![]() |
#1 |
![]() Gül’ün performansı
TRT’de önceki gece yayınlanan “Zirveden Bakış” adlı programda beş gazetenin Ankara temsilcileriyle Sayın Cumhurbaşkanını konuk ettik. İlahi adaletin tecellisi sonunda gazetelerin Genel Yayın Yönetmenleri kötü hava şartları nedeniyle zamanında Ankara’ya gelemedikleri için Cumhurbaşkanına soru yöneltme şansını yakaladık. Öncelikle böyle bir programı düzenledikleri için TRT’yi tebrik ediyorum. Ülkemizin iç ve dış sorunları ile ilgili devletin zirvesinin düşüncelerini, tutumunu ve duruşunu bilmek vatandaşlarımızın en doğal hakkıdır. Gazete ve TV’ler aracılığı ile ülkenin sorunlarına ilişkin mesaj verme uygulaması 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel döneminde vardı. Rahmetli Özal da bu yöntemi kullanırdı. 10. Cumhurbaşkanı Sayın Sezer döneminde Köşk, iç ve dış kamuoyuna, basına adeta kapalı idi. Resmi bayramlar ve çok önemli günlerde yayınlanan iki satır mesajla Çankaya’nın sesini duyabiliyorduk. Sezer döneminde, ülkenin birçok önemli sorununa Köşk kayıtsız ve sessiz kalmıştı. Bu dönemi; hükümetin gönderdiği atamaların büyük bir bölümünün geri çevrildiği, Parlamento’nun hazırlayıp gönderdiği yasaların son güne ve saatte kadar bekletilip veto edildiği bir dönem olarak hatırlayacağız. Biz, ülkenin sorunları konusunda tepki vermeyen, ülkenin önemli meselelerinin çözümünde koordine edici rol üstlenmeyen, dış dünya ile ilişkilerimizde pasif bir tutum sergileyen Sezer’i sürekli olarak eleştirdik. Şimdi de; göreve başladığı ilk günden itibaren terörle mücadele başta olmak üzere ülkenin tüm iç ve dış sorunlarında aktif bir tutum takınan, hükümetle ve diğer kurumlarla uyumlu çalışan, onlara yardım eden, devlet kurumlarının iş birliği içinde çalışması için büyük çaba sarf eden Sayın Gül’ü eleştirenlerimiz var. Bazılarına göre Sayın Cumhurbaşkanının iyi bir cumhurbaşkanı olabilmesi için hükümetle kavga etmesi lazım. Kurumlarla mesafeli olması lazım. Asık suratlı bir portre sergilemesi lazım. Hükümetin ve parlamentonun çalışmalarına fren koyması lazım. Sayın Gül’ün böyle bir portre çizmesi mümkün değil. O siyasetin, halkın içinden geliyor. O, böyle bir portrenin bu ülkeye neler kaybettirdiğini çok iyi biliyor. Köşk, Hükümet ve Parlamentonun uyum içerisinde çalışmasının ülkemize neler kazandırabileceğini yaşayarak öğrenmiş bir insan. Hükümetten ve parlamentodan gelen her şeyi imzalaması eleştirilerine Sayın Cumhurbaşkanı “Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına göre Parlamenter sistemde Cumhurbaşkanı yerindelik değerlendirmesi yapamaz. Hukuki değerlendirmeler yapar. Seçilen, yetki alan ve halka karşı sorumluluğu olan hükümetler kimle çalışacaksa kararını verir. Bu karar üçlü kararname ile önümüze geldiğinde biz hukuki değerlendirme yaparız. Yerindelik değerlendirmesi yapamayız. Devletin istihbarat birimlerinin verdiği bilgileri de esas alarak hukuki anlamda bir yanlışlık varsa geri göndeririz. Türk halkının seçtiği parlamentoya benim de saygı göstermem gerekiyor. Anayasa’ya açık bir şekilde aykırılık söz konusu olmadan bir kanunu TBMM’ye geri göndermem” diyerek bu alandaki eleştirilere son noktayı koydu. Yeni anayasa hakkındaki görüşleri Programda, terörden, ekonomiye, Kerkük’ten Kıbrıs sorununa kadar sorduğumuz tüm sorulara çok açık ve samimi cevaplar aldık. Sayın Cumhurbaşkanı 2008’de yeni Anayasa’nın geniş katılımla hazırlanmasını, polemiklerden uzak bir platformda tartışılmasını, AB normlarına uygun bir tarzda kaleme alınmasını ve sonunda herkesin benimsediği bir metnin ortaya çıkarılmasını tavsiye ediyor. Yeni Anayasa’nın bağlayıcı doküman olması nedeniyle halkoyunun alınmasının gereğine inanıyor. Terörle mücadele konusu ve Diyarbakır’daki hain saldırıyı da değerlendiren Cumhurbaşkanı; “Bütün dünya terör örgütünün çirkin yüzünü bir kez daha görecek ve bizimle bu alanda daha fazla iş birliği yapacaktır” diyor. Kendilerinin de katkısıyla terörle mücadelede kurumlar arasında ciddi bir uyum-iş birliği olduğunu hatırlatan Sayın Cumhurbaşkanı, topyekun mücadele için sivil-asker herkesin ortak hareket etmesinin ve aynı dili kullanmaya devam edilmesinin gereğini vurguladı. Terörle mücadelenin güvenlik ve askerî boyutunun kesintisiz devam edeceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı, diğer taraftan da diplomatik, ekonomik ve sosyal tedbirlerin uygulanmasının kapsamlı olarak devam edeceğini söyledi. Terörün istismar edebileceği ortamlar varsa bunları yok edeceklerini, demokratik standartları yükselterek terörün istismarına açık konuların ortadan kaldırılacaklarını belirten Cumhurbaşkanı “Önemli olan halkı istismara izin vermemek. İnsanlarımızın, devletine aidiyetini pekiştirmek. Diğer taraftan da terör örgütünü izole edip onunla amansız mücadele etmek” diye konuştu. Sayın Gül, AB ile ilişkilerimizin geleceğine ilişkin sorumuza ise uzun bir cevap verdi. Köşk, AB müzakerelerini yakından takip ediyor. 2008 yılının Türkiye için AB yılı olmasını istiyor. 2008’de bu alanda iki kat fazla çaba göstererek, 2007’deki gecikmelerimizi telafi etmemiz gerektiğini düşünüyor. Sayın Cumhurbaşkanı “Ben 2008 yılını AB ile çok daha yakın çalışma, çok daha fazla iş yapma yılı olarak görmek istiyorum. Bunu hükümete tavsiye ediyorum” sözleriyle düşüncelerini ortaya koydu. Sayın Gül, Orta Doğu gezisi öncesinde ABD Başkanı Bush ile görüşmenin çok yararlı olacağına inanıyor. Aslında yazılacak çok şey var. Güzel bir programdı. Sayın Cumhurbaşkanı çok rahattı ve performansı gayet iyiydi. Neler Oluyor Nuri Elibol
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|