![]() |
#1 |
![]() 'Operasyon Ergenekon' isimli kitabında Ergenekon Terör Örgütünün şifrelerini ifşa ettikten sonra bazı çevrelerce hedef tahtasına oturtulan Star yazarı Şamil Tayyar, yine çok konuşulacak açıklamalarda bulundu. Tayyar, Apo, MİT ve Tuncay Özkan hakkında ne dedi?
![]() Haberx’ten Hülya Okur’un sorularını cevaplandıran Şamil Tayyar, terör örgütü PKK elebaşısı Abdullah Öcalan-MİT ilişkisi, Türkiye’deki istihbarat örgütlerinin yapılanmasındaki sakatlıklar ve Tuncay Özkan ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. 'MİT' Apo’yu Kullandı Mı? “Araştırılsa bir yerde bir şekilde MİT ile yolları bir yerden kesişecek” diyen Tayyar’ın konu ile ilgili tespitleri şöyle: “Bir dönem gerçekten kullanmışlar. Gaziantep ve İsrail’de de Kürt örgütleri vardı ama Apocular denirdi buna ve çok güçlü bir örgüt değildi. Sonra bir baktık, bunların hepsi mantar gibi bitmeye başladı ve PKK güçlendi. Diğer örgütleri yok etmek için karşısında PKK’yı kurdular ama sonra PKK kontrolden çıktı. Ama sonra PKK’yı yok etmek için Hizbullah’ı kurdular. Hizbullah kontrolden çıktı ve bu sefer PKK’ya göre ellerini çabuk tuttular Hizbullah, PKK kadar büyümedi. Ama hala çok ciddi bir tehdittir Türkiye’de. Türkiye’de karanlık bir tarih var, bunun aydınlatılması lazım. Şemdin Sakık kendisine göre bir şeyler yapmaya çalışıyor ama tabi onun da sicili bozuk olduğu için söyledikleri inandırıcı gelmeyebiliyor.” Şemdin Sakık’ın Mektubu “Bana yazdığı yeni bir mektup bu Şemdin Sakık’ın. Bunu henüz yazmadım. Diyor ki: 'Bu mektubun yayınlanmasından sonra yazının oldukça ilgi gördüğünü, özellikle internette çok geniş bir okuyucu kitlesine ulaştığını öğrendim, hatta o mektubu sitenizde gören bazı yetkililer benimle görüşme gereği duydular.” Yani o ifade bizim yazıdan sonra olmuş. Ergenekon’la ilgili ne biliyorsan anlat diye. Çok önemli iddialarda bulunduğunu söylüyorlar. Bir gerçeğin ortaya çıkmasında katkıda bulunan kimse onu dinlemek, iddiaların üzerine gitmek gerekir.” MİT’in Geçirdiği Mutasyon Tayyar, “MİT’in Türkiye’nin yeni vizyonuna uygun bir yapılanma içinde olmadığını düşünüyorsunuz. Mutasyona uğramış bozuk genlerin kendisi için yapabileceği bir şey kalmamışsa bizim için ne yapabilir?” şeklindeki soruya ise şu karşılığı verdi: “Geçmişine baktığımızda, MİT’in daha çok darbe zemini hazırlayan, ülkede karanlık oyunların alt yapısını oluşturan bir örgüt gibi gözüküyor, daha çok içe dönük bir çalışması var. Halbuki Milli İstihbarat Teşkilatının bence içe dönük değil, dışa dönük olması gerekir. Yani CIA, MOSSAD gibi. Nasıl CIA, uluslar arası operasyonlar ve istihbaratla ilgileniyor, FBI ulusal ölçekteyse onlar gibi istihbarat gücüne ulaştırılması gerekir. Ama maalesef bizde emniyet, istihbarat yada terörle mücadele şube müdürlüğü ölçeğinde hareket ediliyor yaklaşımı var bu yanlış. Birde bir arızamız daha var, son dönemde Jitem’in, özel kuvvetlerin ciddi olarak ağırlık kazandığını görüyoruz.” MİT’in Eski Pozisyonu Nasıl Zayıfladı? “Dolayısıyla birden fazla istihbarat örgütünün olması çok tehlikeli ve sakıncalı bir gelişme. Bir an önce tüm istihbarat örgütlerinin tek çatı altında toplanmasını sağlamak suretiyle bir yapılanmaya ihtiyaç var. Daha önce Başbakanlık bünyesinde böyle bir çalışma yapılmıştı ama realize edilemedi. Niye edilemedi bilmiyorum ama anlaşılıyor ki taraflar buna çok taraftar değiller. Çünkü bu istihbarat toplama ve operasyon yapma gücüyle elde ettikleri inanılmaz imtiyazlar vardı ve bu onlara dokunulmaz bir alan oluşturdu ve bu alanı da keyfini çıkartıyorlar. Çünkü bugün jandarma inanılmaz bir güçte ve jandarmanın sahip olduğu telefon dinleme teknolojik alt yapısı emniyette bile yok. Buna bir şekilde neşter atılması lazım. Bu da haliyle MİT’in eski pozisyonunu da zayıflattı. Çünkü kendisinin dışında başka güçler var. Ama birbirlerine ayak bağı olmaya başladılar. Çünkü başka amaçlarla yola çıksalar da birbirlerini de denetler hale geldiler. Belki bu yönüyle de faydası olur.” Tercüman’ın Manşetini Kim Attırdı? Tayyar röportajında en dikkat çeken konu ise, Ergenekon soruşturması sürecinde yaşananlar, Tercüman gazetesinin attığı “Kara kalemler” manşeti ve Tuncay Özkan bağlantıları. “Ergenekon soruşturması büyüdükçe birilerinin devreye girdiğini düşünüyorum” diyen Tayyar, şunları söyledi: “Yani o soruşturmayı kesintiye uğratmak gerekiyordu. Ergenekon konusunda ve bu karanlık ilişkilere dair en fazla yazı yazan üç beş tane kişiyi susturarak bunun önleneceğini varsaydılar. Bu nedenle bu kampanyayı başlattılar. Yani o Bir sabah genel yayın yönetmeninin sabah karar vererek attığı bir manşet değil. Hatta bir arkadaşımıza, bilmiyorum ne derece doğru ama Tercüman’ın yazı işlerinden birsi demiş ki: “Genel Kurmay’dan birisi bizi aradı ve biz onun için bu manşeti attık” Bunu kullanıyor da olabilir. Bu telefon gelmemiş de olabilir. Belki de kendilerine güç vehmetmek için de-bak biz Genel Kurmay’dan aranan bir gazeteyiz demek içinde böyle bir şey söylenmiş olabilir.” Tuncay Özkan Kamu Görevlisi Mi? “Açıkçası Genel Kurmay'ın aradığına ihtimal vermiyorum ama birileri bu puslu havayı kullanmak isteyebilir. O basit bir manşet değil. Bununla ilgili suç duyurusunda bulunduk, savcı takipsizlik verdi. Gerekçede “Şikayetçi yani benim bir kamu görevlisi olmadığım” söyleniyor. Sizin tehdit alabilmeniz için bir kamu görevlisi olmanız gerekiyor. Ayrıca terörle mücadelede görev almış biri değil diyor. İyi güzel de başımıza gelenleri görüyorsunuz. En büyük terör örgütüyle uğraşıyoruz ve başımızda bir koruma var. Devlet bana koruma tahsis etmiş, güvenlik endişesiyle ama savcı bana kamu görevlisi değilsin diyor. Peki buna da bir yerde kabulüm ama ben Tuncay Özkan’ı gözünüz gibi korumalısınız diye tamamen insani duygularla yazdığım bir yazıdan dolayı, aynı maddeden terörle mücadeleye muhalefetten hakkımda dava açıldı. Peki Tuncay Özkan kamu görevlisi mi? Bilmediğim birşey mi var?” 12:28:49 30 Haziran 2008 habervaktim
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|