AK Gençliğin Buluşma Noktası
Hikayeler Hoşumuza giden hikayeleri burada paylaşıyoruz.



Konu Kapatılmıştır
Stil
Seçenekler
 
Alt 12-14-2007, 22:20   #1
Kullanıcı Adı
Duygu'Seli~
Standart YARIM KALAN AŞK....
Rasim bir akşam okuldan döndüğü
vakit kendi adına gelmiş bir zarf buldu. İçinde çiçekli bir kağıt
üstüne şu satırlar yazılıydı: Rasim Bey, ben sizi uzaktan uzağa
seven bir genç kızım. Çok güzel olduğumu korkmadan söyleyebilirim.
Dünyada en büyük emelim sizin tarafınızdan sevilmek ve sizin eşiniz
olmaktır. Fakat yaşlarımız çok küçük olduğu için zannederim ki
birkaç sene beklemek gerekecek. Şimdilik kendimi size
tanıtmayacağım. Mektuplarınızı ..... adresine taahhütlü olarak
gönderiniz. Benim çok mutaassıp bir beybabam vardır ki çok az sokağa
çıkmama izin verir. Bununla birlikte belki bir gün ayaküstü
görüşebiliriz. Kendimi şimdiden sevgiliniz ve nişanlınız saydığım
için sizinle görüşmeyi fena ve ayıp bir şey saymıyorum. Evde
yalnızlıktan çok canım sıkılıyor. Mektuplarınız benim için bir
teselli olacaktır...
16 yaşına gelmiş her okul çocuğu
gibi Rasim için de hayatta sevilip sevmekten daha önemli bir şey
yoktu. Bu mektubu okur okumaz yüreğine bir ateş düştü. Tanımadığı bu
kızı deli gibi sevmeye başladı. O gece
sinemaya gidecekti, vazgeçti, erkenden odasına çekilerek kendisini
seven bu genç kıza uzun bir mektup
yazdı. Mektubu posta kutusuna attığı zaman birdenbire on yaş büyümüş
gibi gurur duyuyordu. Adının Bedia olduğunu söyleyen bu genç kız, Rasim'in mektuplarına düzenli olarak
yanıt veriyor, eğer bir iki gün geciktirecek olursa kıyametleri
koparıyordu: Sizi ne kadar sevdiğini ve sizin mektuplarınızdan
başka
tesellisi olmadığını söyleyen bir zavallı kızın gözlerini yollarda
bırakmak doğru olur mu? Hem mektuplarınızı çok kısa yazıyorsunuz.
Bir rica daha: Mektuplarınızı biraz okunaklı yazıyla yazamaz
mısınız?
Genç okullu akşamları erkenden
odasına kapanıyor, sevgilisine kendini beğendirmek için saatlerce
müsveddeler yaparak, kitaplar gibi uzun mektuplar yazıyordu. Bedia
aynı zamanda meraklı bir kızdı. Bazen
şöyle sorular sorduğu da oluyordu: Evlendiğimiz zaman balayımızı
geçirmek için acaba İtalya'ya mı gidelim,
İsveç'e mi? Bu iki memleket acaba nasıldır? Halkı nasıl yaşar ne iş
görür? Oralara gitmek için hangi denizlerden hangi memleketlerden
geçilir? Ya da ;Sen Abdülhak Hamit Bey'in Esber'ini okudun mu?
Nerelerini en çok beğendiysen yaz da ben de okuyayım...
Genç okullu nişanlısına karşı
küçük düşmemek için coğrafya ve edebiyat kitapları karıştırıyor,
onun istediği bilgiyi toplamak için günlerce çırpınıyordu.
Bedia bir mektubunda ona şöyle
darıldı: izinle muhakkak görüşmeye karar vermiştim. Dün okul
dönüşünde
yolunuzu bekledim. Fakat bir genç kızın sevgilisi olduğunuzu
hatırlamamış, çok fena giyinmiştiniz. Üstünüz başınız, ayakkabınız
çamur içindeydi. Çocuk gibi arkadaşlarınızla mı boğuştunuz acaba?
Bunu görünce sizi mahçup etmekten korkarak yanınıza gelemedim.
Rasim fena halde utandı ve
üzüldü. O günden sonra olağanüstü dikkat ve özenle giyinmeye
başladı.
Bedia bir kere de onun okuldan
çıkar çıkmaz eve gitmemesinden, geceye kadar sokakta dolaşmasından
şikayet etmişti. Acaba kendisi evde onun için ağlarken o başka
kızların peşinde mi geziyordu?
Rasim dünyada Bedia'sından başka
hiçbir kızı sevemeyeceğini yeminlerle yazdı ve sokakta dolaşmaya,
tesadüf ettiği kızlara göz ucuyla bile bakmaya cesaret edemez oldu.
Bir akşam Rasim'in annesi Nedime
Hanım kocası Ahmet Bey'i matemli bir çehre ile karşıladı, ağlamaklı
bir
tavırla; Ah Bey, başımıza gelenleri sorma. Oğlumuza Bedia adında bir
kız musallat olmuş. Bugün Rasim'in odasını düzeltirken mektuplarını buldum. Evladımız elden gidiyor.
Bir çare bul, diye sızlandı
Ahmet Bey'de hiçbir meraklanma
işareti görünmüyor, tersine kıs kıs gülüyordu. Sesini alçaltarak;
Korkma Hanım, dedi,oğlana aşk mektuplarını yazan kız benim!
Oğlandaki haylazlık arttıkça artıyordu. Ne okuldaki öğretmenler, ne ben, bütün gayretimize rağmen, ona doğru dürüst
yazmayı bile öğretemiyorduk. Nihayet
düşüne düşüne bu çareyi buldum. Rasim'in kıza yazdığı mektuplar
sayesinde yeni yazıyı mutlaka öğreneceğinden ve bu sene sınıf
geçeceğinden eminim. Doğrusunu istersen, ben de eski yazıyı bir
zamanlar sana mektup yaza yaza öğrenmiştim.

REŞAT NURİ GÜNTEKİN..







''ŞEREFLE BİTİRİLMESİ GEREKEN EN AĞIR GÖREV HAYATTIR!!''

 

 
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 12-14-2007, 22:32   #2
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart YARIM KALAN AŞK....
Çocuk için çok büyük bir hayal kırıklığı :-\ Çok yanlış bir yöntem.Teşekkürler duyguseli ;)
ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 12-14-2007, 23:34   #3
Kullanıcı Adı
suskun_prenses
Standart YARIM KALAN AŞK....
http://www.akpartiforum.com/index.php?topic=17575.0

pişti!
konu daha önce paylaşıldığı için silinmesi üzere kitliyorum


saygılarımla
suskun_prenses isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Konu Kapatılmıştır


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi