![]() |
#1 |
![]() üniversitelerarası Kurul ve Kurul’a bağlı komisyonların çalışma Esasları Yönetmeliği’nin 4. maddesi şöyle: “Kurul Toplantısı çağrıda belirtilen tarihte ve yerde üye tam sayısının yarıdan fazlasının hazır bulunması halinde, başkan tarafından açılır. Genel Sekreterlikçe hazırlanmış olan toplantı yoklama cetveli üyelere imzalattırılır.”
Yoklama cetveli tutulan ve imzalatılan bir toplantıya, kaç kişinin katıldığı yuvarlak rakamla söylenir mi? Tabii ki söylenmez. Hele hele muhatabımız bir bilim adamı ise!.. Hele hele toplantıyı yapanlar bilim adamları ise.. Ama buyrun; AA’nın haber bülteninden birlikte okuyalım, soruyu ve cevabı. üniversitelerarası Kurul Toplantısı’na kaç üyenin katıldığı konusu ile ilgili soru ve cevabı aynen alıntılıyorum: “Akaydın, bugünkü toplantıya katılan üye sayısının sorulması üzerine (130'un biraz üstündedir. Her zamanki çoğunluğumuz zaten aşağı yukarı bu boyuttadır) diye konuştu.” Sanki adama bir tahminde bulunması isteniyor! Veya “Şu yanınızda duran goril kaç kilo gelir?” diye tahminde bulunmasını istiyorsunuz da, Mustafa Bey de tahminde bulunuyor: “130’un biraz üstündedir!” Beyefendi, eğer sen üniversitelerarası Kurul Başkanı isen ve o toplantıyı açtıysan, başkan olarak yoklama defterini görmen gerekirdi.. Yoklama defterindeki bulunan üye sayısını toplamasını mı bilmiyorsun, yoksa okuma yazman mı yok ki, tam rakamı vermiyorsun da, tahminde bulunuyorsun? öyle ya; eğer işlemlerde bir usûlsüzlük yoksa, rektör diye/üniversite yetkilisi diye; aslında yetkili olmayan kişilerin doldurulması ile toplantı yapılmamış ise, yoklama defterine kaç kişi imza attıysa, onu söylemesi gerekirdi Mustafa Bey.. örneğin; “Toplantımıza 132 kişi katılmıştır” derdi, soru da cevaplandırılmış olurdu.. Ama diyemiyor beyefendi! çünkü gerçeklerin ortaya çıkmasından korkuyor! “Biz hep böyle toplanırız zaten” diyor. Sanki hep öyle toplanıyor olmaları, yanlışı doğru yaparmış gibi! Beyefendi, 100’den fazla öğretim üyesini Ankara’ya getirtmiş, bir sürü yolluk, bir sürü masraf yaptırmış... Toplantıya kaç kişinin geldiğini bile söyleyemiyor daha! Kurul Başkanı’nın bu cevaplarından anlıyoruz ki, büyük bir katılım eksikliği var aslında.. Ama bu katılım eksikliğini perdelemek için “Her zaman böyle” cevabı ile konu geçiştirilmeye çalışılıyor! O zaman, biz rakamlarla bir neticeye varmaya çalışalım.. üniversitelerarası Kurul’un üye toplam sayısı ne kadar? Yükseköğretim Kanunu’nun 11. maddesi şöyle: “üniversitelerarası Kurul, üniversite rektörleri, Genelkurmay Başkanlığı’nın Silahlı Kuvvetler’den dört yıl için seçeceği bir profesör ile her üniversite senatosunun o üniversiteden dört yıl için seçeceği birer profesörden oluşur.” Türkiye’de 115 üniversite bulunduğuna göre, üniversitelerarası Kurul’un toplam üye sayısı 231 olmalı. (üniversitelerin 14’ünün rektörünün tedviren ikinci üniversiteye de rektörlük yaptığı, dolayısıyla toplam rektör sayısının 115 olmadığı belki ileri sürülecektir. Ancak üniversite kurulduğuna göre, “tedviren atama”yı kim icat ettiyse, bu absürd sonucu ve karışıklığı da o izah eder artık. Bize düşen kanunun lafzından gerekli sayıyı bulmak. Henüz rektör atanmamış ise, kurulun toplam üye sayısı bence düşmez.) Bu sayıya göre, üniversitelerarası Kurul’un toplanabilmesi için, asgari 117 üyenin varlığı gerekir. Dünkü toplantıda gerçekten 117 üye var mıydı?.. Ben bu rakamın sağlandığından ciddi ölçüde şüpheliyim. Hele hele Kurul Başkanı Mustafa Akaydın’ın şu sözlerini okuduktan sonra:“Bir rektör arkadaşım, çok acıklıdır ki, 'vekilimi gönderiyorum, çünkü bazı siyasetçilerin baskısı altında üniversitemi yarın terk etmeyi düşünemiyorum' demiştir.” Haydaaa.. Adamlar üniversite değil, bakkal dükkânı işletiyorlar sanki! Beyim, rektör görevde iken, vekil nasıl Kurul Toplantısı’na gelir! YükseköğretimKanunu’nun 13. maddesinde, bakın rektör vekili ne iş yaparmış nasıl yazılmış: “Rektör, görevi başında olmadığı zaman yardımcılarından birisini yerine vekil bırakır.” Demek ki neymiş? Rektör görevi başında olmadığı zaman vekil bırakırmış! Bu rektör ne yapıyor?.. üniversiteyi kale gibi gördüğü için; düşmanlar kaleyi fethetmesin diye, Kurul Toplantısı’na vekil gönderiyor! Kusura bakmayın ama, buna ahbab-çavuş ilişkisi ile devlet yönetmek derler beyim.. Kafanıza göre takılıyorsunuz. Eminim ki, o toplantıda başkasının adına imza atanlar da vardır, yetkisiz katılımcılar da! Ve son bir atak ile elinizdeki imkânların kaybedilmemesi için uğraş veriyorsunuz! Bakalım ne kadar direnebileceksiniz! Ve daha önemlisi; bu direnişiniz sırasında, ülkeye ne kadar zarar vereceksiniz? Ali Karahasanoğlu - Vakit 29-02-2008
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|