11-04-2008, 13:52 | #1 |
Aşk Bumu?
Aşk Bumu? Elim iğne tutamazken söküğümü dikmek için; Bak hasretinin nakışını ne de güzel işledim.. Önümü göremezken karanlığımdan; Bahtımı aydınlattı o kapkara gözlerin… Sarhoş gezerim her daim kendimi bildim bileli… Kokuna meftunum, yüreğim kilitli; SEN gönül tahtıma oturduğun günden beri… AŞK bu mu acep? Sen’le soluyup, Sen’i özlemek.. Ve Sana bağlanıp; O ‘na yürümek.. Kaybolmuşken hayatın azgınlığında; Saçlarının dalgasına tutunmak; Yokluğa bir arpa boyu mesafe kaldığında.. Ya da adına temiz dedirtebilmek.. ‘Anam, babam Sana feda olsun’ diyerek… Belki de kanatmak gönlü.. Ya da kovmak kapına gelen ölümü Âkil gibi.. ‘Kalk, ölümün sırası mı! Toplan Huneyn’deki gibi..’ çağrısını sur saymak… Sermek mi yoksa bana ait olmayanı; Gözyaşlarımla yıkamayı arzuladığım ayaklarının altına… Çaresiz kalmak, gözyaşı kuruyunca dermansız olmak mı? Mahzure değil; saçı okşanamayıp boynu bükük, mahzun kalmak mı? Yoksa kan akıtmak mı gözlerinden… Ve bardağa doldurup; huzura hediye vermek mi? Zeyd olmak mı Taifler için.. Rengi değil, gönlü kömür Zeydler olmak mı? Hicabtan yığılıp kovulmaktan bıkmayıp; ‘Vallahi canımdan çok seviyorum’ demek mi Ömer’den utanmadan! Aşk bu mu acep? Ey gözümün gönlümün Leylası.. Kokusuna meftun olduğum.. Gelişine kurban olduğum.. Elim iğne tutamaz oldu; delik deşik gönül urbalarım.. Kaküllerim darmadağın; çaresiz okşanmayı bekler.. Nurunu görmek için kör kesildim hayata.. Sustum SEN gelene dek.. Kilitledim gönül saraylarımı ve bekler oldum ötelerden gelişini... Garip oldum, garip kaldım.. Gel de aydınlat kabre dönen ömrümü.. Lûtfet, söndür İbrahimin ateşinden nasipsiz su hasretin ateşini… Benim de üzerime ay doğsun o ulaşamadığım tepelerden.. Ve bu AŞK olsun.. alıntı
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
11-04-2008, 15:24 | #2 | |
Alıntı:
|
||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|