![]() |
#1 |
![]() Atatürkçülerin “Ben Atatürkçü Değilim” ismiyle kitap yazmak zorunda kaldığı bir ülke Türkiye. İnsanlar, yüzlerine Atatürk maskesi geçirerek birbirine karşı kıran kırana savaş verebiliyor. Bazen yüze takılan Atatürk maskesi, toplumu dövmek için kullanılabiliyor. 12Eylül’ün hassas günlerinde kışkırtma malzemesi arayan bir medya mensubu rahmetli Timurtaş Hoca’ya sormuş: -Hocam, Atatürk hakkında ne düşünüyorsunuz? Hoca demiş: -Kimine göre Atatürk bir ilahtır, kimine göre bir külahtır, kimine göre ise bir silahtır. Bana göre Atatürk bunların hiçbirisi değildir, Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Millî Mücadelenin komutanıdır. Hoca’yı ifade vermek üzere sıkıyönetime çağırmışlar. -Ne demek istiyorsun Hoca? Bu sözler Atatürk’e hakaret niteliğinde. Hoca izah etmiş. -Asla demiş, aklımdan hakaret falan geçmez. Hakikaten bu memlekette kimine göre Atatürk bir ilah yerine konuyor. La yüs’el, hata yapmaz, emirleri tartışılmaz bir varlık. Bana göre Atatürk bu değil. Kimi ise, Atatürk’ü bir külah gibi kullanıyor. Başına geçiriyor, ondan sonra Atatürk adına her şeyi meşrulaştırıyor. Atatürk’ü külahlaştırmak da ona yapılacak en büyük saygısızlık. Bir de Atatürk’ü “silah” olarak kullananlar var. Birisini yok etmek istiyorsanız, o silaha başvuruyorsunuz. Birisini “Atatürk düşmanı” gibi tanımlamak, yokedici bir silaha dönüşebiliyor. Atatürk’ü, silah gibi kullanmak da ona olan sevginin işareti sayılamaz. Atatürk tartışması bitmiyor Türkiye’de... Türkiye, Atatürkçülerin “Ben Atatürkçü Değilim” ismiyle kitap yazmak zorunda kaldığı bir ülke... Sebebi, memleketi “Sahte Atatürkçüler”in sardığı kanaati. İnsanlar, yüzlerine Atatürk maskesi geçirerek birbirine karşı kıran kırana savaş verebiliyor. Bazen yüze takılan Atatürk maskesi, toplumu dövmek için de kullanılabiliyor. Bütün bunların ülkede bir “Atatürk tartışması”na yol açtığını, hatta Atatürk’e bir bedel ödettiğini de söylemek lazım. -Beni Atatürk’le dövüyorlar, düşüncesi insanların zihninden geçiyorsa, ortaya “Atatürk sevgisi” adına herhâlde çok olumlu sonuçlar çıkmayacak. Bu açıdan, Atatürk’ün “silah” olarak kullanılması da, “külah - maske” hâline getirilmesi de “ilah” hâline getirilmesi de bizim toplumumuz açısından bir bedel ödetme niteliğine bürünüyor. Doğru, hadi “sevgi” açısından ifadelendirelim, “sevgi üretecek” Atatürk yorumu nedir? Böyle bir soruyu sormak kabul edilebilir mi, yoksa “Nasıl bir kimliğe büründürülürse büründürülsün Atatürk sevilmek zorundadır” gibi bir yaklaşım mı geçerlidir? Bence ikinci türün adına sevgi demek imkanı yok. O yöntemle üretilen şey, sevgi değil, ikiyüzlülüktür. Türkiye’de insanların buna da zorlandığını söylemek mümkün. Şöyle bir soru üzerinde düşünelim: -Dindar insanların seveceği bir Atatürk profili nedir? Bu soru, Atatürk’le dindar insanlar arasında bir soğukluk var, kanaatiyle bağlantılıdır? Geçtiğimiz hafta da Atatürk - Humeyni ekseninde bu mesele, geniş tartışmalara konu oldu. Düşünüyorum ki, dindar insanlar, mesela, sadece vatanın kurtuluşunda hayati bir rol almış olmayı bir “muhabbet” sebebi sayabilirler. Bunda, illa dindar olmak gibi bir şart aramazlar. Ama böyle bir komutanın “dindar” olması, bu muhabbeti daha da pekiştirecektir. Mustafa Kemal Paşa, Millî Mücadele yıllarında, “Dindar” görüntüyü bu açıdan dikkatle değerlendirmiştir. “Dindarlığa karşı” bir profil, hatta “Dini toplum hayatında olabildiğince azaltmayı öngören” bir profil, söz konusu şahıs kim olursa olsun, araya mesafe koyduracak, sorgulamaya yol açacak ve sonuçta sevgiyi yaralayacak bir profildir. Atatürk’ün dinle ilgili alandaki profili ne olsun? Bu noktada iki önemli yöneliş var. Birisi; -Dindar bir Atatürk profili çizelim! Toplum o profili sevecektir. İkincisi de şu: -Atatürk dindar birisi değildi. Devrimler yaptı. Devrimlerin tümünün yönelişi laik bir toplum inşa etmekti. Laiklik dinin toplum hayatı için referans olmaktan çıkarılması demekti. Ayrıca Atatürk, pozitivist bir kişilikti. Dinle ilgili değerlendirmeleri de oradan kaynaklanmaktaydı. Dini en azından reforme etmek istedi. Atatürkçülüğü böyle anlamak ve hassasiyetle korumak gerekir. Bu çizgi dışındaki her şey Atatürkçülüğün yozlaştırılması ve karşı devrimciliğe kapı aralamaktır. Belki yaşlı nesiller bunu anlamaz ama, yeni nesillerin bu tarz bir Atatürk çizgisi ile yetişmesi yeterlidir. çocukların sevgisi yeter! Birinci tarz Atatürk yorumu üzerine bir hayli çalışmalar oldu. -Dindar araştırmacılar, dine ve dindarlara yönelen ve Cumhuriyet döneminde toplum hayatını ciddi oranda rahatsız eden baskıların “Atatürk üzerinden” yapılmasını önlemek için... Din karşıtlarının elinden “Atatürk silahı”nı almak için... Atatürk’ü karşıt bir silah hâline dönüştürmeyi düşündüklerini sanmıyorum, ama bu silahla vurulmak istemediklerini düşünüyorum. -İkinci olarak, dindar olmasa bile bazı siyasi - sosyal gruplar, toplumun ana gövdesini oluşturan muhafazakâr toplum kesimleriyle Atatürk çizgisinin zıtlaşma-ma-sının ülkenin çıkarına, ya da kendi politik kurgularına uygun olduğunu düşündükleri için... “Dine saygılı Atatürk” profili çıkarmaya çalıştılar. Bunun için Millî Mücadele’den başlayarak Atatürk’ün sözlerinden ve davranışlarından örnekler buldular. Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki devrimleri, “Din karşıtlığı”na değil, “din istismarı karşıtlığı”na bağladılar. Peki bu çizgi, Türkiye’de Atatürk yorumu alanında ne kadar etkileyici, belirleyici oldu? Bence sınırlı ölçüde... Çünkü diğer kesimdeki “Atatürk tekeli”ni bir türlü kıramadılar. Diğer kesime göre: “Dine saygılı Atatürk” profili demek, zaten “Dindar” olan toplumun Atatürk üzerinden daha da dindarlaşmasına meşruiyyet kazandırmak demekti, buna izin vermemek gerekiyordu. Onun için de asla “Dindar - Dine saygılı Atatürk” yorumuna kapı aralanmamalıydı. Toplumdaki dindarlığı azaltmak, devrimlerin ana yönelişiydi, toplumu, ortaçağ kalıntılarından temizlemek şarttı, Atatürk bunun için “sürekli devrim”i öngörmüştü, Atatürk devrimlerini onlara emanet etmişti, onlar Atatürk devrimlerinin bekçiliğini üstlenmişlerdi, halkların kendi iradeleriyle devrime arka çıkmaları zordu, her yerde devrimler zaten “Halka rağmen halk için” olurdu, Atatürk çizgisi de “halka rağmen halk için” olmaya devam etmeliydi... “Jakobenlikse jakobenlik”ti. Bu, tepeden inme bir yöntemi, Atatürk adına hayata geçirmek anlamı taşıyordu. Bu durumda halk ne yapsındı? “Bu Atatürk değil” çığlıkları duyuldu toplumdan zaman zaman. Ötekiler “Atatürk bu” dediler ve sopayı bastılar topluma... İnönü’nün damadı Metin Toker’in 12 Mart günlerindeki sözlerini hatırlıyorum: Ona göre “Bazen sopa gerekirdi devrimleri korumak için...” Bugün de, millet iradesi, “Atatürk çizgisi” gerekçe gösterilerek dışlanıyor. Atatürk hayatta değil, ama Atatürk adına silah kullanan ya da yargıyı silah hâline dönüştürenler var. Belki şu anda, geniş toplum kesimlerinin aklından şu soru geçiyordur: -Atatürk bu despot çevrenin tekelinden nasıl kurtarılabilir? Nasıl Atatürk’ün, her şeyi, aslında bir azınlığın tahakküm hislerine meşruiyyet kazandırmak için değil, tam da bu ülkenin, bu milletin huzuru için yaptığı anlatılabilir? Hâlâ cevaplanması kolay olmayan bir soru bu. Çünkü bir siyasi parti hâlâ “Bu seçimde Atatürk oylanacak” söylemiyle çıkıyor ortaya... Sonunda yüzde 18 oy alıyor. Bunun anlamı yüzde 80’in Atatürk oylamasında negatif tavır koyması anlamına mı geliyor, yoksa bu “Atatürk tekelciliği”ni dışlamak anlamına mı? Son söz: Türkiye’de din istismarı kadar Atatürk istismarı konusunda da duyarlılık kazanılmadığı takdirde, Atatürk sevgisinin bedel ödemesi kaçınılmazdır. Tıpkı “Din istismarı”nın dine bedel ödetmesi gibi... Ahmet Taşgetiren-Aksiyon
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Okuyunuz arkadaşlar...
![]() Ahmet Taşgetiren böylesi bir hassas konuyu ustalıkla kaleme alabilmiş nadide yazarlarımızda.... ;) |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Ahmet Hoca'dan arşivlik bir yazı. Bana göre bu yazı "El itgam"(son nokta) mahiyetinde açıklayıcıbir yazı olmuş. Adeta kafamın içindekileri yazıya geçirmiş. Okumamıza vesile olduğunuz için teşekkürler.
Bu "öz" yazının özü de Timurtaş Hoca'nın anısına ait şu cümlelerde sanırsam: 12Eylül’ün hassas günlerinde kışkırtma malzemesi arayan bir medya mensubu rahmetli Timurtaş Hoca’ya sormuş: " -Hocam, Atatürk hakkında ne düşünüyorsunuz? Hoca demiş: -Kimine göre Atatürk bir ilahtır, kimine göre bir külahtır, kimine göre ise bir silahtır. Bana göre Atatürk bunların hiçbirisi değildir, Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Millî Mücadelenin komutanıdır. Hoca’yı ifade vermek üzere sıkıyönetime çağırmışlar. -Ne demek istiyorsun Hoca? Bu sözler Atatürk’e hakaret niteliğinde. Hoca izah etmiş. -Asla demiş, aklımdan hakaret falan geçmez. Hakikaten bu memlekette kimine göre Atatürk bir ilah yerine konuyor. La yüs’el, hata yapmaz, emirleri tartışılmaz bir varlık. Bana göre Atatürk bu değil. Kimi ise, Atatürk’ü bir külah gibi kullanıyor. Başına geçiriyor, ondan sonra Atatürk adına her şeyi meşrulaştırıyor. Atatürk’ü külahlaştırmak da ona yapılacak en büyük saygısızlık. Bir de Atatürk’ü “silah” olarak kullananlar var. Birisini yok etmek istiyorsanız, o silaha başvuruyorsunuz. Birisini “Atatürk düşmanı” gibi tanımlamak, yokedici bir silaha dönüşebiliyor. Atatürk’ü, silah gibi kullanmak da ona olan sevginin işareti sayılamaz. " |
|
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Atatürk’ü “silah” olarak kullananlar diğerlerine göre biraz daha fazla ağır basıyor sanki..Paylaşımın için Teşekkürler Yeniden.+
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Yazana da taşıyana da minnet olsun. Teşekkürler. (+)
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Okuduğunuz ve güzel yorumlarınıza yer verdiğiniz için ben teşekkür ederim...
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 | ||
![]() Alıntı:
Alıntı:
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Türkiye ' deki " Biz azınlık gibi görünebiliriz , ama sizi parmağımızda oynatırız " düşüncesindeki insanların yaptığı , ve artık klasik olarak algıladığımız birşey bu. Hassas konuları sürekli gündeme getirip , konu , kişi, olay üzerinden rant ve güç elde etmek .Bu konuda Atatürk ele alınmış. Nitekim onun üzerinde de çeşitli oyunlara kurban gidiyoruz. Bu çeşitli dönemler de , farklı kişiler kullanılarak yapılıyor.Buradaki de Sözde Atatürkçülük adına ...Bu gerçekten ona gösterilen sevgiden kaynaklanıyor olamaz.Sevgi bu değil... Kavramları iyi bilmek lazım ... Kargaşaya düşmemek için..
Teşekkürler paylaştığınız için...(+) |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|