AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-17-2015, 00:51   #1
Kullanıcı Adı
Özgür Suriye
Standart Ahmet Davutoğlu’nun ‘Kazan-Kazan’ Oyunu!
Davutoğlu diplomasi ve müzakere konularında kendisine oldukça güvenir. Koalisyon görüşmelerinde de sıklıkla diplomasi, müzakere, oyun planı gibi kavramlara atıfta bulunmakta. Çok sevdiği bir kavram ise “kazan-kazan”, basit bir anlatımla tüm tarafları en azından kazanma hissine ulaştıracak çözümü aramak.

Davutoğlu’nun Genel Başkan oluşundan sonra bu kavramı farklı biçimde kullandığını da görmüş olduk. Davutoğlu “kazan-kazan” derken, bizzat kendisi için her durumda kazanç sağlayacak, her durumda kazandıracak esneklikte bir pozisyonda bulunmayı ve bu amaçla strateji oluşturmayı amaçlıyor.

Davutoğlu’nun bu anlamda “Kazan-Kazan” stratejisinin en iyi yansıması Cumhurbaşkanı ile ilişkileri.

Biraz geriye dönüp hatırlayalım. Davutoğlu Genel Başkan seçildiğinde algı nasıldı? Cumhurbaşkanı ile çok yakın çalışmış, güvenini kazanmış, teknik ve teorik yönü güçlü bir isim. Beklenti neydi? Cumhurbaşkanı ile tam uyum içerisinde partiyi ileriye taşıyacak, 2015 seçimlerinden itibaren yeni Anayasa ve Başkanlık modeline geçiş sürecini yönetecek bir isim. Asla emanetçi değil, ama bir geçiş dönemi sonunda yeni bir modelde görevi Lider’e bırakacak bir dava adamı.

Aradan geçen zaman bu algı ve beklentileri teyid etti mi? Kesinlikle HAYIR!

Bu dönemde Davutoğlu için en kritik nokta Cumhurbaşkanı ile ilişkilerdi. İlk aylarda Davutoğlu, ev ödevine çalışan ve Cumhurbaşkanı ile tam uyum içerisinde bir profil sergiledi. Parti de yeni döneme alışmaya başlamıştı.

Davutoğlu, bu görüntünün partide ve tabanda kendisine sağladığı gücü görüyordu. Ama bu modelin -nedense- çok sürdürülebilir olmadığını hissetti (ya da kendisine hissettirildi!) Bir yandan Tayyip Erdoğan karşıtlarını da tamamen karşısına almak siyaseten çok anlamlı görünmemeye başladı.

Kazan-kazan stratejisinin ilk adımı Ocak ayında geldi. 20 Ocak 2015 günü Meclis’te eski dört bakanın Yüce Divan’a gönderilmesiyle ilgili Genel Kurul toplantısı vardı. Ama Davutoğlu ilginç bir biçimde o gün Meclis’te olmadı. Yakın adamı İbrahim Turhan‘a emir verip Borsa İstanbul ve Londra Borsası arasında basit bir işbirliği imza törenini o güne denk getirtip İngiltere’ye gitti.

Bu hareket, Davutoğlu’nun “Tayyip Erdoğan ile tam uyumlu değilim” mesajı verdiği ilk görünür olaydı.

Ama tek bir vaka yeterli değildi. Bunun için Davutoğlu, Londra’dan sonra Tayyip Erdoğan’ın “bir daha gelmem” dediği Davos’a geçti. Küresel sermaye ile sıcak temaslarının, Tayyip Erdoğan’ın ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası’na eleştirilerinin yoğunlaştığı bir döneme denk gelmesi tesadüf değildi elbet. Yanında götürdüğü isimler de zaten mesajını ortaya koyuyordu: IMF’ci ekip, yani Babacan-Şimşek-Başçı ve Turhan.

Ama bu da yetmiyordu Davutoğlu’na. İçeride ve dışarıda bir biçimde Tayyip Erdoğan karşıtlarını da “kazan”maya devam etmeliydi. Bu kez aynı ekiple New York’a gidip küresel sermaye ile masaya oturdu.

Davutoğlu stratejisini aslında başarıyla uyguluyordu. Tayyip Erdoğan’ın en büyük düşmanının küresel sermaye olduğunun farkındaydı. Bu arada, Yüce Divan oylamasına da katılmayarak içeride kamuoyuna mesaj veriyordu.

Sonrasında Hakan Fidan‘ın adaylığı muamması, partide atılan bazı adımlar ve Tayyip Erdoğan karşısındaki kitleye gönderilen sıcak mesajlar ile bu süreç devam etti.

Kazan-Kazan’ın bir parçası olarak Davutoğlu her kırılma noktasında ise tekrar sanki Tayyip Erdoğan ile yakın ve uyumluymuş mesajlarını vermekten geri durmadı.

Seçimler Davutoğlu’nun oyun planı için de önemliydi. Listelerin hazırlanmasında ve tercihlerde Davutoğlu net biçimde Tayyip Erdoğan’a rağmen adımlar atabildiğini göstermek istedi. Milletvekili listeleri bu anlamda partiye bir mesajdı.

Seçim kampanyasının başkangıcında da Tayyip Erdoğan’a rağmen Başkanlık konusunu seçimin gündemi yapmayacağını ortaya koydu. Böylece Erdoğan karşıtı cepheyi yumuşatabileceğini düşündü. Ama anketler kötü gelmeye başlayınca seçime doğru Tayyip Erdoğan vurgusunu artırıp hitabetini ve dilini bile ona benzetmekten çekinmedi.

Seçim sonuçları ilk anda moralini bozsa da Davutoğlu yine Kazan-Kazan planını devreye soktu. Halen yaptığı da bu.

Ne yapıyor Davutoğlu? Olabildiği ölçüde koalisyonu zorluyor. Böylece partide ve hükümette daha güçlü olabileceğini, Tayyip Erdoğan’ın etkisinin azalacağını düşünüyor. Kendisini ispat edebilmek için fırsat bulabileceğini düşünüyor. Ama arada bir de “Cumhurbaşkanımızı tartıştırmayız” demeyi ihmal etmiyor.

Davutoğlu’na göre iyi senaryo koalisyon. Partide konumunu güçlendirecek ve tabana kendisini gösterebilecek bir seçenek. Koalisyon olmazsa? Bu kez de denemiş, iyi niyetini göstermiş bir şekilde halkın karşısına çıkacak. Seçimi her ne kadar istemese de seçimde Ak Parti’nin bu kez tek başına iktidarı yakalayabileceğini ama 330 milletvekilinin altında bir sayıda kalacağını tahmin ediyor.

Başkanlık sistemi ve Anayasa değişikliği gücünden yoksun bir tek parti iktidarının Başbakanı olmak Davutoğlu için ideal bir seçenek.

O nedenle Davutoğlu gönlünden geçenle yetinmeyip Kazan-Kazan modelini işletiyor. Yakın çevresi de bunun en güzel örneği. Taha Özhan, Hatem Ete ve İbrahim Turhan gibi isimler tamamen koalisyon taraftarı oldukları halde “Gerekirse seçim de olur” deyip ve perde önünde Cumhurbaşkanına bağlıymış gibi görünüp aynı stratejiyi uyguluyorlar. Ali Sarıkaya’ya yakın bir kaynak, Sarıkaya’nın ‘Erken seçim’ istediği bilgisini tarafıma ulaştırsa da, İbrahim Turhan’ın dar meclislerde, ‘Kendisi başta olmak üzere; Ali Sarıkaya, Taha Özhan ve Hatem Ete’nin ısrarla koalisyon istediğini ve bunu açık bir şekilde dillendirdiklerini de belirtiyor.

Oysa dar dairede bu isimlerin Davutoğlu’nun yeni lider olarak partiyi yönetmesi için canla başla uğraştıkları ve Tayyip Erdoğan’ın davaya zarar vermeye başladığını söyledikleri biliniyor.

Peki Ak Parti’yi bekleyen gelecek ne? Açık konuşalım: Bu tarz bir strateji yürüten bir isim Ak Parti’yi ileriye taşıyamaz. Davutoğlu’nun duruşu sorunlu ve ikircikli. Bunun fark edilmediğini düşünüyor olabilir ama partide ve tabanda giderek artan Davutoğlu karşıtlığının temelinde bu oyunların fark edilmesi yatıyor.

Ak Parti adımlarını iyi planlamaz, doğru ve açık bir yönetimler Lider’le uyumu sağlayamazsa sorunlar artarak devam eder. Erken seçim ve partide yönetim değişikliği kaçınılmaz görünüyor. Yakın zamanda büyük hamleler gelebilir. Hayır olsun diyelim…

Ömer ADIYAMAN – ANALİZ HATTI - 16 Temmuz 2015

http://www.analizhatti.com/ahmet-dav...n-kazan-oyunu/

 

Özgür Suriye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi