07-28-2008, 01:50 | #1 |
Dokunmayın “Oktay amcanın çocukları”na! {Ali Karahasanoğlu}
Gazetecilerin(!) kurduğu bir meslek kuruluşunun başında olduğu halde, gazetecilere küfür etmesi ile ünlenen Oktay Ekşi, Ergenekon’da gelinen noktadan rahatsız.. İddianame açıklanır açıklanmaz, aynı gün saat 17.00’de iddianameyi önüne alıp yorum yapanları, “ahkam kesiyorlar” diyerek, eleştiriyor.. Dahası, yazısına “Sahte yargıçlar” başlığı vererek, Ergenekon soruşturması konusunda değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaşanları suçluyor! çünkü, Oktay beyimizin gönlü, Ergenekonculara dokunulmasına razı olmuyor. “Dokunmayın bizim çocuklara” demeye getiriyor! “Oktay amcanın eleştirisinde haklılık payı yok mu? 2455 sayfayı ne zaman okudular ki, yorum yapıyorlar?” diyerek şeytanın avukatlığına soyunanlar çıkabilir! Ama hemen söyleyeyim, o iddianamede yazılanların neredeyse yarıdan fazlası, 7-8 aydır gazetelere haber oluyordu zaten!. Dolayısıyla, oturup, 2455 sayfayı, hayatında ilk defa görüyormuş gibi okumaya gerek yoktu ki.. Bu işlerle ilgilenen insanlar, zaten daha önce başlıklar halinde bu olayları gazetelerden okudular.. Dolayısıyla, iddianamede olayların ifade ediliş şekline, şöyle bir göz atmaları yeterli.. Ama biz “Danıştay cinayeti türban sebebi ile işlenmedi.. Bu bir provokasyon..” dedikçe, beyefendi ter ter tepiniyor, “Olur mu ya, olur mu? Adamı yakaladılar işte.. Adam namaz kılan birisi imiş! Cinayet türban yüzünden” deyip, “cinayetin gerçek sebebi”nin araştırılmasını istemiyor, bu yöndeki haberleri gazetelerine koydurtmuyordu.. Kendileri yazmıyorlar, yazan gazeteleri de “Durun bakalım, suçlama bile belli değil daha.. Durun bakalım, dava açılmadı ki daha!” diye eleştirip duruyorlardı.. Dava açıldı, bu sefer de, “Durun bakalım, bir saatte nasıl okuyup da yorum yapmaya kalkışıyorsunuz” diyorlar.. Merak etmeyin, bu kafa ile gittikçe, mahkeme karar verdiğinde de, “Durun bakalım, mahkemenin hangi gerekçe ile o kararı verdiği belli değil” diyecekler. Mahkeme kararının gerekçesi belli olduğunda da, “Durun bakalım, bu işin temyizi var” diyecekler.. Bunların kafa yapısı budur işte. Oysa adam gibi çıkıp karşımıza, izah etmeliler; “Danıştay katili Alparslan Arslan’ın anne ve babasının hesaplarına 100 bin YTL yatmış ama, işte belgesi.. Adam açıklıyor... Babası, 10 sene önce aldığı bir taşınmazı satmış, onun parasını yatırmış bankaya!” Buyrun anlatın böyle... Anlatın da, biz de anlayalım.. Böyle bir olay da yok ise, birdenbire anne ile babanın hesabına 100 bin YTLyatıyorsa, bunun için mahkeme kararını beklemeye ne gerek var ki! Vay efendim, siz iddianameyi değerlendirecekseniz, hakimlere ne gerek varmış! Ah Oktay efendi ah.. Kendin, yüzlerce örnek sergilemişsindir bu yönde ama.. Onları tek tek dökmeye hiç gerek yok.. Ama merak ediyorum; gerçekten okuduğunu anlayamaz bir duruma mı düştün, yoksa böyle yazman için, birileri tehdit mi ediyor seni? Ne var yani, elindeki belgeyi alıp okuyorsun, durup dururken bir adamın işlediği cinayet sonrasında, anne babasına paralar yatıyor.. Bunu yorumlamak için, hakim mi olmak gerekir? Veya barda bulunan üç kişi, “Haydi bakalım, Cumhuriyet gazetesine bomba atmaya gidiyoruz” diyorlar.. “çünkü domuza başörtü takmışlar bunlar” diyorlar.. Bunlara, “Ulan utanmazlar, domuza başörtü takılmasına bu kadar üzülüyorsanız, barda-meyhanede sizin ne işiniz var” diye düşünüp, “Bu işin arkasında gizli amaç var” demek için, Hukuk Fakültesini bitirip, 2 sene de staj yapıp, hakim mi olmak gerekiyor? Söyle Oktay dede söyle.. Alıyorsun iddianameyi okuyorsun; “Şu şahısta ele geçirilen el bombasının seri nosu ile Cumhuriyet gazetesine atılan el bombasının seri nosu birbirini takip ediyor” diye yazılmış. Savcı beyler, bunlarla ilgili delilleri araştırıp bulmuş.. Şimdi, iddianamedeki bu bölümü okuyup, sonra da, “Demek ki, Cumhuriyet’e atılan bombalarla, ümraniye’de Oktay Yıldırım’ın sakladığı bombalar arasında seri no açısından birbirini takip etme durumu var. öyle ise, Oktay Yıldırım’ın da, Cumhuriyet gazetesinin bombalanma olayı ile bir ilgisi olmalı” diye düşünmek için, yıllarca hakimlik yapmak mı gerekiyor? Söyle Oktay efendi söyle.. 1997’de, dava mava yokken, hemen “Alçakları tanıyalım” diye yazmıştın.. O zaman, elinde mahkeme kararı mı vardı? O zaman kararı hakimler değil, “sahte yargıç” olarak sen mi verecektin ki, “Alçakları tanıyalım” diye başlık attın yazına? Söyle Oktay amca, söyle.. Daha ortada iddianame bile yokken, hatta jandarma ifadelerinin aslını bile size yollamamışlarken, taslak halindeki anlatımı bir general eline tutuşturunca, hemen hazır ol vaziyetine geçip, sana dikte edilenleri yazıp, utanmadan bir de “Alçakları tanıyalım” başlığı atabiliyorsun da, şimdi üç tane savcının, bir yıllık araştırma neticesinde hazırladıkalrı iddianameyi alıp, üç kelime söz edilmesine, iki satır yazı yazılmasına niçin katlanamıyorsun? Orada yargılanacak olanlar, sizin çocuklar mı yoksa?
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
07-28-2008, 16:45 | #2 |
Dokunmayın “Oktay amcanın çocukları”na! {Ali Karahasanoğlu}
Yorumunuz için ben teşekkür ederim
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|