![]() |
#1 |
![]() Olmayan elleriyle bize ayna tuttu İbrahim Babur Astsubay... Gözlerindeki kararlılık, görevini yapmış olmanın verdiği kendinden eminlik beni derinden etkiledi. 1994 yılında, terörün en bela döneminde, en dağlık bölgede, Cudi Dağı'nda görev yapmış gencecik bir astsubayımız İbrahim Babur. Hain bir bomba tuzağından askerlerini kurtarmaya çalışırken iki elini birden yitirmiş. Siyaset Meydanı programında bütün bunları anlatırken, bir yandan o günleri tekrar yaşıyor, diğer yandan duygularını frenleyip, kahraman bir askerin nasıl olabileceğini, en doğal haliyle bizlere gösteriyordu. Kamera arada sırada ellerini gösteriyordu Babur komutanın... Protez, hissiz ve ürkütücü eller. Yüzüyle, konuşmasıyla, sıcaklığıyla o kadar zıt ki... Ellerini kaybettikten sonra bile soğukkanlılığını yitirmemiş genç komutan. Tüm erlerini sağ salim, güvenli bölgeye çıkarana kadar acı bile hissetmemiş. 'Ki iğne yapmaktan bile korkar, çekinirdim' diyor kendisi. Vatan sevgisi böyle bir şey işte, kolların kopması iğne ucu kadar acı vermeyebiliyor insana! Babur komutanın elleri, Türk insanının kalbine girdi ve yüreklerimizi burktu adeta. Dağ başında 24 saat görev yapan, her an bir hain kurşunun hedefi olan isimsiz kahramanları, bu milletin evlatlarını kolay kolay silinmeyecek izlerle hafızamıza kazıdı. Elbette ateş düştüğü yeri yakar. Biz her ne kadar 'anlıyoruz, ediyoruz' desek de, ellerini kaybeden İbrahim Babur kadar anlayıp, göremeyiz terör gerçeğini. Ve çok önemli şeyler söyledi Babur Astsubay. Utanmadan, sıkılmadan, burnunun ucu kızarmadan, 'terörü lanetleyenlerin içinde neden başörtülü yok?' diyenden, 'şehit cenazeleri içinde, anası, bacısı başı açık neden yok?' diyenlere bir şamar atarcasına haykırdı gerçeği. Terörü bile ideolojik ranta çeviren çirkef ruhlara M. Akif ile vurdu: "Değil mi cephemizin sinesinde iman bir; Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir; Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz, Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!" Ve can alıcı şu soruyu sordu: "Soruyorum size: Bu ülkede 25 yıldan beri terör hadisesi vardır. Bu ülkenin üniversiteleri bu konuda kaç araştırma yapmıştır? Her konuda bir şeyler açıklayan üniversite hocaları bu konuda kaç akademik çalışma, kaç tez hazırlamış, kaç çözüm önerisi üretmiştir?" Ağır geliyor değil mi soru? Biz, işimizi gücümüzü bırakıp birbirimizin örtüsü, giysisi, inancı, siyasi görüşü, bilmem nesi ile uğraşırken, ölülerimizi bile sınıflandırırken, terörün başımıza bela olmasındaki temel neden, bu ideolojik körlüğümüz ve saplantımız olmasın sakın? Medya bugünlerde savaş tamtamları çalıyor. Sanıyoruz ki, Kuzey Irak'a girdiğimiz an her şey tamam olacak. Terör bıçakla kesilir gibi kesilecek, gençlerimiz ölmeyecek, şehitlerimiz olmayacak. Ki Babur Astsubay'ın kardeşi, 'Ağabeyimin ellerini kaybettiği noktada görev yapacağım' deyip gitmiş ve aynı yerde 3 yıldır astsubaylık yapıyormuş. İbrahim Babur komutanın elleri bize açıkça şunu söylüyor: Eğer biz millet olarak; tepeden tırnağa, siyasisinden medyasına, üniversitesinden devletin her birimine kadar, değişmedikçe bu terör belası bitmez ve bitmeyecek. Dün benim ellerim bu vatan için feda oldu, bugün başka kardeşlerimizin bedeni... Yarın belki sizinkisi... Türkiye'nin düşmanı çok olabilir... Dört bir yanımız bizi sevmeyen ülkelerle, milletlerle çepeçevre sarılmış da olabilir. Ve hatta bizden nefret eden, bu ülkenin batmasını, bitmesini isteyenler, Meclis'e bile girmiş olabilir. Ama unutmamak lazım: Güçlü devlet, güçlü millet ile olur. Milletin vurdumduymazlığı, cehaleti devleti zayıflatır. Medyasının körü körüne salt ticari rant için manşet atması, yorum yazması, üniversitesinin ideoloji uğruna gemiyi yakmayı göze alması, siyasilerin ikbal uğruna olmadık şaklabanlıklar yapması devam ettikçe, değil Kuzey Irak, Washington'a bile girsek bu beladan kurtulamayız. Bunu diyordu Babur komutanın elleri...Tabii anlayana... NEDİM HAZAR
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Bu ülkede 25 yıldan beri terör hadisesi vardır. Bu ülkenin üniversiteleri bu konuda kaç araştırma yapmıştır? Her konuda bir şeyler açıklayan üniversite hocaları bu konuda kaç akademik çalışma, kaç tez hazırlamış, kaç çözüm önerisi üretmiştir?" Ağır geliyor değil mi soru?
cok cok guzeldi tesekkurler zeynep |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|