AK Gençliğin Buluşma Noktası
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-24-2008, 10:56   #1
Kullanıcı Adı
Ak_Kelebek
Standart Lozan zafer mi, hezimet mi?
BÖYLE sorular tehlikelidir, çünkü karmaşık gerçekleri ak-kara basitliğine indirgeyerek insanı körleştirir. Merakımızı öldürür. Daha kötüsü, araştırsaydık öğrenebileceğimiz gerçekler konusunda bizi cahil bırakır; o cehaletle günümüzün karmaşık sorunlarına da ‘kör’ bakarız!

Halbuki Lozan, mutlaka okunması, dersler çıkarılması gereken muazzam bir diplomatik savaş dosyasıdır!

Birinci Dünya Savaşı sonrasında imzalanmış bütün barış antlaşmaları İkinci Dünya Savaşı’yla yok olduğu halde, Lozan’ın 85 yıldır devam ediyor olması, onun gerçekçi dengelere oturduğunun ispatıdır: Hem toprak ve egemenlik dengesi, hem kuvvet dengesi...

İsmet Paşa’nın sözleriyle, “Şu genişlikte, bu genişlikte bir vatan” ama “Mutlaka tam bağımsız!” Bunun anlamı kapitülasyonları tamamen kaldırmak için mesela Musul meselesinde toprak tavizi vermemizdir.

Kuvvet dengesine gelince... Milli Mücadele Doğu’ya dayanarak yapılmış, Lozan’da ise yeni Türkiye, Batı dengeleri içinde yer almaya karar vermiştir.

Neye göre başarı?

Lozan’ı Sevr’le mukayese etmek gerçekçi değildir. Sevr bir yenilginin, Lozan bir zaferin ardından imzalanmıştır. Lozan’a iki kıstas açısından bakabiliriz:

- Lozan’da hedeflerimiz: Lozan’da ana hatlarıyla milli hedeflerimize ulaşmışızdır. Gerçi Lozan’da Ege adalarını ve Kıbrıs’ı geri almış değiliz! Misak-ı Milli içindeki Musul’u (Kuzey Irak’ı) kaybettik, Boğazlar’da tam egemenliğimizi kuramadık, Hatay’ı alamadık!..

Öyle ama Ege adaları ve Kıbrıs zaten dosyamızda yoktu, o defterler çok daha önce kapanmıştı.

Musul’u İngilizlerden bütünüyle almaya gücümüz yetmezdi. Sadece Mustafa Kemal değil, Karabekir ve Rauf Bey dahil bütün kadro bu görüştedir. Onun için, Musul’u ‘ikinci derecede hedefler’imiz arasına koyarak masaya oturmuştuk.

Boğazlar’da tam egemenliğimizi ise dünya dengeleri elverişli hale geldiğinde Montrö Antlaşması’yla 1936’da sağlayacak, sonra da Hatay’ı anavatana katacaktık.

- Lozan’da güç dengesi: Lozan’da karşımızdaki asıl güç İngiltere idi. İsmet Paşa, İngiliz siyasi gücünün Yunan askeri gücünden önemli olduğunu söylemiştir haklı olarak. İngiltere’yle savaşmak noktasına gelindiğinde, orada durmak zorunda kalan Türkiye olmuştur.

Bu iki açıdan bakıldığında, Lozan başarılıdır.

Kürt meselesi

İsmet Paşa’nın Lozan’dan Ankara’ya çektiği telgrafta, “Musul’dan feragat ederek sulh aramak”tan başka çare kalmadığını bildirmesi, bir dönüm noktasıydı; bu telgraf İngiliz istihbaratının eline geçmişti üstelik... Meclis’te büyük tepki... Milletvekilleri, “Musul giderse yarın sınır Erzurum’a dayanabilir” diye feryat ediyor! Bu tehlikeyi Gazi ve arkadaşları da görüyor.

Ama Musul’da karşımızdaki güç, İngiliz ordusudur; onunla savaşmak, yeni kurtarılmış vatanın tamamını tehlikeye sokabilir!

Sonradan açığa çıkan İngiliz belgeleri gösteriyor ki, direnebilseymişiz, Musul’u paylaşarak güvenli bir sınır çizebilir, petrolden de okkalı bir pay alabilirmişiz! Ama savaş yorgunuyduk, Ankara “bir an önce sulh” istiyordu. Doğu’dan kopmuş ama Batı’da henüz ittifaklar kuramamış yalnız bir ülkeydik o aşamada... Ve nihai darbe, 1925’te Şeyh Sait İsyanı!

Musul, 1926’da pek ‘ucuza’ gidecekti!

Musul dışında, Lozan’ın sağladığı ve yol açtığı başarılar büyüktür.

Lozan fevkalade öğretici bir diplomasi kitabıdır; cepheden masaya, bütün yazanlarını saygı ve rahmetle anıyorum.


Taha AKYOL
Milliyet

 

Ak_Kelebek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 07-24-2008, 11:38   #2
Kullanıcı Adı
eddie
Standart Lozan zafer mi, hezimet mi?
bu konuyla ilgili bir kitap tavsiye edebilir miyim?


Kadir Mısıroğlu: "Lozan zafer mi hezimet mi?"

yazar eserini şu şekilde takdim etmektedir : Lozan, muazzam bir imparatorluk mirasının hân-ı yağması (yağma sofrası) dır. Türk’ün şahsında İslâm’dan intikam alınarak, bütün bir İslâm Dünyası'nın başsız bırakılmasıdır!... Lozan'ın getirdiği; adalarla yunan stratejik çemberine alınmış iktisadî kaynaklardan mahrum, her türlü ünvan ve sıfatı yolunmuş, gayri tabiî hududların çizdiği küçük bir Türkiye'dir.

Birinci cild, tanzimattan millî mücâdeleye kadar umûmî değerlendirme panoramasını çizer.. Lozan'ı hazırlayıcı sebepleri inceler.

İkinci cild, Lozan'da maruz kaldığımız Kıbrıs, Musul, Halep, Batı Tırakya, Adalar v.s. gibi maddî kayıpları incelemektedir.

Üçüncü cild, Hilâfet, Patrikhâne v.s. gibi mânevi kayıpları incelemektedir.
...

bana tamamını okumak nasip olmadı.

eddie isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi