03-17-2008, 00:54 | #1 |
Türkiye, Taş Devri'ne döndürülemez: Eski hal, muhaldir!
Sezer'in giderayak atadığı Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, yüzde 47 oyla iktidara gelen AK Parti'ye kapatma davası açtı…
Davanın açıldığı tarihin özenle seçilmiş olduğu anlaşılıyor… Erdoğan'ın Başbakan oluşunun beşinci yıldönümünde/14 Mart'ta iktidar partisine hareket çekilerek “laikçi mesaj” veriliyor… Ben de bu vesileyle bir hatırlatma yapayım… Siirt'te şiir okuduğu için siyasi yolu kesilmek istenen Erdoğan, Siirt'ten seçilerek Başbakan olmuştu: Bu asla bir tesadüf değildi… “Eski Statüko” medyadaki işbirlikçilerine Erdoğan'ın “muhtar bile olamayacağını” söyletiyordu… Sonrasında neler olduğunu hep birlikte gördük… “Taş Devri” nostaljisi yapan şu son filmin finalini de inşallah hep birlikte göreceğiz… Kimse sakın bir yerlere kaçmasın, ha! 367 ve 27 Nisan atraksiyonlarının nasıl berhava edildiğini hep birlikte yaşamıştık, değil mi? “Statüko” kalıntılarının bütün engellemelerine rağmen Abdullah Gül'ün Çankaya'ya çıkmış olduğu gerçeğini unutmuş görünenlere özellikle söylüyorum! * * * Yargıtay Başsavcılığı'nın dava açması yaklaşık bir yıldır bekleniyordu… 24 Nisan 2007'de, Gül'ün adaylığı açıklandıktan sonraki süreçte alttan alta kapatma davası hazırlıkları yapılmıştı… O vakit açamadılar. Bugünlere kaldı… İşaretleri yok değildi… Cumhuriyet gazetesinin reklam kampanyası… Tansel Çölaşan'ın darbe çığırtkanlığı yapıp türbanla ilgili konuşması… “Morrison Süleyman”ın “Türban şeriat devletinin arayışıdır” şeklindeki “Vural Sayaç Tarzı” çıkışı… Tabii en başta “367 Sabih”in “AKP kapatılmalıdır” diye kapı kapı, ekran ekran dolaşması… * * * Kapatma davasındaki gerekçeler o denli dayanaksız ve geçersiz ki, bu durum bünyesinde Eski Statüko'nun kalıntılarını taşıyan Yargıtay'ın ne denli siyasileştiğini gösteriyor… Meclis'te grubu bulunan dört partiden ikisi hakkında kapatma davası açan Yargıtay, türbana özgürlük istediği için pekala MHP'yi de şarampole yuvarlamak isteyebilir. Böylelikle CHP'ye iktidar yolu açılmış olur! Yargıtay'dan kelepir; hilesi hurdası üzerinde özel formüllü “Tek Parti'ye Dönüş” formülü! Sonu? Çıkmaz Sokak! * * * Kapatma davası, bu topraklarda demokrasiyi benimsemiş herkesi derinden yaraladı, çok üzdü… Buna mukabil, Yargıtay Başsavcısının TBMM hakkında, dahası milleti hakkında kapatma davası açamadığı için üzgün olduğunu düşünüyorum! Yalçınkaya'nın “siyaset yapmayan, siyaset üstü” konumdaki Cumhurbaşkanı'na siyaset yasağı konulmasını istemesi ise yargı erkinin ne denli çürüdüğünün açık göstergesidir… Bu dava, Başsavcı'nın milletinin iradesine ve demokrasimize karşı duyduğu nefretin de kanıtıdır! Yalçınkaya, aslında “laik-demokratik sisteme” kapatma davası açmış bulunuyor. * * * Anayasa Mahkemesi bu büyük ayıp hakkında nasıl bir karar verebilir? Kapatma kararı çıkabilmesi için 11 üyenin 7'sinin oyu gerekiyor: Mahkeme'deki üyelerden 8'ini Sezer'in atadığı biliniyor… Tam da bu noktada, 2007'de yaşadıklarımızı hatırlatmakta fayda görüyorum… Mahkeme, 1 Mayıs'ta “367 şart” demişti… Ancak aynı mahkeme 5 Temmuz'da –Sezer ve CHP'nin anayasa değişikliği paketinin iptali için yaptığı başvuruyu reddederken- bu kez 367 Şartı'nı gerekli görmemişti! Yani, iki ay sonra 367 konusunda üyelerden dördü farklı bir karara imza atmıştı: 9-2'lik netice 6-5'le tersine dönüvermişti… Anayasa Mahkemesi, 22 Ekim'de de yine 6-5'lik bir sonuçla Haşim Kılıç'ı başkan seçmişti… Bu hatırlatmaları, mahkemenin AKP'yi kapatma ihtimalini çok yüksek görenler için yaptım… * * * Kapatma davası, neticesi ne olursa olsun iktidar partisinin oylarında yeni bir patlamaya yol açacak bir sürecin başlangıcıdır… Başta CHP'liler olmak üzere -dava açıldığı için sevinenler “siyasi yenilgiler”den fal tutmaya devam edeceklerdir… Kapatma davasına bakıp eski korkuları depreşen, yelkenlerini indirenler veya Türkiye'de yaşanan tarihi “eksen değişimi” hakkında kuşkuya düşenler ise ancak kendilerine gece yaparlar… Eski Statüko'nun devletin içinde yer tutmuş kimi bildik parçalarının kapatma davası açmış olması, asla “Türkiye'nin Yeni Gidişatı”nın önünü kesemez… 367'nin finalinde ne olduğunu unutmayınız… 27 Nisan'dan sonra darbe bekleyenler havalarını almadılar mı? “Gül asla Çankaya'ya çıkamaz, yolda elektrikler kesilir, kaza olur, tomruk düşebilir” diye babalananlar neredeler şimdi? Her defasında söylüyorum: Eski hal, muhaldir… Tamer Korkmaz
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|