AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[ümitli_bekleyis]

CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Necla Arat'ın akademik kariyeri ile ilgili çarpıcı bir gelişme yaşandı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Arat'ın profesörlük tezinin çalıntı (intihal, bilim hırsızlığı) olduğu iddialarını doğruladı.



Bu yüzden 6 ay uzaklaştırma cezası aldığını açıkladı. Bu suçlama, Arat'ın CHP'den milletvekili adaylığının gündeme geldiği 22 Temmuz seçimi öncesinde de gündeme gelmişti. Bazı yazarlar, AK Parti'ye karşı düzenlenen Cumhuriyet mitinglerinin organizatörleri arasında yer alan Arat'ın intihal suçu işlediğini ileri sürmüştü. Yeni Şafak yazarı Taha Kıvanç, Arat'ın profesörlük unvanını intihal olayını bilen jüri üyelerinin ayrılmasından sonra aldığını yazdı. Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, iddiaları daha ileri bir boyuta taşıyarak, sadece profesörlük değil doktora ve doçentlik tezlerinin de çalıntı olduğunu iddia etti. Arat, iddiaları yalanlarken, konuyu gündeme getirenleri mahkemeye vereceğini açıkladı; ancak bu yönde bir girişimde bulunmadı. Erdoğan Teziç'in başkanlığındaki YÖK, o dönemde Arat'la ilgili bir başvuru yapılmadığı gerekçesiyle sessiz kalmayı tercih etti.

Necla Arat'ın intihal yaptığı iddiası, AK Parti İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık'ın soru önergesiyle bir kez daha gündeme geldi. Kıyıklık, geçen hafta Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e Arat'la ilgili intihal iddialarını sordu. Önerge üzerine Çelik, YÖK'ten konuyla ilgili bilgi istedi. Dün YÖK'ten gelen cevabı açıklayan Çelik, Arat'ın intihal sebebiyle 1982'de İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Dekanlığı'nca 6 ay süreyle 'görevden çıkarma' cezasına çarptırıldığını belirtti. Arat'ın doktora, doçentlik ve profesörlük çalışmaları sırasında yazdığı eserlerde, başka eserlerden alıntılar olduğuna ilişkin İÜ'ye gönderilen şikâyet dilekçesi üzerine YÖK'ün inceleme yaptığını belirten Çelik, şu görüşlere yer verdi: "YÖK' ün yazısında, Arat'ın profesörlüğe yükseltilme işleminde intihal tespit edildiği, söz konusu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre Disiplin Yönetmeliği'nin ilgili maddesi gereğince, İÜ Edebiyat Fakültesi Dekanlığı'nın 25 Mayıs 1982 tarihli Fakülte Yönetim Kurulu kararı ile Arat'a 6 ay süreyle, 'geçici olarak görevden çıkarma' cezası verildiği beyan edilmektedir." Bakan Çelik, YÖK'ün, 'Arat hakkında, isnat edilen suçtan daha önce ceza verildiği için tekrar yapılacak bir işlem bulanmadığını' kaydettiğini de bildirdi.

CHP'nin vitrin isimlerinden ulusalcı Necla Arat, daha önce hakkındaki 'intihal' suçlamaları üzerine "Çalıntı olduğu iddia edilen yayımlanmış profesörlük tezim bulunmamaktadır." açıklamasını yapmıştı. Ancak, 1982'de hakkında verilen 6 aylık görevden uzaklaştırma kararına ilişkin raporda, Arat'ın 218 sayfalık tezinin çok büyük bölümünün çalıntı olduğu kaydediliyor. Raporda, şu ifadeler yer alıyor: "Necla Arat'ın 218 sayfalık tezinin sadece 20 sayfa kadar tutan bir kısmının orijinal mi yoksa bir yerden aktarma mı olduğu tespit edilememekle birlikte, geri kalan 200 sayfalık kısmı, tamamen intihalden ibarettir. Bütün bu intihaller, bahis konusu kitaplardan yaptırdığımız fotokopi sayfalarındaki fotokopi numaralarıyla 'tez'deki paragraf numaralarıyla birlikte takip edilmek suretiyle, İngilizce bilen herkes tarafından kolayca görülebilecektir."

Necla Arat, geçen yıl yapılan Cumhuriyet mitinglerinde boy göstererek, ulusalcı kesimin önemli isimleri arasına girdi. Eski İÜ Rektör Yardımcısı Nur Serter'le birlikte 'ABD aleyhtarlığı'yla dikkat çeken Arat, lise öğrenimini American Field Servise bursu ile California'da bitirdi. Halen CHP İstanbul Milletvekilliği görevini yürüten Arat, son dönemlerde türban karşıtı mitinglerde yer alıyor.

ZAMAN

Türban neyi örtüyor?
Türbana karşı çıkmak, bugünün işi değil... "Başörtüsü"ne ve dolayısıyla "tesettür"e karşı çıkanlar, öteden beri "türbanın neyi örttüğünü" sorarlar ve derlerdi ki; "Türban, başı örtmüyor; yolsuzlukları, hırsızlıkları örtüyor!"
Böyle konuşanlar, bir "slogan" olarak bunu hep dillendirdiler ama, gerek "başörtüsü" takanların, gerek "başörtüsüne serbestlik" isteyenlerin hiçbirinin "hırsızlık" ve "yolsuzluk" yaptığına dair belge gösteremediler!..
Ama, söz doğruymuş ve bu sözle "kendilerini tarif ediyorlar"mış!.. "Türban neyi örtüyor" sorusunu sorup, ardından "hırsızlığı" gündeme getirenlerin, demek ki bir bildiği varmış!..
Gerçekten de, türban; "hırsızlığı" örtüyormuş!..
Hele bakın şu "örtü karşıtları"na!.. Tuncayım özkanım'a bakın!.. CHP'li Prof. Necla Arat'a bakın!.. Her ikisi de, "intihal"den, yani "aşırma"dan, yani "fikir hırsızlığı"ndan mahkûm, iyi mi?..
Demek ki; türban, "örtü karşıtlarının hırsızlıklarını örtüyor"muş!..

Hasan Karakaya' nın bugün kü yazısında, bu konu hakkında yaptığı yorum...
Sizce haksız mı