Ergenekonda Yeni Dalga - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**anlatıyourum** · 07-19-2008, 14:07

Ergenekon’da yeni dalga: Erdoğan Meiji olmazsa yöntem değişecek!

Ergenekon Operasyonu’nun ulusalcı ve laik kesimlere karşı 28 Şubat müdahalesi olduğuna ilişkin değerlendirmemin sebebi, Türkiye’nin küresel sisteme entegrasyonuna engel oluşturan kesimlerin güç ve iktidar odaklarından tasfiyesine girişilmiş olduğu varsayımından kaynaklanıyordu.

Her geçen gün bu varsayımın doğrulandığı gelişmelere tanık oluyoruz.

Muhtemelen Başbakan Erdoğan’ın önüne konulan tercih şudur: Ya Japonya’nın reformist imparatoru Meiji gibi olur ve Türkiye’yi küresel sisteme entegre edecek köklü reformlar ve modernleşme sürecini başlatırsın, ya da Irak’ın, Japonya’nın, Almanya’nın Batının işgali altında “demokratikleştirilmesi" yönteminin düğmesine basılır!

Japonya, Meiji dönemindeki (1868-1912) Batılılaşma serüvenini Batının hegemonyası altında modernleşmeyle sürdürmek yerine, İkinci Dünya Savaşı’na giden dünyada militarist yönetime savrulup Hitler Almanyası ile ittifaka kalkışınca 1945’teki nihai yenilgi sonrasında Amerika’nın işgali altında demokratikleşme tercihine katlanmak zorunda kaldı.

Bu gerekçeye dayanarak iddia edilebilir ki, ülkesinin işgal edilmesini istemeyecek TSK'nın Türkiye’yi militarist mecralara yöneltmesi, yani bir askeri darbe ihtimali sıfırdır!

Görünen o ki, Erdoğan’a reformlar konusundaki küresel baskı, laik kesimlere karşı operasyonlar ve tasfiye harekâtı ile yürütülüyor. İç gerilim arttırılarak Erdoğan’ın harekete geçmesi sağlanmaya çalışılıyor. Gülen’in Türkiye’ye gönderilmek istenmesi de bu kapsamdaki bir baskıdır.

Analizimizi maddeler halinde özetlersek:

1. Ergenekon küresel bir tasfiye harekâtıdır. Amaç, küresel sisteme entegrasyona mani olan eski dünyanın siyasi rejimini tasfiye etmektir. Türkiye, (Ali Bulaç’ın çok isabetle belirttiği gibi) Ortadoğu’da Japonya olacaktır. Bu, ya Irak’ta kullanan yöntemlerle, ya da Ergenekon gibi bir tasfiye operasyonu yoluyla gerçekleşecektir. Eğer Erdoğan bu reformları acilen başlatmazsa Japonya ve Almanya’da demokrasilerin kurulma yöntemi Türkiye’de de uygulamaya geçecektir. Bu acelenin önemli nedeni, Ortadoğu’da artık nükleer kulübe katılmış olan İran’ın her geçen gün biraz daha nihai gücüne yaklaşan nüfuzunun önlenemez seviyeye ulaşmış olmasıdır.

2. Genelkurmay, Gayri Nizami Harp tekelinin kendi elinde olması için bu tekelin dışında kalan tüm inisiyatiflerin üzerine gidilmesine izin vermiş gözüküyor. Ordu, kendi kurumsal yapısını kurtarmak için sivil toplumdaki uzantılarından vazgeçmiş durumdadır. Dolayısıyla gücünü ve enerjisini ordudan alan bu sivil toplum bundan böyle direnç göstermek bir yana, varlığını hissettirecek sesi bile çıkaramayacaktır.

3. Siyasetin ve AKP iktidarının bu işlerle ilgisi veya iç dinamiklerin bu konudaki müdahalesi sözkonusu bile değildir. Onlar da bizim gibi gelişmeleri dışarıdan izliyorlar.

4. Türkiye’nin modernleşmesi işi, “Batıya rağmen Batılılaşma” modelinde yolun sonuna gelmiştir. Ergenekon operasyonu, geriye kalan pamuk ipliğini de koparmak üzeredir. “Batıya rağmen Batılılaşma”nın şimdiki aşaması, Batının himaye, destek ve kayyumluğunda mandater modernleşmedir. Muhafazakarlar bu modernleşmenin oyuncularıdır. Bu sebeple birinci modernleşme döneminin oyuncuları olan laik/kemalist aydınlar dönemi kapanmış, muhafazakar gazeteciler/yazarlar dönemi açılmıştır.

5. Ulusalcı kesimlerin İran’a saldırı konusunda direnç göstermeyeceklerine dair bütün imaları da onları kurtarmaya yetmemiştir. İran aleyhindeki açıklamalarına rağmen tasfiye devam ediyor. Çünkü Amerikalılar, İran konusunda onlara güvenmek yerine muhafazakârların içinden yeni oyuncuları sahneye çıkarmaya daha yakın düşünüyorlar.

Ergenekon operasyonunun, darbe girişimini önleme amacına yönelik olmadığı her bakımdan bellidir. Öyleyse bu operasyonun akıbetini belirleyecek olan Erdoğan’ın kararıdır. Eğer Türkiye’yi Batının kayyumluğunda modernleşme sürecine sokmazsa Ergenekon benzeri dış kaynaklı tasfiye girişimleriyle Türkiye demokratikleştirilecek ve modernleştirilecektir. Tabii bu iş yapılırken Erdoğan’ın işbaşında tutulması mümkün değildir.

Eğer Erdoğan, tüm iç dinamikleri yoksayar ve bu beklentiyi karşılamaya koyulursa kesinlikle yerinde kalacaktır. Bu da Cumhurbaşkanı Gül’ün Meiji olma hevesini kursağında bırakacaktır.

Tekrarlayalım: Türkiye bir kez daha kavşaktadır!

07-19-2008, 14:10

kaynak versesinizde okunmaya deger mi ona karar versek

**anlatıyourum** · 07-19-2008, 14:13

özür dilerim unutmuşum kaynak fikritakip.com ben arşivime almıştım şimdi sitede hala var mı bilmiyorum

**hakansükür** · 07-19-2008, 23:49

Alıntı:

anlatıyourum Nickli Üyeden Alıntı

özür dilerim unutmuşum kaynak fikritakip.com ben arşivime almıştım şimdi sitede hala var mı bilmiyorum

Fikritakip.com çok güzel fikirlerin olduğu sitedir.
Teşk.

07-19-2008, 14:07	#1
Kullanıcı Adı anlatıyourum	Ergenekonda Yeni Dalga Ergenekon’da yeni dalga: Erdoğan Meiji olmazsa yöntem değişecek! Ergenekon Operasyonu’nun ulusalcı ve laik kesimlere karşı 28 Şubat müdahalesi olduğuna ilişkin değerlendirmemin sebebi, Türkiye’nin küresel sisteme entegrasyonuna engel oluşturan kesimlerin güç ve iktidar odaklarından tasfiyesine girişilmiş olduğu varsayımından kaynaklanıyordu. Her geçen gün bu varsayımın doğrulandığı gelişmelere tanık oluyoruz. Muhtemelen Başbakan Erdoğan’ın önüne konulan tercih şudur: Ya Japonya’nın reformist imparatoru Meiji gibi olur ve Türkiye’yi küresel sisteme entegre edecek köklü reformlar ve modernleşme sürecini başlatırsın, ya da Irak’ın, Japonya’nın, Almanya’nın Batının işgali altında “demokratikleştirilmesi" yönteminin düğmesine basılır! Japonya, Meiji dönemindeki (1868-1912) Batılılaşma serüvenini Batının hegemonyası altında modernleşmeyle sürdürmek yerine, İkinci Dünya Savaşı’na giden dünyada militarist yönetime savrulup Hitler Almanyası ile ittifaka kalkışınca 1945’teki nihai yenilgi sonrasında Amerika’nın işgali altında demokratikleşme tercihine katlanmak zorunda kaldı. Bu gerekçeye dayanarak iddia edilebilir ki, ülkesinin işgal edilmesini istemeyecek TSK'nın Türkiye’yi militarist mecralara yöneltmesi, yani bir askeri darbe ihtimali sıfırdır! Görünen o ki, Erdoğan’a reformlar konusundaki küresel baskı, laik kesimlere karşı operasyonlar ve tasfiye harekâtı ile yürütülüyor. İç gerilim arttırılarak Erdoğan’ın harekete geçmesi sağlanmaya çalışılıyor. Gülen’in Türkiye’ye gönderilmek istenmesi de bu kapsamdaki bir baskıdır. Analizimizi maddeler halinde özetlersek: 1. Ergenekon küresel bir tasfiye harekâtıdır. Amaç, küresel sisteme entegrasyona mani olan eski dünyanın siyasi rejimini tasfiye etmektir. Türkiye, (Ali Bulaç’ın çok isabetle belirttiği gibi) Ortadoğu’da Japonya olacaktır. Bu, ya Irak’ta kullanan yöntemlerle, ya da Ergenekon gibi bir tasfiye operasyonu yoluyla gerçekleşecektir. Eğer Erdoğan bu reformları acilen başlatmazsa Japonya ve Almanya’da demokrasilerin kurulma yöntemi Türkiye’de de uygulamaya geçecektir. Bu acelenin önemli nedeni, Ortadoğu’da artık nükleer kulübe katılmış olan İran’ın her geçen gün biraz daha nihai gücüne yaklaşan nüfuzunun önlenemez seviyeye ulaşmış olmasıdır. 2. Genelkurmay, Gayri Nizami Harp tekelinin kendi elinde olması için bu tekelin dışında kalan tüm inisiyatiflerin üzerine gidilmesine izin vermiş gözüküyor. Ordu, kendi kurumsal yapısını kurtarmak için sivil toplumdaki uzantılarından vazgeçmiş durumdadır. Dolayısıyla gücünü ve enerjisini ordudan alan bu sivil toplum bundan böyle direnç göstermek bir yana, varlığını hissettirecek sesi bile çıkaramayacaktır. 3. Siyasetin ve AKP iktidarının bu işlerle ilgisi veya iç dinamiklerin bu konudaki müdahalesi sözkonusu bile değildir. Onlar da bizim gibi gelişmeleri dışarıdan izliyorlar. 4. Türkiye’nin modernleşmesi işi, “Batıya rağmen Batılılaşma” modelinde yolun sonuna gelmiştir. Ergenekon operasyonu, geriye kalan pamuk ipliğini de koparmak üzeredir. “Batıya rağmen Batılılaşma”nın şimdiki aşaması, Batının himaye, destek ve kayyumluğunda mandater modernleşmedir. Muhafazakarlar bu modernleşmenin oyuncularıdır. Bu sebeple birinci modernleşme döneminin oyuncuları olan laik/kemalist aydınlar dönemi kapanmış, muhafazakar gazeteciler/yazarlar dönemi açılmıştır. 5. Ulusalcı kesimlerin İran’a saldırı konusunda direnç göstermeyeceklerine dair bütün imaları da onları kurtarmaya yetmemiştir. İran aleyhindeki açıklamalarına rağmen tasfiye devam ediyor. Çünkü Amerikalılar, İran konusunda onlara güvenmek yerine muhafazakârların içinden yeni oyuncuları sahneye çıkarmaya daha yakın düşünüyorlar. Ergenekon operasyonunun, darbe girişimini önleme amacına yönelik olmadığı her bakımdan bellidir. Öyleyse bu operasyonun akıbetini belirleyecek olan Erdoğan’ın kararıdır. Eğer Türkiye’yi Batının kayyumluğunda modernleşme sürecine sokmazsa Ergenekon benzeri dış kaynaklı tasfiye girişimleriyle Türkiye demokratikleştirilecek ve modernleştirilecektir. Tabii bu iş yapılırken Erdoğan’ın işbaşında tutulması mümkün değildir. Eğer Erdoğan, tüm iç dinamikleri yoksayar ve bu beklentiyi karşılamaya koyulursa kesinlikle yerinde kalacaktır. Bu da Cumhurbaşkanı Gül’ün Meiji olma hevesini kursağında bırakacaktır. Tekrarlayalım: Türkiye bir kez daha kavşaktadır!

07-19-2008, 14:10	#2
Kullanıcı Adı Demokrat	Ergenekonda Yeni Dalga kaynak versesinizde okunmaya deger mi ona karar versek

07-19-2008, 14:13	#3
Kullanıcı Adı anlatıyourum	Ergenekonda Yeni Dalga özür dilerim unutmuşum kaynak fikritakip.com ben arşivime almıştım şimdi sitede hala var mı bilmiyorum

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)