AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-11-2008, 10:32   #1
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart Demirel standardı...
Demirel standardı

Demirel, ezanın Türkçe okutulduğu ve dindar insanların "Ezan asli ifadeleriyle okunsun" talebinde bulunduğu zamanlarda bir politikacı olsaydı acaba ne derdi? Şöyle bir şey mi mesela? -Arapça ezan şeriat arayanların aracı. Şimdilerde "Türban" için seslendiriyor bu söylemi: Dediği şu: "Türban denilen hadise aslında tesettürün örtünmenin başlangıcıdır.



Örtünme dediğimiz hadise ise birtakım İslami cereyanların amacına göre kadının dört duvar arasında muhafazasının şartlarındandır. "Türbanı İslam'ın şartı haline getirirseniz bugün uyulmayan o kadar çok husus var ki, onları da teker teker istemek durumunda kalacaksınız.

Uyulmayan hususlardan bir tanesi din ile devletin ayrılmış olmasıdır. Yine bu şeriat arayan İslami cereyanlara göre, din ile devlet ayrılamaz. Dinin kuralları aynen uygulanmak durumundadır. Halbuki dinin birtakım kuralları uygulanmamakta, onun yerine çağdaş hukuk uygulanmaktadır.

Yarın siz, bu uygulanan çağdaş hukukun kurallarına, 'Biz İslam'ı yaşamak istiyoruz, İslam'a uygun değildir' deyip onlara da itiraz edebileceksiniz. Netice itibariyle bu, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin üstüne oturduğu devrime itiraza varabilecek hususları bünyesinde taşır." Demirel'in sözünü epey uzunca aldım, ta ki düşüncesi tam anlaşılsın. Bu sözün özü şöyle anlaşılabilir: -İslam'ı yaşamaya izin verilmek istenirse bu İslam'ın bütünü yaşama talebine kadar varır, bu ise rejimin sonu olur. O zaman ne yapmak lazım?

Devlet, keyfinin istediği şeye izin vermeli, keyfinin istemediğine izin vermemeli. Devlet kim? O günün siyasi, hukuki, askeri yönetim kadroları...

Demirel bu yapının, Demokrasi- Laiklik ve İslam'ın uyum içinde olması anlamına geldiğini ve bu yapının Türkiye'yi İslam dünyası için model kıldığını söylüyor. Oysa bu modelin İslam'ın keyfi biçimde kısıtlanmasını olağan kılan bir model olduğu açık.

Demirel'in önerdiği model, İslam'ın kısıtlamaları kabul ettiği, Müslümanların da kısıtlanmış bir İslam'a razı olduğu modeldir. Ama bu model, aynı zamanda, İslam adına inanç özgürlüğü sorununun sürekli gündeme gelmesi sonucunu doğuran modeldir.

Tek parti döneminde Kur'an öğrenimi için mücadele verilmiştir. Sonraları ezan için mücadele verilmiştir. O dönemde devletin mantığı, tam da, Demirel'in mantığıdır. Devlet, İslam üzerinde her türlü tasarrufta bulunabileceğini düşünmüş, bundan ötesini "irticai talep" diye nitelemiştir.

Ama, aynı devletin, diyelim, çok partili hayat ve Demokrat Parti iktidarı döneminde daha geniş bir inanç özgürlüğü alanı oluşturabileceği ortaya çıkmıştır. Hoş o zaman da, "irticai talep" suçlaması, tek partici zihniyet tarafından devam ettirilmiştir.

Tıpkı bugün Demirel'in söylemi biçiminde. İlginçtir, bugün, Demokrat Parti'nin "Daha geniş inanç özgürlüğü" çizgisini Ak Parti Hükümeti yürütmekte, Demirel de "Tek partici söylem"in reenkarnasyonunu temsil etmektedir. Dün sembol ezandı, bugün başörtüsü...

Demirel mantığının her inanç özgürlüğü talebini "Şeriat arayışı" olarak nitelemesi gerçekten gariptir. Oysa tabii olan şudur: Kurulu bir düzen var. Bu düzen laikliği benimsemiş. Laiklik uygulaması dini alanı ilgilendiriyor. Bütün din mensuplarının, laiklik yorumu ile alakadar olması kadar tabii bir şey olamaz. Lozan'da Türk Temsilci Heyeti "Biz Türkiye'de laik bir düzen kuracağız" dediğinde, İtilaf devletleri temsilcileri ısrarla, bu düzende gayrı müslim azınlıkların özgürlük alanının nasıl düzenleneceğini sormuşlardır. Ve garanti almak istemişlerdir. Ayın soru, neden Müslümanlar için sorulmasın?

Bir Müslümanın İslam'ı en kamil manada yaşamak istemesinden daha tabii ne olabilir? Kurulu düzenin önüne tabii ki talepler sıralanacaktır. Bunun karşısında kurulu düzen, kısıtlamalarını ilan edecektir. Bana göre burada ortaya çıkan talepler ve kısıtlamalar arasındaki uyum veya uyumsuzluk, kurulu düzenin özgürlük kalitesini ortaya koyacaktır. "Teker teker istemek..." Demirel'e göre olmaması gereken bir şey. Bir tehlike...

O zaman istemeyin. O zaman yaşamayın. O zaman budanmış bir dini hayata razı olun! O zaman siz de, kurulu düzenin, toplum değerlerini gözetmeyen bir laiklik uygulaması içinde olduğu yargılamasına razı olun! Ve o zaman, demokrasinin yaralı olduğu yargısına razı olun. Ve o zaman, o şahane bileşim, Demokrasi- Laiklik-İslam ahengi söylemini rafa kaldırın. Yanılıyor muyum?


Ahmet TAŞGETİREN

 

tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi