|
![]() |
#1 |
![]() Mevlana ve AKIL Aşk konusunda belirtildiği gibi Mevlana , akıl-aşk mukayesesinde aşkın üstünlüğünden yanadır. bunun dışında aklı hem övdüğü, hem de yerdiği görülür. Bütün sofiler gibi Mevlana' nın yerdiği ve karşı çıktığı akıl; hissi ve maddi alemle ilgili olan tecrübi ve tabii akıl değil , bu alemin ötesine ait hükümler veren ve İlahi hakikati idrak etme iddiasında olan nazari ve metafizik akıldır. Bu konudaki itirazların büyük bir kısmı da , bilginin tek kaynağı olarak aklı esas alan ve aklın mutlak bilgi kaynağı olduğunu iddia edenlere ve filozoflaradır. Akıl genel olarak ikiye ayrılır: Akl-ı cüz'i ve Akl-ı Külli. Cüz-i Akıl , insan düşüncesi, yani ferdi akıldır. "Hakikat -i Muhammediye" de denilen Külli akıl ise yaratıcı kudretin faal olarak görülmesine denilir. Akl-ı kül her şeyi ortaya koyan , bulan , meydana getirendir. Cüz-i akıl , her zaman öğrenmeye muhtaçtır, Küll-i akıl ise öğretmendir. Peygamberler Akl-ı Küldür. Cüz-i Aklı Küll-i Akla Peygamberler ve Veliler bağlar. (Fihi Mafih, 220)Yeryüzünde görülen her şey külli Aklın gölgesidir. Mevlana'nın Cüz-i akla değer vermesi; "Külli akıldan bir parça olmasından, kaynağını , gücünü ondan almış olmasından dolayıdır. Diğer yandan akıl ; melek cinsindendir, ruh gibi latiftir: "Akılla melek birdirler . Hikmet icabı iki surette göründü. Hikmet icabı iki surette göründü. Meleğin kuş gibi kanatları var. Akılsa , kanatsız uçmada. Onlar birbirine yardım eden iki dost gibidir. Hem melek , hem de akıl Hakkın keremi olup ; Adem'e yardımda bulunmuşlar ve secde etmişlerdir. Nefis ve şeytan , bu iki kafirse Adem'e hem düşman oldular hem de haset ettiler. " (Mesnevi III, 3215-19) Burada belirtildiği gibi aklın değerli olmasının bir diğere sebebi de nefsin zıddı oluşudur : "Aklın hususiyeti neticeyi düşünmektir. Nefis ise akıbeti düşünmez. "(Mesnevi, II / 1569) "Akıl galip olursa , nefsin zayıflar. Zira ağır biniciden eşek zayıf düşer. " (Mesnevi, II / 1877) Ayrıca ; "O yüce Peygamber ; 'Akıl ; oruçtan da , namazdan da yeğdir." diye ne güzel buyurmuştur. Çünkü akıl cevher , onlarsa arazdırlar. Namaz ve oruç akıllılar için farz olunmuştur. " (Mesnevi, V / 456-457) Diğer yandan Mevlana ; "Akıl ; Hakk'a ulaşma yolu değildir. " (Mesnevi I/ / 557) diyerek , aklın yetersizliğini dile getirir. Kastedilen Cüz-i Akıldır : "Cüz-i akıl , keskin şimşek gibidir. Onun ışığı yolda rehber olamaz. Şimşeğin nuru rehber olamaz, belki o buluta ağlamasını emreder. Bil ki akıl şişeği de ağlamak içindir, ta ki yokluk , varlık için ağlasın ! Çocuk aklıyla mektepte bir şeyler öğrenir, yoksa kendi kendine bir şey öğrenemez. Hatta , aklıyla hekime gider ama aklı tedavisinde işe yaramaz. " ( Mesnevi, III / 342-346) "Bu aklın görüşü mezara kadardır. Basiret ehlininki ise sur üfleninceye kadar ." (Mesnevi, III / 3334) Zekilik taslamak denizlerdeki yüzücü gibidir. , ekseriya o sonunda boğulur gider. Yüzücülükten vazgeç, kin tutma . Bunu ırmak veya Ceyhun sanma , deryadır bu ! Hem öyle uçsuz bucaksız ve derin bir derya ki yedi deniz ona nispetle saman çöpüdür. Aşk , has erlerin gemisidir. Onun afete uğraması nadir , kurtuluş ihtimali fazladır. Akıllılığı bırak da , hayrete itibar et. Akıllılık zan , hayranlıksa nazardır. Aklı Mustafa (S.A.)' nın yolunda kurban edip ; 'Allah bana yeter' le iktifa et" ( Mesnevi, IV / 1424-1429) Mevlana bu sözlerle cüz-i aklın , insanı Cenab-ı Hakka yaklaştırmada yetersiz olduğunu , bu konuda aşkın gerekliliğini dile getirir. Esasen insana mahsus cüz-i aklın derecesi herkeste değişiktir: "İnsanların akılları birbirinden farklıdır. Nasıl ki güzellerin görünüşleri de başka başka . " (Mesnevi, III / 1542) "Bazı akıl güneş gibidir.. Bir diğeri Zühre'ye , kayan yıldıza benzer. Bazı akıl ışıksız , yanmayan bir mum gibidir. Bir başkasıysa yıldız gibi parlar. " (Mesnevi , V / 762-763) "Bir çok akıl birleştiği zaman, tek akıldan daha üstün olur. " "Bu aydın akıllılar kandil gibidir. Elbette yirmi tanesi, bir tanesinden fazla aydınlık verir. " (Mesnevi, VI / 26-38) İnsanın mutlaka aklımı , aydın bir akılla birleştirmesi gerekir. Zira ancak yaratılışta aklı keskin olanlar eğitimle bu melekeyi geliştirirler. : "Aklı, ilim ve tecrübe arttırır; böylece insanlar daha bilgili olur ! derler. Oysa bu batıldır. Zira küçük bir çocuk , herhangi bir tecrübeye sahip değildir. O çocukken , hile ve tedbirlerle nice ihtiyarı aciz ve şaşkın bırakır. Ancak yaratılıştan olan üstünlük , çalışıp çabalamakla artar. " (Mesnevi III, 1546-1549) Mademki akıl , ölçüsü herkese göre değişen nispi bir kavramdır ve birden çok akıl bir araya gelince üstünlük kazanır, o halde : İnsanın aklı , kolu kanadı gibidir. Aklı olmayan başka bir aklı rehber edinmelidir. " ( Mesnevi, VI/4109) "Akıllılarla sohbet kuvvet verir. Şeker kamışı , şeker kamışından olgunlaşır. " (Mesnevi, II / 2300) Neticede ; Mevlana'ya göre akıl hudutludur. Ancak bazı akıllar üstündür ki , bunlar da veliler ve peygamberlerdir. Yalnızca onlar insanın cüz-i aklını külli akla , yani Hakikat-ı Muhammedi'ye , yaradılış sırrına ulaştırabilir. Bu iki akıl arasındaki bağı teşkil edenler peygamberler ve veliler, onların yolları da aşktır. Öyleyse insan mahdut aklıyla yol almaya kalkışmamalı; aklın küçük adımlarını bırakıp , aşkın kanatlarıyla ilerlemelidir.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|