02-08-2008, 21:58 | #1 |
Hayvanlar Aleminde Temizlik
Bu kâinat ve yeryüzü, daima işleyen bir büyük fabrika ve her vakit dolup - boşalan bir han, bir misafirhane gibidir. Hâlbuki böyle işlek fabrikalar, hanlar ve misafirhaneler pisliklerle, enkazlarla, süprüntülerle çok kirleniyor, bulaşık oluyorlar ve pis kokulu maddeler her tarafında birikiyor. Eğer pek çok dikkatli bakılmazsa, tanzif edilmezse ve süpürülüp temizlenmezse içinde durulmaz; insan onda boğulabilir. Hâlbuki fabrika şeklindeki bu kâinat ve dünya misafirhanesi (insan eliyle pisletilmediği takdirde) o derece pak, temiz ve naziftir; o kadar kirsiz, bulaşıksız ve kötü kokulardan uzaktır ki, bir lüzumsuz şey, bir menfaatsiz madde ve tesadüfî bir kir bulunmaz, zahiri bulunsa da çabucak (adeta) istihale makinesine atılır, temizlenir. Demek bu fabrikaya bakan Zat, çok iyi bakıyor.
Kâinat çapındaki esrarlı temizliğin bir numunesini hayvanlar âleminde görüyoruz. Hayvanların hepsine vücut bakımı hususu aşılanmıştır. Temizlikle ilgilenmeyen hayvan hemen hemen yok gibidir. Mesela; yeraltı sarayında yatıp kalkan porsuk, pis hayvanlardan sayılmasına rağmen hakikatte hayvanların en temizlerinden biridir. Kürkünü daima temiz tutmakta ve sık sık değiştirdiği bir yeri def-i hacet için kullanmaktadır. İninde de zaman raman temizlik yapmakta ve kirlenmiş samanlarla birikmiş çöpleri dışarı taşıyarak, yuvasından uzak bir yere yığmaktadır. Kürklü hayvanlar, postlarını temizlemek için çok kere garip usullere başvururlar. Misal olarak pek de temiz sayılmayacak tilki, ağzına koca bir yosun demeti almakta ve bununla suya girmektedir Bütün vücudunu suya gömmekte, bu arada yalnız ağzı ile bunun içindeki yosunlar dışarıda kalmaktadır. Postundaki bütün pireler bu durumda boğulmamak için yosun demetine sığınacaklardır. İşte bu dereceye gelince, tilki pireli yosunları atmakta ve temizlenmiş vaziyette soğuk sudan çıkmaktadır. Filler, derilerini temizlemek için çamurların içinde yuvarlanırlar. Hortumları bu arada onlara duş vazifesi görür, bahçe hortumu gibi vücutlarının orasına burasına su fışkırtır. Bazen vücutları çamurla kaplanırsa da, kuruyan çamur çok geçmeden dökülür ve bütün pislikleri beraberinde götürür. Arslan, kaplan ve bütün büyük yırtıcı kediler, ehli akrabaları kadar temizdirler ve yalanmak suretiyle temizlenirler. Kürklü küçük hayvanların çoğu, vakitlerinin bir kısmını temizliklerine ayırırlar. Mesela fareler, uyanık kaldıkları sürenin yarısında kürklerini, dişleri ve ayakları ile sistematik surette temizlemekle meşgul olurlar. Foklarla gergedanlar kuvvetli masaj yaparlar. Bu maksatla taşlara sürtünerek vücutlarını zamanla ayna gibi cilalarlar. Samur, yaşlı ağaç gövdelerinin içinde kendine bir oyuk oymakta ve güzel kürkündeki son toz taneciği de düşünceye kadar bunun içinde yuvarlanmaktadır Dişleri olan bütün hayvanlar, ağızlarının bakımına büyük önem verirler. Daha doğrusu bu onlara ilham edilir. Kurdun dişleri çirkin bir sarı renkte olabilir, ama bu renk o dişlerin tabi rengidir, yoksa daima temiz tutulan bu dişlerde besin artığı arasanız bulamazsınız. Temizlik hususunda hayvanların yardımlaştıkları da olur. Bazı kuş türlerinin, tüylerinin arasına yerleştirdikleri canlı karıncaların yardımıyla temizlendikleri son yıllarda meydana çıkmıştır. Hemen hemen bütün kuşlar, suya girerek yıkanmakta ve esaret hayatında dahi bu alışkanlıklarından vazgeçmemektedirler. Ehli bir baykuşun bu mevzuda bilhassa titiz davrandığı dikkati çekmişti. Günde iki defa banyosunu ister ve kullanılmış bir suya katiyen ikinci bir kere girmezdi. Üstelik kuşların çoğunun kuyruk çevresinde küçük bir yağ guddesi vardır. Hayvan yıkanıp temizlendikten sonra, bunun sayesinde tüylerini yağlayıp yumuşatır. Kuşlar ayrıca günün birkaç saatini, tüyden elbiselerini gaga ve tırnaklarıyla taramak iç in harcarlar. Yuvalarının temizliğine de diyecek yoktur. Yuvasını pisleten kuş yoktur dense yeridir. Yavruların temizlikle ilgileri olmadığı müddetçe, anne bunların pisliğini gagasıyla toplar ve yuvadan aşağıya atacak yerde biraz öteye uçtuktan sonra yere bırakır. Temizlikte yardımlaşmaya bir başka misal yine kuşlar âleminde görülür. Batı kuşlar, otlayan koyunlarla sığırların pos- tuna konarak buradaki keneleri ayıklarlar. Tropikal Afrikada su aygırları, gergedanlar ve antiloplar da bazı kuşlara vücutlarını aratırlar. Küçük kuşların, timsahların kocaman ağzına girerek, dişlerinin ırasındaki yiyecek artıklarını temizledikleri çok görülmüştür. Dev sürüngenler de onlara hiç bir zaman ilişmezler. Kertenkeleler bile karınlarını doyurduktan sonra otlara sürünerek temizlenirler. Himalayalardaki bir solucan cinsinin karnında minik bir fırça vardır. Bu garip yaratık, iştah kesici yemek artıklarını bu fırçacığıyla temizler. Hayvanların temizlenmesi için onlara işte böyle birbirinden orijinal usuller ilham edilmiştir. Onlar bu sayede kendilerini ve çevrelerini imkân nispetinde temiz tutuyorlar. Demek bu âlem sarayı ve bu kâinat fabrikası Kuddus isminin büyük bir cilvesine mazhardır ki, o kutsi temizlemeden gelen emirleri, değil yalnız denizlerin et yiyen temizleyicileri ve karaların kartalları belki kurtlar ve karıncalar gibi cenazeleri toplayan sıhhiye memurları dahi dinliyorlar. Temizleme işi kâinat Yaratıcısına verilmezse o zaman gerekir ki: Ya temizleme ile alakadar zerreden, sinekten tut ta unsurlara, yıldızlara kadar bütün mahlûkatın her biri koca kâinatın süslendirilmesini, ölçülülüğünü ve temizlendirilmesini bilecek, düşünecek ve ona göre davranacak bir kabiliyette olacak: veyahut Âlemin Yaratıcısının kutsi sıfatları kendisinde bulunacak... Veyahut bu kâinatın süslendirilme ve temizlenmesi ve gelir ve giderlerinin dengelerini tanzim etmek için, kâinat büyüklüğünde bir danışma meclisi bulunacak ve hadsiz zerreler, sinekler, yıldızlar o meclisin üyeleri olacak ve keza bunlar gibi hurafeli safsatalı yüzlerce imkânsızlıklar bulunacak. T ki, her tarafta görünen ve gözlenen umumi ve ihatalı ulvi isleme, temizleme ve tanzif vücut bulabilsin. Bu durumda ise bir değil belki yüz bin imkânsızlık ortaya girer. Kâinat sarayını temiz tutan bu ulvi ve umumi tanzif, elbette Kuddüs isminin tecellisi ve gerektirmesidir Eşya arasında bilgi alışverişini konu ajan Sibernetik İlmi, sanırız sonunda bu noktaya ulaşacaktır. Veya başka bir deyişle bu hususu göz önünde tutarak hareketi sağlam neticelere varmasına sebep olacaktır. Bu temizlikten ders almayan insanlar ise çevreyi alabildiğine kirletmeye devam ediyorlar. İnsanları hedef almayan medeniyet korkarız bu gidişle kâinattaki tanzifat memurlarını (şimdi bir kısım körfezlerde yok ettiği gibi) tamamen ortadan kaldırmadan aklını başına toplasın, girdiği bu yanlış yoldan geriye dönsün, kâinatta dönen çarkların altında ezilmekten kurtulsun.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|