![]() |
#1 |
![]() “Niyet hayır, akıbet hayır!”
“Alternatif maliyet”, “Alternatif gelir” gibi kavramlar ekonomide önemli yeri olan ölçülerdir. Ne demek; mesela bir işe girip elinizdeki parayı (buna ekonomistler “fon” derler) yatırıyorsunuz. Bu yatırdığınız paradan elde edeceğiniz gelirin alternatifi onu bankaya yatırdığınızda elinize geçecek olan miktardır. Veya iki yatırım imkânı vardır, birini tercih edince bunun maliyetinin alternatifi vazgeçtiğiniz diğer yatırımın masraflarıdır. Geçenlerde çekirdekten yetişme, birçok sektörde yatırımları olan bir “iş adamı” arkadaşla görüşüyoruz. Türkiye’de ve dünyada gittikçe zorlaşan şartlardan yakınıyor. “Abicim, son yaptığım yatırımı bir yana bırakalım, o iş için tahsis ettiğim binayı kiraya versem, bu gelir benim yedi sülaleme yeter” diyor. Diyor ama niye o zaman bu işlere devam ediyor? “Niçin?” gerçekten hiç düşündünüz mü siz de, bu insanlar niye bu kadar riskin altına girerler, gece gündüz uykularını kaçıran krizlere rağmen niye didinir dururlar? Bu soruya “Hiiiç!” diye cevap verebilir misiniz? O zaman bu işi iyi analiz etmek gerekiyor. “Bir iş adamı niçin şirket kurar?” İşte bu sorunun cevabı; son onbeş yıldır Batı dünyasında ve oradan ithal olarak ülkemizde “misyon” kelimesiyle verilmeye çalışılıyor. “Tabii canım, adam para kazanacak, zengin olacak!” Sonra! Sonrasını iyi dizayn eden şirketler ve iş liderleri başarıyı yakalıyorlar. Özellikle bizim kültürümüzün deyişiyle “niyet”inin ne olduğunu peşinen belirleyen ve bu niyetini etrafında topladığı insanlara samimiyetle açıklayabilen ve onları bu misyona odaklayabilen liderler başarılı oluyorlar. Çalışanlar tarafından meseleye bakıldığında “Şirketin misyonu”nun gün geçtikçe daha da önem kazandığı görülüyor. Bilgi çağının; toplum ve çevre bilinciyle daha yoğun şekilde donatılarak gelen yeni nesilleri, bir şirketten kazanacakları ücret kadar o şirketin “misyonu” ile de ilgilenmeye başlıyorlar. Belki bizde bu henüz tam hissedilmiyor ama çok yakın bir gelecekte “şirketin misyonu” çok daha güçlü etkilere sahip olacak iş hayatında. Milli Kahramanlar... Şimdi yukarıda bahsettiğim arkadaşımın durumuna dönelim, sahi sizce niçin parasını bankaya yatırıp, binalarını kiraya verip keyfine bakmıyor? “Biriktirdiğim iş ve ticaret tecrübesini elde ettiğim maddi imkânlarla birleştirip ülkeme ve insanlığa faydalı olmak istiyorum.” “Bir kişiye daha iş imkânı sağlasam, açlıktan ağlayan bir bebeği daha gülümsetsem kârdır.” “İnsanların en hayırlısı, onlara en faydalı olandır, ben de insanlara faydalı olmak istiyorum.” “Ülkem için çalışmalıyım, çünkü bu ülkenin imkânlarıyla bu zenginliği elde ettim” diye düşünüyor olabilir mi sizce de? Böyle bir niyetle riske katlanan, gecesini gündüzüne katan bir iş adamı gerçek manasıyla bir “Milli Kahraman” değil midir? İşte son yıllarda bu idrakle iş dünyasına yaklaşan “siyaset” başarıdan başarıya koşuyor. Daha neler neler olacak, yaşayanlar görecek... İş Dünyamız Resul İzmirli
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|