AK Gençliğin Buluşma Noktası
Makale & Deneme Makale ve deneme içerikleri.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-03-2008, 02:34   #1
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Kardeşliğe dair

Peygamberimiz, 'İçinizden birinizin bir kardeşinin herhangi bir ihtiyacını gidermek için yürümesi benim şu mescidimde iki ay itikâfta olmaktan daha faziletlidir.' der. Bu sözle birlikte şu uyarıyı da yapmam gerekiyor: Buradaki 'kardeşlik'in çerçevesini, 'cümle varlığın birliği ve kardeşliği' biçiminde çiziyorum.



Yoksa, tümüyle bir retoriğe dönüşmüş olan 'milli birlik ve beraberlik' veya Kürtlerin, Kürt milliyetçiliği yaptığı kabulünden hareketle yapılan 'ırkçılık haramdır, hepimiz kardeşiz' çağrısıyla karıştırılmaması gerektiğini diliyorum. 'Milliyet' temelli bir birlik ve beraberliğin imkansızlığı yüzünden terör ve etnik milliyetçilik belasıyla karşı karşıyayız. Ayrıca, Türklerin, örneğin Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, Orta Asya'daki Türki Cumhuriyetlere karşı izhar ettiği 'ağabey' tutumunu çağrıştıran bir eğilimin, yüz yıla yakın bir süredir örselenen, yaralanan ve ötekileştirilen Kürtlere karşı yapılmasının da doğru olmadığı aşikâr. Böylesi bir çağrının dibinde, 'ağabey-kardeş' önkabulü yatıyor ve bu anlamda kardeşin olduğu yerde, mutlaka bir 'ağabey' vardır, ağabeylerin de elinde genellikle dize getirmek üzere sopa bulunur.

Kürtlerin sorunlarının çözümü için, öncelikle sağlıklı bir bilgilenme, muhasebe ve empati gerekmektedir. Bence bu, bir iktidar, siyaset veya devlet sorunu değil, doğrudan bir ahlak ve vicdan sorunudur. "Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen /Mer düm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen" diyen Şeyh Galip Dede'den iki yüz yıl sonra, milletimizin düçar olduğu daralma haline ve insanların birbiri açısından nasıl çürütücü olabileceğine bakarak umudu kesmemek gerek.

İnsanlar ve milletler düştükleri yerden kalkar. İçimize Batı'dan esen milliyetçilik samyelinden kurtulmamız, birbirimizi kalp kulağıyla dinlememiz, adalet ilkesine yapışmamız, vicdanımızla düşünmemizle mümkündür. Efendimiz'in Hz. Bilal'e atfettiği değer bize kaynak olarak yeter. O'nun yolunun sevdalılarından Yunus Emre, birliğe ulaşmanın, aşktan geçtiğine inanır ve aşk makamı, ona göre aldır, kırmızıdır. Burada isteyen de O'dur, istenen de, istek de. Bunu, Mele Ahmed-i Hani, şöyle dile getirir: 'Seven de O, sevilen de O sevgi de O...' Al, hikmet ve Celal'in rengidir. Bu yetkinlik düzeyinde görünen, 'can'ın, yuvasıdır. Gerçekte 'menzil' kavramı, kürevi olan hakikatin bütüncül biçimde algılanması demek olan manevi yetkinlik yolculuğunda, yükselişten sonraki iniş için kullanılır. Menzil, İbn Arabi'ye ve ünlü Kürt bilgesi Mele Ahmed-i Ceziri'ye göre, 'kulun Allah'a geldiği, Allah'ın kula indiği yerdir. Bu gelişlerde bir yarı yol karşılaşması gerçekleşir, buna menzil denir. Menzil, bu anlamda, sözlükteki maddi mekan/oda, durak, yer manasını aşar, bir mekanetin, yani ruhsal/manevi bir yerin adı olur. Burada ikiliğe, ayrılığa, gayrılığa, izafiliğe, nifaka, fesada, tahribe, şerre, zulme, haksızlığa ve ademe yer olmaz. Burası sadece birlik yeridir ve orada tecelli eden sadece İlahi Birlik'tir, İlahi birliğin öngördüğü kardeşliktir.

GÖNÜL EVİNDE BİRLİK OLALIM...

"La şerike okursun, sonra şerik katarsın /Bire iki demegil, fitne kimden tutarsın" İki denmemesi gereken Bir O'dur, birliğin olmadığı yerde şirk vardır, Allah'ın sonsuz ve mutlak birliği, insani düzeyde kardeşliği gerektirir. "İkilikten usandım birlik hanına kandım /Derd-i şarabın içtim dermanım yağma olsun" Birlik hanına kanmak için, o 'şarab'ı içmek gerekir. Buradaki şarabı, İbn Farıd'ı, Ömer Hayyam'ı, Niyazi Mısri'yi, Mele Ahmed-i Hani'yi, Mele Ahmed-i Ceziri'yi, Fakiye Teyran'ı, Molla Cami'yi, Mevlânâ Celaleddin-i Rumi'yi, Hallac-ı Mansur'u, Cüneyd-i Bağdadi'yi, Rabiatü'l-Adeviyye'yi, Bediüzzaman'ı sermest eden İlahi Hakikat olarak almak gerekir. Nitekim Arap İslam şiirinin büyük bilgesi, İbn Farıd şöyle der: 'Biz sarhoş iken henüz üzüm yaratılmamıştı.' Hz. Mevlânâ bunu şöyle ifade eder: 'Üzüm sarhoşluğu değil bizim sarhoşluğumuz/bizim sarhoşluğumuzun sonu yok.' Kürtlerin bilge/şairi, Ahmed-i Hani de bunu şöyle dile getirir: "Ey kadeh sunucu!/Yine gam bulutu kapattı göğümüzü/Bir rüzgâr estir de dağıt kederimizi/Acıyla dolan yüreğimizi/Saf şarapla yıka". Yunus Emre'nin, "Şeriat korucudur, hakikat ordusunda /Senin için korunur, hasıl ordu içinde / Aynel-yakin görüptür, Yunus mecnun oluptur /Bir ile bir oluptur, Hakkel-yakin içinde" şiirindeki 'Korucu' kelimesine dikkatinizi çekerim. Bugün, Kürt sorununu çürüten bir uygulamanın adı, Yunus Emre'nin dilinde, Hakikat ordusunu koruyan bir şey olarak karşımıza çıkıyor. "Onsekizbin alemin cümlesi bir içinde /Kimse yok birden ayruk, söylenir bir içinde /Cümle bir onu birler, cümle ona giderler /Cümle dil onu söyler, her bir tebdil içinde"

On sekiz bin, çokluktan kinayedir. Hakikatin paradoksal boyutunu izhar eden bu belirleme, Ahmed-i Hani'de, 'Hu lafzıyla tutuşan ve yanarak dönüşen beden' ikilemi biçiminde çatılmıştır: "Can, Hu lafzıyla bedeni tutuşturdu, yaktı/Nefis yağları da eridi bu ateşte/Kalp kandili yağlı fitili yakınca/Kemik ve et cam fanus oldu ona/Semadaki bütün yıldızlar/Bu ateşin ışığıyla parladı/Uğursuz baykuş anka görmüş gibi terk etti evimi/Çünkü gönül gerçek sevgilinin aşkıyla doldurdu evini"

Gönül evine Gerçek Sevgili'nin yerleşmesi, 'birlik' ilkesinin gerçekleşmesidir. Zira, varlık birdir ve ayrılığa, gayrılığa, nifaka ve fesada orada yer yoktur. Sevgili'nin, evin gerçek sahibi olarak gönüle dönmesi, ikiliğin aradan kalkıp yerini birliğe terk etmesidir. Bunu, bir başka Kürt bilgesi Mele Ceziri şöyle dile getirir: "Âşık odur, sevgili odur, zahir odur. Mazhar odur/İnci tanesi olan her güzelde de ruh, beden ve cevher odur/İnci gibi bir yüz verdi her güzele, cazibeli bir ruh her bedene/Katip yücelerde yazmış çok noktalı gubari hatla bu nüshayı/Katip yazmış harflerini, ruhla bedene vermiş nurlarını/Vahid ismiyle tek tek koymuş nokta, cezim ve i'rabını"

Seven, sevilen ve sevginin bir olduğu düşüncesi, Kürt, Türk, Arap, Fars bütün bilgelerde karşımıza çıkar. Bu sırrı, Hz. Mevlânâ, "Biz birlemek, birleştirmek için geldik, ayırmak için gelmedik." diye dile getirir. Ahmed-i Ceziri'nin, özellikle şu beyti bu gerçeği en güzel biçimde ifade etmiştir: "Sirrê wehdet ji ezel girtiye heta bi ebed /Wahid û, Ferd e, bi zatê xwu Wî nînin çu eded." "Vahdet sırrı ezelden ebede kadar tutmuştur /Zatıyla vahittir, tektir, ferttir, onun adedi yoktur."

SADIK YALSIZUÇANLAR

 

ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 06-03-2008, 03:24   #2
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart Kardeşliğe dair
"La şerike okursun, sonra şerik katarsın /Bire iki demegil, fitne kimden tutarsın"

"Şeriat korucudur, hakikat ordusunda /Senin için korunur, hasıl ordu içinde / Aynel-yakin görüptür, Yunus mecnun oluptur /Bir ile bir oluptur, Hakkel-yakin içinde"

"Gönül evine Gerçek Sevgili'nin yerleşmesi, 'birlik' ilkesinin gerçekleşmesidir. Zira, varlık birdir ve ayrılığa, gayrılığa, nifaka ve fesada orada yer yoktur. Sevgili'nin, evin gerçek sahibi olarak gönüle dönmesi, ikiliğin aradan kalkıp yerini birliğe terk etmesidir. "


Tefrikanın neşv-ü nema bulduğu günümüzde, ne kadar da ehemmiyetine binaen hasılı mutlak olan "Birlik" ilkesine vurgu yapıcı bir paylaşım ...

Gecemize renk kattınız, varlığınız daim olsun, inşallah ...
tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-03-2008, 14:20   #3
Kullanıcı Adı
Kafes
Standart Kardeşliğe dair
Allah razi olsun ikinizden de
Kafes isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-03-2008, 14:25   #4
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Kardeşliğe dair
Allah (c.c.) cümlemizden razı olsun İnşaAllah.
ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi