![]() |
#1 |
![]() YÖK, Teziç ve sonrası...
1982 Anayasasının en uzun maddelerinden biri de; “Yüksek Öğretim Kurumları” başlığını taşıyan 130’uncu maddedir. Burada uzun uzadıya üniversitelerin kuruluşundan, onların bilimsel çalışma yapma esaslarından, rektör ve dekanların seçilme usulü ile bu kurumların güvenlikleri, bütçe denetimleri; üniversiteler üzerinde devletin genel gözetim ve denetimi, öğretim üyelerinin özlük hakları, unvanları, disiplin ve cezai işlemler, harçlar vs...adeta bir yönetmelik teferruatıyla düzenlenmiştir. 131’inci madde ise “Yükseköğretim üst kuruluşları” başlığını taşır... Tahmin edeceğiniz üzere bu madde de; Yükseköğretim Kurulu, yani (YÖK)’ün kuruluşunu tanzim etmektedir. Kurulduğu günden bu tarafa, ilgili kesimlerde genel olarak Yükseköğretimin sırtındaki bir “YÜK” olarak tanımlanan YÖK sistemi, çeyrek asırdır tartışılmasına rağmen, bugüne kadar bir türlü ıslah edilemedi. Şimdi bütün ümitler, yeni anayasa çalışmalarında. Eğer bir mani çıkmazsa, muhtemelen çeyrek asırlık acı tecrübelerden de yararlanılarak, bu kuruluş olabildiğince şartlara cevap verir hale getirilebilecektir. YÖK’ün şimdiye kadarki bütün başkanları halen hayatta. Kurucu Başkan Prof. İhsan Doğramacı, ilerlemiş yaşına rağmen, hâlâ daha eğitim ve öğretim alanında aktif olarak çalışmaya devam ediyor. Ondan sonra gelen Prof. Mehmet Sağlam da, YÖK başkanlığından sonra siyasete girdi. Bir dönem Milli Eğitim Bakanlığı yaptı. 22 Temmuz seçimlerinde yeniden milletvekili seçilen Sağlam, hem YÖK Başkanlığı, hem de Bakanlığı döneminde; mutedil kişiliği ve ilkeli yönetim anlayışı ile, kamuoyunun büyük bölümünden takdir topladı. Prof. Mehmet Sağlam’dan sonra, Demirel tarafından göreve getirilen Prof. Kemal Gürüz’le birlikte, YÖK maalesef çok tartışmalı bir kuruluş haline geldi... Özellikle 28 Şubat dönemindeki YÖK anlayışı ve yönetim biçimi; üniversiteleri adeta bilimsel çalışma yapan özerk kurumlar olmaktan ziyade birer kışlaya çevirmişti!.. O dönemde askeri cenahtan gelen telkinler istikametinde, rektörler istifaya zorlanıyor, istifa etmeyenler de uydurma gerekçelerle görevden alınıyordu. Yani durum tam bir fecaatti. Kemal Gürüz, görevini tamamlayıp ayrıldıktan sonra, uzun süre pek ortalıkta görünmedi. Geçen gün TOBB’un Ankara’daki Anayasa çalıştayında kameralara yakalandı. Biraz mahcup bir edası vardı... Sorulan sorulara kaçamak cevap verdi. YÖK’ü tartışmalı hale getirmekte, Gürüz’le yarışan halefi Erdoğan Teziç de nihayet gitti!.. Herhalde onun gidişinden memnun kalmayan yok gibi. Daha düne kadar, Prof. Teziç’i arkalamaya çalışan bazı kalemlerin bile, kendisini pek hayırla anmadığına şahit oluyoruz. Neyse... Dört yıldan beri, her konuşmasıyla yeni bir gerilime kapı açan Teziç; artık fazla anılmayacak. Tıpkı selefi Kemal Gürüz gibi. Keşke gittiğine sevinmek yerine, arkasından hizmetleriyle onu anmaya devam edebilseydik... Fakat hizmet bir yana, Erdoğan Teziç kibirli edası ve ideolojik taassubuyla, başlangıçta kendisinden yana olanları bile hayal kırıklığına uğrattı. Yani kayıp dört koca yıl!.. Bakalım yeni dönemde YÖK nasıl bir veche kazanacak... YÖK Başkanlığına getirilen Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın işi hiç de kolay olmayacak. Sosyolog Prof. Özcan’ın ismi, daha önce medyada konuşulmadı. Atama bu açıdan sürpriz olarak karşılandı. TÜBİTAK Başkan yardımcılığından bu göreve gelen Prof. Özcan’ın; Türkiye’nin yükseköğretim ve bilimsel çalışma seviyesini yükseltecek uygulamalara imza atabilmesini temenni ederiz. Üniversitelerimiz bugün her açıdan yığınla problem yaşıyor. Türkiye’de YÖK’ü de içine alacak, çok geniş çapta bir üniversite reformuna acil ihtiyaç var. Yeni Anayasa ile birlikte bu reform başlatılabilirse; şimdiye kadarki tartışmalar, çekişmeler ve bütün bunların yol açtığı büyük kayıplara bir nokta konulabilir... İsimlerden öteye, artık bütünüyle sistemi konuşmalıyız. Herkes bunu bekliyor. Noktalar İsmail Kapan
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() İsimlerden öteye, artık bütünüyle sistemi konuşmalıyız
işte çözüm burada yatıyor ahmet olmuş ,mehmet olmuş önemli değil sistem baştan bozuk ,özellikle ünv deler adeta çiftlik durumuna gelmiş hayret edilecek bir örnek: memurlar nette bir ilanda görünce ,şoka girmiştim,tarih bölümünden araştırma görevlisi alınacak ama başvuracak adayda aranacak özel şart, ingiliz dili ve edebiyatı mezunu olması;işte bu yökl e bu ünv deler ile nereye gidebiliriz ki? yazı için teşekkürler ;) |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() ben teşekkür ederim. örnek güzeldi
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|