07-16-2007, 09:59 | #1 |
bir kadın neden ağlar ??...
Eğer bir fotoğrafçıysanız ya da görsel sanatlarsa ilgi alanınız; tek bir ağaç,tek bir dağ ya da boş bir bank karesiyle çok güzel anlatırsınız yalnızlığı ,sayfalar dolusu, hemde.
Yolumun üstündeydi çocuk parkı . Hemen her zaman birileri olurdu,kah çocuğunu getiren,kah geçerken banklara ilişip, soluklanan.Bugünse park tenhaydı ve sadece bir kadın oturuyordu bankta.Ağlıyor olması hemen dikkatimi çekti.Başını eğmişti..Yüreğim dağlandı o an.Bir kadın neden ağlardı? İyi bilirdim.Yanına gitmek, sarılamasam da dokunmak istedim.Beni tanımasa da yalnız hissetmesin kendini, istedim.Bilirdim, bir kadın her şeye ağlayabilirdi ama böyle yürekten ve nerede olduğuna aldırmaksızın ağlıyorsa, canından can kopmuştur.Mağrur bir uçurum olmuştur kalbi, ha düştü ….ha düşecek.Tam orta yerinden geçmiş, yıkmış dağıtmıştır depremleri. Başını kaldırdı,bankta oturan kadın.Tam karşısında duruyordu İda .Uzansa ,dokunacak sanki doruklarındaki fırtınalara..Ağustos sıcağında bile üşüten hani…Sonra ,gözlerini çok uzaklardan geçen gemilere sabitledi..Onların mı yükü daha ağırdı,kendinde olanlar mı ? diye geçirdi içinden.Yıllar yılı rotasını şaşırmış,yüküyle,ne ara duraklarda soluklanabilmiş ne de sığındığı limanlarda barınabilmişti. Ağlayan kadın kendine dönerdi Gözbebeklerindeki kahırlarıyla artık ne arkasına bakardı ne de önünü görürdü, içinde dinmeyen fırtınalarıyla. Nicedir yaptığı hayat muhasebesinde, listesindekilerin bir bir üstünü çizmişti belki de ..Fitleşmişti onlarla,hesapsızdı. Bir kadın,bankta oturuyor ve gözleri uzaklara dalıyorsa , hayatının finalindedir artık.Kırk düğüm çözer gibi ya da ayrık otlarını temizler gibi sabrını sınayacaktır , sabretmenin sınırlarını çoktan kaldırmışken kendinde.Çare kendisiydi,bilecekti..Her yaşanan şeyin, yaşanması gerektiği için yaşandığına inanacaktı..Iskalayabilirdi elinde olsaydı ama önüne çıkmıştı bir kere , payına düşen.Kurşun atılmış,çığa düşmek kalmıştı artık. Bir kadın umutsuz aşka ağlar, en çok.Kolu bile kalkmaz gidenin arkasından bakarken., Yeni telaşlarına koşarken ve nasıl bıraktığına bile bakmaksızın giderken O, tek yoldaşının yalnızlık olacağının farkındalığı ile kolkola yürümektedir evine doğru, kadın.Zor gelen mızrabın düşmesi,türkülerin de susmasıdır artık. . Ve kadın ellerine bakar ,ağlar bir de..Yıllarıdır, göz göre göre akıp gitmelerine izin verdiği. Avuçlarından kayıp gitmiştir , dönmemecesine , şans dedikleri.Farketmemiştir. Yanından geçmiştir fark edilmeyi çok isteyen.Sonraları , boş ellere bakar ,ağlar kadın. Biliyordu bankta oturan kadın, rüzgara karşı yürümek zordu.Rüzgara karşı yürürken ayaklar, gücünü omuzdan alırdı. Yaradan; böyle kurmuştu mekaniği işte.Omuzlar dik,göğüs kafesi biraz önde,yürek korkusuz olacaktı.Rüzgara tavır bu olmalıydı.Hayata da.. Birden bire önüne çıkıverecek keskin virajlarda savrulmaktan son anda kurtarabilecek miydi kendini , tutunmalarında kanayacak elleriyle? Kestiremiyordu ama madem ki çıkmıştı bu yola,yol öğretecekti. Ağlayan kadın,ruhunu arındırır,yeniden var olmayı keşfeder.Gözyaşları, anlamını yitirenler içindir artık.Zaman,hapsettiği yüreğine, özgürlüğünü geri verme zamanıdır artık. Son anda fark etti geldiğini.Elleri cebinde ,çatılmış kaşları , düşünceli haliyle az ötedeki banka ne zaman gelmişti, oturmuştu?Savaştan çıkanı , savaştan çıkan anlardı en iyi.Evet,bu az ötede oturan erkek de kendi savaşını veriyordu,besbelli. Şu an uzaklarda olan yüreği ve beyniyle.. Savaşında kazananı yoktu belki de.Ama ha yağdı ha yağacak gözbebekleriyle,kahrından ölecekti sanki. Yoksunluğunda , zulasındaki son kırıntıydı belki “Gel” diyemediği, “Kal” a gücünün hiç yetmediği sevdası…Ellerine baktı erkek, ne kadar güçsüzdüler, öfke duyulası… Hüzne doğan kırçiçeklerine mi ,gelmeden biten baharlara mı yansındı? Hangisine?Topladı gözyaşlarını, kuytularına sakladı,erkek. Aynı anda kalktılar.Aynı anda yürüdüler.Tam birbirlerinin yanından geçerken,gözlerine baktılar birbirlerinin. Aynı anda anladılar. Aynı anda gülümsediler sonra hayata. Ağlamak insana dair bir şeydi.Yaşanana değil,yaşama kavgaları olacaktı bundan sonrakiler.Sessiz dayanışmaydı belki bunun adı, belki de sokakların dili. “Yedi rüzgarın kavuştuğu yer” denir mitolojik anlatımda buralara,hakkını verdiği için rüzgarlar.O yüzden buraların rüzgarı meşhurdur,hatta rüzgar deyimi kifayetsiz kalır hızına,öfkesine,deliliğine baktığınızda.Rüzgar acımasızsa,biriktirmişse öfkesini, deniz de köpük köpüktür buralarda. Deniz taşacak,dağ üstünüze kapaklanacak, sanırsınız.Toprağına kök salmamışlara da son dersini verir, bu rüzgar. Rüzgarı sırtına aldı kadın…Rüzgarı sırtına aldı erkek.. Ve...karşımda İda, doruklarında umutlarıyla….
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|