03-11-2015, 20:26 | #1 |
Ahmet Kekeç - Önce Elindeki Kanı Temizle
Ahmet Kekeç
Önce elindeki kanı temizle Hiçbir zaman, içinde, “üstü çıplak, deri eldivenli adamlar... Saldırdılar... İşediler...” ifadelerinin geçtiği bir yazı yazmadım. Böyle bir beyanda da bulunmadım. Dediklerim ve yazdıklarım ortadadır. (Arşivdedir yani... Dileyen, arama motoruna ismimi yazıp, Kabataş hadisesi hakkında ne yazdığıma ve söylediğime bakabilir.) Sadece militarist solcu Ömer Laçiner’le kapışmalarımız çerçevesinde değindim konuya. Laçiner’in, “Görüntü isterim... İlle de görüntü” diye tutturmasının hem nezaketsizlik olduğunu, hem de“pornografik merakı” tatmine yönelik bir çıkış (çok ayıp bir çıkış) sayılması gerektiğini yazdım. Laçiner’den de bir ton küfür işittim tabii... Hayır, öyle olmamış... “Deri eldiven”, “çıplak beden”, “işeme” fantezisine dayalı yazılar yazmışım... Yetinmemişim, 13 yazarla birlikte, ortak başlıklı bir metne imza atarak bu fanteziyi köşeme taşımışım. Talimatı da, AK Saray’dan almışım. Erdoğan demiş ki, “Köpürtün şu işi yandaşlarım. Kabataş meselesini gündeme getirin ki, hem Gezi ahalisinin ne kadar saldırgan olduğu ortaya çıksın, hem de bizim başkanlık kampanyasına katkı sağlasın...” Şerefsiz taifesine şunları söylemek isterim: Kabataş konusunda müddei değilim. Hiç olmadım. “Görüntü var. Ne korkunç! Aman Allah’ım!” demedim. Ortada, aynı zamanda anne olan bir hanımefendinin beyanı var. Bir de Adli Tıp Kurumu’ndan alınmış darp raporu... İnanıp inanmamak sütünüze ve vicdanınıza kalmış. (“Beyan esas değildir” diyorsanız, karakolda çırılçıplak soyulduğunu söyleyen 20 Gezi’ci kadının beyanını esas kabul etmemeniz ve Adli Tıp Kurumu raporunu koyacak uygun bir menfez bulmanız gerekir.) İkincisi... Bu işin tekrar köpürtülmesinin arkasında bir talimat yok. Bir telkin de yok. Herkesi kendiniz gibi “kullanışlı” sanmayın. Bu işin tekrardan köpürtülmesinin biricik mesulü, Kabataş saldırısı hakkında yazmış kadın gazetecilere parmağını sallayarak “yargılanacaksınız” diyen Enver Aysever adlı şahıstır. Hisseme düşen kısmını yazayım: Halime Kökçe, “Enver Aysever tarafından tehdit edildik. Nihal Bengisu Karaca ve Elif Çakır’la birlikte bir ortak başlık bulduk. Bu başlık altında Kabataş konusunda ne düşündüğünü yazabilir misin?” diye ricada bulundu. Ben de seve seve kabul ettim. Budur... Üçüncüsü... Her ağzınızı açtığınızda “kadına yönelik şiddet” diyorsunuz ama şu son bir haftada Kabataş saldırısı hakkında yazmış kadın gazetecilere yöneltmediğiniz şiddet kalmadı. Bir sürü de“mülaane”ci refik buldunuz. Dördüncüsü... Kabataş saldırısının vuku bulmadığını kanıtlamak sizi temize çıkarmıyor. Mobese kayıtlarından alınmış ve “paralel” bir el tarafından ketmedildiği besbelli 1.5 dakikalık görüntüyle devriminizin nezahetini savunamazsınız. Hiçbir steril görüntü cam-çerçeve indiren militanlarınızı, üçüncü köprüye olmadık isimler takan çiçek çocuklarınızı, “devrimciler burada, makarnacılar nerede” höykürtülerinizi, içinde başörtülü bulunan arabaların üzerinde tepinen kart devrimcilerinizi, “O... Ç... T...” pankartlarınızı, “Geber Tayyip” dövizlerinizi, “öteki”ne ölümü reva gören yaratıcı sloganlarınızı aklamıyor, aklamayacak. Kabasınız, çirkinsiniz, saldırgansınız. Beşincisi... Beşincisi de “Ya biat denen şahsiyetsizleşmenin en zavallı hali, ya da bir menfaat çeteleşmesinin saadet zinciri... 13 üstü çıplak, eli derili köşe tacizcisi” diyerek 13 yazara laf sokan Ertuğrul Özkök’e gelsin. Sen hiç konuşma Ertuğrul. Hiç ağzını açma... Bu konularda konuşacak, hele “vicdan” diyecek en son kişisin. Bırak “eli derili” köşe tacizcilerini de, sen önce elindeki kanı temizle. Kaynak Star 11.03.2015
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|