Bir anayasa istiyorum--- Abdurrahman Dilipak - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**selahattin_ay** · 12-24-2007, 07:44

Bir anayasa istiyorum, içinde adalet, barış, özgürlük olsun.
İnsan haklarına saygı olsun. Ama Kemalizm ya da herhangi bir ideoloji olmasın.
İçi adaletle dolsun..
Katılımcı olsun, şeffaf olsun, denetlenebilir ve yönetilebilir bir düzen oluştursun..
Kavramları ile, kurumları ile, referansları ile bu ülkede yaşayanların inançları, tarihleri, kültürleri ve geleneklerinin rengini taşısın..
Kemalizm o günkü şartlarda, 1. Dünya Savaşı yıllarında ortaya çıkan, Batılıların Lozan’da dayattığı, ihtiyaçtan kaynaklanan değil, şartların zorunlu kıldığı bir proje idi. Bitti.
Tek parti de öyle, İstiklal Mahkemeleri de.
Aslında tek parti niye kaldırıldı ise, İstiklal Mahkemeleri niye kaldırıldı ise, Kemalizmin de tek partinin devamı olan CHP ile birlikte tarih müzesine kaldırılması gerekir..
önce şunu söylemeliyim ki, sivil anayasa olmaz! Sivil hakları koruyan, demokratik bir anayasadan söz edebilirsiniz. Sivil, resmi olmayandır. Anayasa ise resmi bir belgedir. Onun için bu isimlendirme yanlış..
Mazlum-Der diyor ki, “Atatürkçülük Anayasa’dan çıkarılsın”. Doğru. Aynen katılıyorum.. Evet Yeni Anayasa’nın hak ve özgürlüklerin güvence altına alınan “toplumsal bir sözleşme” niteliği taşıması gerektiğine değiniliyor. Devletin tarafsız olmasını ve Anayasa’da da ideolojiye yer verilmemesini isteyen Mazlum-Der, raporunda, ‘Yeni Anayasa’da Kemalizm’e, Atatürk milliyetçiliğine ve Atatürk ilke ve inkılâplarına da yer verilmemelidir’ diyor.
Yeni Anayasa’da çoğulculuk ve özgürlük esas olmalı, farklı etnik, dinsel, kültürel ve diğer farlılıkları reddetmeyen, tüm farklı kimliklere var olma hakkı tanıyan hükümlerin yer alması şart. Bana göre Diyanet’in yeni anayasada yeniden yapılandırılması ve anayasal özerkliğe sahip, siyasi vesayet dışında, kendi ihtiyacını dini vakıf ve dini vergilerle karşılayan bir yapıya dönüştürülmesi gerekiyor..
Diyanet’teki siyasi vesayet gibi, siyaset ve rejimin üzerindeki askeri vesayet de kaldırılmalı.. Bu şart, Mazlum-Der’in raporunda şu şekilde ifadelendirilmiş: "Türkiye’nin modern ve demokratik bir ülke olması için yeni anayasa, askeri bürokrasinin siyasi iktidarlar üzerindeki vesayetine son vermeli"
"Genelkurmay Başkanı, doğrudan Milli Savunma Bakanı’na bağlı ve ona karşı sorumlu hale getirilmelidir. Genelkurmay Başkanı’nın göreve getirilmesinde, teamüllerin yanı sıra, siyasi iktidarın iradesine de önem verilmelidir. Askeri harcamalarının tamamının mali denetimi başta olmak üzere güvenlik sektörünün demokratik sivil gözetim ve denetimini sağlayacak düzenleme yapılmalıdır. Milli Güvenlik Kurulu, anayasadan çıkarılmalıdır. MGK, uzman teknisyenlerden teşekkül eden ve görevi hükümete askeri konularda görüş bildirmekle sınırlı, karar almaya katılmayan, sadece bir danışma kuruluna dönüştürülmelidir."
Anayasa'da 'Türk dili' yerine 'resmi dil' ibaresinin kullanılması gerektiğinin savunulduğu Mazlum-Der raporunda, ayrıca dileyenlerin kendi anadillerinde eğitim görebilmeleri gerektiğine de yer verildi. Yeni Anayasa'nın yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkeleri dahilinde hukukun üstünlüğünü hakim kılması gerektiği dile getirilen raporda, “Yargıda çift başlılığa yol açan askeri yargı sistemi kaldırılmalıdır. Ayrıca anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs eden her türlü darbe/postmodern darbe ve girişimin ağır bir şekilde cezalandırılacağı Anayasa'da açık bir şekilde belirtilmelidir” denildi.
Maltepe üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı, siyaset bilimci Profesör Cemil Oktay’ın, Neşe Düzel’e verdiği röportajda ifade ettiği gibi “Kemalizm peygamberin sünneti gibi.” Dinleştirilmiş bir ideoloji, ve tanrılaştırılmış bir siyasi lider hangi demokratik rejimde olabilir?.. Bir zamanlar TDK sözlüğünde yazdığı gibi “Türkün dini Kemalizm” ise, o zaman hangi laiklikten söz ediyorsunuz ki! “Kemalizm” bir dine dönüştürülürse, o zaman rejimin adı laiklik değil, Kemalist teokrasi olur..
Şimdi Oktay’ın mülakatındaki şu satırları birlikte okuyalım: “Türbana bakıp muhafazakarlaştık denemez. Türkiye muhafazakarlaşmıyor. Modernleşme hızlandığı için muhafazakarlaşma artıyor. Kitlelere modernite muhafazakar değerlerle veriliyor..” “Her tepeye bayrak dikmekle, işyerine, eve hoparlör takıp millete ezan dinletmek aynı kalıp. Biz mahalle baskısından değil, sığlıktan, avami değerlere inmekten endişeliyiz.” “Türkiye Türklerin değildir. Hazine'nindir. Tapusuz, devlete muhtaç insanlarla demokrasi olmaz..” “Cumhuriyet, ilk 20 yıl Türkiye'nin yüzde 20'sini yönetti. ülkenin yüzde 80'ine değerleriyle giremedi...” “İki burjuvazimiz var. Boğaz ve türban burjuvazisi. İkisi, ciddi bir paylaşım savaşındalar..” “AKP bazen ilerici. Bazen ise muhafazakar bile değil. Gayrıciddi, cılk bir tavır içinde.” Bunlar Düzel’in seçtikleri..
Aslında Yaşar İliksiz’in Taha Akyol’la yaptığı roportajda da ilginç tesbitler var..
Sanırım bizim tarihi yeniden okumamız gerekiyor.
Tarih bu ülkenin çocukları için savaş alanı. Bu gün de öyle. Gelecek de. üç boyutlu bir savaşın içine düştük.
Ya da inanç, siyaset ve ideoloji de öyle. Savaş alanına döndürüldü.. Herkes vatanı bir diğerinden kurtarmaya çalışıyor. Ama bu kavga batanı bizim elimizden kaçırıyor.. İş dönüp dolaşıp bir piyanistin ülkeyi terketme şovuna döndü.
Kemalizmin bu günkü şekli, ne kadar Mustafa Kemal’le ilgili o da ayrı bir konu... Ya da Mustafa Kemal diye biri yaşadı mı? Hangi Kemalizm diye soranlar aslında bu noktanın altını çiziyorlar.. Herkesin, her devrim Kemalizmi ayrı.. Diyanet’in ya da Erbakan’ın Mustafa Kemal’i ile İlhan Selçuk ya da Doğu Perinçek’in Mustafa Kemal’i aynı kişi olamaz..
CHP’nin patentindeki Kemalizm, açık oy gizli tasnifli, tek partili, valilerin ve belediye başkanların sofradan atandığı tek adam günlerine has, takriri sukunlu, kanun tekliflerinin partiden gerekçesiz olarak sevkedilip, müzakeresiz bir şekilde oy birliği ile kabul edildiği, bir dönem savcısız, savunmasız, temyizi olmayan, kanuna göre karar veren değil, verdiği karar kanun sayılan İstiklal Mahkemeleri’nin gölgesinde şekillendi..
19.yy. sonunda, dünya savaşı yıllarında, Komunizm, Faşizm ve Kapitalizm rüzgarlarının estiği bir zamanda şekillenen kavram ve kurumlarla 21.yy.’ı açıklayamazsınız.
Onun için Yeni Anayasa’da resmi ideolojiye yer olmamalı.
Selam ve dua ile..

03-16-2008, 19:20

Atatürkçülük anayasadan çıkarılsın..

Çıkarılınca, kalemin daha fazla para edecek değil mi ?

Daha fazla dolacak kursağın.

Kemalizm yasalardan çıksa bile,

İstiklal Mahkemeleri kalkmış olsa bile,

Bu ülkede, hala Mustafa Kemal'in Askerleri yaşıyor.

Hepsini öldürene kadarda, Kemalizm bu ana yasadan çıkmayacak.

Bir gün gelecek, İstiklal Mahkemeleri tekrar kurulacak.

Hepimiz birer Kılıç Ali olacağız.

Yine kaçacak delik arayacaksınız

Bunu böyle hazmedemeyen arkadaşlara,

Müsil alıp, tuvalete gitmelerini tavsiye edebilirim.

VESSELAM ;)

**ümitli_bekleyis** · 03-16-2008, 19:23

Biz de daha sakin ve düşüncelere daha saygılı olmanızı tavsiye edebiliriz ;)

**Kemalist EMRE** · 03-16-2008, 19:26

Bir anayasa istiyorsun,
Çıkarcı, emperyalist...

Bir anayasa istiyorsun,
Demokrasi adı altında güçlünün kazandığı...

Bir anayasa istiyorsun,
Adalet ve Kalkınma deyip, onun bunun kaypaklığını yaparak...

Bırakın bu işleri !
Herkes eşit hak ve hizmetlere sahip olana dek, sürecek savaşımız. KEMALİST DEVRİM ENGELLENEMEZ ! BU DEVRİM SÜREKLİDİR !

03-17-2008, 00:41

Alıntı:

Kemalist EMRE Nickli Üyeden Alıntı

Bir anayasa istiyorsun,
Çıkarcı, emperyalist...

Bir anayasa istiyorsun,
Demokrasi adı altında güçlünün kazandığı...

Bir anayasa istiyorsun,
Adalet ve Kalkınma deyip, onun bunun kaypaklığını yaparak...

Bırakın bu işleri !
Herkes eşit hak ve hizmetlere sahip olana dek, sürecek savaşımız. KEMALİST DEVRİM ENGELLENEMEZ ! BU DEVRİM SÜREKLİDİR !

Engellemek isteyen, önünüze geçen kim. Elinizden geleni ardınıza komayın...

12-24-2007, 07:44	#1
Kullanıcı Adı selahattin_ay	Bir anayasa istiyorum--- Abdurrahman Dilipak Bir anayasa istiyorum, içinde adalet, barış, özgürlük olsun. İnsan haklarına saygı olsun. Ama Kemalizm ya da herhangi bir ideoloji olmasın. İçi adaletle dolsun.. Katılımcı olsun, şeffaf olsun, denetlenebilir ve yönetilebilir bir düzen oluştursun.. Kavramları ile, kurumları ile, referansları ile bu ülkede yaşayanların inançları, tarihleri, kültürleri ve geleneklerinin rengini taşısın.. Kemalizm o günkü şartlarda, 1. Dünya Savaşı yıllarında ortaya çıkan, Batılıların Lozan’da dayattığı, ihtiyaçtan kaynaklanan değil, şartların zorunlu kıldığı bir proje idi. Bitti. Tek parti de öyle, İstiklal Mahkemeleri de. Aslında tek parti niye kaldırıldı ise, İstiklal Mahkemeleri niye kaldırıldı ise, Kemalizmin de tek partinin devamı olan CHP ile birlikte tarih müzesine kaldırılması gerekir.. önce şunu söylemeliyim ki, sivil anayasa olmaz! Sivil hakları koruyan, demokratik bir anayasadan söz edebilirsiniz. Sivil, resmi olmayandır. Anayasa ise resmi bir belgedir. Onun için bu isimlendirme yanlış.. Mazlum-Der diyor ki, “Atatürkçülük Anayasa’dan çıkarılsın”. Doğru. Aynen katılıyorum.. Evet Yeni Anayasa’nın hak ve özgürlüklerin güvence altına alınan “toplumsal bir sözleşme” niteliği taşıması gerektiğine değiniliyor. Devletin tarafsız olmasını ve Anayasa’da da ideolojiye yer verilmemesini isteyen Mazlum-Der, raporunda, ‘Yeni Anayasa’da Kemalizm’e, Atatürk milliyetçiliğine ve Atatürk ilke ve inkılâplarına da yer verilmemelidir’ diyor. Yeni Anayasa’da çoğulculuk ve özgürlük esas olmalı, farklı etnik, dinsel, kültürel ve diğer farlılıkları reddetmeyen, tüm farklı kimliklere var olma hakkı tanıyan hükümlerin yer alması şart. Bana göre Diyanet’in yeni anayasada yeniden yapılandırılması ve anayasal özerkliğe sahip, siyasi vesayet dışında, kendi ihtiyacını dini vakıf ve dini vergilerle karşılayan bir yapıya dönüştürülmesi gerekiyor.. Diyanet’teki siyasi vesayet gibi, siyaset ve rejimin üzerindeki askeri vesayet de kaldırılmalı.. Bu şart, Mazlum-Der’in raporunda şu şekilde ifadelendirilmiş: "Türkiye’nin modern ve demokratik bir ülke olması için yeni anayasa, askeri bürokrasinin siyasi iktidarlar üzerindeki vesayetine son vermeli" "Genelkurmay Başkanı, doğrudan Milli Savunma Bakanı’na bağlı ve ona karşı sorumlu hale getirilmelidir. Genelkurmay Başkanı’nın göreve getirilmesinde, teamüllerin yanı sıra, siyasi iktidarın iradesine de önem verilmelidir. Askeri harcamalarının tamamının mali denetimi başta olmak üzere güvenlik sektörünün demokratik sivil gözetim ve denetimini sağlayacak düzenleme yapılmalıdır. Milli Güvenlik Kurulu, anayasadan çıkarılmalıdır. MGK, uzman teknisyenlerden teşekkül eden ve görevi hükümete askeri konularda görüş bildirmekle sınırlı, karar almaya katılmayan, sadece bir danışma kuruluna dönüştürülmelidir." Anayasa'da 'Türk dili' yerine 'resmi dil' ibaresinin kullanılması gerektiğinin savunulduğu Mazlum-Der raporunda, ayrıca dileyenlerin kendi anadillerinde eğitim görebilmeleri gerektiğine de yer verildi. Yeni Anayasa'nın yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkeleri dahilinde hukukun üstünlüğünü hakim kılması gerektiği dile getirilen raporda, “Yargıda çift başlılığa yol açan askeri yargı sistemi kaldırılmalıdır. Ayrıca anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs eden her türlü darbe/postmodern darbe ve girişimin ağır bir şekilde cezalandırılacağı Anayasa'da açık bir şekilde belirtilmelidir” denildi. Maltepe üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı, siyaset bilimci Profesör Cemil Oktay’ın, Neşe Düzel’e verdiği röportajda ifade ettiği gibi “Kemalizm peygamberin sünneti gibi.” Dinleştirilmiş bir ideoloji, ve tanrılaştırılmış bir siyasi lider hangi demokratik rejimde olabilir?.. Bir zamanlar TDK sözlüğünde yazdığı gibi “Türkün dini Kemalizm” ise, o zaman hangi laiklikten söz ediyorsunuz ki! “Kemalizm” bir dine dönüştürülürse, o zaman rejimin adı laiklik değil, Kemalist teokrasi olur.. Şimdi Oktay’ın mülakatındaki şu satırları birlikte okuyalım: “Türbana bakıp muhafazakarlaştık denemez. Türkiye muhafazakarlaşmıyor. Modernleşme hızlandığı için muhafazakarlaşma artıyor. Kitlelere modernite muhafazakar değerlerle veriliyor..” “Her tepeye bayrak dikmekle, işyerine, eve hoparlör takıp millete ezan dinletmek aynı kalıp. Biz mahalle baskısından değil, sığlıktan, avami değerlere inmekten endişeliyiz.” “Türkiye Türklerin değildir. Hazine'nindir. Tapusuz, devlete muhtaç insanlarla demokrasi olmaz..” “Cumhuriyet, ilk 20 yıl Türkiye'nin yüzde 20'sini yönetti. ülkenin yüzde 80'ine değerleriyle giremedi...” “İki burjuvazimiz var. Boğaz ve türban burjuvazisi. İkisi, ciddi bir paylaşım savaşındalar..” “AKP bazen ilerici. Bazen ise muhafazakar bile değil. Gayrıciddi, cılk bir tavır içinde.” Bunlar Düzel’in seçtikleri.. Aslında Yaşar İliksiz’in Taha Akyol’la yaptığı roportajda da ilginç tesbitler var.. Sanırım bizim tarihi yeniden okumamız gerekiyor. Tarih bu ülkenin çocukları için savaş alanı. Bu gün de öyle. Gelecek de. üç boyutlu bir savaşın içine düştük. Ya da inanç, siyaset ve ideoloji de öyle. Savaş alanına döndürüldü.. Herkes vatanı bir diğerinden kurtarmaya çalışıyor. Ama bu kavga batanı bizim elimizden kaçırıyor.. İş dönüp dolaşıp bir piyanistin ülkeyi terketme şovuna döndü. Kemalizmin bu günkü şekli, ne kadar Mustafa Kemal’le ilgili o da ayrı bir konu... Ya da Mustafa Kemal diye biri yaşadı mı? Hangi Kemalizm diye soranlar aslında bu noktanın altını çiziyorlar.. Herkesin, her devrim Kemalizmi ayrı.. Diyanet’in ya da Erbakan’ın Mustafa Kemal’i ile İlhan Selçuk ya da Doğu Perinçek’in Mustafa Kemal’i aynı kişi olamaz.. CHP’nin patentindeki Kemalizm, açık oy gizli tasnifli, tek partili, valilerin ve belediye başkanların sofradan atandığı tek adam günlerine has, takriri sukunlu, kanun tekliflerinin partiden gerekçesiz olarak sevkedilip, müzakeresiz bir şekilde oy birliği ile kabul edildiği, bir dönem savcısız, savunmasız, temyizi olmayan, kanuna göre karar veren değil, verdiği karar kanun sayılan İstiklal Mahkemeleri’nin gölgesinde şekillendi.. 19.yy. sonunda, dünya savaşı yıllarında, Komunizm, Faşizm ve Kapitalizm rüzgarlarının estiği bir zamanda şekillenen kavram ve kurumlarla 21.yy.’ı açıklayamazsınız. Onun için Yeni Anayasa’da resmi ideolojiye yer olmamalı. Selam ve dua ile..

03-16-2008, 19:20	#2
Kullanıcı Adı Kemalist BUĞRA	Bir anayasa istiyorum--- Abdurrahman Dilipak Atatürkçülük anayasadan çıkarılsın.. Çıkarılınca, kalemin daha fazla para edecek değil mi ? Daha fazla dolacak kursağın. Kemalizm yasalardan çıksa bile, İstiklal Mahkemeleri kalkmış olsa bile, Bu ülkede, hala Mustafa Kemal'in Askerleri yaşıyor. Hepsini öldürene kadarda, Kemalizm bu ana yasadan çıkmayacak. Bir gün gelecek, İstiklal Mahkemeleri tekrar kurulacak. Hepimiz birer Kılıç Ali olacağız. Yine kaçacak delik arayacaksınız Bunu böyle hazmedemeyen arkadaşlara, Müsil alıp, tuvalete gitmelerini tavsiye edebilirim. VESSELAM ;)

03-16-2008, 19:23	#3
Kullanıcı Adı ümitli_bekleyis	Bir anayasa istiyorum--- Abdurrahman Dilipak Biz de daha sakin ve düşüncelere daha saygılı olmanızı tavsiye edebiliriz ;)

03-16-2008, 19:26	#4
Kullanıcı Adı Kemalist EMRE	Bir anayasa istiyorum--- Abdurrahman Dilipak Bir anayasa istiyorsun, Çıkarcı, emperyalist... Bir anayasa istiyorsun, Demokrasi adı altında güçlünün kazandığı... Bir anayasa istiyorsun, Adalet ve Kalkınma deyip, onun bunun kaypaklığını yaparak... Bırakın bu işleri ! Herkes eşit hak ve hizmetlere sahip olana dek, sürecek savaşımız. KEMALİST DEVRİM ENGELLENEMEZ ! BU DEVRİM SÜREKLİDİR !

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)