AK Gençliğin Buluşma Noktası
Güzel Sözler & Vecizeler Güzel sözler ve yolumuza ışık tutan vecizeler...



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-10-2008, 10:49   #1
Kullanıcı Adı
elif zeynep
Standart İNCE NÜKTELER (edebiyatımızın güler yüzü)
Mehmet Nuri Yardım’ın “Edebiyatımızın Güler yüzü” isimli kitabından iktibaslar yapılarak hazırlanan hoş bir köşe yazısından alıntılar yaparak sizinle paylaşmak isterim. Gerçekten ince nükteler ile bezenmiş cevaplar, hep ilgimizi çekmiştir.

IV. Murat’a Hiciv yazmayacağına dair söz veren ancak sözünde duramayan Nef’i bu iptilası yüzünden canından oldu. Büyük Hiciv üstadı Nef’i gürcü Mehmet Paşa aleyhine yazdığı “Siham-ı Kaza”( Kaza Okları) isimli eserini padişah IV. Murat’ın huzurunda okurken saraya yıldırım düşer meydana gelen hadise yazarın uğursuzluğuna alamet sayılırken şair’in gözden düşmesine neden olur. Nef’i’yi çekemeyenler ise şu beyiti söyler;
“Gökten nazire indi Siham-ı Kaza’sına
Nef’i diliyle uğradı hakkın belasına

*
Orhan Saik “Bu Vatan Kimin” şiirleriyle tanınan ünlü bir edebiyatçımızdır. Şairimiz, bazı edebiyat profesörleriyle sohbet ediyordu. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinden ve bu eserin yayıma hazırlanmasından bahsediliyordu. Gökyay kanaatini şöyle açıklar: “Bence bu eseri günümüzde üç kişi hazırlayabilir.” Profesörler “Acaba hangimizin adını söyleyecek ?” diye heyecanlanır ve sorarlar:”Kimler?” cevap üç isimden oluşur: “Orhan Şaik Gökyay”
*
Ali Nihat Tarlan, divan edebiyatı analizleriyle tanınan ünlü bir edebiyatçımızdır. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde metin şerhi okutan Profesör Ali Nihat Tarlan, ders sırasında bir beytin açıklamasını yapar. Bir öğrenci “Acaba sizin bu beyit hakkında söylediklerinizi şair düşünmüş müydü?” diye sorar. Hoca, başka bir beyit yazar ve açıklar. Öğrenci yine itiraz eder. “Şairin bu şekilde düşünmüş olabileceğinden nasıl emin olabiliyorsunuz? Diye ukalalık edince Tarlan Hoca itirazcıya haddini bildirir. “Emin olabilirsiniz evladım çünkü bu ikinci beyti ben yazdım.”

*
Hasan Ali Yücel, cumhuriyet döneminin önde gelen eğitim Bakanlarındandır. Mustafa Kemal Atatürk, bit toplantıda sol yanında oturan Milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücel’e sorar “Hasan Ali sıfır neye derler?” Hasan Ali hemen cevap verir: “Sizin yanınızda, bana”
*
Mahir İz Hocayı “Yılların İzi” adlı hatırat kitabından hatırlıyoruz. Mahir İz “Maaşını alır almaz zekatını çıkarın, o zaman maaşınız bereketlenir, cüzdanınız kaybolmaz” derdi. Bir gün hocanın tanıdıkları bir cüzdan bulurlar. Bakarlar ki Mahir İz’in. Gelip cüzdanı kendisine verdiklerinde “Hocam hani zekatı verilen cüzdan kaybolmaz derdin.” Diye takılmak isterler.
Mahir Hoca tebessümle cevap verir “ Doğru bakın benim cüzdanım kaybolmadı, bulup getirdiniz.”

*
Hiciv deyince Ünlü şair Yahya Kemal’i hatırlamamak olmaz. Yüzsüz ve patavatsız bir adam, bir gün Mehmet Akif ile Yahya Kemal’i sohbet ederken buldu. Beyatlı Akif’e hararetli bir şeyler anlatıyordu. Pata küte lafa karıştı ve Yahya Kemal’e takılmak istedi: “Üstat, yine ne yalanlar atıyorsun bakalım? Dedi. Mehmet Akif bu densizliğe bozulmuş, yüzü kızarmıştı. Fakat Yahya Kemal bozuntuya vermeden adama cevap verdi: “Üstat Akif’e seni methediyorum..!”
*
Yahya Kemal tam bir şair mizaçlıdır. Kolay kolay kimseyi beğenmez. Burun kıvırdığı edebiyatçılar arasında Midhat Cemal Kuntay da vardır. Onun hakkında söylediği şu söz oldukça yaygındır. “Ben bu Midhat Cemal’i gördüğüm zaman, bu adam ya noter olur ya da balkabağı demiştim. İkisini birden oldu.”
*
Yahya Kemal’in Necip Fazıl’ı nasıl değerlendirdiğine ilişkin bir örnek anlatalım. İspanya’daki ihtilallerle ilgili olarak Yahya Kemal’e sorar:”Siz İspanya’da büyükelçilik yaptınız, bilirsiniz. O memlekette niçin sükunet olmaz?” Beyatlı’nın cevabı oldukça düşündürücü:” Olamaz, zira orda her vatandaş bir Necip Fazıl’dır.”
*
Resim yapmak ya da, şiir yazmak arasında bocalayan bir gençle Yahya Kemal’in arasında geçen konuşma hiciv edebiyatının ender güzellikteki örneklerindendir.
Resimde yapan genç bir şair Yahya Kemal’e sorar:
Üstat, resim mi yapayım şiir mi yazayım?
Beyatlı hemen cevap verir.
Resim yap, resim!...
Fakat siz benim tablolarımı görmediniz ki?
Ama şiirlerini gördüm.

*
Ahmet Hamdi Tanpınar ile Yahya Kemal arasındaki diyalog Osmanlının dünya görüşü hakkında açıklayıcı niteliktedir.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal’e sorar:
Üstat, biz Viyana kapılarına kadar nasıl gitmiştik? Yahya Kemal’in cevabı, büyük maceramızı izah eder mahiyettedir: Pilav yiyerek ve Mesnevi okuyarak. Yahya Kemal’in devlet ile coğrafya arasında kurduğu ilişki, ülkemizin bu gün içinde bulunduğu duruma ışık tutacak mahiyettedir. Üstat şöyle diyor: “Her devlet kendi ülkesinin coğrafyasını korur, bizim ülkenin coğrafyası bizim devleti korur.”
*
Hiciv denince ilk akla gelen isimlerden biri de yazdığı şiirlerle tanınan Neyzen Tevfik’tir. Sözünü sakınmaz, kimseden korkmaz Neyzen Tevfik, CHP’nin kudretli bakanlarından Cevdet Kerim İncedayı ile İstanbul’da karşılaşır. İncedayı, Neyzen’i hoş tutar ve “Ankara’ya yolun düşerse bakanlığa uğra, mutlaka görüşelim” der.
Bir gün Neyzen Ankara’ya gider ve bakanı ziyaret etmek ister. Görüşmek mümkün mü? Hırpani kılıklı Neyzen’e güvenmez yetkililer. Önce kimliğini sorarlar ardından üzerini ararlar. Sonra da Özel Kalem’e gönderirler. Bakan bir yana Özel Kalem müdürüne bile ulaşamayan şair, İncedayı’nın İstanbul’da kendisine verdiği kartı çıkararak arkasına şu dörtlüğü yazar:
Gel dedi, Cevdet Kerim…
Bekliyoruz Allah Kerim…
Fasulye yedim tutmaz gerim
Ha benim gerim, ha Cevdet Kerim

*
Neyzen dar bir yolda yürürken karşısına çıkan adama “Müsaade ediniz, geçeyim” der. Adam “Kime kafa tutuyorsun babalık! Ben ciğeri beş para etmez bir adama yol vermem” Neyzen’in cevabı kısadır. “Ben veririm.”
*
Recep Vahyi aşırı şekilde övdüğü Tevfik Fikret’e yazdığı mektupta ölçüyü kaçırınca, Tevfik Fikret şu mısraları yazar:
Ne senden ruku
Ne benden kıyam
Selamunaleyküm
Aleykümselam

*
Celal Sahir Erozan misafirlikte kağıt oynarken “kazandım” diye sevinir. Ev sahibi “Olmaz” der, kazanmak için elinizde üç sinek olması lazım. Şair gülümser “Üçüncüsü getirdiğiniz kahvenin içinde”
*
Son olarak Abdülhak Hamit’e kulak verelim. Abdülhak Hamit, yakın dostu Ferit Kam’a “Sorma ahir ömrümüzde isimlerimizin sonuna birer “it” getirdiler” diye yakınır. Ferit Kam “Benim ismimim başı parlaklık anlamında “Fer” yine iyi, seninki ise büsbütün kötü: olgunlaşmamış demek olan “Ham”lıktan geliyor.”

selam ve dua ile diyelim

 

elif zeynep isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi