![]() |
#1 |
![]() BEN DE ÖYLE
Filo bile sonunda limana döner, tren soluk soluğa koşar gara doğru, Bense ondan daha hızlı koşmaktayım sana -çünkü seviyorum- budur beni çeken, sürükleyip götüren. Cimri şövalyesi Puşkin'in, iner bodrumunu karıştırıp seyretmeye. Ben de, sevgilim döner dolaşır gelirim sana. Taparım, benim için çarpan o yüreğe. Sevinçlisinizdir evinize dönerken. Atarsınız tıraş olurken, yıkanırken, kirini pasını vücudunuzun. Ben de aynı sevinçle dönerim sana- evime dönmüyor muyum sana doğru koşarken? Yeryüzü insanları toprak ananın koynuna dönerler sonunda. Hepimiz döneriz en son yuvaya. Ben de öyle, bir şey var beni sana çeken daha ayrılır ayrılmaz, birbirimizden uzaklaşır uzaklaşmaz. Vladimir MAYAKOVSKI
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() cok icten bir siir cok begendim +
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Oldukça farklı ve güzel bir şiir daha önce hiç okumamıştım,+1
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() SON MEKTUP
(Şairin cesedinin yanında bulunmuştur) Hepinize!.. İşte ölüyorum. Kimseyi suçlamayın bundan ötürü. Hele dedi- kodudan, unutmayın ki, merhum nefret ederdi. Anacığım, kardeşlerim, yoldaşlarım! Bağışlayın beni. İş değil bu, biliyorum (kimseye de öğütlemem),ama benim için başka bir çı- kar yol kalmamıştı. Lili, beni sev. Hükümet Yoldaş! Ailem : Lili Brik, anam, kız kardeşlerim ve Veronika Vitoldovna Polonkaya' dan ibarettir. Yaşamlarını sağlar- san, ne mutlu bana.. Bitmemiş şiirleri Brik'lere verin, ne lâzımsa onlar yapar. "Bir varmış bir yokmuş" derler hani : Aşkın küçük sandalı hayat ırmağının akıntısına kafa tutabilir mi! Dayanamayıp parçalandı işte sonunda... Acıları mutsuzlukları karşılıklı haksızlıkları h a t ı r l a m a y a b i l e d e ğ m e z : Ödeşmiş durumdayız kahpe felekle. Ve sizler mutlu olun yeter. Vladimir MAYAKOVSKI |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() DİNLEYİN!..
Dinleyin ! Bu yıldızları böyle her gece niçin yakarlar ? Herhalde birisine gerekli diye? Herhalde yanmalarını isteyen birisi var? Ve herhalde birisi bu balgam parçalarını inci diye sayıklar? Ve zorlayıp bir öğle vakti kalkan toz borasını Tanrı katına varır geç kalmak korkusu yüreğinde yalvarır öper Tanrı' nın elini merhamet dilenerek ağlar - anlatır kendisine niçin bir yıldız gerektiğini - bu azaba yıldızsız katlanamayacağını Ve sonra o birisi gezdirir boğuntusunu diyar diyar sakin gözükmeğe çalışarak: "Şimdi daha iyisin değil mi?" diye sorar yoluna ilk çıkana "Korkmuyorsun artık değil mi?" Dinleyin! Yaktıklarına göre bu yıldızları böyle her gece Birisinin işine yaramaları şart öyle değil mi ve şart olsa gerek gene her gece hiç olmazsa bir yıldızın yanıp sönmesi.. Vladimir MAYAKOVSKI |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() VERSAİLLES
Krallar korurdu Versailles'i tarih gözbebeğini. bu yollardan koşarken saraydan saraya binerdi her Lui ve her Ludovik yaylı, rahat arabaya yaldız, ipek arasında pelte gbi titreterek on batmanlık göbeğini ve sonra... güvenerek bacakların piston kollarına Marseilles'in eşliğinde ve bir yandan lanet, lanet taca da, saraya da, sapmıştı Versailles yollarına külotunu toplayan Kapet. Bugün aynı yolda yarışıyor Paris otoları Paris gürültülü, çalkantılı ve şen rantiyeler, Paris kokotları dolaşıyor Amerikan turistleri bir de ben. İşte Versailles. İlk hayret ünlemi: Vay anasını! Soyarak el âlemi amma da yaşamışlar bu eski krallar ne gaile, ne tasa! Binden fazla salon yüz yatak odası ve her odada hem bir yatak hem bir masa. Böyle bir sarayın ikincisi yapılamaz çalsan çırpsan hazineden ömür boyunca Sarayın arkasında uzunca havuzlar Hayatları taze, serin olsun diye fışkırıyor sular akşam olunca her yer havuz... kameriye, şadırvan ve fıskiye. "Gentille", yani zevkli hayat için dümdüz koru yollarında sıralanmış Tanrı heykelleri hem Apollonlar, hem de Venüs ama kiminin kolu kopuk kiminin burnu ve elleri Pompadur'un apartmanı az ötede Büyük ve Küçük Triyanon şurası duşlar ve Pompadur hamamları burası bu dokuz on oda, bir arada Pompadur'un yatak odaları. Bu mu hayat? basit, adi,beylik, ye, iç ve yat Benois'nın suluboya tablosuna istersen kat Ahmatova'dan tatlı birkaç dörtlük. Ortalığa bakındım bütün eşya arasında bir Antuvanet'in gece masasında koca çatlağı beğendim. İşte, devrim tarihinden bir an: paldır küldür kaba botlar. Marseilles inletiyor Versailles Sarayı'nı ve derken çakıyor devrim kazığını sankülotlar: Küüüüt! Diye yaldızlı masaya bir darbe şaka niyetine kraliçeyi giyotine saçlarından sürüklerken. Versailles bahçeleri güzel. Güller türlü türlü Bizde böyle kültür olsa, gül değil, geniş makine kültürü müzelere tıkılsa eski ve gereksiz şeyler. Emekçilere bu bahçeye hem çelikten hem de camdan bir de Kültür Sarayı kondurulsa gözü kamaştırsa yeni stilde bir ihtişam ve sarayın hacmi bin iki bin değil, milyona ulaşsa! ... Krala, markilere ve çarlara ibret, unutmasın diye geçmişini halk sırtından çalınan varlıklarıyla öğünmesin diye attı semaların giyotini Antuvanet'in kellesini atar gibi attı yuvarladı akşam güneşini Paris damları üstünde ağır ağır ölsün diye. Titreşiyor yapraklar ince ince dağılıyor ıhlamur, atkestanesi kalabalığı gölgeler siliniyor Ay göklerde ince bir yay Akşam oldu. Ve başına geçiriyor saydam camdan gece kalpağını bu saatte kapanan müze: Versailles Vladimir MAYAKOVSKI |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|