AK Gençliğin Buluşma Noktası
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-13-2008, 09:48   #1
Kullanıcı Adı
Meftun
Standart Aydın Doğan neymiş de bizim haberimiz yokmuş
Abbas Güçlü

Aydın Doğan olmanın zorluğu

Patronu bir yıldır görmüyordum. Tatilde karşılaştık. Sabah yürüyüşlerini ve kahvaltıları da birlikte yaptık. Her gün bir saat yürüyor. Bir saat de yüzüyor.

Sağlığı yerinde. Ama keyfi yerinde değil. Ülkede olup bitenler, herkes gibi onu da fazlasıyla üzüyor.
Aydın Bey’de anı çok. Son 30 yılın en önemli tanıklarından birisi. Hafızası güçlü olduğu için her şeyi günbegün tüm ayrıntılarıyla hatırlıyor. Anılarını yazdığında eminim çok ses getirecek.

Hedefi üniversite

Öylesine ilginç anekdotlar var ki, bilinenlerin çok ötesinde. Peki neden doğrusunu anlatmıyorsunuz, kamuoyuyla neden paylaşmıyorsunuz dediğinizde ise, ya bu bize yakışmaz diyor ya da şimdi zamanı değil, ortam zaten yeterince karışık diyerek topu taca atıyor.


Peki ne zamana kadar? ‘Çok uzun sürmez’ diyor. Birkaç yıl sonra, yönetim kurullarından çekilip işleri tümüyle ikinci kuşağa bırakmak istiyor. Hepsi de zaten çok başarılı derken gözleri ışıldıyor. Çocuklarının performansından ve geldikleri noktadan çok memnun.


Peki köşeye mi çekilecek? Hayır. Hedefte üniversite var. Yıllardır kafasındaydı. Nihayet şekillenmiş. İstediği öyle parlatılmış, sözde üniversitelerden değil. Her yönüyle parmakla gösterilecek bir üniversite. Rakiplerini, zorluklarını ve maliyetini anlattım. Hepsinin farkında. Ama kararlı. Biz neler gördük, bunu da başarırız diyor.
Aydın Bey’in olmazsa olmazları, daha bir keskinleşmiş. Ülke olarak demokrasiden en ufak bir taviz vermemiz kesinlikle mümkün değil diyor ve ekliyor: Tam demokrasi, laiklik ve AB’nin dışında bir arayış da beyhude...


Medya patronu ve bir işadamı olarak, ekonomik gidişata ve medyadaki yeni yapılanmalara nasıl bakıyor?
Oyun kurallarına göre oynandığı sürece, güçlü rakipler, sanki ona ayrı bir mücadele hırsı veriyor. Siyasi gerginliğin ve yaşanan kaosun ekonomiyi olumsuz etkilediği görüşünde. Türkiye bu gerginliği daha fazla kaldıramaz. Taşlar bir an önce yerli yerine oturmalı. Bugünlere zor geldik, kolay kaybetmeyelim. Herkes üzerine düşeni yapmalı diyor.

Bağımlı medya olmaz
Medya, demokratlığını, tarafsızlığını ve objektifliğini hiçbir zaman yitirmemeli. Bağımlı ve taraf medya olmaz. ‘Bazen içimi acıtsa da hiçbir arkadaşımı, niye böyle yazdın’ diye sorgulamıyorum derken onlarca örnek sayıyor. Ben öyle düşünmüyorum ama demek ki onun fikri öyle. Bu farklılıklara da alışmamız, katlanmamız gerekiyor. Yoksa demokrasiyi yaşatamayız inancında.
Kapatma davası, Ergenekon süreci ve yargı konusunda ise çok net: Yargıya güvenmeliyiz. Hem de sonuna kadar.
Neredeyse her sabah, altını çize çize vurguladığı konu ise siyaset-medya ilişkisiydi: Demokrasiyi özümsemiş tüm ülkelerde olduğu gibi bizim siyasetçilerimizin de, medyaya karşı daha tahammüllü olmaları gerekir. Bu bugünün sorunu değil, dün de bu konuda sıkıntılarımız vardı. Bugün de. Ama yarın olmamalı...


Aydın Bey‘le 25 yıldır birlikte çalışıyoruz. İçimizde en iyi gazete okuru o. Tüm gazeteleri didik didik okuyor. Sanıldığının çok ötesinde hangi gazetesinde ertesi gün hangi konu öne çıkacak ya da yer alacak, kesinlikle haberi yok. Her sabah, yürüyüşten sonra, önce taşra, ardından son İstanbul baskılarını birlikte okuduk, yorumladık. Abartmışlar dediği günler de oldu. Bu haberi nasıl 1. sayfadan görmemişler dediği de. Ama hiçbir defasında, gazetelerin yayın yönetmenlerini arayıp da bu niye böyle diye sormadı.


Kendi gazeteleri ya da diğer gazeteler fark etmiyor, eline hangisini alsa önce ilanlara bakıyor ve ekliyor: Bir türlü bu alışkanlıktan kurtulamadım. Eee ne de olsa işadamı. Patron ne kadar güçlü ve bağımsız ise gazeteler de o kadar güçlü ve bağımsız olur. Bu bütün dünyada böyle diyor.
Peki kimlere kırgın? Siyasetçiler ve gazeteciler ilk sırada. Bu konuda listesi bir hayli uzun. En çok da dost diye kucak açtıklarının ihanetine ve özellikle demokrasi konusunda verdiği mücadeleyi en yakından bilenlerin olayları tersyüz etmesine kızıyor. Ne kadar sabırlı ve hoşgörülü de olsa artık güvenini tümüyle kaybettiği kişiler var. Konu açıldıkça örnekler verdi. Bu kişilerin bazılarını tanıyoruz, bazı olaylara tanıklık ettik, bazılarını da medyadan okuduk. Meğerse her şey ne kadar manipüle edilmiş. Farklı sunulmuş.

Patronluk zor zanaat


Peki ya PO? Ortağımızla aramızı açmaya çalışanlar olsa da, ilişkilerimiz iyi düzeyde. Bu konuda alnımız ak rahatlığında.
İçinizden, patronunun doğru söylediğini nereden biliyorsun diyenleriniz mutlaka çıkacaktır. Eee ben de kendimi ve Aydın Bey’i yeterince tanıyorum. Patronun müdahalesine de, içeride farklı, dışarıda farklı konuştuğuna da bugüne kadar şahit olmadım. Görsem herhalde hâlâ burada olmazdım.
Özetin özeti: Patronluk zor zanaatmış, onu bir kez daha anladım. Hele bir de medya patronluğu! Ne dönemler geldi geçti. Siyasetten medyaya kahramanların birçoğu şimdi sahnede değil. Ama Aydın Bey hâlâ mücadeleye devam ediyor. Allah sabır ve kolaylık versin...





Analiz


Üniversiteye girmek hiç bu kadar kolay olmadı

ÖSS’ye bu yıl girenler çok şanslı. Hem liseler mezun vermedi. Hem de kontenjanlar yüzde 25 arttı. Ayrıca baraj puanı da olabildiğince aşağıya çekildi. 40’a yakın da yeni üniversite açıldı. İşte bu yüzden geçen yıla göre sadece puanlar düşmekle kalmayacak, hemen her fakülteye çok daha fazla öğrenci alınacak.

Peki ortaya çıkan bu tablo, OKS’de olduğu gibi sanal bir mutluluk mu getirecek yoksa bu yıl sınava giren adaylara ciddi avantajlar mı sağlayacak?

Lafı hiç uzatmadan çok net bir şekilde söylemek gerekirse, evet bu yıl her şey çok daha farklı olacak. Değişen sınav sistemleri, genelde hep öğrencinin aleyhine olur ve mağduriyetleri de beraberinde getirirdi. Oysa bu yıl sanki adayların başına talih kuşu kondu. Aldıkları puana göre, önceki yıllarda hiç hayal edemeyecekleri fakültelere girme olanağı yakaladılar.

Örneğin geçen yıl ÖSS barajını aşan aday sayısı bir milyon 293 bin iken, bu yıl bu rakam bir milyon 405 bine yükseldi. Alınacak öğrenci sayısı da 4 yıl ve üzeri fakültelerde 204 binden 275 bine, toplam kontenjanda da 413 binden 552 bine çıktı. Buna karşın aday sayısı ise bir milyon 580 binden, bir milyon 504 bine indi.

Peki hangi okullar daha başarılı? Her zaman olduğu gibi yine sınavla öğrenci alan okullar. Yani seçilmiş öğrenciler. Velilerin, çocuklarını ille de fen ve anadolu liseleri ya da iyi kolejlere sokmak istemelerinin temelinde de bu yatıyor.


Puan mı, başarı sırası mı, yoksa...

Tercih aşamasında, önceki yılların verileri bir işe yaramayacaksa, peki adaylar en doğru sıralamayı nasıl yapacak?
İşte bu konuda size altın öneriler:
. Geçen yıla ait tüm verileri unutun. Ama taban puanlar, fakültelerin gördüğü ilgi için size önemli ipuçları verebilir. Örneğin önceki yıllarda puanı yüksek fakültelerin puanı bu yıl da yüksek olacaktır.
. Tercih sıralaması yaparken önceliğiniz kesinlikle ilgi ve yetenekleriniz doğrultusunda olmalıdır. Popüler ya da puanı düşük diye tercih yapmayın.
. Tercih yelpazesini mümkün olduğunca geniş tutun. Puan aralığı da aşırıya kaçmayacak şekilde genişletilmelidir.
. Başarı sırası da size önemli ipuçları verebilir. Ama kesin değil. Örneğin geçen yıl 3555’inci öğrenciyi alan bir fakülte, bu yıl 4 binlerdeki öğrencile kapılarını açabilir.

MEB’in OKS açıklaması
Milli Eğitim Bakanlığı, dünkü haberimizle ilili bir açıklama gönderdi. Ama kafaları daha da karıştırmanın ve güveni daha da sarsmanın ötesinde bir şey ifade etmiyor.
Dün verdiğimiz örneklerde, OKS’de 100 sorudan 100’nü de yapan ve diploma notu çok daha yüksek olan öğrencilerin, sıralamada çok daha alt sıralarda olduğuna dikkat çekmiş ve nedenlerini sormuştuk.
Bakanlık açıklamasında diploma puanı düşük öğrencilerin okul birincisi olduğunu diğerlerinin ise okul başarı sıralamasında daha alt sıralarda olabileceğini ve bu yüzden de ortaya böyle bir tablo çıktığını söylüyor. Ek olarak da OKS Klavuzu’ndaki puan hesaplama yöntemini göndermiş. Ve şu ifadeye yer veriyor:
“Buna göre yazıda yer alan ’100 sorudan 100’ünü doğru yapan M.Y. 99,35 diploma notuyla Türkiye sıralamasında 23. olurken, yine 100 sorudan 100’ünü yapan U.S. 99,06 diploma notuyla çok daha üst sırada yer alması gerekirken 128. sıraya düştü’ denilerek ’skandal’ vurgusu yapılan yorumun yukarıda belirtilen hesaplama yöntemini bilmeden veya dikkate almadan yapıldığı anlaşılmaktadır.
Örnekte yer alan 99,35 diploma notuna sahip M.Y. okulundaki en yüksek diploma notunun da sahibi olması sebebiyle İlköğretim Başarı Puanı hesaplamasında diğer okullardaki 100 tam puana denk gelen bir katkı elde etmiş olup, U.S’nin okulunda ise bir başka öğrencinin daha yüksek diploma puanı ile diploma almış olması sebebiyle bu öğrencinin İlköğretim Başarı Puanı hesaplamasında okuldaki en yüksek diploma notuna sahip öğrencinin diploma puanı tam 100 puana ötelenerek bu puana oranla 99,6 puana karşılık gelen puan karşılığı katkı esas alınmıştır.
Aynı durum, diğer örnekler B.T. ve E.S. için de geçerlidir.”
Oysa klıavuzun hiç bir yerinde okul birincilerine avantaj sağlandığı gibi bir ifade söz konusu değil. En yüksek puandan kast edilen ise 5 ya da 100 ortalama ile mezun olanlar ise, aynı okulda, bu durumda çok sayıda öğrenci olabiliyor. Dahası İBP’ye dönüştürüldüğü iddia edilen bu puanları öğrenciler hiç bilmiyor.
Madem önemli, tıpkı ÖSS’de olduğu gibi neden onlar da daha önce ilan edilmedi ya da diploma notu gibi sınav sonuç belgesinde yer almadı?..
MEB, bu keyfi ve şefaf olmayan tutumunu sürdürdüğü sürece, kafalar karışmaya devam edecektir ve daha çok çark edecektir. Tıpkı OKS’de 3. kayıt dönemine ısrarla hayır deyip, binlerce öğrencinin hakkını gaspedip, şimdi evet dediği gibi...

 

Meftun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi