AK Gençliğin Buluşma Noktası
Şiir Şairler, şiirler ve öz geçmişleri.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-22-2008, 16:10   #1
Kullanıcı Adı
NuR-eFSaN
Standart ♥---==-♥°° İstanbula Sevdalı Metinler ♥---==-♥°°

Hadi git bana biraz İstanbul getir...

... ve paylaştır her bir semtini her bir güzele ...

Hadi git bana bir avuç İstanbul getir...

Fatih denince akla Fatih Sultan Mehmet gelsin... Sadece O'nun , sevgililer sevgilisinin iltifatlarına nail olabilmek için henüz on üç yaşında yastığına İstanbul'un haritasını çizen Sultan Fatih gelsin akla... Sonra Yavuz gelsin... Dünyalara meydan okuyan, kul gibi yaşayan ve bu dünyanın velvelesinden sıkılıp Mevla'ya kanat açan Sultan Selim gelsin akla...

Eyüp denince hemen o gelsin akla... Sevgilinin gül cemalini görmüş, gül hatırını almış, O'nu evinde misafiri yapmış, İstanbul için savaşmış biri çıksın ortaya... O gelsin aklımıza ve Rasulüllah'ın mihmandarı Eyüp Sultan gelsin meydana...

Üsküdar'dan yükselen ezan sesleri kaplasın sahili... Bir sevdalılar beldesi olarak Üsküdar gelsin akla ve onun bir zamanlar kadı Mahmut'u, sonra derviş Mahmut'u, daha sonra ise Üsküdar'ın bir tanesi olarak Aziz Mahmut Hüdayi gelsin aklımıza... Hani bir keresinde hocasının abdest suyunu göğsüne basarak aşkının ateşiyle ısıtmıştı ya suyu... İşte o su kadar sımsıcak Üsküdar bir başkadır gönüllerde...

Ah İstanbul ...

Hadi git bana kendini getir... Bana bir aşığın gözyaşlarıyla ıslanmış dudakları kadar temiz ve sıcak kendini getir... Bir dünya harikası Sultanahmet'inle , Mimar Sinan denince akla gelen onca tarihinle, türbelerinle, caddelerinle, sokaklarınla ve her şeyinle gülerek gel...

Ama Hayır !...

Böyle geleceksen hiç gelme... Kendine gel sonra gel...

İstanbul kendini anlat bana... Niçin mahzun gibisin? Neden eskiden olduğu gibi gülmüyorsun? Yakışmıyor sana gülmemek... Yakındığın şey nedir? Bu kadar elem ve kederin neden?

Söyle İstanbul...

Biliyorum insanların yüzünden...İnsanlar olarak kirlettik seni ve layık olamadık güzelliğine... Caddelerin şehvet kokuyorken , sokakların beton yığınları arasında kaybolmuşken, hepsi birer şaheser değerindeki camilerinde üç beş ihtiyar huzura dururken , sahibin Fatih'in türbesi yanında zamanın güyalıları ve hanımefendileri sarmaş dolaş iken **, kimileri ezan sesini duymamak için pencerelerini sıkı sıkı kapatırken, içinde pisliğin ve rezaletin en alası işlenirken gülemezsin elbette...

Fakat içindeki bir kaç iyinin hürmetine , sabah namazlarında ışıkları yanan bir avuç cennet sevdalısının hatırına ve sırf seni sevdiği için , İstanbul sırf senin için gecenin zifiri karanlığında semaya dönen kalplerin döktüğü gözyaşları için Sen Ağlama...

Onlar ağlar senin yerine... Biz ağlayalım ağlayamadığımıza...

Affet bizi İstanbul...

Biz seni çok seviyoruz...

Haydi gül

GÜL İSTANBUL...

 

NuR-eFSaN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 07-22-2008, 16:11   #2
Kullanıcı Adı
NuR-eFSaN
Standart ♥---==-♥°° İstanbula Sevdalı Metinler ♥---==-♥°°




Ahh İstanbul!!Nerelerdesin? Gönlüme taht kurmus, baş köşede oturuyor, durmadan çağırıyor, çekiyorsun beni kendine..Bir girdaba mı sürüklüyorsun beni, yoksa mutluluğa mı bilmiyorum..Nesin ki bu derece beni kemirip kemirip bitiriyorsun?


Bogazda ucan her martı da umutlarım gizli benim..Hepsine de fısıldadım umutlarımı..Engin maviliklerin derinlerinde parıldayan bir ışık görürlerse onun benim umudum oldugunu fısıldadım onlara..O umutlar o engin maviliklerin derinlerinde olabilirler ama gün gelecek o maviliklerin üstüne çıkacak işte o zaman parıldayacaklar dedim..Tamam dediler İstanbul..Dokunmayacaklarına dair söz verdiler bana..

O masmavi insanı büyüleyen muhteşem boğazın mı benliğimi çeken yoksa ayasofyanın ilginç mimarisi mi?Çamlıcanın tepeden bir kartal gibi süzülüşü mü yoksa Fatih'in gönüllere su serpen mistik havası mı ceken tarafın beni..O eşsiz engin maviliklerin karşısına geçip kendimi yaptıklarımı, yapacaklarımı, sorgulayıp yargılamayı mı özledim yoksa?



Çagırıyorsun beni ama bekleme gelemem ben daha İstanbul..Ne zamanki tamamladım kendimi, ne zamanki hamlıktan olgunluğa adım attım ve ne zaman bana söz veren martılar sözlerinde durup umutlarımı bir sır olarak sakladılar , o zaman gelirim..Umutlarım ne zaman engin maviliklerin üstüne cıkar o zaman gelirim..Sana ayak basarken ne zamanki çocuklar mendil satıp, cam silmeyi bırakırlar o zaman gelirim...

Bekle İSTANBUL bekle.Ben yine gelirim sana..Umutlarım bir bir ışıldadıgında yeni umutlarımı fısıldamak için gelirim sana...
Güzelliklerin umuda bağlandığı şehre sevgilerimle GELİRİM...
NuR-eFSaN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-22-2008, 16:12   #3
Kullanıcı Adı
NuR-eFSaN
Standart ♥---==-♥°° İstanbula Sevdalı Metinler ♥---==-♥°°

Gülistan, bul kokuyu! İstanbul gülümsesin
ne kadar solsa rengin bülbüle kırmızısın
heybesi gül tohumu münzevî âşık benim
sen şehrengiz güzeli, sen şâirân kızısın
elim var ellerinde, fermansız şehzâdenim
Gül İstanbul kokulu, gülüm İstanbul sesin


Üsküdar'da her yangın utanır yağmurundan
Beyoğlu'nda temâşâ, Ayasofya'da mâtem
şafak Dolmabahçe'de öpüyor İslâmbol'u
Bâbıâlî kederli, sahaflarda bin elem
sorsak söyler mi deniz: nerde Hüdâyî Yolu
Üsküdar da utanır her yangın yağmurundan


Leylâ'sını arayan kalbim/de İstanbul'dur
kaç nağmeye sarılsam dilimde kalan hüzzâm
üzülmem, dervişinim, köşe bucak benimsin
tanıksın yüreğime, hoşgörün ne muazzâm
ister adını duysun, ister kıyında gezsin
Leylâ, aranan aşkın kalbinde İstanbul'dur


İstanbul kalabalık, ne çok sevdâ her şeye
renklenir yedi tepe, yedi gök efsânesi
duygular mı mültecî zindanda ve sarayda
iki denize mahrem, ağlayan Kız Kulesi
gök/yüzünde ilkbahar, yaz sonbahar, kış şeydâ
İstanbul ne çok sevdâ kalabalık her şeye


Sularda secde eden elleridir Sinan'ın
âşiyân kubbelerde kandillerin şavkı var
dökülsün çeşmelerden gözyaşları Çınar'ın
kehribâr tesbih gibi çekilsin leyl ü nehâr
çağırın minareler, sonsuza dek çağırın
Sular da elleridir secde eden Sinan'ın


Türbeler, siz söyleyin tutar gibi elimden
hû çekmez mi serviler kabristan ağlar diye
kaç güvercine mesken avlular ve cumbalar
beş vakit, çocuk gibi gülen Süleymâniye
Topkapı kaç geline çeyiz sandığı saklar
Tutar gibi söyleyin bu türbesiz el'imden


Âh! gizli ve âşikâr, tenhâ sokaklarından
Haliç'e inmek için sıralanan odalar
çocuğunum kaybolan, hayalleri yaramaz
martı mı, kırlangıç mı, kuğu mudur adalar
iskelede kalınca hangi vapur yas tutmaz
Âh! tenhâ ve âşikâr, gizli sokaklarından


Neyleyim, kır kalemi, sessizliğin de şâir
köprülerin yetmiyor vuslata kadîm şehir
iki sevgili gibi her yakanda bir hüzün
kimine şerbet oldun, kimine dâr ve zehir
haritaya sığmayan manzaralar/da yüzün
Neyleyim sensizliği, kırsın kalemi şâir


Boğaz/da gezgin gibi akşamlayan gölgeler
sırrını keşfediyor Çamlıca'da güneşin
mecalsiz erguvanlar söylenmemiş şarkıdır
mehtaplı gecelerdir masal eğlencelerin
yoksa sabahladığım kuşlarla rıhtım mıdır
Boğaz'da akşamlayan gezgin gibi gölgeler


Ulubatlı gözlüyor surlardan bakan tarih
Eyüpsultân'da hâlâ Akşemseddîn duâsı
düşleriyle Fatih'in kapanan eski zaman
ey yirmi bir yaşımın hiç bitmeyen hülyâsı
İstanbul, Dersaâdet, Konstantin ve Âsitân
Ulubatlı surlarda gözlerden akan tarih


Lâledân bildim seni, sen yine gülistan bul
ayrılık bahçesinde bülbül gibi ağla/yan
fetih müjdeli diye gül/süz adın bak yarım
muammâ yalnızlığı talihime bağla/yan
yazmak bana mı düştü, nakkaş mı parmaklarım
Lâleden bildim seni, yine de gül İstanbul...
NuR-eFSaN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-22-2008, 16:15   #4
Kullanıcı Adı
NuR-eFSaN
Standart ♥---==-♥°° İstanbula Sevdalı Metinler ♥---==-♥°°






Kırışık çığıltılar,devrik bestelerin takırtısı kök salmıştı çamurumda

Tabutumun diz çöktüğü yabani yol, ahdimin yılgınlığıydı.

Ve Sen İstanbul!

Köprü köprü , kemer kemer yürüyordun kanı deli ırgat çocukluğuma

Demir attın bana İstanbul, kemirdin slogansı kalabalıklığımı…

Plastik umut salgılayan oyuncaklar savaştırılıyordu avucumda

Ve sen İstanbul!

Sıyrılıp hışmından ana kucağı gibi filizleniyordun bağrımda.

Aşka vedaların önüne geçip yalan harfleri bir bir idam etmek yürek davalarında

Kapı tokmağına destansı sevdaların mührünü vurmak; günahlarımdan arınmak adına.

Ve gürlemek, velud göğsüne yaslanan siyah çelenkli , hayın bakışlara

Yağız duvaklı korkularına çığ gibi kükretebilmek kahrımı!

Sebebimdir İstanbul bunca yangının onca hıçkırığı…

Ve Sen!

Körpe yumruğumla gömüldüğüm Vefa’msın.

Ölümü deşip diri surlarını giyindiğim diyârsın!

Yalın ayak , kirpiklerinde süründüğüm ân , beni anlarsın

Teneffüssüz kalır hüznüm İstanbul!

***

Ve bir ah…

Gül-diken mahkemesinde mihribanî dudaklarımdan bengisu fışkırtabilsem

Mahbes yokuşlara,maskeli suretlere utancı tükürsem ve mâbed diyarına göçsem

O diyar “Sen” olsan; dingin, iffetli nağmelerinin hıfzında tütsem…

Ve sen gitmesen benden İstanbul!

Gitme Sen…

Senle yaşayıp, senle ölmeye, senle “gül” bitmeye hükümlüyüm ben!

Ve yollarında örmüştüm saçlarımı İstanbul!

Mahşere saklamıştım sancılarımı…

Bırakma beni…

Tabutumun diz çöktüğü yabani yol, ahdimin yılgınlığıydı.

Ve Sen İstanbul!

Köprü köprü , kemer kemer yürüyordun kanı deli ırgat çocukluğuma

Demir attın bana İstanbul, kemirdin slogansı kalabalıklığımı…

Plastik umut salgılayan oyuncaklar savaştırılıyordu avucumda

Ve sen İstanbul!

Sıyrılıp hışmından ana kucağı gibi filizleniyordun bağrımda.

Aşka vedaların önüne geçip yalan harfleri bir bir idam etmek yürek davalarında

Kapı tokmağına destansı sevdaların mührünü vurmak; günahlarımdan arınmak adına.

Ve gürlemek, velud göğsüne yaslanan siyah çelenkli , hayın bakışlara

Yağız duvaklı korkularına çığ gibi kükretebilmek kahrımı!

Sebebimdir İstanbul bunca yangının onca hıçkırığı…

Ve Sen!

Körpe yumruğumla gömüldüğüm Vefa’msın.

Ölümü deşip diri surlarını giyindiğim diyârsın!

Yalın ayak , kirpiklerinde süründüğüm ân , beni anlarsın

Teneffüssüz kalır hüznüm İstanbul!

***

Ve bir ah…

Gül-diken mahkemesinde mihribanî dudaklarımdan bengisu fışkırtabilsem

Mahbes yokuşlara,maskeli suretlere utancı tükürsem ve mâbed diyarına göçsem

O diyar “Sen” olsan; dingin, iffetli nağmelerinin hıfzında tütsem…

Ve sen gitmesen benden İstanbul!

Gitme Sen…

Senle yaşayıp, senle ölmeye, senle “gül” bitmeye hükümlüyüm ben!

Ve yollarında örmüştüm saçlarımı İstanbul!

Mahşere saklamıştım sancılarımı…

Bırakma beni…

Ne olur “gitme!”de…
NuR-eFSaN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-22-2008, 16:17   #5
Kullanıcı Adı
NuR-eFSaN
Standart ♥---==-♥°° İstanbula Sevdalı Metinler ♥---==-♥°°
Sana;
Bir merhaba bile diyemedim
İstanbul! ..
Bir boğaz gördüm iki yakanda
Bezenmiş bir inciden
Denizi sis, köprü üstü is
Görmek istediğim hiç bir yer
Bulamadım;
Adından başka İstanbul...


Karaköy; Kararmış bir dünya
Beyoğlu’nda; bey gitmiş
Oğullar kalmış tramvayda.
Hani Yahya Kemal ne demişti?
“Sana dün bir tepeden baktım
Aziz İstanbul.”
Ya Orhan Veli?
“İstanbul’u dinliyorum,
Gözlerim kapalı”


Ben gözlerim açıkta
Göremedim seni gündüz gözüyle
Ey “Aziz İstanbul”
Bir tepeden baksam hiç göremem seni
Şimdi düşünüyorum da İstanbul
Sana yazılan tüm şiirler güzeldir
Güzeldir sana övgüler
Yıllar öncesi,yıllar öncesi
Şimdi;
Ne Orhan Veli yaşıyor
Ne Yahya Kemal İstanbul
Martı sesleri karaya vuruyor artık
Denizinden de bir şey bulamıyor
Aksaray’ın ne akı kalmış ne sarayı
Ben sevmedim İstanbul burayı
Yorgunum senin kadar,
Ben İstanbul’dan yorgun
İstanbul benden yorgun...
NuR-eFSaN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-25-2008, 17:25   #6
Kullanıcı Adı
NuR-eFSaN
Standart ♥---==-♥°° İstanbula Sevdalı Metinler ♥---==-♥°°
Arıyor İstanbul eski günleri,
Geceler kahroldu çöktü İstanbul..
Ellerini açmış minareleri,
İçini 'Allah ' a döktü İstanbul!!


Ağladı boynunu büktü İstanbul!
Bizi yüreğinden söktü İstanbul!


Ah İstanbul ah!
Bilirim matemlisin, bilirim yaslısın.
Bilirim kızgınsın bize..
Bilmem ki arınır mıyız bu günahtan,
Döksen bizi Marmara’ya, Karadeniz’e


Ne bunca imparatorluklar,
Ne de muharebeler yordu seni..
Korundun düşmandan yıllarca..
Lakin dost bildiğin, can bildiğin vurdu seni...


Ah İstanbul ah!
Yüzüne bakacak yüzümüz kalmadı..
Bırak bari ismini doya doya analım.
Bundan böyle sen bize yan, biz de sana yanalım....


Toprağın altından yükselir figan,
Bakamaz üstüne yer hicabından,
Bağrına bastığın vurdu sırtından.
Matem bayrağını çekti İstanbul..
NuR-eFSaN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi