![]() |
#1 |
![]() Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, göreve geldiklerinde 9 ilde doğal gaz kullanıldığını belirterek, bu sayıyı 55'e çıkardıklarını söyledi.
Bakan Güler, KESK Otel'de düzenlenen AK Parti Ordu İl Kadın Kolları Kongresi'nde yaptığı konuşmada, AK Parti'nin bugünlere gelmesinde kadın partililerin çok önemli rol üstlendiklerini ifade ederek, bunun için parti olarak kadınları önemsediklerini vurguladı. Yerel seçimlerin yaklaştığına işaret eden Güler, partililerden daha çok çalışmalarını ve Ordu'da belediye başkanlığını kazanmalarını isteyerek, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ordu'ya çok önem veriyor. Başbakanımız belediye başkanlığının alınması için özelikle rica ediyor. Kendi içimizden Ordu'nun sevdiği bir kişinin belediye başkanı olmasını istiyoruz'' dedi. Enerji Verimliliği Projesi'ne (ENVER) de değinen Bakan Güler, tüm partililerden projeye destek vermelerini istedi. Enerji tasarrufunun bir yatırım olarak görülmesi gerektiğini vurgulayan Güler, enerji tüketiminde yapılacak her tasarrufta, doğaya yeni ağaçlar kazandırılmış olacağını anlattı. Dün Ordu'da doğal gaz kaynak töreni yaptıklarını ve doğal gazı Ordu'ya getirdiklerini söyleyen Güler, şunları kaydetti: ''Doğal gaz tüm Ordu'ya hayırlı olsun. Göreve geldiğimizde 9 ilde doğal gaz kullanılıyordu, bu sayıyı 55'e çıkardık. Doğal gaz sayısını Türkiye genelinde 9'dan devraldık 55'e çıkardık. Bu da partimizin başarısıdır.'' Bakan Güler, AK Parti'ye açılan kapatma davasıyla ilgili olarak da ''Bırakın dava devam etsin, biz işimize bakalım, bizim kimseyle işimiz yok'' diye konuştu. Bakan Güler, partililerden Ankara'da yaşanan olaylardan etkilenmemelerini de istedi. AA
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() iyi güzel ancak bildiğiniz üzere doğalgazın çook büyük bölümünde dışa bağımlıyız artık enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmamazı gerekiyor
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() inşaallah bütün illerimizin doğalgazı kullanmaya başladığı günleri de göreceğiz
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 | |
![]() Alıntı:
|
||
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() eğer nükleer enerjiye geçersek kolay olur yedi bölgeyede inşaedersek bir problrm kalmaz gibime geliyor
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Barışçıl amaçlarla nükleer enerjinin kullanılması ve ilk nükleer santralın kurulmasından bu yana 50 yıldan fazla bir süre geçmiş bulunmaktadır. Günümüzde Fransa, Japonya, G.Kore gibi birçok ülke sanayileşme süreçlerinde nükleer enerjiden büyük ölçüde faydalanmış, 1973'deki petrol krizinden sonra başlattıkları nükleer programlarla ithal fosil kaynaklara bağımlılıklarını büyük ölçüde azaltmıştır.
Diğer yandan, sanayileşme savaşı veren ülkemizde nükleer teknoloji ihmal edilmiş ve dolayısıyla bu konuda kamuoyunun yeterli bilgi ve bilinç seviyesine ulaşması sağlanamamıştır. Bunun toplumsal yansımalarını birçok örneğiyle birlikte hemen hemen her gün görmekteyiz. Hatta bunlardan bazılarının, trajikomik şekillere bürünebildiğini söyleyebiliriz. Örneğin 1999 yılında Japonya'daki küçük bir yakıt dönüştürme tesisinde gerçekleşen bir kazanın ardından, Türkiye'deki bazı yayın organları olayı "Dehşet...Nükleer Santral Kazası" şeklinde kamuoyuna duyurmuşlardı. Belli ki nükleer santral projesinin gündemde olduğu bir dönemde nükleer santral nedir, nükleer yakıt çevrimi nedir bilmeyen bazı kişiler bilinçsiz bir şekilde sansasyonel haber yapmaya çalışıyorlardı. Halbuki Japonya'daki kaza küçük ve deneysel bir uranyum dönüştürme tesisinde meydana gelmişti ve gerçekleşen kaza atom bombasının açtığı derin yaralara sahip Japonya'nın son 40 yıl içerisinde nükleer teknolojide çok önemli bir seviyeye geldiğini göstermekteydi. Nükleer teknoloji konusunda bilgili ve bilinçli bir kamuoyu, bu kazayı Japonya'nın nükleer teknolojide çok ileri düzeye ulaştığı ve Türkiye'nin de ne kadar geride kaldığı yönüyle de algılayabilirdi. Günümüzde Türkiye'nin herhangi bir ticari nükleer santral programı da bulunmamaktadır. Akkuyu nükleer santral kurmak için belirlenmiş bir sahadır ve şu anda sadece deniz kıyısında bir plajdan ibarettir. Son zamanlarda internette elden ele dolaşan e-postalarda Türkiye'nin kurtuluşunun neptünyum madenlerinde olduğu belirtilmektedir. Hatta Türkiye'deki neptünyum madenleri konusunda birçok örütbağ sayfasına rastlamak mümkündür. Dilerseniz herhangi bir arama motorunda "neptünyum rezerv" anahtar kelimelerini kullanarak bir arama yapıp çıkan sayfalara göz atabilirsiniz. Dahası bu konuda televizyon kanallarında bazı köşe yazarları tarafından yorumlar yapıldığını bile gördük. Halbuki dünyada neptünyum madeni diye bir şey bulunmamaktadır. Dolayısıyla olmayan bir maden üzerine ülkemizin kurtuluş senaryoları hazırlanmakta, örütbağ sayfaları hazırlanmakta, televizyonlarda yorumlar yapılmaktadır. Hatta geçenlerde izlediğimiz bir forumda, konuşmacı olarak davet edilen bir şahıs, nükleer reaktörleri anlatırken, aynı kömür sobalarında olduğu gibi tepeden nükleer yakıtların atıldığını, alttan da küllerin toplandığı düzenekler olarak anlatıyor, yüzlerce konuşmacı da anlatılanları ilgiyle dinliyordu. Davetli bir başka konuşmacı, ABD'de 1960'lı yıllarda denenen fakat başarılı olmadığı için durdurulan bir reaktör projesini Türkiye'de tavsiye ederek, bu reaktörlerin sayısının 2100 yılında 1000'lere ulaşacağını anlatıyordu. TV'de nükleer enerji hakkında konuşma yapan bir şahıs, şehirlerin ortasına nükleer santral kurmayı teklif ediyordu. Çok izlenen başka bir televizyon kanalında ise, kendisini nükleer enerji uzmanı olarak tanıtan yetkili, kendisine yöneltilen, "Akkuyu'ya nükleer santral kurulursa atıkları ne olacak?" sorusuna "Hele bir santralımız kurulsun da atıkları sonra düşünürüz!" diyebilmektedir. Yine kendisini konunun uzmanı olarak tanıtan bir başka şahıs benzer bir soruya "Atıkları biz istesek de yabancı ülkeler bize bırakmazlar!" şeklinde cevap verebilmektedir. Bir başka konu da, Türkiye'nin toryumdan nükleer enerji elde edeceği konusudur. Bu konu bazı dergilere kapak bile olmuştur. Halbuki toryum nükleer yakıt değildir. Nükleer yakıt olan uranyuma dönüştürülmesi ise çok yüksek maliyet ve çok yüksek teknoloji gerektirmektedir. Bu nedenle günümüzde toryumu uranyuma dönüştürüp, dönüştürülen uranyumu da yakıt olarak kullanarak ekonomik enerji elde eden herhangi bir ülke bulunmamaktadır. Yetersiz bilgi ve bilinç düzeyi nedeniyle kamuoyunu meşgul eden, bazıları trajikomik olan bu ve buna benzer olay ve haberlerin sayısını daha da arttırmak mümkündür. Alıntıdır... http://www.nukleer.web.tr/ |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() verdiğiniz bilgiler için teşekkürler abi
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|