![]() |
#1 |
![]() GÜNLERDİR oraya buraya sızdırılan Ergenekon haberleri içinde, bir "belgeyi" merakla bekliyorum.
Gözüm, paşaların el konulan belgeleri, disketleri, yapılıp yapılıp da bir türlü becerilemeyen darbe planları arasında, farklı bir olaya ait delilleri de arıyor. Hatırlıyor musunuz? 1 Mart tezkeresine gidilen günlerde, bir manşet patlamıştı: "Asker rahatsız..." Tezkerenin TBMM’de oylanmasına az bir süre kala patlayan bu manşet, askerin tezkereye karşı olduğu yorumlarına yol açmıştı. Dahası, 1 Mart tezkeresinin reddedilmesinin en önemli etkenlerinden biri olarak kabul edilmişti. Paşa tutuklamalarına bakıp, "Türkiye iç organlarını temizliyor" diye mide bulandırıcı demeçler verenler, "Asker memleket olaylarına müdahale ediyor" diye her gün şikayet mektubu yazanlar, nedense o günlerde bu müdahaleden dolayı çok mutlu olmuşlardı. Askere vurmak için her gün bahane arayan liberal yazarlar, nedense o müdahaleyi pek sevmişti. Bu müdahalelerin ertesinde 1 Mart tezkeresi reddedilmiş ve "asker gölgesinde" verilen oylar "demokrasinin zaferi" olarak ilan edilmişti. Hadi söyleyin, edilmemiş miydi? Askerin "tezkere" konusunda fikir beyan etmesi "demokratça" bir tavır, Kıbrıs konusunda, laiklik hakkında konuşması "anormal", hatta "darbecilik". O yüzden günlerdir paşa evrakı metrukesi arasından, emekli komutan valizlerinden o döneme ait de birkaç şey çıkar diye merakla bekliyorum. Hayrettir ki, tek belge çıkmıyor. Neden? Ya asker bu konuda evrak turşusu kurmaya meraklı değil. Veya bu konular sızdıranın işine gelmiyor. Peki bu durumda benim gibi siz de şüphelenmez misiniz? Acaba o dönemde tezkereye karşı olan bazı yüksek rütbeli komutanlarla, AKP’nin "liberal demokratları", bazı "abileri" arasında gidip gelmeler oldu mu? * * * Diyeceksiniz ki: "Elinde delil var mı?" Ben de desem ki: "Hayır yok, ama duyumlarım var." Buyrun temizleyin. Son günlerin modası bu. Birtakım gazeteciler çıkıp, bazı iddialarda bulunuyor. Başka birtakım gazetecilerin isimlerini ortaya atıyor. Sonra bunun etrafında spekülasyonlar başlıyor. Neymiş? Bazı gazeteciler Ankara’da komutanlarla görüşmüşler, onların darbe yapacağını öğrenmişler ama yazmamışlar. Adınız bozuk para gibi ortaya atılsın, sonra siz savunabilirseniz savunun kendinizi. Zaten hakkınızda kesin kanaatini vermiş yeminli bir nefret cephesiyle karşı karşıyasınız. Anında linç başlar ve artık yapacağınız bir şey yoktur. İnsan haklarından falan söz etmeye kalkarsınız, cevabı hazırdır: "Onlar da başkalarının insan haklarını çiğnediler." Demek ki artık çok hukuklu bir rejime geçmişiz. Her cemaatin insan hakkı kendine. Olsun ben yine de sorayım. Paşa bavulları içinde niye 1 Mart tezkeresi ile ilgili tek belge yok? * * * Bunları ne için anlatıyorum? Sadece ve sadece, son günlerde ortaya çıkan ikiyüzlülüklere dikkati çekmek için. Yani bizleri, bütün bu hoyratlıkların, görkemli bir "demokrasi mücadelesi" için yapıldığına inandırmaya çalışanların ikiyüzlülüğünü sergilemek için yazıyorum. Demokrasi, benim yaşam biçimim, hayat tarzımdır. Bu yazıları ancak böyle bir rejimde yazabileceğimin, böyle güzel bir hayatı ancak demokratik rejimde sağlayabileceğimin tam bilincindeyim. Ama bunca yıllık hayatım, tecrübelerim, gördüklerim artık bana şunu söylüyor. Bu ülkede bir darbe tehlikesi varsa, en az onun kadar, hatta ondan daha büyük bir sivil faşizm tehlikesi vardır. Ve ne ikiyüzlülüktür ki, faşizan uygulamalar, gözdağları, korku salmalar, bize, "ufukta doğmakta olan bir demokrasinin ilk ışıkları" gibi yutturulmaya çalışılıyor. İşte bu faşizan terörün sonucunu merakla bekliyorum. Acaba Ergenekon sürecinden kaç tane sözde "liberal", sözde demokrat "andıç" çıkacak. Ertuğrul Özkök hürriyet
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|