AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dini Konular Dinimiz hakkında öğrenmek ve paylaşmak istediğiniz herşey.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-05-2008, 00:12   #1
Kullanıcı Adı
Duygu'Seli~
Standart OLGUNLuK GüNAHTAN SAKINMAKTIR..
Bize Rububiyet sıfatıyla tecelli eden ALLAH Teâlâ'ya sonsuz hamd ve senâlar ederiz.

Mahlukundan seçip gönderdiği Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem'e, âline, ashabına ve ardınca gidenlere sonsuz rahmetler dileriz. Hepsini hayrla yad ederiz. Onlara selâm olsun.

ALLAH Teâlâ mahlukunu yaratırken, içlerinden insana ruh, akıl fikir ve idraki bağışlamıştır. Bu sayede onlar da üstün şerefe ulaşmışlardır.

Her mahlukunu Sünnetullah diye adlandırılan zarûrî ve tabiî kanuna tâbi' tuttuğu halde, insan ve cinleri iradesine sahib, şuuruna mâlik olarak ikinci bir kanuna da tâbi' tutmuştur.

Ve binaenaleyh bu imtihan diyarına göndermiştir.

Hak ve bâtıl yolunu insan ve cinlere göstermek için zaman zaman peygamberleri de göndermiştir.

En son, en ekmel, en üstün,en seçkin Hazreti Mustafa sallallâhu aleyhi ve sellem'i hükmü ebedî kalacak bir kanun yani şeriatle göndermiştir.

O da önceki nebî ve rasuller gibi Rabb Teâlâ'nın buyruklarını bildirmiştir.

Emrleri yerine getirenlerin cennete, inkar edenlerin cehenneme gideceklerini haber vermiştir.

İnsan, iman şartıyla İlâhî yasaklardan sakınıp emrleri yerine getirirse, şübhesiz diğer cinslerden ayrılıp yükselir. Yükseldikçe şeref kazanır; Rabb'inin rızasına mazhar olur; ebed'i hayatta saadet zaferine ulaşır. İşte onun kazanç ve ulaşmasına olgunluk deriz.

ALLAH Teâlâ kudretini izhar ve sıfatlarını icra etmek hikmetine mebn'i kainatı yaratmıştır. Hepsini belli bir ölçüde, tek bir kanuna tâbi' tutmuştur. Zerreden kürreye kadar hepsi,aynı kanunla devam eder. Ancak bu iki kanunla birlikte şeriat denilir, Sünnetullah denilir.

Demek bir umum mahluka, birde ins ve cinlere has olmak üzere iki kanun vardır:

a- ALLAH Teâlâ'nın bütün mahluku ona tâbi' tuttuğu şeriattir. Buna sünnetullah denilir. Zerreden kürreye kadar her mahluk ister istemez bu kanuna boyun eğer.

İmandan mahrum ehli ilim buna tabiî kanun ismini verir. Ne fayda ki bunlar, kervan gibi âlemi görür, lâkin bunca âlemin yürütücüsünü görmez. İşte onun bu görgüsüzlüğüne küfür, kendilerinede kafir denilir.

b-İrâdî şeriat yani kanundur. Bu sadece mükellef olan insan ve cinler hakkındadır. Binaenaleyh her ne hikmete mebnî ise, insan ve cinler her iki kanuna da tâbi' tutulmuştur.

Mesela akciğer, kalb ve iç cihazlar, tabiî ve zarûrî kanuna tâbi'dirler. Bundan böyle nefs, nefes alıp vermekle rızkını alır. ALLAH Teâlâ bunları rızka, rızkı da bunlara iletir. Bu iletmekle birlikte rızklarını onlara aldırır. Ruhlular ile nebat arasında, istekli olsun olmasın, zâhirî sûrette muayyen bir alış veriş yani muamele devam eder.

Bir de beden ve ruhun beraberliğini temin etmek ve berhayat olmak için bir kanun yaratmıştır. Bu kanunla ruhlulara rızkı yaratmıştır; rızka koşmayı emretmiştir.

Tabiî ki bu rızk maddî veya manevi olabilir.

Çünkü insan bir cihetle maddî, bir cihetle manevidir. Her iki rızkı almak ve hemcisleriyle alış veriş etmek için, insan ve cinler kendi iradeleriyle yani istekli olarak bunu tatbik ve icra eder. Bu kanunu dahi görene Mü'min, görgüsüne iman denilir.

İşte birinci kanunu yratıp yürüten ve ikinci kanunu da tyin eden, insanlara istekleriyle icrasını emreden ALLAH Teâlâ'dır.

Ve her iki kanunu ALLAH'tan olduğuna inanıp gören kimseMü'mindir. İkincisini hak gördüğü halde icra etmeyen günâhkardır. İşte olgunluk, günahtan sakınmaktır.

Olgunluk, iki kanunun da ALLAH'tan olduğuna inanmak ve ikinciyi de tatbik etmektir.

Bu noktadan hareketle bir insan Rabb'inin her iki kanuna gönül verip, buyruklarınada teslim olur, gönül isteğiyle buyruklarını bilfiil zamanında yaparsa, kendisi âbid, yaptığı işi ibadettir.

Buyruklarını terk etmeye fısk, işleyene fâsık; yasaklarını hemen bırakmaya itaat yani boyun eğmek, işlemesine isyan yani baş kaldırmak, işleyene âsi denilir. Bunları gizli de inkar, açıkta ispat etmeğe nifak; fâiline münafık denilir.

Rabb'ine ibadet ve itaate inandığı halde emrini terk edene günahkâr denilir.

Yani günahkâr, ya asi ya fâsıktır.

Doğrusu günahın manası; Rabb'ininemrini kırmak, yasağına baş kaldırmaktır.

Bundan pişmanlık tevbedir.

Binaenaleyh âmirinin emrini terk etmeyen ve yasaklarına karşı başkaldırmayana velî yani evliya denilir; en olgun demektir.

Günah işleyip sonra pişman olan yani tevbekâr sadece olgundur.

Şu halde olgunluk, âmirinin emrini kırmamaktan ibarettir.

ALLAH'tan daha üstün bir âmir yoktur.

Olmadığından, emirlerini kabul ederek yerine getiren, yasaklarından da sakınan, takvâ sahibidir; Türkçesi olgun...

Elbette bu olgunluğun alametleri vardır; kuru dava olmaz.

Alâmeti, âmirine karşı Rabb'inin emrinin, yasağına karşı Rabb'inin yasağının icrasını tercih etmektir.

Havâriciler, bu tercihi imanın kemal şartından saydılar.

Her Mü'min, imanın icabı olarak nefsinden, anasından, babasından ve âmirinden daha fazla Rabb'inin emr ve yasaklarını tercih etmek mecburiyetindedir.

Artık olgunluğu nisbetinde Mü'min, Rabb'inin rızasını kazanır ve ona göre mükafatlanır.

Üstaz Fakih Şeyh İsmail Çetin rahimehullah Olgunluk Günahtan Sakinmaktir

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta