![]() |
#1 |
![]() Sen gittin ayrılık rüzgarı içimi dağlar
Bahar dolu kırlarda şimdi bir hazan ağlar. Bahçemde güller soldu, açmıyor tomurcuklar Bu öyle bir sonbahar ve gözümde yaşlar var. Papatyalar buruşmuş artık sen yoksun diye Kara dumanlar çökmüş o yemyeşil vadiye. Sensizliğin engeli bağladı tüm hayatı Koşmuyor yele karşı yarışan gönül atı. Bize göz kırpan mehtap şimdi artık bir kaçak Kara yel döndürüyor her şeyi salkım saçak... Kubbe-i elvan’ımı kaplamış kızıl örtü Ne çağlayanlarda var, ne göklerde gürültü. Camiler boş, ezansız, semalarsa matemli Rahmete hasret kaldım sen buradan gideli. Yeter artık sevdiğim çektirdiğin bu cefa Beklemek kader mi ki yoldan gelmedin hala? Aldığım nefesimdin, hayatımdın, canımdın Kalmadı güzellikler,güzellik sultanımdın. Ay’ım gün’üm doğmuyor ardından gitti gider Sensiz dünya zindan suna boylum gel yeter... Bir şafak müjdesi ol, gel gülelim yeniden Taç yapayım başına peygamber çiçeğinden. Gel artık mor sümbülle dolsun karlı dağlarım Açılsın meydan yeri, çekilsin halaylarım. Kopuzlarda destanım söylesin dilden dile Kavim - kardaş kavuşsun tel örgüsüz bir il’e. Yıllardır bağrımın sıcağında sakladığım Benim gibi aşkından yanan solan bayrağım Dalgalansın yurdumun üstünde dileğince Nur içinde parlasın hilalim gündüz gece... Bir şafak müjdesi ol, gel gülelim yeniden Rodop’ta ve Kafkas’ta, Tibet’te ve her yerde Parçalansın ufkumda gerili kızıl perde. Dirilsin steplerde ezan sesi yeniden Gel benim Hürriyetim! Ayrı yaşanmaz senden...
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Ellerinize sağlık çok teşekkürler.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|