Kur'an-ı Kerim Üzerine bir söyleşi... - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Gönülden** · 08-20-2008, 12:54

Kuran Allahın insanla konuşmasıdır,
Namaz insanın Allah ile buluşmasıdır,
Dua ise insanın Allah ile dertleşmesidir,
Kuran, namaz, dua
Bu üçünü de yukarda ki anlamları ile hayata geçirirsek başarırız.

Kuranın üç çağı vardır;
Birinci çağ:
Resullaha “ikra” ayeti ile başladı ve ölümü ile son buldu. Bu çağda kuran daha kitap haline gelmemişken bile tüm insanlığa ışık saçıyordu. Vahiy canlı bir şekilde hava gibi nefes gibi insanların hayatına giriyordu.
bu çağda sorulan soru şu idi.. Allah bize ne dedi

İkinci çağ ise Resulun ölmesi ile başladı .. Ölmesi ile canlılık kaybolmaya başladı. Nifak ve fitne hakim oldu. Bu çağda sorulan soru 1. çağdaki gibi Allah bize ne dedi değildi artık. Soru bu sefer değişmişti.
2. çağın sorusu Allah bize ne demek istedi? Olmuştu.
Bu sorunun cevapları birden fazla olmaya başlayınca kelam,fıkıh,tefsir,usul,icma gibi kavramlar çıkmaya başladı. Bu Allah bize ne demek istedi? sorusu bazen siyasi hareketlere göre şekillenir, bazen ise menfaat ve dünya hırsına göre cevaplanır oldu. Bazı kelimelerin içerikleri de aynen bu meselelerden dolayı değiştirildi.
Örnek: zikir, müctehid, tefekkür, sabr, tağut, takva.
Bu çağ yani ikinci çağ bu şekilde son çağımıza kadar geldi.

Bu durumda biz ne yapmalıyız. Ya da yapmalıydık…
Bu dalgalanmaların bir tarafı olup bayrak mı sallamalıydık? Yoksa “Allah burda ne murad etti ve bize ne dedi?” sorusunu mu kendimize yeniden sormalıydık..
Bu soru 1.çağın sorusu ile aynı gibi görünse de öze dönme sevdasını taşıyor.
Bu soruyu herkesin kendisine sorması gerekiyor. Vahyin aynı ilk çağda olduğu gibi hayata nefes gibi hava gibi akmasının sağlanması gerekiyor.

Allah diyeceğini dedi ve dinini tamamladı. O zaman resul vardı ve vahyi yaşamıyla insanlara gösteriyordu. İnsanlar vahyi direk birinci kaynaktan saf bir şekilde alıyorlardı. O zaman insanlarda ne demek istedi diye bir soru olmadığı için tefrikada yoktu.
Tek dert vardı;
Allah ne dedi ve ben şimdi ne yapmalıyım bunu hayatıma nasıl yansıtmalıyım?

Bu bağlamda deriz ki;
Allah insanlarla konuştu. Daha öncede İsa ile Musa ile konuşmuştu. Son olarak da Muhammed (s.a.s) ile konuştu. O’ nunla konuştukları önümüzde canlı, sağlam ve bozulmamış olarak duruyor.
Kuran’ ı devamlı okumak Allah ile konuşmaktır.
Konuşup, dinlemeli.. anlamalı..
Bu bizde sevgi oluşturmalı, özletmeli..
O zaman ne yapmalıyız? Buluşmalıyız O' nla ,
O bizi günde 5 kere bekliyor gel buluşalım senle konuşalım diyor…
hazır buluşmuşken de hadi benimle dertleş diyor..
Alemlerin rabbi yaratılmış aciz bir kulla günahkar bir nefisle buluşuyor ve onla dertleşiyor.

Allah-u Ekber bu ne büyük lütuf ya rab ..

Daha başka ne söylenir ki bunun üzerine.
Sözün bitmesi, gözlerin ağlaması lazım artık,
akması lazım yaşların gözlerimizden..
birlikte günahları da akıtarak..

alıntı..

**Feride** · 08-20-2008, 13:10

1. çağda herşey açık bir şekilde anlama gayreti içerisinde olan halis müslümanlar vardı. soruları netti. zaten net olan cevap da önlerindeydi. o da Kuran-ı Kerim..
2. çağda ise cevap aslında yine netti. Zira Kuran aynı şekilde önümüzde. fakat bizim sorularımız ve bunlara kendimizce verdiğimiz cevaplar değişti. daha doğrusu yoruma açık hale getirildi..
Allah sonumuzu hayır etsin..bu arada ilk paragrafta ifade edilen sözler çok güzel hakikaten;
Kuran Allahın insanla konuşmasıdır,
Namaz insanın Allah ile buluşmasıdır,
Dua ise insanın Allah ile dertleşmesidir,

sevgili gönülden paylaşım için teşekkürler..

**Gönülden** · 08-20-2008, 13:53

Okuduğunuz için ben teşekkür ederim Feride....

**Fasl-ı Gül** · 08-21-2008, 20:41

Kur'an'ı devamlı okumalı ve hayatımıza aksettirmeliyiz. Sanki Kur'an-ı Kerim bugün nazil oluyormuş gibi.. Kur'anî değerleri hayatımızın merkezine almalıyız ve doğru-yanlış cetvelimiz Kur'an olmalı..

Rabbimizin bizimle konuşması, ne büyük lütuf.. Bize şah damarımızdan daha yakın olanın "varlığını tam manasıyla hissetmek" ve "hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi içindir" diyerek nefes tüketebilmek... Nasip olur inşallah

Bu güzel paylaşım olsun teşekkürler Canan hanım... selam olsun...

**fütüvvet** · 08-21-2008, 20:44

İnsanların dünyada konuşmak istediği o kadar çok isim vardırki say say bitmez..
gönlümüze bir baksak insanlardan kimlerle konuşmak için can atarız..
..
HERŞEYİ YARATANLA KONUŞMA FIRSATI VARKEN BUNDAN GERİ DURUŞUMUZU ANLAYAMIYORUM..

08-20-2008, 12:54	#1
Kullanıcı Adı Gönülden	Kur'an-ı Kerim Üzerine bir söyleşi... Kuran Allahın insanla konuşmasıdır, Namaz insanın Allah ile buluşmasıdır, Dua ise insanın Allah ile dertleşmesidir, Kuran, namaz, dua Bu üçünü de yukarda ki anlamları ile hayata geçirirsek başarırız. Kuranın üç çağı vardır; Birinci çağ: Resullaha “ikra” ayeti ile başladı ve ölümü ile son buldu. Bu çağda kuran daha kitap haline gelmemişken bile tüm insanlığa ışık saçıyordu. Vahiy canlı bir şekilde hava gibi nefes gibi insanların hayatına giriyordu. bu çağda sorulan soru şu idi.. Allah bize ne dedi İkinci çağ ise Resulun ölmesi ile başladı .. Ölmesi ile canlılık kaybolmaya başladı. Nifak ve fitne hakim oldu. Bu çağda sorulan soru 1. çağdaki gibi Allah bize ne dedi değildi artık. Soru bu sefer değişmişti. 2. çağın sorusu Allah bize ne demek istedi? Olmuştu. Bu sorunun cevapları birden fazla olmaya başlayınca kelam,fıkıh,tefsir,usul,icma gibi kavramlar çıkmaya başladı. Bu Allah bize ne demek istedi? sorusu bazen siyasi hareketlere göre şekillenir, bazen ise menfaat ve dünya hırsına göre cevaplanır oldu. Bazı kelimelerin içerikleri de aynen bu meselelerden dolayı değiştirildi. Örnek: zikir, müctehid, tefekkür, sabr, tağut, takva. Bu çağ yani ikinci çağ bu şekilde son çağımıza kadar geldi. Bu durumda biz ne yapmalıyız. Ya da yapmalıydık… Bu dalgalanmaların bir tarafı olup bayrak mı sallamalıydık? Yoksa “Allah burda ne murad etti ve bize ne dedi?” sorusunu mu kendimize yeniden sormalıydık.. Bu soru 1.çağın sorusu ile aynı gibi görünse de öze dönme sevdasını taşıyor. Bu soruyu herkesin kendisine sorması gerekiyor. Vahyin aynı ilk çağda olduğu gibi hayata nefes gibi hava gibi akmasının sağlanması gerekiyor. Allah diyeceğini dedi ve dinini tamamladı. O zaman resul vardı ve vahyi yaşamıyla insanlara gösteriyordu. İnsanlar vahyi direk birinci kaynaktan saf bir şekilde alıyorlardı. O zaman insanlarda ne demek istedi diye bir soru olmadığı için tefrikada yoktu. Tek dert vardı; Allah ne dedi ve ben şimdi ne yapmalıyım bunu hayatıma nasıl yansıtmalıyım? Bu bağlamda deriz ki; Allah insanlarla konuştu. Daha öncede İsa ile Musa ile konuşmuştu. Son olarak da Muhammed (s.a.s) ile konuştu. O’ nunla konuştukları önümüzde canlı, sağlam ve bozulmamış olarak duruyor. Kuran’ ı devamlı okumak Allah ile konuşmaktır. Konuşup, dinlemeli.. anlamalı.. Bu bizde sevgi oluşturmalı, özletmeli.. O zaman ne yapmalıyız? Buluşmalıyız O' nla , O bizi günde 5 kere bekliyor gel buluşalım senle konuşalım diyor… hazır buluşmuşken de hadi benimle dertleş diyor.. Alemlerin rabbi yaratılmış aciz bir kulla günahkar bir nefisle buluşuyor ve onla dertleşiyor. Allah-u Ekber bu ne büyük lütuf ya rab .. Daha başka ne söylenir ki bunun üzerine. Sözün bitmesi, gözlerin ağlaması lazım artık, akması lazım yaşların gözlerimizden.. birlikte günahları da akıtarak.. alıntı..

08-20-2008, 13:10	#2
Kullanıcı Adı Feride	Kur'an-ı Kerim Üzerine bir söyleşi... 1. çağda herşey açık bir şekilde anlama gayreti içerisinde olan halis müslümanlar vardı. soruları netti. zaten net olan cevap da önlerindeydi. o da Kuran-ı Kerim.. 2. çağda ise cevap aslında yine netti. Zira Kuran aynı şekilde önümüzde. fakat bizim sorularımız ve bunlara kendimizce verdiğimiz cevaplar değişti. daha doğrusu yoruma açık hale getirildi.. Allah sonumuzu hayır etsin..bu arada ilk paragrafta ifade edilen sözler çok güzel hakikaten; Kuran Allahın insanla konuşmasıdır, Namaz insanın Allah ile buluşmasıdır, Dua ise insanın Allah ile dertleşmesidir, sevgili gönülden paylaşım için teşekkürler..

08-20-2008, 13:53	#3
Kullanıcı Adı Gönülden	Kur'an-ı Kerim Üzerine bir söyleşi... Okuduğunuz için ben teşekkür ederim Feride....

08-21-2008, 20:41	#4
Kullanıcı Adı Fasl-ı Gül	Kur'an-ı Kerim Üzerine bir söyleşi... Kur'an'ı devamlı okumalı ve hayatımıza aksettirmeliyiz. Sanki Kur'an-ı Kerim bugün nazil oluyormuş gibi.. Kur'anî değerleri hayatımızın merkezine almalıyız ve doğru-yanlış cetvelimiz Kur'an olmalı.. Rabbimizin bizimle konuşması, ne büyük lütuf.. Bize şah damarımızdan daha yakın olanın "varlığını tam manasıyla hissetmek" ve "hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi içindir" diyerek nefes tüketebilmek... Nasip olur inşallah Bu güzel paylaşım olsun teşekkürler Canan hanım... selam olsun...

08-21-2008, 20:44	#5
Kullanıcı Adı fütüvvet	Kur'an-ı Kerim Üzerine bir söyleşi... İnsanların dünyada konuşmak istediği o kadar çok isim vardırki say say bitmez.. gönlümüze bir baksak insanlardan kimlerle konuşmak için can atarız.. .. HERŞEYİ YARATANLA KONUŞMA FIRSATI VARKEN BUNDAN GERİ DURUŞUMUZU ANLAYAMIYORUM..

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)