Ey hukuk!.. Geleceksen gel... - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Sukût-u_Hayal** · 03-16-2008, 13:53

Beyler kimse kusura bakmasın. Uzun lafın kısası: Demokrasi, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü vs. kavramların; sadece kağıt üstünde anlam ifade ettiği bir yerde, uzun uzadıya bu kavramların tartışmasını yapmanın pratikte bir yararı yok...
Dengir Mir Fırat’ın, AK Parti adına seslendirdiği yazılı açıklamada da belirtildiği üzere; böyle bir dava ancak, “Üçüncü sınıf hukuk anlayışı ile açılabilir...” İşin özü budur. Gerisi laf-u güzaftır.
Eğer Yargıtay Başsavcısı, Anayasa’nın 105’inci maddesinin açık hükmüne rağmen; bu ülkenin Cumhurbaşkanı hakkında siyaset yasağı davasını açabiliyorsa; artık orada iş “hukuki” olmaktan çıkmıştır... Yani bu noktada, Cumhurbaşkanının bir parti ile organik bağ içinde siyaset yapıp yapmadığını sormak, saçmalığa ciddiyet kazandırmak demektir...
Anayasa ve kanunlarımıza göre, ülkenin rejimini silah zoru ile değiştirmeye yönelik darbe yapmak suç değil midir? Peki yasalarımıza göre suçu övme de suç değil midir? Hal böyle iken, bir başka başsavcı çıkıp da, darbeciliği övüyorsa ve buna diğer savcılar ses çıkarmıyorsa; işin rengi açıkça belli demektir... Parti kapatmakla övünen Vural Savaş ile, 367 garabetini hukuk literatürümüze kazandıran Sabih Kanadoğlu’nun öncülük ettiği zihniyetle, bir yere varmamız mümkün değildir.
Yirmi yedi yıldır, cebinde hukuk diploması taşıyan bir vatandaş olarak; en çok dış dünyadan gelen tepkilere üzüldüm. Ülkenin itibarı gerçekten büyük yara aldı! Bakınız, Türkiye-AB Karma Parlamento Eş Başkanı Joost Lagendijk ne diyor: “Şok içerisindeyim. Böyle bir davayı ciddiye almakta zorlanıyorum. Bir hakim nasıl böyle bir sonuca ulaşabilir... Türkiye’nin acilen yeni bir hakimler, savcılar, hukukçular nesline ihtiyacı var...”
Evet bir Başsavcı, YÖK Başkanı’nın konumuna, statüsüne bakmadan, kendisini bir siyasi partinin yöneticisi imiş gibi algılayıp; onun söylem ve eylemlerini kapatma sebebi olarak iddianamesine ekleyebiliyorsa, artık orada bilimsel ve hukuki değerlendirme yapmanın anlamı kalmaz.
Düşününüz, bir ülkenin Anayasa Mahkemesine seçilen yüksek yargıçların, hangi cumhurbaşkanı tarafından tayin edildiğine bakılarak; onların yargısal eğilimleri kestirilmeye çalışılıyorsa; daha açık konuşalım, kimlerin Özal, Demirel veya Sezer tarafından atandığına özel bir anlam yüklenebiliyorsa... Yandı gülüm keten helva!..
Başsavcı 162 sayfalık iddianame hazırlamış... İsterse 1562 sayfa olsun!.. Hiç fark etmez. Detaylara girmeye bile lüzum yok. Sadece Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için, siyaset yasağı istenmesi ve YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın iddianameye dahil edilmiş olması bile; tek başına bu iddianamenin derhal reddedilmesi için yeter sebeptir. Dahası, Cumhurbaşkanı hakkındaki iddialarla, Başsavcı yetkisini ve haddini aşmıştır... Yani Anayasayı ihlal etmiştir!.. Çünkü Cumhurbaşkanı ancak, “vatana ihanet” suçundan yargılanabilir ve AY 105/3’ göre bunda da ancak; “Millet Meclisi üye tam sayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tam sayısının en az dörtte üçünün (413 milletvekilinin) vereceği kararla suçlandırılır.” Eğer mesele hukukun üstünlüğü ise, işte size normlar hiyerarşisinde, en üst olan kanun olan Anayasa hükmü...
Şemdinli Davasının iddianamesini hazırlayan savcıya, (İddianamesi kısmen kabul edilip dava açıldığı halde) YHSK’nın ne muamele yaptığını hatırlayalım: Meslekten men edildi. Avukatlık yapma hakkı bile tanınmadı!.. Şimdi düşünüyorum da, Anayasa Mahkemesi bu iddianameyi reddettiğinde, aynı YHSK ne yapacak acaba?!.

İsmail Kapan / TÜRKİYE

**YavuzSultanSelim** · 03-16-2008, 15:50

Gerçekten Ülkemizin prestijini düşürmüştür bu saçmalık

03-16-2008, 15:56

Aynadaki yalan...Bu adamlar sadece bizimle dalga geçiyor.

Bu saçmalıkların o kadar artırılabilir ki..

Mesela "siyasi bir simge" olduğu için üniversitelerde yasaklanan başörtüsünün serbest olmasını üniversite içerisinde dağıttıkları "bildiriler" (altlarında devrimci gençlik yazanlardan hani), camlara astıkları "sloganlar", "akp'yi istemiyoruz" etiketleri asla "siyasi bir simge" olamaz.

Ne hukukundan bahsediliyor?

03-16-2008, 13:53	#1
Kullanıcı Adı Sukût-u_Hayal	Ey hukuk!.. Geleceksen gel... Beyler kimse kusura bakmasın. Uzun lafın kısası: Demokrasi, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü vs. kavramların; sadece kağıt üstünde anlam ifade ettiği bir yerde, uzun uzadıya bu kavramların tartışmasını yapmanın pratikte bir yararı yok... Dengir Mir Fırat’ın, AK Parti adına seslendirdiği yazılı açıklamada da belirtildiği üzere; böyle bir dava ancak, “Üçüncü sınıf hukuk anlayışı ile açılabilir...” İşin özü budur. Gerisi laf-u güzaftır. Eğer Yargıtay Başsavcısı, Anayasa’nın 105’inci maddesinin açık hükmüne rağmen; bu ülkenin Cumhurbaşkanı hakkında siyaset yasağı davasını açabiliyorsa; artık orada iş “hukuki” olmaktan çıkmıştır... Yani bu noktada, Cumhurbaşkanının bir parti ile organik bağ içinde siyaset yapıp yapmadığını sormak, saçmalığa ciddiyet kazandırmak demektir... Anayasa ve kanunlarımıza göre, ülkenin rejimini silah zoru ile değiştirmeye yönelik darbe yapmak suç değil midir? Peki yasalarımıza göre suçu övme de suç değil midir? Hal böyle iken, bir başka başsavcı çıkıp da, darbeciliği övüyorsa ve buna diğer savcılar ses çıkarmıyorsa; işin rengi açıkça belli demektir... Parti kapatmakla övünen Vural Savaş ile, 367 garabetini hukuk literatürümüze kazandıran Sabih Kanadoğlu’nun öncülük ettiği zihniyetle, bir yere varmamız mümkün değildir. Yirmi yedi yıldır, cebinde hukuk diploması taşıyan bir vatandaş olarak; en çok dış dünyadan gelen tepkilere üzüldüm. Ülkenin itibarı gerçekten büyük yara aldı! Bakınız, Türkiye-AB Karma Parlamento Eş Başkanı Joost Lagendijk ne diyor: “Şok içerisindeyim. Böyle bir davayı ciddiye almakta zorlanıyorum. Bir hakim nasıl böyle bir sonuca ulaşabilir... Türkiye’nin acilen yeni bir hakimler, savcılar, hukukçular nesline ihtiyacı var...” Evet bir Başsavcı, YÖK Başkanı’nın konumuna, statüsüne bakmadan, kendisini bir siyasi partinin yöneticisi imiş gibi algılayıp; onun söylem ve eylemlerini kapatma sebebi olarak iddianamesine ekleyebiliyorsa, artık orada bilimsel ve hukuki değerlendirme yapmanın anlamı kalmaz. Düşününüz, bir ülkenin Anayasa Mahkemesine seçilen yüksek yargıçların, hangi cumhurbaşkanı tarafından tayin edildiğine bakılarak; onların yargısal eğilimleri kestirilmeye çalışılıyorsa; daha açık konuşalım, kimlerin Özal, Demirel veya Sezer tarafından atandığına özel bir anlam yüklenebiliyorsa... Yandı gülüm keten helva!.. Başsavcı 162 sayfalık iddianame hazırlamış... İsterse 1562 sayfa olsun!.. Hiç fark etmez. Detaylara girmeye bile lüzum yok. Sadece Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için, siyaset yasağı istenmesi ve YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın iddianameye dahil edilmiş olması bile; tek başına bu iddianamenin derhal reddedilmesi için yeter sebeptir. Dahası, Cumhurbaşkanı hakkındaki iddialarla, Başsavcı yetkisini ve haddini aşmıştır... Yani Anayasayı ihlal etmiştir!.. Çünkü Cumhurbaşkanı ancak, “vatana ihanet” suçundan yargılanabilir ve AY 105/3’ göre bunda da ancak; “Millet Meclisi üye tam sayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tam sayısının en az dörtte üçünün (413 milletvekilinin) vereceği kararla suçlandırılır.” Eğer mesele hukukun üstünlüğü ise, işte size normlar hiyerarşisinde, en üst olan kanun olan Anayasa hükmü... Şemdinli Davasının iddianamesini hazırlayan savcıya, (İddianamesi kısmen kabul edilip dava açıldığı halde) YHSK’nın ne muamele yaptığını hatırlayalım: Meslekten men edildi. Avukatlık yapma hakkı bile tanınmadı!.. Şimdi düşünüyorum da, Anayasa Mahkemesi bu iddianameyi reddettiğinde, aynı YHSK ne yapacak acaba?!. İsmail Kapan / TÜRKİYE

03-16-2008, 15:50	#2
Kullanıcı Adı YavuzSultanSelim	Ey hukuk!.. Geleceksen gel... Gerçekten Ülkemizin prestijini düşürmüştür bu saçmalık

03-16-2008, 15:56	#3
Kullanıcı Adı LüGaT	Ey hukuk!.. Geleceksen gel... Aynadaki yalan...Bu adamlar sadece bizimle dalga geçiyor. Bu saçmalıkların o kadar artırılabilir ki.. Mesela "siyasi bir simge" olduğu için üniversitelerde yasaklanan başörtüsünün serbest olmasını üniversite içerisinde dağıttıkları "bildiriler" (altlarında devrimci gençlik yazanlardan hani), camlara astıkları "sloganlar", "akp'yi istemiyoruz" etiketleri asla "siyasi bir simge" olamaz. Ne hukukundan bahsediliyor?

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)