AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[bafrali_mehmet]

Üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldıran ve Meclis'te 411 oyla kabul edilen Anayasa değişiklikleri dün Köşk'e gönderildi. Gözler Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e çevrilirken, tartışmalar partilerin grup toplantılarına taşındı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dünkü grup toplantısında ağırlıklı olarak bazı gazete ve televizyonların başörtüsü konusundaki menfi yayınları üzerinde durdu. AK Partililer, Başbakan Erdoğan'ın konuşmasını ayakta alkışladı.

Düzenlemeyi 'çoğunluğun zorbalığı' olarak gören ve 'kaos'tan bahsedenlere en sert tepki ise Başbakan Tayyip Erdoğan'dan geldi. CHP'ye ve bazı medya gruplarına yüklenirken, "Türkiye'yi bölünmüş gibi göstermenin gayreti içindeler. Türkiye'de bir kaos ve tutarsızlık varsa o da bu başlıkları atanların kafasındadır." dedi. Kimsenin tehditlerle hükümetten menfaat sağlayamayacağının altını çizen Erdoğan, atılan manşetlerin sadece çıkar kavgasını örtmek için bir maske ol- duğunu söyledi ve Atatürk'le Lenin fotoğraflarının mitinglerde yan ya- na kullanılmasını örnek gösterdi: "Lenin'e meşruiyet kazandırmak için Atatürk'ün istismar edilmesi gibi, laiklik üzerinden kendi çıkar kavganıza meşruiyet kazandırmanın peşindesiniz. Çıkarlarınızı tehlikede görüyorsunuz, laikliği değil. Aslında başörtüsüyle derdiniz yok, fırsattan istifade başka hesabı görmek istiyorsunuz."

Gerilim politikası izleyen medya kuruluşlarına, CHP'nin seçimde düştüğü durumdan ders almasını tavsiye eden Başbakan, "Azınlığın çoğunluğa tahakkümüne evet diyeceksin, 411'i kaos olarak gösterip demokrasiyi yok farz edeceksin. Bu, hangi siyasî etikle bağdaşır?" sorusunu yöneltti. Erdoğan, konuşmasında, Baykal'ın, "Yeni anayasa için idamı göze alacaksın." sözlerine de cevap verdi. Baykal'ın yargıyı yönlendirmeye başladığını belirtirken, "İstikamet veriyor ve idam sehpasının yolunu gösteriyor. Nasıl demokratsın? Biz bu yola o beyaz çarşaflarla çıktık, bedel ödemeye hazırız." dedi. Bu sırada Bülent Arınç'ın da aralarında olduğu bazı vekiller gözyaşlarını tutamadı.


Başbakan Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında başörtüsü düzenlemesine yönelik eleştirilere cevap verdi. Bir grup medyanın CHP ile birlikte hareket ederek gerginlik çıkarmaya çalıştığından yakınan Erdoğan, sert olduğu kadar duygusal bir konuşma yaptı. AK Partililer Başbakan'ın konuşmasını ayakta alkışlarken, başta eski Meclis Başkanı Bülent Arınç olmak üzere bazı vekiller duygulandı. Başbakan, özetle şu görüşleri dile getirdi:



Kaos, o manşetleri atanların kafasında

Özelleştirmeden Vakıflar Kanunu'na kadar onlarca konuda CHP zihniyetinin yaklaşımlarının Batı'da nasıl istihza ile karşılandığını görmüyorsunuz herhalde! (Bu CHP sosyal demokrat değildir) diyen liderlerin sesini duymadınız herhalde. Bizzat şahsıma, sosyal demokrat bir liderin CHP'yi nasıl gördüğünü anlatan kendileri olduğunu bile gazetelerinde yazamazlar, ama bana anlatırlar. Çünkü dürüst değiller. Bunlar ikircikli... İşte onlara ne denir? Onu da bulmamız lazım, Türkçesini bulmamız lazım. Türkiye'de bir kaos ve tutarsızlık varsa o da bu başlıkları atanların kafasındadır. Daha düne kadar, seçim atmosferinin heyecanı içinde yandaşınız Sayın Baykal'ın başörtüsü sorununu çözme vaatlerini manşetlerinize taşıyordunuz. 'Üniversitelerde böyle yasak olmamalı' diye yazdığınız yazıların daha mürekkebi kurumadı. Ne oldu da şimdi yaygara koparıyorsunuz? O zaman istismar mı yapıyordunuz, istismara alet mi oluyordunuz?

411 evet oyunu hangi hakla mahkûm ediyorsunuz?

Bugün bir tanesi yazmış; 'Çoğunluğun zorbalığı' diyor. Bunun edeple adapla bir ilişkisi var mı? Azınlığın çoğunluğa tahakkümüne evet diyeceksin, 411'i kaos olarak göstermek suretiyle demokrasiyi yok farzedeceksin. Sen bunu hangi siyasî etikle, anlayışla bir araya getiriyorsun? Herkes aynı düşünmek, aynı giyinmek zorunda mı?

Kimin hayat tarzına müdahale edildi?

Ellerinde tek silahları var, 'Diğerlerinin durumu ne olacak?' Bugüne kadar ne oldu? 5 yıllık AK Parti iktidarında ne oldu? Ama sizin anlayışınız farklı. İstanbul'a belediye başkanı olduğumda da bunlar aynı oyunu, aynı senaryoyu oynadılar. 4,5 yıl orada belediye başkanlığı yaptım, ne oldu? Hangi yaşam şekliniz değişti? Buyurun yine İstanbul'da AK Parti belediyesi var, hangi yaşam şekliniz değişti? Türkiye'nin 13 büyük şehrinde, toplam 46 şehrinde, bin 800'e varan AK Parti belediyeleri var, hangi yaşam şekli değişti? Ayıptır ayıp... İzan, insaf gerekir, ayıptır ayıp. Bu ülkenin evlatlarını birbirine düşürmeye kimsenin hakkı yok.

Sıhhiye'deki yaşlı kadının başını açmak mı insanlık?

Düşünce ve fikir tartışmasını çatışma gibi gösterip demokrasiyi, farklılıkları, özgürlükleri kötülemeye; dayatmacılığı, tek sesliliği ve yasakları yüceltmeye çalışıyorsunuz. Sıhhiye Meydanı'na gelen hanım kardeşlerimizi, hele hele bir tanesini seçip, 70-80 yaşındaki bir Anadolu kadınını sahneye çıkartıp, onun başından başörtüsünü çekip çıkartmayı hangi insani anlayışla bağdaştırıyorsunuz? İşte sizin yaptığınız budur. İnsana yaklaşım tarzınız budur.



Ben ciğerimden, onlar sipariş üzerine konuşuyor

'Sayın Başbakan niye kızıyorsunuz?' (diyorlar). Ben ciğerlerimden konuşuyorum. Ama bunlar sipariş üzerine konuşuyor. Çünkü bunların derdi başka... Özgürlükler konusundaki hassasiyetiniz sadece sizin işinize gelen konuları mı kapsıyor? Eğer bu sorulara gerçekten 'Evet' diyorsanız, korkarım ki siz demokrasiyi yanlış öğrenmişsiniz. Sizin düşlediğiniz düzen demokrasi değil, düpedüz diktatoryal bir rejimdir.

Baykal şimdiden yargıya akıl vermeye başladı

İşte buyurun daha şimdiden, Sayın Cumhurbaşkanı değerlendirmesini yapmadan anamuhaletin başı ahkâm kesmeye başladı. Şimdiden yargıya akıl vermeye, yönlendirme yapmaya başladı. İstikamet veriyor ve idam sehpasının yolunu gösteriyor. Sen nasıl demokratsın ya? Ama biz bu yola çıkarken daha önce de demokrasiye inanmış insanların söylediğini söylüyoruz. Biz o beyaz çarşaflarla (kefen) beraber yola çıktık, biz bu konuda bedel ödemeye hazırız, bu konuda rahatız. Erdal, Şen, Ankara



Asimilasyon, insanlık suçu

Başbakan Tayyip Erdoğan, konuşmasında Almanya'da Türklere yaptığı 'asimile olmayın' tavsiyesine yönelik eleştiriler ile Belçika'nın terörist Fehriye Erdal'la ilgili tutumunu da değerlendirdi. Türkiye'nin terörle mücadeleye verdiği katkıyı Avrupalı dostlarından da beklediğini belirten Erdoğan, bazı ülkelerin samimiyetsiz tavırları sürdürdüğünü bildirdi. Sabancı suikastı zanlısı Fehriye Erdal'ı serbet bırakan Belçika'ya yüklenen Erdoğan, "Siz hem bir örgütü 'terörist' ilan edeceksiniz hem de eli kanlı katilleri serbest bırakacaksınız. Eğer bu tutumunuz böyle devam ederse bilesiniz ki aynıyla bunun mukabelesini görürsünüz." dedi.

Almanya gezisinde gurbetçilere yaptığı tavsiyelere değinen Erdoğan, asimilasyona karşı olduğunun altını çizdi. Erdoğan, asimilasyon ile entegrasyonu birbirinden kesin çizgilerle ayırmak gerektiğini belirterek şöyle konuştu: "Asimilasyon bir insanlık suçudur. Sayın Merkel ile farklı düşünüyor olabiliriz; ama benim düşüncem bu. Ve çok açık, net söylüyorum: Hiçbir zaman Türk toplumunu asimile etme gayreti içerisine kimse giremez. Ama entegrasyon noktasında ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Herhalde hiç kimse, kimseden anadilini unutmasını isteme hakkına sahip değildir. Türkiye'de nasıl Alman dilinde eğitim veren okullar varsa ve yakın zamanda bir veya iki tane Alman üniversitesi kurulması planlanıyorsa, 'Almanya'da da hem Türkçe hem de Almanca eğitim veren kuruluşlar niçin olmasın' derken aynı samimi düşünceyi dile getirdik."