12-26-2011, 12:52 | #1 |
Şeftali bahçeleri
Bir yaz günü, Akdeniz kıyılarındaki bir kasabanın tabiatı tasvir edilir. Bu küçük Anadolu kasabasında, iklim çok yumuşak geçmekte, yaz günlerinde ise her yeri şeftali kokuları sarmaktadır. Akşamüzerileri, çoğu kasabaya yerleşmiş memurlar deniz kıyısına eğlenmeye giderler. İçkiler, türlü eğlenceler, yiyecekler, çalgılar bu akşamların vazgeçilmez alışkanlıkları olmuştur. Burası Anadolu’nun Sadabad’ıdır. Sazlar çalınır, gazeller okunur, her türlü keyif düşkünlüğü kol gezer. Bu kasabaya tayini çıkan memurlar buranın zevk ve sefasına alışmakta, buraya yerleşerek havuzlu, kameriyeli evler yaptırmaktadırlar. Devrin İstanbul’da hoş görmediği eğlenceler, burada, rahatlıkla yapılmaktadır. Memurlar, resmi işleri tamamiyle boşlamıştır.
Bu kasabaya yeni bir yazı işleri müdürü tayin edilir. Adı Agâh olan yeni yazı işleri müdürü, kasabaya geldiği ilk gün dairede ikindi vakti kimsenin olmamasına çok şaşırır. Öğle vakti, dairedeki herkes şakalar yaparak şen şakrak sahile inmektedir. Agâh Bey bütün bunlara çok şaşırır. Kendisi idealist bir kişidir. Mülkiyeden çıktıktan sonra Avrupa’ya kaçmış, İstanbul’a gelince 4 ay boyunca nezarete alınmış, daha sonra da Anadolu’ya bu işe atanmıştır. Bu memuriyetle kendini göstermeye, bu köyü düzeltmeye karar vermiştir. Sürekli çalışacaktır. Fakat kasabadaki herkes aksine tembel, miskin ve eğlence düşkünüdür. Mutasarrıf ona ilk gün, rahatına bakmasını söylemiştir. Evkaf Memuru daha da ileri giderek, eğlenmesi için tüm imkânları önüne sürebileceğini ima etmiştir. Önceleri bütün bu tekliflere direnmiş, köyde tek başına kalmasına rağmen eğlencelere katılmamıştır. Sıkıntıdan boğulmakta, dairede kimse olmadığı için çalışamamaktadır. Hiçbir idealini gerçekleştiremeyeceğini anlamaya başlar. Bir gün, muhasebeci dayatır, illaki şeftali bahçelerine gelmesini ister. İkindiüzeri, bir merkebe binerler; İğde, böğürtlen, şeftali ağaçları ile süslü, su sesleri içindeki bahçelere giderler. Sürekli yiyip içerler. Çok eğlenirler. Ertesi günü çok yorgun olduğu için Agâh Bey işe girmez. Fakat daha sonraki saatlerde yine şeftali bahçelerine gider, eğlenir, havuzda yüzer. Agâh Bey, artık tüm eğlencelere katılmaktadır. Diğer memurlar gibi o da bir merkep almıştır, sahile daha kolay inmek için. Agâh Bey artık hiç çalışmak istememekte, eğlencelerden daireye gidecek vakit bulamaktadır. Kasabaya geldiği ilk günkü yalnızlığını, çalışma aşkını düşündükçe kendine gülmekte ve ‘Toyluk işte.’ demektedir. Refik Halit Karay
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
12-26-2011, 13:11 | #2 |
|
|
12-26-2011, 13:18 | #3 |
bu bahcelerin sabiha gokcen tarafindan bombalanmis :/
|
|
12-26-2011, 15:02 | #4 |
nerden çıktı şimdi bu hikaye derseniz..Akpartinin son aylardaki şaşırtıcı hamlelerinden sonra hikayedeki baş kahraman olan agah beyin haline benzerlikler olduğunu düşündüğüm için.
|
|
12-26-2011, 15:25 | #5 |
Yorgunluk alametleri diyorsun he Adem bey.
|
|
12-26-2011, 15:28 | #6 |
metal yorgunluğumu desem?
|
|
12-26-2011, 16:26 | #7 |
yorgunluk mu desem yoksa akpartinin devletleştiğini mi desem.sefahata karşı direnen agah beyin kadife urganlı eşeğiyle şeftali bahçelerine ilk koşanlardan biri haline gelmesi manidar..
kamudaki israfı sona erdireceğini iddia edenler şimdi audi A8 isteruk diyorlar.intibak için 2013 gösterenler memur için asgari ücretli için kılını kıpırdatmayanlar bütçeye son dakika golüyle maaşlarını eklemesi ilginç..hiçbir şeyde anlaşamayanlar nasıl oluyorda mevzu bahis kendileri olunca can ciğer kuzu sarma oluyorlar.. akparti tüzüğündeki üst üste 3 dönem vekillik maddesini bazıları için öne bile çekilmesi gerekir diye düşünüyorum...bu üç dönem en iyileri için geçerli olmalı buna başbakanımızda dahil... |
|
11-05-2023, 23:18 | #8 |
Paylaşım için teşekkür ederim.
|
|
02-01-2024, 16:09 | #9 |
Paylaşım için teşekkürler.
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|