AK Gençliğin Buluşma Noktası
Ekonomi Ekonomi haberlerini bu bölümde paylaşıyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-16-2007, 16:34   #1
Kullanıcı Adı
erenon
Standart Ekonomide iyiler ve kötüler
Türkiye ekonomisi 2007’nin ikinci çeyreğinden sonra farklı dinamiklerin etkisi altında.

Kasım 2007 ortalarından ekonomiye soğukkanlı baktığınızda ilginç ve ters yönde işleyen dinamiklerin beraber hareket ettiğini görüyorsunuz.

Diğer bir ifadeyle de bugün için ekonomide hem iyilerin hem de bazı endişelerin birlikte varolduğunu görüyorsunuz.

Bir yurttaş olarak en büyük temennimiz endişe yaratıcı trendlerin akıllı ve uygun politikalarla olumluya çevrilmesi ve ülkenin tekrar 2003-2007 arası egemen olan iyimserlik ve sürdürülebilr büyüme süreçlerine hızla geri dönmesi.

Önce olumlu gelişmelerden başlayalım.

Bu sütunda daha önce defalarca da belirttiğimiz gibi kamu maliyesi ve kamu borç stokları meselesi ekonominin en büyük ve yapısal sorunu.

Son senelerde uygulanan doğru bütçe politikalarının bir sonucu olarak kamu borç stokunun milli gelire oranı, hangi kriteri alırsanız alın, hızla Maastricht kriterine yaklaşıyor hatta belirli bir kirtere göre de yakalamış bulunuyor.

Borç stokunun Maastricht kriterini yakalamış olması da sorunu kökten çözmüyor zira iç borçlanma faizleri hala çok yüksek ve vadeler AB standartlarına göre çok kısa.

Ancak, Hazine’nin Ekim 2007 döneminde yaptığı iç borçlanma ihalelerinde ortalama vadenin Eylül 2007’e göre 17 gün uzadığını, 937 güne çıktığını, borçlanmaya temel teşkil eden yıllık bileşik faizlerin de iki puana yakın düşerek yüzde 16.46’ya geldiğini gözlemliyoruz.

İç borçlanma ihalelerinde vadenin uzaması ve bileşik faizin düşmesi kanımca son günlerin, haftaların en önemli ama üzerinde az konuşulmuş iyi konusu.

Faiz ve kur meselesini öne çıkaran ihracatçı arkadaşların bilmesi gereken temel nokta faizlerin Merkez Bankası kararlarıyla değil, Hazine ihalelerinde yani piyasada düşeceği.

Dış ticaret cephesinde de ilginç ve bir açıdan çok olumlu gelişmeler yaşanıyor.

İhracatta bir yandan pahalanma yaşanıyor ve beraberinde de aylık ihracat miktarı on milyar doları buluyor.

Türkiye İhracatçılar Meclisi kayıtlarına göre son bir yıllık yani Ekim 2006-Ekim 2007 ihracatı 103 milyar dolar mertebesinde ve artış oranı yüzde 25.

Son Ekim ayında gerçekleşen yaklaşık on milyar dolarlık aylık ihracatın 8.2 milyar dolarlık bölümünün de sanayi ürünleri ihracatı olması Türkiye ekonomisinin son senelerde geçirmiş olduğu önemli yapısal dönüşümün bir göstergesi.

Gelelim iktisatçıların daha az iyi gördüğü noktalara.

İç borçlanma yapısında vadenin uzaması, faizlerin düşmesi çok olumlu ama bu sürecin mutlaka ve mutlaka her ay daha da düzelen bir bütçe gider-gelir yapısıyla da desteklenmesi gerekiyor ama bütçenin 2006 muhteşem performansından bir ölçüde uzaklaştığı da bir gerçek; geciken ve ekonomiye muazzam zararlar veren sosyal güvenlik meselesinin en kısa sürede çözüme kavuşturulması şart.

Harcamalarda disiplin ve köklü bir vergi reformu da kalıcı istikrarın ön koşulları.

İhracatta yaşanan çok olumlu tabloya rağmen Eylül 2006-Eylül 2007 cari açığının 34.4 milyar dolara çıkmış olması bir gerçek; cari açığın tek başına bir sorun olmadığını, önemli olan bu açığın sağlıklı finansmanı olduğunu senelerdir söylüyoruz, içinde bulunduğumuz ülke ve dünya konjonktüründe de bu açığın sağlıklı finansmanı doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında ve artık belki de green field yatırımlarında.

Ancak, resmi öngörüler 2007 ve 2008 senelerinde doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının fren yapacağı yönünde.

2006 senesinde 19 milyar dolar olan doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının 2007 senesinde 18.5, 2008 senesinde de 16.5 milyar dolar olacağı öngörülüyor.

Kanımca, söz konusu doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını ve yavaş yavaş da green field yatırımları her sene 2006 senesinin üzerine çıkarmak temel siyasi ve ekonomik hedefimiz olmalı.

Bu hedef doğrultusunda da mutlaka ama mutlaka 2007 AB İlerleme Raporu bir daha okunmalı ve gerekenler gecikmeden yapılmalı.

Daha az doğrudan yabancı sermaye yatırımı cari açığın finasmanında sağlıklı yapıdan uzaklaşmak, bu da zorunlu olarak büyümeyi aşağıya çekmek demek.

Arkasından da enflasyonun tekrar iki haneleri zorlayacağına emin olabilirsiniz.

2008 için 25 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye çekmek, bunun hukuki, ekonomik ve siyasal gereklerini yerine getirmek temel hedef olmalı.


prof eser karakaş

 

erenon isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi