![]() |
#1 |
![]() SÜNNET-İ SENİYYE (Tarik-i Muhammediyye)
“EY İNSANLAR! SİZE KENDİ İÇİNİZDEN ÖYLE BİR PEYGAMBER GELDİ Kİ, SİZİN SIKINTIYA UĞRAMANIZ ONA PEK AĞIR GELİR. O SİZE ÇOK DÜŞKÜN, MÜMİNLERE (karşı) ÇOK ŞEFKATLİ VE ÇOK MERHAMETLİDİR.”(Tevbe-128) “MUHAKKAK Kİ SİZİN İÇİN, ALLAH’A VE AHİRET GÜNÜNE KAVUŞMAYI UMANLAR VE ALLAH’I ÇOK ZİKREDENLER İÇİN, RESULALLAH’TA PEK GÜZEL BİR ÖRNEK VARDIR.”(Ahzab-21) “PEYGAMBER SİZE HER NE VERDİYSE ONU ALIN, O SİZE HER NEYİ YASAKLADIYSA ONDAN DA SAKININ. ALLAH’DAN KORKUN. ÇÜNKÜ ALLAH’IN AZABI ÇETİNDİR.”(Haşr-7) “(RESULÜM!) DE Kİ: EĞER ALLAH’I (c.c.) SEVİYORSANIZ BANA UYUN Kİ ALLAH DA SİZİ SEVSİN.”(Al-i İmran-31) Resul-i Ekrem aleyhissalatü vesselam buyuruyorlar ki: “Ümmetimin fesadı zamanında (ahirzaman, yani içinde bulunduğumuz zamanda) kim benim sünnetime yapışırsa; onun için yüz şehit sevabı vardır.” 1- Her işine dua ile başlar ve dua ile bitirirlerdi. 2- Sözlerine, ALLAH Teala’ya hamd ederek başlar, kelimeleri sayılabilecek kadar tane tane konuşur ve sözlerini tövbe ve istiğfar ile tamamlarlardı. 3- Hutbe esnasında konuşurken gözleri kızarır, yüksek sesle konuşur ve celallenirlerdi. 4- Ana fikir mahiyetindeki cümleleri üçer defa tekrar ederlerdi. 5- Konuşurken el hareketleri yapar, mesela sol elinin başparmağını sağ elinin avucu içine vururlardı. 6- Kimsenin sözünü kesmez, kimseyi kınamaz ve kimseyi ayıplamazdı. 7- Birine bir şey söylemek istediğinde, sadece kafasını çevirmez, bütün vücuduyla o kişiye yönelirlerdi. 8- Kaş göz hareketi yapmazlar ve arada sırada ashabıyla şakalaşırlardı. Fakat şakalarında dahi yalana tenezzül etmezler, mesela (Hz. Enes’e dedikleri) “Ey iki kulaklı adam” gibi, gerçekle bağlantılı şakalar yaparlardı. 9- Bir şeye işaret etmek istedikleri zaman parmakları ile değil, bütün eliyle işaret ederlerdi. 10- Şahsına karşı yapılan bir haksızlıktan dolayı kızmazlar, fakat ALLAH’ın haram kıldığı şeylerden biri çiğnendiğinde aşırı derecede celallenirlerdi. Günde en az 70 defa istiğfar ederlerdi. 11- Gülüşü tebessümden ibaretti. Sevindikleri zaman mübarek gözlerini yumarlardı. Ömrü boyunca hiç kahkaha ile gülmedi. 12- Çok sıkıntılı bile olsalar, bunu dışarıya yansıtmaz ve sahabilere karşı hep tebessüm ederlerdi. 13- Çevresindekilere öylesine candan davranırdı ki, hepsi de ResulALLAH Aleyhissalatü Vesselamın katında en değerli insanın kendisi olduğu görüşüne kapılırdı. 14- Özür beyan edenin özrünü kabul ederlerdi. Kötülüğe kötülükle mukabele etmezler, bilakis affeder ve müsamahakar davranırlardı. Yanında başkasını gıybet edeni sert bir dille uyarırdı. 15- Hoşlanmadığı bazı isimleri değiştirdiği olurdu. 16- Hayvanlarına isim takarlardı. 17- Mescit yapma, hendek kazma gibi işlerde ashabına iştirak ederdi. Bazen ashabına kalkıp su dağıttığı olurdu. 18- Kendisinden her hangi bir şey istendiğinde, hiçbir zaman “hayır!” demez, varsa verir, yoksa vaad eder, vaad edemeyecekse de üzüntüsünden susardı. 19- Kendisini öldürmeye kast edenlere karşı dahi yumuşak davranırlardı. 20- Bir arkadaşını üç gün görmediği zaman sorar, hastaysa ziyaretine, vefat etmişse cenazesine giderdi. 21- Akrabalarının hiçbirini diğerlerinden üstün tutmadan ziyaret ederdi. 22- Yürürken hayasından, yokuş iner gibi başı önüne eğik ve çok hızlı olarak yürür, etraflarına bakınmazlardı. 23- Ashabı ile yürüdüklerinde önde yürümez, ya yanlarında veya arkalarında yürürdü. 24- Çarşıdan yiyeceğini kendi taşır, merkebe biner, arkasına adam bindirir, yoksulları ziyaret eder, kölelerin davetine icabet eder ve sahabilerin arasında oturduklarında meclisin ta dibinde otururlardı. 25- Kim elini sıkmak isterse büyük küçük demeden o kimsenin elini sıkar ve o kimse elini çekmedikçe o elini çelmezdi. Kim kendisine bir şey söylemek isterse ona kulak verir ve o kimse dönmedikçe o dönmezdi. 26- Yanlarında tarak, ayna, misvak, koku, kürdan ve makas bulundururlardı. 27- Hediye kabul ederler ve hediye getirenlere fazlasıyla karşılığını verirlerdi. 28- Ashabının çocuklarını kucağına oturtup severlerdi. Çocuklara karşı çok şefkatli idi. 29- Hayvanlara karşı da çok şefkatliydi. O yüzden hayvanlara eziyet edenlere engel olurlardı. 30- En çok beyaz, sonra yeşil rengi tercih eder, cuma günleri ise bazen siyah bazen de beyaz giyerlerdi. 31- Mübarek saçlarını icap ettikçe, zaman zaman yağlayıp tararlardı. 32- Yarın endişesiyle erzak ve saire saklamazlardı. Hiçbir yemeği övmez ve kötülemezdi. 33- Evinin kırık döküğünü elden geçirir, elbisesini yamar, düğmesini diker, pabucunu tamir eder, kendine ait özel işlerini görür, evi süpürür ve hayvanları yemlerdi. 34- Bazen dizlerini karnına doğru iyice çekip ellerini önden bağlayarak, bazen bağdaş kurarak, bazen çömelerek, bazen diz çökerek, bazen de yüksek bir yere oturup ayaklarını boşluğa sarkıtarak oturduğu olurdu. 35- Yatmadan önce gözlerine sürme çeker, kalktıklarında ise yıkarlardı. 36- Yatmadan önce “İhlas, Felak ve Nas” surelerini okur, yummuş olduğu avuçlarına üfleyerek, vücudunda ulaşabildiği her noktayı üç defa sıvazlarlardı. 37- Yüzünü kıbleye dönerek sağ tarafının üzerine uzanır, sağ elinin ayasını sağ yanağına dayar ve dizlerini hafif bükerlerdi. Uyumadan önce ve uyandıktan hemen sonra ve her abdest aldığında misvak kullanırlardı. 38- Çoğu zaman hasır üzerinde uyurlardı. 39- Bazen öğlen ile ikindi arası, gece ibadetine yardımcı olması için bir saate yakın uyurlardı. 40- Acıkmadan yemek yemez ve sofradan doymadan kalkarlardı. Genel olarak günde en fazla bir öğün yerlerdi. 41- Evde ikinci bir günün yemeğini bekletmezlerdi. 42- Kurtlu hurmaların kurtlarını ayıklayıp yerlerdi. 43- İki gün üst üste arpa ekmeğini doyasıya yediği olmamıştır. Bazen açlıktan karınlarına taş bağlamışlardır. 44- Bazen üç, bazen beş, bazen de on beş gün boyunca yemek yemediği de olmuştur. 45- Evlerinde 1 ay boyunca sıcak bir yemek pişmediği olurdu. 46- Yemekten önce ve sonra ellerini yıkar, suyu, oturarak, üç yudumda, dinlene dinlene içerlerdi. 47- Üç parmağı ile yemek yer, yemeğin bitiminde o üç parmağını yalarlardı. 48- Yemeğin ve suyun içine üfürülmesini yasaklar ve herkesin önünden yemesini emrederlerdi. 49- Bir yere yaslanarak yemek yemez ve su içmezlerdi. Kırık ve dibi görünmeyen bardaktan da bir şey içmezlerdi. 50- Sirke, zeytin, hurma, kabak, salatalık, karpuz, kavun, et, tavuk eti, üzüm, ayva, helva ve bal yediği olmuştur. 51- Bal şerbeti, soğuk tatlı şerbeti ve süt içmiştir. Turp, soğan, sarımsak gibi ağız kokutucu şeyleri sevmezlerdi. 52- Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutar, kuşluk, evvabin ve teheccüd namazı kılarlardı. 53- Cuma günleri (namaza hazırlık olarak) koku sürünür, gusül abdesti alır, tırnaklarını keser ve güzel giyinirdi. 54- Üzüntülü olduklarında namaz kılarlardı. 55- Farz namazı bitince, edebinden dolayı hemen kalkmaz, kadınların çıkmasını beklerlerdi. 56- Başları önünde yürür, önüne göz ucuyla bakar ve asla haram nazar etmezlerdi
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|