmişti. Samsun’da doğan bu güneş kısa zamanda tüm yurdu kaplayarak, iç ve dış düşmanlarımıza karşı kesin zaferin kazanılmasıyla parıldamış. İşte bu özelliği ile de Samsun İstiklal Savaşının simgesi durumuna gelmiştir.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
11-25-2007, 23:25 | #2 |
SAMSUN TARİHİ.
kuzen ellerine sağlık
|
|
12-01-2007, 17:41 | #3 |
SAMSUN TARİHİ.
önemli değil kuzen...senden başka Samsun'lu yok galiba forumda :-\
|
|
02-19-2008, 13:38 | #4 |
SAMSUN GENÇLİK KOLLARI SEÇİMİ
Arkadaşımızın yapmış oldugu yorum ve başlık tarafımdan düzenlenmiştir. Teşkilatınızı eleştireceğiniz bir platform değil burası. Lütfen bu konuda özen gösterelim.
|
|
02-19-2008, 13:40 | #5 |
SAMSUN TARİHİ.
Umarım samsuna hayırlı hizmetler eden bir Başkan seçilir..
|
|
02-19-2008, 13:49 | #6 |
SAMSUN TARİHİ.
Samsun dogumluyum gercektende cok guzel bir yer
|
|
07-22-2008, 05:12 | #7 | |
SAMSUN GENÇLİK KOLLARI SEÇİMİ
Alıntı:
|
||
07-26-2008, 06:40 | #8 | |
SAMSUN TARİHİ.
Alıntı:
|
||
07-26-2008, 06:48 | #9 |
SAMSUN TARİHİ.
Samsun, Orta Karadeniz Bölümü’nde Yeşilırmak ve Kızılırmak deltalarının arasında kalan verimli bölgede yer almaktadır. Kuzeyinde Karadeniz doğusunda Ordu, batısında Sinop, güneyinde Tokat ve Amasya, güney batısında ise Çorum illeri ile çevrilidir.
İlin yüzölçümü 9.083 km² olup, 2007 yılı verilerine göre 720.524’ü şehirde 600.883'ü köylerde olmak üzere 1.324.137 kişilik toplam nüfusa sahiptir. Karadeniz Bölgesi'nde tek Büyükşehir Belediyesine sahip olup; tarım, sanayi ve gelişmişlik yönünden bölgenin en büyük şehridir. Tıp alanında Türkiye´nin 7. büyük kenti olup, köklü geçmişi olan Ondokuz Mayıs Üniversitesi'ne ev sahipliği yapmaktadır. Etimoloji MÖ 7. yüzyılda Miletli kolonistler bugünkü kent merkezinin bulunduğu yere Amisos antik kentini kurmuşlardır. MS 11. yüzyılda Danişmendliler kenti ele geçirmeye çalışmışlarsa da başaramayınca kent merkeinde 3 km uzaklıkta Yeni Amisos adlı yeni bir yerleşim birimini kurmuşlardır. Kent adı zamanla Amisos'tan Simisso ve Samisso oalrak telaffuz edilse de Türkçe'ye Arapça üzerinden Samsun formunda geçmiştir. Umar, kent adının Ortaçağ İtalyan haritalarında Simisso Katalan haritalarında Sinussa oalrak gösterimesinden hareketle Sinop kentinin Hitit kaynaklarında ki adı Sinuwa ile bağlantılı olabileceğini ileri sürmüştür [1]. Tarihçe Efsanevi kadın savaşçılar olarak bilinen Amazonlar'ın Thermedon Çayı [2] yakınlarında kurdukları Themiskyra kentinde yaşadıkları antik çağ tarihçilerce belirtilmiştir. [3] Daha iyi ok atabilmek için bir göğüslerini kestikleri çeşitli kaynaklarda rivayet edilen ve birçok efsanede adları geçen Amazonlar, Samsun ve yöresinin tarihi ve kültürel değerlerinden kabul edilmesi nedeniyle her yıl adlarına Terme İlçesi’nde bir festival düzenlenmektedir. Samsun ili sınırları içerisinde devlet kurarak yaşayan en eski topluluk, Hitit kaynaklarında bahsi geçen Kaşkalar'dır [4]. Hititler, Frigyalılar, Kimmerler, Lidyalılar ve en son Ege'den Karadeniz'e göçen Miletliler kentin yönetiminde söz sahibi olmuşlardır. Perslerin, Lidya Kralı Krezus’u yenmeleriyle Amisos, Pers İmparatorluğunun eline geçmiştir. M.Ö. 331 yılında Büyük İskender'in Persleri yenmesiyle Makedonya İmparatorluğu eline geçen Amisos, İskender'in ölümüyle Pers şatrapı Mithridates'er tarafından kurulan Pontus Devleti'nin sınırları içerisinde yer almış daha önemlisi bu develetin başkenti olmuştur. M.Ö. 1. asırda da Roma İmparatorluğu hakimiyetine giren Amisos, Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasıyla Bizans İmparatorluğu’nun sınırları içerisinde kaldı. Amisos, M.S 860 yılında Abbasiler zamanında halife Mutassım’ın emriyle Malatyalı Korkunç Ömer komutasındaki kuvvetler tarafından ele geçirilmiş ise de Bizanslılar tarafından tekrar geri alınmıştır. Türklerin Anadolu’ya girmesiyle birlikte Danişmentliler tarafından Samsun kuşatılmış ise de alınamamıştır. Anadolu Selçukluları zamanında Samsun’un Müslüman yerleşim yerleri 1185 yılında Anadolu Selçuklu hakimiyetine geçmiştir. İlk defa Amisos ismi Selçuklular tarafından Samsun olarak değiştirilerek kullanılmaya başlanılmıştır. Haçlı Seferleri sonrası başkent Trabzon olmak üzere Trabzon Rum İmparatorluğu egemenliğine giren Samsun, Cenevizliler'in Karadeniz’de ticareti ellerine geçirmeleri sonucunda 100 yıl kadar burada yaşamışlardır. Bu tarihlerde Türklerin yaşadığı Samsun’a Müslüman Samsun 3 km. mesafede bulunan Cenevizlileri ticaret sitesine de Gavur Samsun veya Kara Samsun denilmiştir. 1389 yılında Yıldırım Beyazıt zamanında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti çökerken Canik Beyliğine de başkentlik yapmıştır. Milli Mücadele Dönemi 1. Dünya Savaşı’nın ardından bölgede bağımsız bir Pontus Devleti kurmak isteyen [5]Rumlar’ın yoğun yaşadığı Bafra bölgesinde kanlı çatışmalar yaşanmış, Mondros Mütarekesi’nin ardından (30 Ekim 1918) İngilizler kente askeri birlik çıkarmışlarlardır. İtilaf Devletleri’nin Anadolu’nun doğu ve kuzeyindeki karışıklıkların sürmesi durumunda bu yörelerin işgal edileceğini bildirmeleri üzerine, 9. Ordu müfettişliğine atanan Mustafa Kemal sorunu çözmek amacıyla 19 Mayıs 1919’da Samsun’a gönderilmiştir. Anadolu'yu düşman işgalinden kurtarmak ve bağımsız bir Cumhuriyet kurma arzusunda olan Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a ayak bastığı 19 Mayıs 1919 günü Kurtuluş Savaşı'nın başlangıç tarihi olarak kabul edilmekte ve gençlik bayramı olarak coşkulu törenlerle kutlanmaktadır. Terme ilçesinde ise Ermeni ve Rum çeteleriyle çarpışılıyordu. *** Ahmet çetesi tarafından Ermeni ve Rumlar püskürtülmüş ve Terme'nin Kocaman beldesinde bir odaya hapseldilmişlerdir. Coğrafya Karadeniz kıyı şeridini takiben uzanan Kuzey Anadolu Dağlarının il sınırı içindeki kesimleri daha yüksektir. Kıyıdan uzaklaştıkça basık ve yuvarlak sırtlar halinde yükselen bu dağlar 1000 ile 1500 metreye ulaşır. Batı uç kısmıyla il içine sokulan Canik Dağları, Kunduz Dağı, Bünyan Dağı, Sıralı Dağ ve Yunt Dağı ile ilin en yüksek dağı olan Akdağ (2.082 m ) başlıca dağlarıdır. Plato ve yaylalar fazla yüksek değildir. Yaylalar: Ladik, Havza, Vezirköprü ve Kavak ilçelerinde yer alır. Kızılırmak ve Yeşilırmak nehirlerinin taşıdıkları alüvyonların yüzyıllar boyunca kıyıda birikmesi sonucu verimli Bafra ve Çarşamba ovaları oluşmuştur. Samsun, akarsu bakımından zengin olup, Türkiyenin kendi sınırları içinde denize ulaşan en uzun nehri Kızılırmak Kızıldağdan doğmakta ve bafra ilçesi içinde geçerek Karadeniz'e dökülmektedir. Uzunluğu 1.182 kmolan Kızılırmk'ın başlıca kolları Delice Suyu, Devrez Çayı, Gökırmak'tır . Köse Dağ dan doğup Canik Dağlarını geçerek Samsun il sınırına gelenYeşilırmak Civa Burnundan denize dökülür. 468 km.uzunluğu olan Yeşilırmak'ın önemli kolları Tozanlı Irmağı, Tokat Çayı , Kelkit çayı ve Çekerek Suyu'dur. Bunların dışında Samsun topraklarından çıkarak Karadeniz'e dökülen batıdan doğuya Terme Çayı, Mert Irmağı, Kürtün Deresi ve Abdal Deresi gibi akarsuları vardır. Akarsu ve barajları Akarsular Samsun su kaynakları yönünden oldukça zengin bir coğrafi yapıya sahiptir. İlin en büyük akarsuları Kızılırmak ile Yeşilırmak’tır. Bu iki akarsu il topraklarını geçtikten sonra Karadeniz’e ulaşırlar. Bunların yanı sıra ilde irili ufaklı çok sayıda akarsu bulunmaktadır. Ancak bu akarsuların düzensiz bir debisi ve akışı vardır. Kızılırmak Sivas’ın İmranlı ilçesinin doğusundaki Kızıldağ’dan (3.025 m) kaynayan Kızılırmak Orta Anadolu Bölgesinde geniş bir yay çizdikten sonra Sivas, Kayseri, Nevşehir, Kırşehir, Ankara, Çankırı ve Çorum illerini suladıktan sonra Samsun’dan Karadeniz’e dökülür. Kızılırmak’ın uzunluğu 1.355 km.dir.Samsun il sınırları içerisinde geniş bir yay çizer ve Bafra deltasını oluşturur. Karadeniz’e döküldüğü yerde Türkiye’nin en geniş deltasını oluşturur. Bu deltanın yüzölçümü 560 km2, uzunluğu 30 km.dir. Yeşilırmak Sivas’ın Koyulhisar ilçesinin güneyindeki Kösedağ’ın yamaçlarından doğan Yeşilırmak Türkiye’nin en büyük akarsularının başında gelmektedir. Yeşilırmak Tozanlı Çayı, Çekerek Suyu ve Kelkit Çayının birleşmesinden oluşan bu akarsı Sivas, Tokat ve Amasya illerinden geçtikten sonra kuzeydoğu yönünde aktıktan sonra Samsun-Tokat sınırını oluşturur. Bu bölgede Karakuş Çayını da alarak Canik Dağları arasında küçük vadilerden geçer ve Civa Burnunda Karadeniz’e dökülür. Samsun'un diğer akarsuları da: Tersakan Çayı, Mert Irmağı, Terme Çayı, Karaboğaz Deresi, Kürtü Çayı, Abdal Deresidir. Barajlar Hasan Uğurlu Barajı,Samsun ili Ayvacıkilçesinde, Yeşilırmak üzerinde, elektrik enerjisi üretimi amacı ile 1971-1981 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır.Kaya gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 9.223.000 m3, akarsu yatağından yüksekliği 135,50 m, normal su kotunda göl hacmi 1.073,75 hm3,normal su kotunda göl alanı 22,66 km2'dir. 500 MW güç kapasitesine sahip HES (hidroelektrik santralı) yılda 1.217 GWh elektrik enerjisi üretir. Suat Uğurlu Barajı,Samsun ilinde, Yeşilırmak üzerinde, sulama ve elektrik enerjisi üretimi amacı ile 1975-1981 yılları arasında inşa edilmiştir.Kaya gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 2.151.000 m3, akarsu yatağından yüksekliği 38,00 m, normal su kotunda göl hacmi 182,00 hm3, normal su kotunda göl alanı 9,70 km2'dir. Baraj 83.312 hektarlık bir sulama alanına hizmet vermekte, 46 MW güç kapasitesindeki HES yılda 273 GWh elektrik enerjisi üretimi sağlamaktadir Altınkaya Barajı,Samsun iline bağlı Bafra ilçesinde Kızılırmak Nehri üzerinde kurulmuş olan baraj ve hidroelektrik santralı. Aşağı Kızılırmak projesinde yer alan ve kaya dolgu tipinde yapılan Altınkaya Barajının göl alanı 74,5 km²'dir. Su toplama hacmi 5 milyar 673 milyon m³'tür. Elektrik enerjisi üretimi için ve taşkın önleme maksadıyla yapılmış olan barajın yapımı 1988'de tamamlandı. Altınkaya Barajının suları herbiri 175 MW'lık (toplam 700 MW) dört üniteyi beslemektedir. Dört üniteden meydana gelen ilk iki ünitesi 1987, diğer ikisi 1988 senesinde devreye giren hidroelektrik santralından yılda 1 milyar 632 milyon KWh enerji üretilmektedir İklim Samsunun iklimi, sahil ve iç kesimlerde değişiklik gösterir. Sahil şeridi Karadenizin etkisinde nemli ve kışları ılık olmasına karşın iç kesimler Akdağ ve Canik Dağları etkisi altında karasal iklime sahiptir. En soğuk ay ortalaması 6,9 °C en sıcak ay ortlaması ise 23,2 °C dir. Ekonomi ve Sanayi Günümüzde Samsun, Kuzey Anadolu’nun en büyük illerinden biri olarak Karadeniz Bölgesi’nin ekonomik merkezi konumundadır. Karadeniz’in önemli ticaret limanlarından biri olan şehir, başta Rusya ve Ukrayna olmak üzere bölgedeki tüm ülkelerle direkt ticaret yapmaktadır. Samsun’dan dünyanın 100 farklı ülkesiyle karşılıklı olarak dış ticaret yapılmaktadır. İhracatı yapılan başlıca ürünler; narenciye domates, üzüm, buğday unu gibi gıda mamülleri ile, minibüs, elektrik malzemesi gibi sanayi ürünleridir. Ayrıca liman, kara, hava ve demiryolu ulaşım altyapısı çok güçlü olan Samsun diğer şehirlerinde ihracat noktası konumundadır. Samsun sanayi sektörü ağırlıklı olarak imalat sanayinden oluşmaktadır. İmalat sanayinin yoğunlaştığı alt sektörler; tıbbi aletler ve ürünler, tekstil, mobilya başta olmak üzere, ana metaller, bakır, makine, tütün, kağıt ve kağıt ürünleri, kimya sanayi ve oto yedek parça sanayi olarak sıralanmaktadır. Samsun’un yüzölçümünün % 47’si tarım alanlarından oluşmaktadır. Bölgede yetişen başlıca tarım ürünleri; tahıllar, baklagiller, endüstriyel bitkiler, yağlı tohumlar ve yumru bitkilerdir. Ayrıca buğday, mısır, çeltik ve tütün de yetiştirilmektedir. Son dönemlerde artan yatırımlarla birlikte Samsun organik tarımda uzmanlaşan bir şehir haline gelmiştir. Özellikle organik karpuz ve ekolojik yumurta gibi ürünler Samsun’dan yurtiçi ve yurtdışına gönderilmektedir. Samsun limanı ve gümrüğü şehrin yurtdışıyla bağlantı noktalarını oluşturmakta ve döviz girdisi sağlamaktadır. Dünyanın büyük petrol yataklarına komşu ve büyük doğalgaz rezervlerinin aktarım güzergahı olan şehirde linyit kömürü, kaplıca suyu ve maden suyu gibi yeraltı zenginlikleri vardır. Eğitim 2006-2007 öğretim yılında ilimizde ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde toplam: 1.680 okulda, 13.649 öğretmenle 256.827 öğrenciye öğretim sunulmaktadır. İlimizde şehir ve köylerde olmak üzere 1.048 ilköğretim okulu,20 yatılı ilköğretim bölge okulu, 7 özel ilköğretim okulu, 9 özel eğitim okulu olmak üzere toplam 1.084 ilköğretim okulunda, 187.207 öğrenciye, 8.989 öğretmen hizmet vermektedir.. Genel liselerde toplam 58 okul, 1980 öğretmen, 1.018 derslik 33.350 öğrenci olup Dershane başına 32, Öğretmen başına ise 16 öğrenci düşmektedir. Meslek liselerinde ise toplam 50 okulda, 1578 öğretmen ve 806 derslikte 21.734 öğrenci olup dershane başına 26, öğretmen başına 13 öğrenci düşmektedir. Sağlık Türkiye’de Hastane sayısı içinde Kamu Hastaneleri oranı %76 iken Karadeniz Bölgesinde % 82 ,Samsun ilinde ise % 86 dır. Karadeniz Bölgesinde Özel Hastanelerin oranı Türkiye genelinden oldukça düşük ve % 4, Samsun ilinde ise % 14 dır. Yatak sayılarına bakıldığında hem Türkiye ve bölge genelinde hem de Samsun ilinde kamu hastanelerinde yatak sayısının yüksek orana sahip olduğu görülmektedir. Sağlık Bakanlığına bağlı 12 Devlet Hastanesi, 4 Dal Hastanesi, 1 Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi, 125 Sağlık Ocağı ve 118 Sağlık evi mevcuttur.Tüm bu birimlerde 6121 çalışan mevcuttur. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp alanında Karadeniz Bölgesinin en iyi sağlık, uygulama ve araştırma hastanesine sahiptir. Bu alanda Türkiye çapında ilk 7 üniversiteden birisi olarak gösterilmektedir. Mayıs 2008 'de açılan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Çocuk Hastanesi, Türkiye'de Hacettepe Üniversitesi Çocuk Hastanesi'nden sonra büyüklük bakımından 2. sırada yer almaktadır. Sosyal ve Kültürel hayat Toplum açısından Karadeniz'in metropolü olan Samsun Şehir Merkezi, 20.YY başlarına kadar ciddi bir gayr-i müslim nüfusu barındırmakta idi [6]. Yunanistan ile nüfus mübadelesi sırasında kentin Hristiyan nüfusu bu ülkeye gönderilmiş, Yunanistan ve Bazı Balkan ülkelerinden gelen göçmenler kente yerleştirilmiştir. Bunun yanısıra 93 harbi oalrak bilinen Osmanlı Rus savaşı sonrasında kente Kuzey Kafkasya'dan Çerkes yerleşimi de olmuştur. Günümüzde Şehir Merkezi nüfusunun büyük kısmını Doğu Karadeniz'den ve şehrin kendi ilçelerinden aldığı göç oluşturmaktadır. Son 2-3 yıla kadar denize küsmüş bir sahil kenti görünümünde olan Samsun; yapılan sahil yolu, Doğu Park, tamamlanmakta olan Batı Park gibi projelerle denizle barışık hale gelmiş ve eşine az rastlanır tesislere kavuşmuştur. Son dönemlerde yerel belediyelerin katkıları ile kültürel faaliyetlerde gözle görülür ilerlemeler kaydedilmiştir. Ulusal bazda yayınlanan Samsun merkezli edebiyat dergisi "Yolcu" buna en güzel örnektir. Bunun yanında İstanbul merkezli ulusal bazda yayın yapan bir çok edebiyat dergisine de içerik sağlanmaktadır. Tiyatro ve Sinemalar Şehirde, güncel sinema gösterimlerinin yapıldığı 5 sinema ve 2 özel tiyatro, Samsunlulara hizmet vermektedir. Bunlar; Konak Sineması, Planet Sineması, Galaxy Sineması, Yeşilyurt Avm AFM Sineması, Uyum Avm Sineması'dır Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde çeşitli gösterimler de yapan Düşevi Oyuncuları ve Samsun Sanat Tiyatrosu, Samsun’un geleneklerinde önemli bir yer tutan tiyatro kültürünün yaşaması için çalışıyor. Özel tiyatroların yanı sıra, yerel kültürün hayat verdiği Halk Sanatı ve Edebiyatı da oldukça geliştiği Samsun’da, çeşitli eğlencelerde ve özel günlerde, özellikle yöre gençleri tarafından sergilenen basit tiyatro oyunları vardır. Bu oyunların arasında Arap Oyunu, Deveci oyunu, Berber Oyunu, Değirmenci Dayı oyunu, Kervan oyunu, Helvacı oyunu, Camser, Köroğlu, Kahya, Sarhoş, Arazi Taksimi, Keklik Avı, Sığırtmaç oyunları gibi renkli gösteriler bulunur. Folklor Yörede Doğu Karadeniz'e özgü horon ve karşılama tarzı oyunlar dışında Balkan ve Kafskas göçmenlerinin getirdiği çeşitli halk oyunları da oynanılmaktadır [7]. Davul, zurna,kaval ve kemençe yörenin temel mahalli çalgılarıdır. Anıtlar Avusturyalı heykeltıraş Heinz Kriphel tarafından 1928-1931 yıllarıarasında yapılan ve Samsun’un simgesi haline gelen Atatürk Anıtı’nda, şaha kalkmış at üzerinde askeri giysileriyle Büyük Önder Atatürk canlandırılıyor. Anıt Park’ta yer alan anıtın kaidesinde ise Atatürk’ün Samsun’a çıkışı ve Milli Mücadele’yi vurgulayan kabartma figürler yer alıyor. Atatürk Bulvarı’ndaki İlkadım Anıtı ise Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Milli Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’a çıktığı alanda yer alıyor. Samsun’a çıkışı simgeleyen anıtı, elinde çelenk tutan genç kız ve güvercin bulunan erkek heykelleri tamamlıyor. Müzeler Atatürk Müzesi'nde balmumu heykeller1968 yılında kurulan ve mermerden yapılan Atatürk Müzesi’nde, Büyük Önder’in özel eşyalarıyla çeşitli tarihi fotoğraflar sergileniyor. Müzenin cephesinde havuz, heykel ve kabartma figürler bulunuyor. Gazi Müzesi ise Atatürk’ün Samsun’a geldiği dönemlerde kaldığı zamanın Mıntıka Palas Oteli’nden dönüştürülerek 1930 yılında müze haline getirilmiş. Müzede Atatürk’ün kullandığı eşyalarla fotoğraflar sergileniyor. Birebir ölçülerde inşa edildikten sonra Doğu Park sahiline yerleştirilen müze gemi Bandırma Vapuru ise 2001 yılında ziyarete açıldı. Gemide, Atatürk ile Samsun’a çıkan silah arkadaşlarının balmumu heykelleri bulunuyor. Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde ise Samsun ve çevresinde yapılan kazılarda ortaya çıkan tarihi eserler yer alıyor. Müzede yer alan eserler arasında Amisos Hazinesi, mozaikler ve Bafra’da 1974 yılından bu yana sürdürülen İkiztepe Kazıları’nda çıkarılan binlerce yıllık tarihi eserler bulunuyor. Samsun Yemekleri Samsun ve çevresinde çeşitli deniz ve tatlı su balığı avcılığı yapılabilmekltedir. Mevsimine göre hamsi, barbunya, istavrit, [[kefa]l], mezgit, çinekop, palamut ve kalkan yeme imkanı bulunan Samsun’da ayrıca sazan, yayın, levrek, alabalık ve turna gibi tatlı su balıkları da her dönemde restoranlarda servis edilebilmektedir. Yer pancarı, mısır, kara lahana ve hamsi katkılı çeşitli çorba ve yemekler de Samsun yöresinin özgün yemekleri olarak bilinmektedir. Bununla birlikte “Karadeniz” adıyla bilinen Samsun pidesi özellikle Bafra ve Termeli girişimcilerin İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerde açtığı fırınlarda Türk halkının beğenisini kazanmıştır. Konaklama ve Ulaşım Samsun’da turizm yatırım belgeli çok sayıda otel, restoran ve eğlence mekanı yer alıyor. Ayrıca kent merkezinde çeşitli kamu kuruluşlarına ait misafirhaneler de bulunuyor. Her gün THY ve özel hava şirketleri tarafından başta İstanbul olmak üzere birçok kente bağlantılı uçak seferi bulunan Samsun’dan ayrıca Türkiye’nin her iline günlük otobüs seferleri düzenleniyor. Bunun yanı sıra demiryolu ve deniz bağlantısı bulunan Samsun, Karadeniz Bölgesi’nin en önemli ulaşım ayağını oluşturuyor. Turizm Samsun, Karadeniz’in en uzun kıyı şeritlerinden birine sahiptir. Bu sahilin büyük bölümü denize girmeye uygun plajlardan oluşmaktadır. Şehrin başlıca plajları, Yakakent, Alaçam, Bafra ve Terme sahillerinde yer almaktadır. Bölgede yer alan plajların tamamına yakını doğal kumsallardan oluşur. Ayrıca bu sahillerde çeşitli konaklama ve eğlence tesisleri'de bulunmaktadır. Samsunlu ünlüler Orhan Gencebay Yaşar Doğu Sagopa Kajmer Levent Kırca Ferhan Şensoy Şifo Mehmet Tanju Çolak Mustafa Dağıstanlı Yıldıray Çınar~ Orhan Hakalmaz Mehmet Aslantuğ Neyzen Tevfik Ece Erken Kenan Aksu Ahu Türkpençe Polat Bilgin Sabri Sarıoğlu |
|
02-28-2015, 17:33 | #10 |
Osmanlı döneminde Samsun’un değil, Trabzon ilinin Canik Sancağına bağlı olan bir kazaydı Bafra ilçesi. Geçmişi oldukça eski olan bu güzel ilçeyle ilgili haberleri takip etmek isterseniz, yapmanız gereken çok basittir. İnternet tarayıcınıza http://bafrahaberler.net yazarak ziyaret edebilirsiniz.
|
|