![]() |
#1 |
![]() LÜTFEN SONUNA KADAR OKUYUN !!!"
· Emekli maaşları % 23 ila % 33 arasında düşürülecek. · Bütün sağlık hizmetleri paralı olacak. · Aylık geliri 139,6 YTL’den fazla olan bütün vatandaşlar aylık 73 ila 475 YTL tutarında Genel $ağlık $igortası primi ödemek zorunda kalacak. · Sadece ayakta tedavi olununca değil; hastalık, kaza, ameliyat gibi nedenlerle hastaneye yatmak gerekince de “katılım payı” adı altında para ödenecek. · “Katılım payı” gerektiğinde beş katına kadar artırılacak. · Sağlık hizmeti alabilmek için bu ülkenin vatandaşı olmak, üstelik vergi ödemek, dahası Genel $ağlık $igortası primi yatırmak, hatta bir de “katılım payı” ödemek yetmeyecek. Bunların üzerine bir de “ilâve ücret” adı altında para ödemek gerekecek. · Bütün dünyada anne sütünün önemi yeniden anlaşılır ve emzirme teşvik edilirken Türkiye’de “sigortalının çocuğuna bir ay anne sütü yeter” mantığı geçerli olacak. Daha önce doğum yapan sigortalılara altı ay süreyle verilmesi öngörülen emzirme yardımı bir aya düşürülecek. · Hastalanan sigortalılara verilen iş göremezlik ödeneği % 16 oranında azalacak. · Bağ-Kur emeklilerinin maaşından 10 yıl süreyle % 10 oranında Genel $ağlık $igortası primi kesilecek. · Primini ödeyemeyen vatandaşlar sağlık hizmeti alamayacak, hastane kapılarından geri dönecek. · Diş protez giderlerinin karşılanmasına kısıtlama getirilecek. 18–45 yaş arası diş protezi yaptırma hakkı kaldırılacak, 18 yaşını doldurmamış veya 45 yaşından gün almış kişiler içinse belirlenecek tutarın sadece % 50'si devlet tarafından karşılanacak. Sağlık hizmetlerinin tür, miktar ve kullanım sürelerinde kısıtlama getirilebilecek." MİŞ... BUNLARA SAVUNMAMIZI SUNALIM.BANA YARDIM EDİN !!!(kimya mühendisleri odası)
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() arkadaşım tamamen çarpıtma..doğrusunu geçen gün okumuştum..sifai bilgi vermek istemiyorum. kaynağı ile birlikte açıklayacağım.işyerimde internet saatlik..akşama evden inşallah..ben gelene kadar mutlaka birileri açıklar ama cevap verilmediğini sanma..eyvallah..
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU TASARISI
BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam ve Tanımlar Amaç Madde 1-Bu Kanunun amacı, kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri sosyal sigorta riskleri karşısında güvence altına almak; bu sigorta kollarından yararlanacak kişileri ve sağlanacak sosyal sigorta haklarını, bu haklardan yararlanma şartlarını, sosyal sigortaların finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların işleyişi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemektir. Kapsam Madde 2- Bu Kanun, kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortasından yararlanacak kişileri, işverenleri, sağlık hizmeti sunucularını, bu Kanunun uygulanması bakımından gerçek kişiler ile her türlü kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini kapsar. Tanımlar Madde 3-Bu Kanunun uygulanmasında; a) Bakanlık: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını, b) Kurum: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığını, c) Kısa vadeli sigorta kolları: İş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortası kollarını, d) Uzun vadeli sigorta kolları: Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası kollarını, e) Sigortalı: Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişileri, f) Hak sahibi: Sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri ile malûllük veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babasını, g) Genel sağlık sigortası: Kişilerin sağlık riskleri nedeniyle oluşan harcamalarının karşılanmasını sağlayan sosyal sigortayı, h) Genel sağlık sigortalısı: Bu Kanuna göre genel sağlık sigortalısı sayılan ve genel sağlık sigortası bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişileri, ı) Bakmakla yükümlü olunan kişi: Genel sağlık sigortalısının; 1) Sigortalı sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık almayan eşini, 2) Sigortalı sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık almayan çocuklarından; 18 yaşını, orta öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklarını, 3) Sigortalı sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık almayan ve geçiminin sigortalı tarafından sağlandığı Kurumca belirlenen ana ve babasını, i) Muhtaç: Kriterleri Kurumca çıkarılacak yönetmelikte belirlenen ve bu kriterlere uygun olduğu tespit edilen kişileri, j) Hizmet akdi: 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununun 313 üncü maddesi ile tanımlanan hizmet akdini veya 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 8 inci maddesinde tanımlanan iş sözleşmesini, k) Süreksiz iş: Özel sektöre ait tarım ve orman işlerinde nitelikleri bakımından en çok otuz iş günü süren işleri, l) Ücret: Kamu idareleri ile özel kuruluşlarda bir işverene tâbi olarak çalışanların, bu çalışmalarının karşılığı olarak belirlenmiş saatlik, günlük, haftalık veya aylık olarak elde ettikleri kazançları, m) Asgarî ücret: 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesi gereğince 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen bir aylık brüt ücreti, n) Net asgarî ücret: Asgarî ücretten vergi ve sosyal sigorta primleri kesildikten sonra kalan ücreti, o) Haftalık çalışma süresi: 4857 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde belirtilen haftalık çalışma süresini, p) Takvim ayı: Ücretleri her ayın 15’inde ödenen sigortalılar için ayın 15’inden ertesi ayın 14’üne kadar geçen, diğer sigortalılar için ise ayın 1’i ile sonu arasında geçen ve otuz gün olarak değerlendirilen süreyi, r) Takvim yılı: Ücretleri her ayın 15’inde ödenen sigortalılar için 15 Ocak tarihinden ertesi yılın 14 Ocak tarihine kadar geçen, diğer sigortalılar için ise 1 Ocak ile 31 Aralık tarihleri arasında geçen ve 360 gün olarak değerlendirilen süreyi, s) Geçici iş göremezlik ödeneği: İş kazası, meslek hastalığı, hastalık veya analık halleri sonucu, hekim raporu ile istirahati belgelenen sigortalıya bu süre ile sınırlı olarak yapılan ödemeyi, t) Gelir: Sigortalıya veya sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine, iş kazası veya meslek hastalığı halinde yapılan sürekli ödemeyi, u) Aylık: Sigortalıya veya hak sahiplerine malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından yapılan sürekli ödemeyi, v) Ödeme dönemi: Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıkların ödeme tarihlerinin belirlendiği devreleri, y) Tarımsal faaliyet: Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya kamuya mahsus mahallerde ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yoluyla yahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde edilmesini, bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından işlenip değerlendirilmesini, muhafazasını ve pazarlanmasını, z) Kurum Sağlık Kurulu: İş kazası ve meslek hastalığı ile malûliyet hallerinde, Kurumca yetkili kılınan sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca düzenlenecek raporlardaki teşhis ve bu teşhise dayanak teşkil eden belgeleri incelemek suretiyle iş kazası, meslek hastalığı, malûliyet hallerini ve oranlarını belirlemeye yetkili hekimlerden oluşan kurulları, aa) Kamu idaresi: 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde belirtilen idare ve kurumlar ile bunların ödenmiş sermayesinin % 50’sinden fazlasına sahip oldukları ortaklıkları ve özel kanunları gereği personel kanunlarına tabi olarak personel çalıştıran diğer kurumları, bb) Sosyal güvenlik sözleşmesi: Türkiye’nin onayladığı ikili veya çok taraflı sosyal güvenlik sözleşmelerini ve bu sözleşmelerin uygulama hükümlerini düzenleyen anlaşmaları, cc) Sağlık hizmeti: Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere 87 nci madde gereği sağlanacak tıbbî ürün ve hizmetleri, dd) Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmeti: Kişilerin hastalıktan korunması veya sağlıklı olma halinin sürdürülmesi amacıyla kişiye yönelik olarak verilen sağlık hizmetlerini, ee) Aile hekimi: Sağlık Bakanlığı tarafından aile hekimi olarak yetkilendirilen ve Kurum ile sözleşmeli hekimleri, ff) Sağlık hizmeti sunucusu: Sağlık hizmetini sunan veya üreten gerçek kişiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini ve bunların tüzel kişiliği olmayan şubelerini, gg) Katılım payı: Sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için 93 üncü madde hükümlerine göre belirlenen ve genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından ödenen tutarı, hh) Sığınmacı: İçişleri Bakanlığı tarafından sığınmacı olarak kabul edilen kişileri, ıı) Vatansız: İçişleri Bakanlığı tarafından vatansız olarak kabul edilen kişileri, ifade eder. Devamı için bu link e tıklayın ;) http://www.cte.adalet.gov.tr/guncel/sosyalguvenlik.htm |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() 50 SORUDA SOSYAL GÜVENLİK REFORMU
1.Sosyal güvenlik sistemi nedir? İnsanlar hayatlarının bazı dönemlerinde sosyal-ekonomik nedenlerle ya da yaşlanma, sakatlanma gibi fiziksel nedenlerle geçici veya sürekli bir şekilde gelirlerini kaybedebilir ya da hastalanabilirler. Karşılaştıkları bu olumsuz durumlarla bireysel olarak başetmeleri mümkün olmayabilir. Sosyal güvenlik sistemlerinin temel amacı böyle zor dönemlerde insanları yoksulluk ve yoksunluk riskine karşı korumaktır. Bir diğer ifadeyle, sosyal güvenlik sistemleri toplumun zor durumda olan bireylerine yardım etmeyi daha iyi durumda olan kişilerin vicdanına bırakmayarak toplumsal dayanışmayı kurumsal hale getirir ve vatandaşlara sosyal güvenliği bir hak olarak sunar. Toplumsal dayanışma birbirini belki de hiç tanımayan insanlar arasında gerçekleşir: Sistem tarafından toplanan mali kaynaklar zenginden yoksula, çalışandan çalışamayana, gençlerden yaşlılara aktarılır. Sizin verdiğiniz prim, hiç tanımadığınız bir kişiye sağlık hizmeti olarak gider. Size de hiç tanımadığınız bir kişinin parasıyla emekli aylığı verilir. Bu durum nesiller boyunca devam eder. 2. Ülkemizde sosyal güvenlik kurumları hangileridir? Ülkemizde; çalışma ilişkisine dayalı üç sosyal güvenlik kurumu vardır. Bunlar bir işveren emrinde çalışanlar için Sosyal Sigortalar Kurumu, işveren ve kendi nam ve hesabına çalışanlar için Bağ-Kur ve memurlara yönelik olarak Emekli Sandığı’dır. Bu kurumlar hizmetlerini verirken kişilerden prim toplarlar. Onun için bunlara primli sistem denir. Bir de prim veremeyen kişilere hizmet eden kurumlar vardır ki; bunlar da Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ile Sosyal Yardımlaşma Genel Müdürlüğü’dür. Bu kurumların harcamaları devlet bütçesinden ayrılan kaynaklarla finanse edilir. 3. Ülkemizde mevcut sosyal güvenlik kurumları ne zaman kuruldu? Ülkemizde sosyal sigortalara ilişkin ilk kısmi düzenlemeler 1860’lı yıllara kadar gitmektedir. Tüm çalışanlara yönelik olarak ise, ilk defa 1946 yılında İş Kazalarıyla Meslek Hastalıkları ve Analık Sigortaları Kanunu ile mesleki risk sigortası uygulanmaya konularak Sosyal Sigortalar Kurumu’nun temelleri atılmıştır. 1949 yılında memurlar için Emekli Sandığı, 1964 yılında Sosyal Sigortalar Kanunu ve en son 1971 de ise Bağ-Kur kurulmuştur. 4.Bu kurumlar neden açık veriyor? Sosyal güvenlik kurumlarımızın gelirlerinin giderlerini karşılayamamasının dolayısıyla bütçelerinin açık vermesinin bir çok nedeni vardır. Ama en önemli neden erken emekliliktir. Yaşlılık sigortası yaşlanma sonucu çalışamayacak durumda olan kişilerin ekonomik kaybını bir dereceye kadar telafi etmek amacıyla düzenlenmiştir. Ne var ki, erken emeklilik sonucunda orta yaşlı hatta genç insanlar yaşlılık aylığı almaktadır. Böylece bir taraftan sosyal güvenlik kurumları prim gelirinden mahrum olmakta, diğer taraftan prim aldıkları süreden daha uzun süre yaşlılık aylığı ödemek zorunda kalmaktadırlar. OECD ülkeleri arasındaki karşılaştırmalara göre, ülkemiz en uzun süre emekli maaşı ödeyen ülkeler arasındadır. 1999 yılında yapılan emeklilik yaş artışı bile, bu durumu çok fazla değiştirmemiştir. Böyle bir yapının makul olduğunu söylemek mümkün değildir. Erken emeklilik olgusu hem mali, hem de aktif/pasif dengesi açısından sisteme zarar vermiştir. Günümüzde SSK’dan emeklilerin % 62’sinin yaşının asgari emeklilik yaşı olan 58-60 yaşın altında olması, sorunun boyutunu açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca, erken yaşlarda emekli olan vatandaşlarımız çalışamaz durumda olmadıkları için çalışmaya devam etmektedirler. Gençlere kıyasla iş deneyimi daha fazla olan genç emeklilerimiz kayıt dışı olarak daha düşük ücretlerle çalışmayı kabul etmekte, bu durumsa istihdamın yapısını gençlerimiz aleyhine bozmaktadır. Sosyal güvenlik sisteminin yaşadığı finansman sorunu, kamu finansmanı üzerinde yarattığı baskı dolayısıyla, başta enflasyon olmak üzere, diğer temel ekonomik göstergeleri de olumsuz etkilemektedir. Son on yıldır bizzat sosyal güvenlik sisteminin kendisi ülke ekonomisinde istikrarsızlık yaratan ana sebeplerden biri haline gelmiştir. Ülkemiz genç bir nüfusa sahip olduğu dikkate alındığında, doğru tasarlanmış bir sosyal güvenlik sisteminin açık vermek yerine, aynı dönemde fon birikimi sağlayarak ekonomiye olumlu katkıda bulunması gerekirdi. [b]5. Neden sosyal güvenlik alanında yeni düzenlemeler gerekmektedir?b] Sosyal güvenlik sistemlerinin en önemli amacı göreli ve mutlak yoksulluğu azaltmaktır. Ülkemizdeki duruma bakıldığında ise, mevcut sosyal güvenlik sistemimizin bu amacı yeterince gerçekleştiremediğini görüyoruz. Her şeyden önce bütün vatandaşlarımız sosyal güvenlik kapsamı altında değildir. Sosyal güvenlik sistemi içinde olan vatandaşlarımız arasında ise, sahip oldukları haklar ve yükümlülükleri açısından bir çok farklılıklar mevcuttur. Gerek emeklilik gerek sağlık sistemimizin kaynakları toplumun görece daha iyi durumdaki kesimlerine aktarılmaktadır. Diğer taraftan, sosyal güvenlik sisteminin yaşadığı finansman sorunu, kamu finansmanı üzerinde yarattığı baskı dolayısıyla, başta enflasyon olmak üzere, diğer temel ekonomik göstergeleri de olumsuz etkilemektedir. Son on yıldır bizzat sosyal güvenlik sisteminin kendisi ülke ekonomisinde istikrarsızlık yaratan ana sebeplerden biri haline gelmiştir. Kamu bütçesinden sosyal güvenlik kurumlarının açıklarını kapatmak için söz konusu kurumlara yapılan transferlerin milli gelir içindeki payı % 4.8’e ulaşmıştır. Türkiye’de emeklilik sistemi mali açıdan dengede olsaydı bile, demografik yapıdaki değişimler nedeniyle sistemde köklü değişiklikleri yapmak zorundayız. Türkiye nüfusu diğer bir çok gelişmiş ülkeye oranla hızla yaşlanmaktadır. Yaşlıların (65 yaş ve üstü kişilerin) toplam nüfus içindeki payının %7’den %14’e ulaşması Fransa’da 115, Batı Almanya’da ve İngiltere’de 45 yıl, ABD’de 75 yıl sürmüşken, Türkiye’de bu orana 25 yılda ulaşılacaktır. Nüfusumuzun hızla yaşlanmasından kaynaklanan sorunlara rağmen, ülkemizin önünde “demografik fırsat penceresi” olarak adlandırılan bir dönem bulunmaktadır. Önümüzdeki 20 yıl çalışabilir nüfusun artacağı bir dönem yaşanacaktır. Bu 20 yıllık dönem, aynı zamanda gerek büyüme hızının, gerek toplam tasarrufların yükselmesi, dolayısıyla sosyal güvenlik kurumlarının fon birikimi sağlaması beklenen bir dönemdir. Önümüzde bir kereliğine açılacak olan bu fırsat penceresinden en iyi şekilde yararlanmak için de sosyal güvenlik reformu gereklidir. Bu fırsat dönemi 2025 yılından sonra çalışanlara bağımlı olan nüfusun toplam nüfus içindeki payının hızlı artmaya başlamasıyla sona erecektir. Mevcut nüfus yapısı ile bu kadar büyük sorunlar yaşayan bir sosyal güvenlik sistemin, yaşlanma sorunu ile karşılaştığımızda sürdürülmesi mümkün olmayacaktır. Bundan 20-30 yıl sonra alınması gereken önlemler ise çok ağır olacaktır. Aşağıdaki tabloda ülkemizde hayatta kalma beklentisi kademeli olarak artarken, mevcut sistemin devamı halinde emeklilikte daha uzun süre geçirileceği, çalışma süresinin ise azalacağı görülmektedir. Sosyal güvenlik reformu kapsamında çalışma süresi hayatta kalma beklentisi paralelinde artırılmakta, böylece emeklilikte geçen sürenin orta ve uzun dönemde sabitlenmesine çalışılmaktadır. ![]() Mevcut sosyal güvenlik sisteminin açıkları için her yıl oldukça büyük miktarlarda kaynak aktarıldığı halde ülkemizde yoksulluk oranı da oldukça yüksek. Aktarılan kaynaklar yerine gitmiyor mu? Sosyal güvenlik sistemlerinin temel amacı insanları yoksulluğa karşı korumaktır. Yoksulluk, önlem alınmadığı taktirde, kendisini çoğaltan bir olgudur. Sosyal yardım ve hizmetler de dahil olmak üzere, ülkemizde sosyal güvenlik kurumlarının 2005 yılındaki toplam harcamalarının milli gelire oranı % 12.1 gibi yüksek bir düzeyde olmasına karşın, mevcut sistem yoksulluğu önlemek konusunda yeterince etkili değildir. Aşağıdaki tabloda görüldüğü üzere kendi hesabına çalışanlar, ücretsiz aile işçileri ve yevmiyeli çalışanlar arasında yoksulluk riski, işsizlerden daha yüksektir. 2005 verilerine göre bu üç kesimde çalışanların %76’sı kayıt dışındadır. Yoksulluk riskinin en düşük olduğu iki grupsa, işverenler ile ücretli ve maaşlı çalışanlardır. Oysa, sosyal güvenlik kurumları aracılığı ile aktarılan kamu kaynakları büyük oranda emeklilik sistemi açıklarını finanse etmek amacıyla kayıtlı çalışma ve emekli olma olanağını yakalamış bu kesime yöneliktir. Bu durum, kamu kaynaklarının yoksulluğu önlemek konusunda yeterince etkin kullanılmadığının açık bir göstergesidir. ![]() Devamı için Link e tıklayın ;) http://www.ssk.gov.tr/wps/portal/!ut/p/_s.7_0_A/7_0_5RK?cpid=658 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() -acak ,-ecek..eee hani kaynak
![]() ![]() Al sana bir zincirleme mail efsanesi daha dur helak olmadan 7 kisiye göndereyimde bana birsey olmasin..yok acaba merak ediyorum bu sallama yazilari yazan arkadasim yazdiklarina inaniyor mu, birinci maddeden ne kadar sacma, yalan, yanlis oldugu ortaya cikiyor o halde yalan ve sacma haberi ne kadar cürütsek bostur.. yok illaki cürütelim deniliyorsa buyrun saglam bir kaynakla aktarin bizde ayni saglamlikta cevap verelim ;) |
|
![]() |
![]() |
#6 |
![]() 6.1999 yılında Sosyal Güvenlik Reformu yapıldı. Şimdi tekrar niye yapılıyor?
1999 yılında yapılan reform, daha çok emeklilik sisteminin yaş, aylık bağlama oranı, aylık hesaplama yöntemi gibi parametrik değişikliklerine ilişkindi. Ancak o dönemde de Emekli Sandığında yaş dışında bir değişiklik yapılamamıştı. Bu kez ise ağırlığı kurumsal yapılanma olan çok daha kapsamlı bir reform tasarımı söz konusu. Sosyal Güvenlik reformunun temel amacı adil, kolay erişilebilir, yoksulluğa karşı daha etkin koruma sağlayan, mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemine ulaşabilmektir. Tüm nüfusu kapsayan tek bir emeklilik, tek bir sağlık sistemi, muhtaçlığa dayalı ve adil bir sosyal yardım sistemi ile sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında birleştirilmesini içeren oldukça kapsamlı bir reform gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu yönüyle değerlendirildiğinde Cumhuriyet tarihimizin en önemli ve en kapsamlı sosyal güvenlik reformu olduğunu söyleyebiliriz. Yürütülen reform 1999 da yapılan reformun alternatifi değildir. O dönemde yapılamayanların tamamlandığı ve bunun çok ötesinde unsurlar içeren yapısal bir reform söz konusudur. 7.Reform sonrası mevcut emeklilerin maaşında bir düşüş olacak mı? Emeklilerimizin aylıklarının düşmesi söz konusu değildir. Bir kişi ne kadar emekli maaşı alıyorsa o maaşı almaya devam edecektir. Her yıl emekli maaşlarındaki artışlarla ilgili düzenlemeler yapılmaktadır. Bu artışların genellikle son 6 ayda gerçekleşen TÜFE artış oranı kadar olması sağlanmaktadır. 8.Örneğin şu an 47 yaşında emekli olacak bir kişinin, yeni yasayla emeklilik yaşında bir değişiklik olacak mı? Şu anda çalışan hiç kimsenin emekliliği hak etme koşulu değişmeyecektir. Mevcut kanunlara göre bir kişi hangi yaşta emekli olacaksa o yaşta emekli olabilecektir. Mevcut üç sosyal güvenlik kurumunda emeklilik yaşı kademeli olarak artmakta ve 2023 yılında kadın sigortalılar için 58’e, erkek sigortalılar için ise 60’a yükselmektedir. Yeni kanun tasarında 2035 yılına kadar emekli yaşında bir artış öngörülmemektedir. Emeklilik yaşı 2036 yılından itibaren kademeli olarak artacak ve 2048 yılında 65’e ulaşacaktır. Bunlar önemli bazı bölümler gerisini istiyen Link ten takip etsin ;) http://www.ssk.gov.tr/wps/portal/!ut/p/_s.7_0_A/7_0_5RK?cpid=658 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() adali mahir kardesim böyle kopyala, yapistirin ragbet görmedigini hala daha anlayamadin mi..kafani takma bizde senin anladigin kadar internetten anliyoruz o yüzden bu deli sacmalarini bulmak bizim cok zamanimizi almaz!...
|
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|