11-23-2007, 13:57 | #1 |
Türkiye, bir asır sonra Ortadoğu'da oyuncu oldu
Amerika'nın eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz, Türkiye'nin 'Ortadoğu'da bir asırdır olmadığı oranda bir oyuncu' haline geldiğini söyledi. Zaman'ın sorularını cevaplayan kıdemli diplomat, İran gibi bazı konularda anlaşmazlık olsa da komşularla iyi ilişkiler kurmanın Ankara'yı Washington için 'faydalı' ve 'değerli' kıldığını vurguladı. Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğini Kuzey Irak'ın belirleyeceğini savunan Abramowitz, Kürt meselesini de Türkiye'nin 'gelecek 10 yıldaki ana sorunu' olarak görüyor. Problemin sadece PKK'ya indirgenmemesini, güçlü bir siyasî yaklaşım dahil bütün yönleriyle ele alınmasını öneriyor. CHP lideri Deniz Baykal'ın son çıkışını 'şaşırtıcı; ama yapıcı' bulan Abramowitz, "Bazı askerî liderlerin de geçmişe bakıp içtenlikle bazı yanlışlıklar yaptıklarını söylemelerini etkileyici buldum." diyor. İran ve Suriye ile yakın durmayı Batı'dan uzaklaşma ve Amerikan politikalarıyla zıtlaşma olarak gören yorumlara da katılmıyor. AK Parti hükümetini başarılı bulan Abramowitz, Başbakan Tayyip Erdoğan'ı övüyor: "Çok fakir durumdan en tepeye çıkmayı başarmış, olağanüstü bir şahıs. Özal'dan sonraki en göz alıcı Türk siyasi figür olduğuna şüphe yok." Duayen büyükelçi, Bush-Erdoğan zirvesinden Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğine, AB sürecinden Hamas'la ilişkilere ve DTP'ye kapatma davasına kadar bir dizi güncel konuda Zaman'a açıklamalarda bulundu. Morton Abramowitz, Ankara'da artan diplomatik trafiği şu sebeplere bağlıyor: Türkiye'nin 5-6 yıl öncesine nazaran çok daha dinamik bir ülke olması, bölgede büyüyen ekonomik çıkarları ve bölge ülkelerinin Türkiye'nin komşularıyla ilişkilerini derinleştirmesine yoğun ilgisi. İran-Suriye ile ilişkileriniz mantıklı Abramowitz, Ortadoğu barış sürecinde Ankara'nın daha yüksek profilli arabulucu rolü istemesine ilişkin olarak ise "Türkiye bölgede karar verici ya da ana kolaylaştırıcı olmayacak; ancak daha aktif ve yapıcı bir oyuncu olabilir." dedi. ABD'nin de Türkiye'nin 'muayyen durumlarda' faydalı bir rol oynabileceğini düşündüğünü kaydeden Abramowitz, "Türkiye'nin şimdi tüm komşularıyla iyi ilişkileri var. Bu değerli bir şey." şeklinde konuştu. Türkiye'nin Doğu komşularıyla yakın angajmanını Batı'dan uzaklaşma ve Amerikan politikalarıyla zıtlaşma olarak gören yorumlara katılmayan Abramowitz, şöyle devam etti: "Türkiye'nin bazı kapı komşularından, mesela İran ve Suriye'den, Amerika pek hazzetmiyor. Bu ülkelerle nasıl iştigal edileceği noktasında bazı görüş ayrılıkları var. Ama sonuçta Türkler o bölgede yaşıyor. Türkiye bu ülkelerle kendi perspektifinden iştigal etmeli. Bu bana oldukça mantıklı geliyor." Başka bazı Amerikalıların Türkiye'nin Hamas'a ve diğer 'kötü çocuklar'a yanlış mesajlar verdiğine ve bunu da hükümetteki dinî unsura bağladığına işaret eden Abramowitz, "Ben ise bunu, akıllıca devlet etme sanatı olarak görüyorum." dedi. ABD'nin İran'la nükleer ihtilaf konusunda Türkiye ile 'yaman müzakereler' yapacağını öngören Abramowitz'e göre, 'eğer yaptırımlar süreci işlemezse, dünya tehlikeli bir duruma maruz kalacak'. Büyükelçi Abramowitz, son üç ayda tamamen PKK meselesine yoğunlaşılmış olmasını reformlar açısından 'zaman kaybı' olarak nitelendirirken, "Türkiye etkin bir hükümete sahip olmaya, yılda yüzde 5-6 büyümeye ve dünyada yapıcı bir rol oynamaya devam ederse, AB ışığı görecek, sonunda Türkiye'nin tam üyeliği gerçekleşecektir." tahmininde bulundu. AB'nin 301'inci maddenin akıbetini ve anayasayı değiştirme gayretlerini dikkatle izlediğini kaydeden eski büyükelçi, Anayasa'nın demokratik olmayan bir süreçte hazırlandığını ve modernize edilmesi gerektiğini belirterek, "Ancak bunun zamanına ve hükümetin gücünü ve halk desteğini nasıl etkileyeceğine AK Parti hükümeti karar vermeli." dedi. Abramowitz'e göre Türkiye'nin Kürt meselesinin üç boyutu var: PKK terörü, Türkiye'nin güneydoğudaki gayretleri ve Kuzey Irak'ın geleceği. Erdoğan ve Bush'un geçtiğimiz günlerde yaptığı görüşmeye ilişkin değerlendirmesi ise şöyle: "ABD, en nihayet Türkiye'nin ciddi bir problemle karşı karşıya olduğunu idrak etti. Erdoğan ise Bush'un büyük bir iç sorunu olduğunu gördü. Böylelikle taraflar ortak problemlerinin farklı veçheleriyle ilgili bir şeyler yapma yollarını araştırdılar." Kürt liderleri ABD değiştirdi Abramowitz, ABD'nin Kuzey Irak'ta yapılabilecek noktasal girişimlere itiraz etmeyeceğini ve eyleme geçme imkânı veren istihbaratla bunu kolaylaştıracağını kaydetti. Mesud Barzani dahil Iraklı Kürt liderlerin olumlu söylem değişikliğinde ABD'nin rolü olduğunu ima eden emekli büyükelçi, "Ancak somut olarak ne yaptıkları henüz belli değil." dedi. Abramowitz, Foreign Policy dergisindeki bir makalesinde Başkan Bush'u Kuzey Irak'ta Kürtlere 'açık çek' vermekle eleştirmişti. Beyaz Saray görüşmesinden sonra PKK'ya karşı çok az şey yapıldığını kaydeden Abramowitz, "Her ne kadar General Petraeus'un ziyaretinde bir şeyler çıkma ihtimali olsa da, şu anda PKK'ya karşı Türk eylemi itibarıyla somut olarak ne yapılacağı belli değil." dedi. Önümüzdeki 10 yılda Türkiye'nin 'ana sorunu' olarak gördüğü Kürt meselesinin sırf PKK'ya indirgenmemesi, 'güçlü bir siyasi yaklaşım' dahil 'çok veçheli' ele alınması görüşünü savunan Abramowitz, CHP lideri Deniz Baykal'ın son çıkışına şaşırdığını ve 'yapıcı bir adım' olarak gördüğünü kaydetti. Abramowitz, "Bazı askerî liderlerin de geçmişe bakıp içtenlikle bazı yanlışlıklar yaptıklarını söylemelerini etkileyici buldum." diye ekledi. DTP'ye kapatma davası açıldığını duymaktan üzüldüğünü kaydeden Abramowitz, "Bu insanlar büyük kitleleri temsil ediyor. Konuşulacak birileri olması önemli. Türkiye kapıları kapatma konusunda çok dikkatli olmalı." kanaatinde. Türk-ABD ilişkileri Irak'a bağlı Abramowitz, Kürt liderlik kadrosunun Kuzey Irak'ta PKK konusunda ne yapacağına bağlantılı şekilde Türkiye'nin Irak'ın Kürdistan bölgesinin Irak hükümet sisteminin bir parçası olarak kabulleneceğini öngörüyor. Herhangi bir Kürt biriminin Türkiye'nin dostluğu olmaksızın yaşayamayacağını, bunun ABD'nin de çıkarına olduğunu düşünüyor. Irak'ın ve hassaten Kuzey Irak'ın geleceğini Türk-Amerikan ilişkilerinde 'belirleyici' konu olarak gören Abramowitz, ABD' nin Irak'ı bölmeye, bağımsız Kürt devleti kurdurmaya, Türkiye'yi parçalamaya çalıştığı, PKK'yı desteklediği gibi iddiaları 'saçma' buluyor. Türklerin 'büyük resmi' görememesinden yakınan Büyükelçi, "Irak, PKK, Arap-İsrail ve diğer konular nedeniyle Türkiye'de ABD'ye karşı büyük bir düşmanlık var. Ama bu, ABD'nin Türkiye' nin temel istikametine yönelik olumlu yaklaşımını değiştirmedi. Washington, ilerleme kaydettikleri sürece tüm Türk hükümetlerini desteklemeye devam edecek." dedi. Daha önce birlikte çalışmış olan Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül'ün dış politikada koordinasyon sorunu ihtimalinin üstesinden geleceklerine inanan Abramowitz, Erdoğan'ı şöyle tasvir etti: "Çok fakir durumdan en tepeye çıkmayı başarmış, olağanüstü bir şahıs. Özal'dan sonraki en göz alıcı Türk siyasi figür olduğuna şüphe yok." Orduya saygı sürüyor; ama nüfuzu azalıyor Türkiye'de görev yaptığı 1989-91 döneminde ordunun siyasetteki rolü ile bugünkü rolünü karşılaştıran Büyükelçi, "O zamanlar Türk-Amerikan ilişkilerindeki en büyük mesele askerî yardım programı idi. Türkiye ne kadar yardım alacak, Yunanistan ne kadar yardım alacak, bunlarla uğraşılıyordu. Ve ABD politikaları NATO endeksli idi." diyerek, Türkiye'nin artık 'oldukça farklı' bir ülke olduğuna işaret etti. Ordunun hâlâ Batılı tarzda olmasa da siyasete karışmayan 'normal' hale gelmeye devam ettiğini kaydeden Abramowitz, "Şu anda ordunun rolüyle ilgili kamuoyunda çok daha yoğun tartışmalar yapılıyor. Oysa ben Türkiye'deyken bunlar neredeyse hiç konuşulmuyordu. Şimdi tüm medyada yapılıyor ve oldukça da eleştirel. Orduya saygı sürüyor; ama nüfuzu hâlâ büyük olmakla beraber azalıyor." dedi. Ali H. Aslan 23 Kasım 2007, Cuma
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|